Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2017/2465 E. 2019/3827 K. 07.11.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO: 2017/2465
KARAR NO : 2019/3827
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 15/05/2017
NUMARASI : 2013/273 E. – 2017/703 K.
DAVANIN KONUSU: Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 07/11/2019
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesi ile, davalı sigorta şirketi tarafından sigortalı … plakalı araç ile davacıya ait … plakalı aracın 24/04/2013 tarihinde çarpışmak suretiyle maddi hasarlı trafik kazasının meydana geldiğini, kazanın meydana gelmesinde davalı sigorta şirketince sigortalı olan araç sürücüsünün tam kusurlu olduğunu, davacının davalı sigorta şirketine müracaat ettiğini, hasar dosyasının açıldığını, ancak taleplerinin haksız ve yersiz olarak reddedildiğini belirterek ve fazlaya ilişkin talep ve dava haklarını saklı tutarak 6.000,00TL hasar bedelinin davalı sigorta şirketinden muacceliyet tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesi talep etmiştir.Davalı vekili vermiş olduğu cevap dilekçesi ile, davalı aleyhine açılan davayı kabul etmediğini, kazaya karıştığı iddia edilen … plakalı aracın davalı şirket nezdinde … numaralı ZMM ile teminat altına alındığını, teminat miktarının poliçenin ön yüzüne kayıtlı olduğunu, genel ve özel şartlar dahilinde poliçede yazılı teminat limitiyle sınırlı olmak üzere sorumlu olduklarını, söz konusu kazanın davalı şirkete ihbarı üzerine gerekli incelemelerin yapıldığını, ve iddia olunan kazanın araştırılması için bağımsız araştırmacıların görevlendirildiğini, bağımsız araştırmacı tarafından yapılan incelemede kazaya karıştığı iddia edilen araçlarda meydana geldiği iddia edilen hasarların uyumsuz olduğunun tespit edildiğini, kazanın gerçeği yansıtmadığını, davaya konu talebin hukuk ve yasaya aykırı olduğunu, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur. Mahkemece; ” davacı tarafın iddiaları, davalının beyanları, tanzim olunan bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; her ne kadar davacı tarafça meydana gelen kaza sebebiyle aracında oluşan hasarın tazmini amacıyla dava açılmış ise de, davacı tarafın iddialarına göre meydana gelen kazanın davacı …’nun yaralandığı ve bu yaralanma sebebiyle davacının Okmeydanı Eğitim ve Araştırma Hastanesinde tedavi gördüğü, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunun 5.ve 81.maddeleri ile Hazine Müsteşarlığının 2007/27 sayılı genelgeleri uyarınca tarafların sadece maddi hasarlı trafik kazalarında anlaşma halinde trafik zabıtası olmaksızın kaza tutanağı tutabileceği, bunun dışında yaralamalı yada ölümlü kazalarla, taraflar arasında anlaşma sağlanamayan kazalarla, yine sürücüsünün yaşı küçük, ehliyeti olmayan. . .vs.gibi kazalarda kaza tespit tutanağının mutlak suretle trafik zabıtası tarafından düzenlenmesi gerektiği, davacı iddiasına göre davacının söz konusu kazada yaralandığı, ancak tutulan tutanağın taraflar arasında anlaşmalı şekilde tutulmuş olduğu, yine davalı sigorta şirketi tarafından yaptırılan ekspertiz çalışmaları ve mahkememiz gözlemi sonucunda da, meydana geldiği ileri sürülen kaza sonucu oluşan hasar ile kaza fotograflarının uyumsuz olduğu, yine davacının yaralamalı trafik kazası olduğu iddiasına rağmen, zabıtaya tutanak tutturmayarak bildirim yükümlülüğüne aykırı davrandığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf yoluna başvurmuştur. Davacı vekili istinaf dilekçesinde; dava konusu kazanın gerçek olduğunu, bilirkişi raporlarının hatalı olduğunu belirterek istinaf yoluna başvurmuştur. İstinaf edenlerin sıfatı ve istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan incelemede; davalı sigorta şirketi tarafından sigortalı … plakalı araç ile davacıya ait … plakalı aracın 24/04/2013 tarihinde çarpışmak suretiyle maddi hasarlı trafik kazasının meydana geldiği iddia edilmiştir. Davacı … kaza yapan …. plaka sayılı motosikletin gerçek sahibi olmadığı, izin sahibinin dava dışı … olup, motosiklet tamir işi ile uğraştığı, bu şahsın aynı motosikletin eski sahibi … motosikleti satın almasına rağmen, benzer bir kaza nedeniyle dava dışı sigorta şirketinden hasar tazminatı aldığı, kazaya karışan motosikletin n,için gizli sahibi olduğunu açıklayamadığı, bu şahıs ile davacı ve davacının kardeşi sürücü … arkadaş oldukları, dava konusu kazanın karşı tarafı olan sürücü … ve bu şahısların daha önce 4 ayrı kaza tutanağı ile bağlantılı kaza yaptıkları dosya kapsamından anlaşılmıştır. Gerek hasar dosyalarının kapsamı, gerekse bilirkişi raporu ve ATK raporundaki tespitler doğrultusunda kazanın belirtilen yerde ve zamanda meydana geldiğinin ispatlanamadığı, davacının rizikonun gerçekleşme şeklini kasten ve iyi niyet kurallarına aykırı olarak gerçeğe uygun şekilde beyan etmediği anlaşılmasına göre, zarar teminat kapsamı dışındadır. Bu durumda davacı vekilinin yerinde olmayan istinaf taleplerinin reddine karar vermek gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır.
HÜKÜM: Gerekçe uyarınca; 1-Usul ve yasaya uygun olan ve başlıkta yazılı bulunan mahkeme kararına yönelik davacı vekilinin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,(HMK.m.353/1-b/1)2- Alınması gereken 44,40-TL harçtan peşin yatırılan 31,40-TL nispi karar ilam harcınınn düşümü ile 13,00-Tl nispi karar ilam harcının istinaf eden davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 3-İncelemenin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,4-Yasa yoluna başvuran davacı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 20/07/2017 tarih ve 7035 sayılı Kanunun 31 inci maddesiyle değişik HMK.m.361/1. hükmü gereğince, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’a temyiz başvurusunda bulunma yolu açık olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi. 07/11/2019