Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2017/527 E. 2018/3 K. 11.01.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO : 2017/527
KARAR NO : 2018/3
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 15/12/2016
NUMARASI : 2014/179- 2016/958
DAVANIN KONUSU : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 11/01/2018
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı sigorta şirketi nezdinde ZMM sigorta poliçesi ile sigortalı bulunan … plaka sayılı araç sürücüsünün kusuru neticesinde 03/09/2010 tarihinde meydana gelen trafik kazasında; vekil edeninin yaralandığını, sakat kaldığını ve bacağının kesildiğini ileri sürerek fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla, kalıcı iş göremezlik tazminatına esas olmak kaydıyla, 3.000-TL tazminatın olay tarihinden işleyecek faizi ile birlikte davalı sigorta şirketinden tahsiline karar verilmesini istemiş, 04/06/2015 günlü ıslah dilekçesi ile de istek miktarını 83.969,27-TL’ye çıkarttıklarını açıklamıştır.
Davalı sigorta şirketi vekil cevabında; vekil edeni şirketin kazaya karışan …plaka sayılı aracın ZMM sigortacısı olduğunu, kaza tarihi ile dava tarihi arasında Karayolları Trafik Kanununun 109.maddesinde düzenlenen 2 yıllık zaman aşımı süresinin geçmiş bulunduğunu, bu nedenle davanın reddi gerektiğini, ayrıca maluliyetin ve kusur durumunun belirlenmesini istediklerini, belirterek davaya karşı koymuştur.
Mahkemece; yargılama sırasında alınan Adli Tıp 3.İhtisas Kurulu ve Adli Tıp Genel Kurulu raporlarına göre dava konusu trafik kazası ile davacının sağ ayak amputasyonu arasında illiyet bağı bulunmadığı bu nedenle maluliyet oranının tespit edilemeyeceği ve buna dayalı maddi zararından bahsedilemeyeceği; geçici iş görmezlik tazminatı yönünden de bir talepte bulunulmadığı gerekçesiyle; davanın reddine karar verilmesi üzerine hüküm davacı vekili tarafından süresi içerisinde istinaf edilmiştir.
İstinaf nedenleri; ,Adli Tıp Kurumu 3.İhtisas Dairesinin ve Adli Tıp Genel Kurulunun maluliyete ilişkin raporlarının dosya kapsamı ile örtüşmediği halde hükme esas alınmasının usul ve yasaya aykırı olduğu hususuna yöneliktir.
Dava, trafik kazasından kaynaklanan kalıcı iş görmezlik tazminatı isteğine ilişkindir.
Dosya arasında bulunan kayıt ve belgelere göre; 03/09/2010 tarihinde meydana gelen trafik kazasında davalı sigorta şirketi nezdinde trafik sigortalı bulunan …. plaka sayılı aracın yaya konumunda bulunan davacının sol ayağı üzerinden geçtiği ve yaralanmasına neden olduğu anlaşılmaktadır.
Hükme esas alınan Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Dairesinin 20/01/2016 günlü raporunda özetle; “Kişi adına düzenlenmiş tıbbi belgelerin değerlendirmesinde 03.09.2010 tarihinde geçirdiği trafik kazası sonrası sol ayağında travmatik lezyon tariflendiği, sağ ayağında herhangi bir travmatik lezyon tarif edilmediği, olaydan yaklaşık 2 yıl sonra – 01.11.2012 tarihinde sağ ayağın bilek seviyesinden ampute edildiğinin anlaşıldığı, olaydaki yaralanma bölgesi ve amputasyon yapılan taraf farklı olduğu, sağ ayak amputasyonu ile dava konusu kaza arasında illiyet bağı kurulamadığı cihetle maluliyet tayinine mahal olmadığı, sol ayaktaki yaralanmanın fizyolojik iyileşme süresinin 1 (bir) aya kadar uzayabileceği, ancak kişide mevcut diabet hastalığı nedeniyle uzun sürmüş olduğu” oy birliği ile mütalaa olunmuştur.
Adli Tıp Genel Kurulunun 01/09/2016 günlü raporunda da; …. hakkında düzenlenmiş adli ve tıbbi belgelerde bildirilen veriler Genel Kurulca tekrar değerlendirilerek; “Kendinde şeker hastalığı olduğu bildirilen … doğumlu … …adına düzenlenmiş tıbbi belgelerde 03.09.2010 tarihinde geçirdiği trafik kazası sonrası sol ayağında travmatik lezyon tariflendiği, sağ ayağında herhangi bir travmatik lezyon tarif edilmediği, olaydan yaklaşık 2 yıl sonra – 01.11.2012 tarihinde travmaya maruz kalmayan sağ ayağın bilek seviyesinden ampute edildiğinin bildirildiği olayda yaralanma bölgesiyle amputasyon yapılan taraf farklı taraflar olduğu, sağ ayak amputasyonu ile dava konusu kaza arasında illiyet bağı kurulamadığı cihetle maluliyet tayinine mahal olmadığı, sol ayaktaki yaralanma bölgesinde kemik lezyonu görülmediği yumuşak doku yaralanmasına bağlı fizyolojik iyileşme süresinin 1 (bir) aya kadar uzayabileceği ” şeklinde açıklamada bulunulmuştur.
Açıklanan her iki raporda, davacı hakkında daha önce yapılan tıbbi işlemler ile bu konudaki tüm değerlendirmelerin tartışıldığı, her iki ayakta meydana gelen sonuç fiili durumun dikkate alınmasıyla sonuca varıldığı ve her iki raporun birbirini doğruladığı anlaşılmakta olup; davacının kaza sırasında yaralanan sol ayağında maluliyeti gerektiren bir yaralanmanın olmadığı, maluliyete ilişkin hasarın sağ ayakta olduğu, dolayısıyla kaza sırasında yaralanan ayağın sağ ayak olmaması nedeniyle sağ ayakta meydana gelen kesilmeye bağlı maluliyet ile kaza arasında illiyet bağı bulunmadığı, Adli Tıp Kurumu İzmir Adli Tıp Şube Müdürlüğünün 22/05/2013 tarihli raporuna göre sol ayak sırt ve tabanında hiperpigmente yara nedbeleri, parmaklarda fileksiyon kaybı soluk ve ödemli görünümün oluşma nedeninin kazaya bağlı olmaksızın, davacıda var olan diyabet hastalığı nedeniyle oluştuğu belirgindir. Bu durumda, sol ayakta meydana gelen kazaya bağlı yaralanma nedeniyle oluşan geciçi iş göremezlik dönemine ilişkin olarak maddi tazminat isteğinde de bulunulmadığına göre; anılan gerekçeyle davanın reddine karar verilmesinde herhangi bir isabetsizlik bulunmadığından, davacı vekilinin istinaf isteğinin esastan reddiyle, aşağıdaki biçimde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçe uyarınca;
1-Usul ve esas yönünden hukuka uygun ilk derece mahkeme kararına yönelik olarak davacı vekili tarafından yapılan istinaf başvurunun HMK’nun353/1-b/1maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar kanunu uyarınca alınması gereken 35,90-TL maktu karar ve ilam harcından, peşin alınan 31,40-TL’nin düşümü ile kalan 4,55-TL istinaf karar ve ilam harcının istinaf yasa yoluna başvuran davacı …den alınarak Hazine’ye gelir kaydedilmesine,
3-İncelemenin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,
4-Davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına,
HMK. m. 353/1-b/1 hükmü uyarınca, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve HMK. m. 361 gereğince, tebliğden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay nezdinde temyiz yasa yolu açık olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi. 11/01/2017