Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2017/539 E. 2018/5 K. 11.01.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO : 2017/539
KARAR NO : 2018/5
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL ANADOLU 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 28/12/2016
NUMARASI : 2014/1504 – 2016/1010
DAVANIN KONUSU : Trafik Kazasından Kaynaklanan Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 11/01/2018

Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacılar vekili dava dilekçesinde; davalılardan .. şirketi nezdinde trafik sigortalı bulunan … plaka sayılı araç sürücüsü davalı …’ın kusuru neticesinde 01.07.2012 tarihinde meydana gelen çoklu trafik kazasında sigortalı araç içerisinde yolcu olarak bulunan davacıların oğlu ve kardeşi olan … yola savrularak hayatını kaybettiği belirtilerek fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla davacı anne … için 1.000-TL, davacı baba … için 1.000-Tl olmak üzere toplam 2.000-TL destekten yoksun kalma tazminatının davalılardan ve ayrıca her bir davacı için ayrı ayrı 100.000,00-TL olmak üzere toplam 300.000,00-TL manevi tazminatında davalı … .. yasal faizi ile tahsiline karar verilmesini istemiş, 01/11/2016 havale günlü ıslah dilekçesi ile de; fazlaya ilişen haklar saklı kalmak kaydıyla davacı … için olan maddi tazminat istek miktarını 29.146,43-TL’ye davacı … için olan istek miktarını da 27.750,37-TL’ye çıkarttıklarını açıklamıştır.
Davalılardan sigorta şirketi vekili cevabında; kazaya karışan …. plaka sayılı aracın vekil edeni şirket nezdinde ZMM sigorta poliçesi ile sigortalı bulunduğunu, teminat limitinin 225.000-TL olduğunu, vekil edeni şirketin sorumluluğunun sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında bulunduğunu, daha önce sigorta şirketine başvuruda bulunulmaması nedeniyle faiz başlangıcının dava tarihi olması gerektiğini ayrıca belirlenecek tazminattan hatır taşıması indirimi yapılmasını istediklerini, araç sürücüsünün alkollü olduğunu bilerek araca binen ve emniyet kemeri takmayan müteveffanın müterafik kusurunun da tazminat hesaplmasında dikkate alınmasını gerektiğini belirterek davaya karşı koymuştur.
Davalı … vekili ise cevabında; olay sırasında vekil edeni arkadaşı olan müteveffanın sürücünün alkollü olduğunu bilerek araca bindiğini ve emniyet kemeri takmadığını, dolayısıyla ölüm olayı meydana gelmesinde kusurlu bulunduğunu, ayrıca olaya karışan başka araçlarında bulunması nedeniyle tüm kusurun vekil edeninde olmadığını ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Mahkemece; destek E….’ın sürücü …’la arkadaş olması nedeniyle olay günü birlikte alkol aldıkları, …’ın davalı sürücünün alkollü olduğunu bilerek araca bindiği ve emniyet kemeri takmadığı, bu nedenle olayın gerçekleşmesinde müteveffanın %25 oranında, sürücünün ise %75 oranında kusurlu olduğu benimsenerek, bu kusur oranları dikkate alınarak düzenlenen aktüer bilirkişi raporu doğrultusunda maddi tazminat taleplerinin kabulü ile davacı anne … için 29.146,43-TL, davacı baba … için ise 27.750,37-TL olmak üzere toplam 56.896,80-TL destekten yoksun kalma tazminatının 2.000-TL’sine davalı … yönünden olay tarihi olan 01/07/2012 tarihinden, bakiye 54.896,80-TL’yi ise ıslah tarihi olan 01/11/2016 tarihinden itibaren yasal faiz yürütülmesine, diğer davalı … yönünden ise 2.000-TL için dava tarihinden bakiye miktar içinse ıslah tarihinden itibaren ticari faiz yürütülmek suretiyle davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara ödenmesine;
Davacıların manevi tazminat taleplerinin (olaydaki kusur durumu, olay tarihi, paranın satın alma gücü ve günün ekonomik koşulları dikkate alınarak ve hükmedilecek manevi tazminat zenginleşme konusu yapılmaması da gerektiği yönündeki yerleşik içtihatlarda göz önünde tutularak) davacılardan … için 15.000,00 TL, davacı … için 15.000,00 TL ve davacı … için 7.500,00 TL olmak üzere cem’an 37.500,00 TL manevi tazminatın olay tarihi olan 01/07/2012 tarihinden itibaren yasal faizle birlikte davalı …’tan tahsil ile davacılara ödenmesine, fazlaya ilişkin manevi tazminat talebinin reddine, karar verilmiştir.
Bu karara karşı davacılar vekili ile davalılardan….A.Ş vekili tarafından süresi içerisinde istinaf yasa yoluna başvurulmuştur.
Davacıların istinaf nedenleri; tazminat isteklerinin değerlendirilmesinde esas alınan kusur bilirkişisi raporundaki belirlemelerin ve kusur oranlarının gerçeği yansıtmadığı, araç içinde yolucu olarak bulunan kişiye kusur izafe edilmesinin mümkün olmadığı, bu nedenle belirlenen maddi ve manevi tazminat miktarlarının yetersiz olduğu ve reddedilen manevi tazminat bakımından karşı taraf yararına takdir edilen vekalet ücretinin de hatalı olduğu hususuna ilişkindir.
Davalı … şirketinin istinaf nedenleri ise; sürücüsünün alkollü olduğunu bilerek araca binen ve emniyet kemeri takmayan müteveffanın olayda ağır kusurlu olması nedeniyle, davacıların tazminat talep etme hakları bulunmadığı, kaldı ki bu durumda belirlenen tazminat miktarından müterafik kusur indirimi yapılması gerektiği, desteğin bu eylemleri nedeniyle %25 oranında kusurlu olduğu şeklindeki sonuç değerlendirmeye dayalı indirimin yetersiz olduğu, ve ayrıca hatır taşıması indiriminde yapılmamış olmasının hatalı bulunduğu, kabule göre de; aleyhlerine avans faizi hükmedilmesinin ve manevi tazminatı da kapsar biçimde sigorta şirketinin harç ve yargılama giderlerininde de sorumlu tutulmasının da doğru bulunmadığına yöneliktir.
Dava; trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat isteğine ilişkindir.
1- İstinaf edenlerin sıfatına, istinafın kapsam ve nedenlerine göre yapılan inceleme sonucunda; dosyada mevcut kayıt ve belgelere ve özellikle olayla ilgili olarak görülen İstanbul Anadolu 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 2012/582 sayılı dosyası ile bu dosyada verilen hükmün bozulmasına ilişkin bulunan Yargıtay 12. Ceza Dairesinin 23/10/2014 gün 2013/28656 – 2014/20773 karar sayılı ilamındaki belirlemeler dikkate alındığında olay sırasında araç içerisinde yolcu olarak bulunan destek …’ın trafik kazasının oluşumunda herhangi bir kusurunun bulunmadığı açıktır. Ne var ki emniyet kemeri takmamak ve alkollü olduğunu bildiği şahsın aracına binmek suretiyle oluşan zararın artmasına katkı sağladığı, dolayısıyla da müterafik kusurunun bulunduğu belirgindir. Müterafik kusurun oranı dosyada mevcut İ.T.Ü Öğretim Üyesi olan Doç. Dr. … tarafından düzenlenen 15/09/2015 günlü raporda % 25 olarak belirlenmiş ve bu belirlemeye yapılan itirazlar üzerine; Adli Tıp Kurumu İstanbul Trafik İhtisas Dairesince gerekli değerlendirmeler yapılmış ve 27/01/2016 günlü raporla ilk bilirkişinin varmış olduğu sonuç değerlendirme teyit edilmiştir. Anılan raporlardaki değerlendirme dosyaya ve olaya uygun denetlenebilir gerekçeler içermesi, yargıtayın yerleşmiş içtiatlarına paralellik göstermesi karşısında hükme esas alınmasında her hangibir isabetsizlik görülmediğinden, bu yöne ilişen taraf istinaf itirazlarının reddi gerekmiştir.
2- Davacıların manevi tazminat miktarının yetersiz olduğuna ilişkin istinaflarına gelince; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 56/1. maddesine göre, hakimin olayın özelliklerini göz önünde tutarak manevi tazminat adı ile hak sahibi yararına takdir edeceği para tutarı, adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer işlevi olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, malvarlığı hukukuna ilişkin zararın karşılanması da amaç edinilmemiştir. O halde, tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir.
Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerektiği kadar olmalıdır. 22/06/1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde, takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar açıkça gösterilmiştir. Bunlar, her olaya göre değişebileceğinden; hakim, bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Dava konusu olayda zararlandırıcı eylemin tarihi, olayın meydana geliş şekli, desteğin kusura katılımı, paranın alım gücü, tarafların dosyaya yansıyan sosyal ve ekonomik durumları dikkate alındığında, ölüm ile sonuçlanan taksirli eylem nedeniyle hüküm altına alınan manevi tazminat miktarının yukarıda açıklanan ilkelere ve 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 4. maddesinde düzenlenen takdir hakkının kullanmasına ilişkin kurala uygun bulunmasına göre; davacı vekilinin bu yöne ilişin istinaf isteği de yersizdir.
3- Davalı … şirketinin hatır taşıması indirimi yapılamasına ilişkin istinafı değerlendirildiğinde; sürücü ve desteğin arkadaş oldukları, birlikte gezmek için araca bindikleri belirgindir, bu durumda Yargıtay’ın yerleşmiş içtihatları dikkate alındığında; belirlenen maddi tazminat miktarından %20 oranında hatır taşıması indirimi yapılması gerekirken bunun yapılmamış olması hatalı olmuştur.
4- Davacılar dava dilekçesinde ve ıslah dilekçesinde açıkça; yasal faiz isteğinde bulundukları halde mahkemece talebin aşılmasıyla davalı … bakımından avans faizine hükmedilmesi doğru değildir.
5- Dava, maddi ve manevi tazminat isteğin ilişkin olup; maddi tazminat isteği davalılara birlikte, manevi tazminat isteği ise sadece davalı gerçek kişiye yöneltilmiştir. Bu durumda maddi ve manevi tazminat davası için avukatlık ücretinin, harçların ve yargılama giderlerinin ayrı ayrı belirlenmesi gerekirken, harcın ve yargılama giderlerinin birlikte değerlendirilmesi ve taraflar yararına belirlenen avukatlık ücretlerinden kimin sorumlu olaçağı konusunda yanlışlık yapılması isabetsizdir.
6-Tüm bunlardan ayrı olarak, Harçlar Kanunun 28/a bendindeki 1/20 oranındaki düzenlemenin sadece peşin alınan harcın oranıyla ilgili olduğu , karar ve ilam harcının belirlenmesinde dikkate alınamayacağı konusunda yapılan hata sonucunda, karar ve ilam harcının eksik belirlendiği anlaşılmıştır. Harç kamu düzenine ilişkin bulunduğundan istinaf edenin sıfatına ve istinafın kapsamına bağlı olmadan resen dikkate alınması ve düzeltilmesi gereken hususlardandır.
Ne var ki, hatalı olduğu sonucuna varılan konulardaki yanılgıların giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, kararın istinaf yasa yoluna yoluna başvurmayan davalı … yönünden kesinleştiği, harcın da kamu düzenine ilişkin olduğu gözetilerek düzeltilmek suretiyle, yeniden esas hakkında yeniden hüküm kurulması gerekmiştir.(HMK.m.353-1-b/2)
HÜKÜM: Gerekçe uyarınca;
1- Davacılar vekilinin istinaf itirazlarının yukarıda (5) ve (6) sayılı bentte gösterilen nedenlerle KABULÜNE; öteki itirazlarının ise (1) ve (2) sayılı bentte gösterilen nedenlerle REDDİNE,
2-Davacılar tarafından yatırılan 31,40 TL maktu istinaf karar ve ilam harcının istekleri halinde kendilerine İADESİNE,
3- Davalı …Ş vekilinin istinaf itirazlarının yukarıda (3),(4), (5) ve (6) sayılı bentlerde gösterilen nedenlerle KABULÜNE; öteki itirazının ise (1) sayılı bentte gösterilen nedenle REDDİNE.
4-Davalı …Ş tarafından yatırılan 971,65-TLnispi istinaf karar ve ilam harcının istek halinde kendisine İADESİNE,
5- İstinaf aşamasında istinaf yasa yoluna başvuran davacılar ve davalı tarafından yapılan giderlerin takdiren üzerlerinde bırakılmasına,
6-İncelemenin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
6-İstinaf istemine konu ve başlıkta yazılı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 28/12/2016 gün ve 2014/1504 – 2016/1010 sayılı kararının KALDIRILMASINA;
6/1-Davacıların ıslah talepli maddi tazminat taleplerinin davalı … bakımından kabulü, davalı … AŞ bakımından ise, kısmen kabulü ile davacılar … ve …’tan her biri için ayrı ayrı 1.000,00’er TL maddi tazminatın davalı … bakımından olay tarihi olan 01.07.2012 tarihinden, davalı … AŞ bakımından ise dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte, davacı … için 26.750,37-TL maddi tazminatın (Davalı … AŞ’nin sorumluluğu hatır indirimi nedeniyle 21.200,30-TL ile sınırlı olmak üzere), Davacı … için ise 28.146,43-TL maddi tazminatın (Davalı … AŞ’nin sorumluluğu hatır indirimi nedeniyle 22.317,14-TL ile sınırlı olmak üzere), toplamı olan 54.896,80-TL’nin (Davalı … AŞ’nin toplam sorumluluğu 43.517,44-TL ile sınırlı olmak üzere), ıslah tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine
6/2-Davacıların manevi tazminat taleplerinin kısmen kabulü ile davacılardan … için 15.000,00-TL, davacı … İçin 15.000,00-TL ve davacı … için 7.500,00-TL olamak üzere toplam 37.500,00-TL manevi tazminatın olay tarihi olan 01.07.2012 tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte davalı …’tan alınarak davacılara verilmesine, fazlaya ilişkin manevi tazminat taleplerinin reddine,
6/3-Alınması gereken 6.448,34-TL ilam harcından peşin alınan 1.969,50-TL’nin düşümü ile kalan 4.478,84-TL ilam harcının (peşin harcın 1.024,65TL’sinin manevi 944,85TL sinin ise maddi tazminat için yatırıldığı kabulle) davalı … AŞ’nin sorumluluğu 2.164,45-TL ile sınırlı olmak üzere, davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak olarak Hazine’ye gelir kaydına,
7/4-Davacı tarafından yatırılan 1.969,50-TL peşin harç giderinin davalı … AŞ’nin sorumluluğu 944,85-TL ile sınırlı olmak üzere, davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
6/4-Reddedilen ve kabul edilen miktarlar nazara alınarak, davacı tarafça yapılan 28,05-TL’ si ilk masraf, 1.400,00-TL’si kusur bilirkişi heyet ücreti, 200,00-TL’si Adli Tıp Trafik Kürsüsü inceleme ücreti, 600,00-TL’si aktüerya hesap bilirkişi ücreti, 208,60-TL’si tebligat ve dosyanın Adli Tıp gidiş dönüş posta gideri olmak üzere toplam 2.408,60-TL yargılama giderinden takdiren 637,05-TL’nin (Davalı … şirketine yönelik davanın maddi tazminatla sınırlı bulunmasına göre) davalı … AŞ’nin sorumluluğu 306,00-TL ile sınırlı olmak üzere, davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacılar üzerinde bırakılmasına,
6/5-Hüküm tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre, avukat ile temsil edilen davacılar yararına hüküm altına alınan maddi tazminat miktarları üzerinden (Davalı … AŞ’nin sorumluluğu 5.139,92-TL ile sınırlı olmak üzere) 6.608,50-TL avukatlık ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen olarak alınarak davacılara verilmesine,
6/6- Hüküm tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre, avukat ile temsil edilen davacılar yararına hüküm altına alınan manevi tazminat miktarları üzerinden 4.475,00-TL avukatlık ücretinin davalı …’tan alınarak davacılara verilmesine,
6/7 Hüküm tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre, avukat ile temsil edilen davalı … yararına, reddedilen manevi tazminat miktarları ile tarifenin 10. Maddesindeki düzenleme dikkate alınarak 4.475-TL avukatlık ücretinin davacılardan alınarak davalı …’a verilmesine,
6/8-Maddi tazminat talebinin davalı … bakımından kısmen reddinin, hatır taşımacılığı yapılması nedeniyle uygulanan takdiri indirimden kaynaklanmasına ve davacıların dava açılırken bu hususu bilebilmesinin mümkün bulunmamasına göre, maddi tazminatın reddi nedeniyle davalı …Ş yararına avukatlık ücreti verilmesine yer olmadığına,
6/9- Yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine.
HMK. m.353/1-b/2 hükmü uyarınca, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve HMK. m. 361 gereğince, tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay nezdinde temyiz yasa yolu açık olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi. 11/01/2018