Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2017/2453 E. 2019/3815 K. 07.11.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO: 2017/2453
KARAR NO : 2019/3815
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 20/11/2017
NUMARASI : 2017/6304 D.İş – 2017/6250 K.
DAVANIN KONUSU: Hakem Kararının Tebliğe Çıkarılması / Saklanması
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 07/11/2019
Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyeti kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Başvuran vekili, sigorta tahkim komisyonuna verdiği dilekçede özetle; davalı sigorta şirketi nezdinde trafik sigortalı bulunan … plaka sayılı aracın 01/07/2013 tarihinde yolun karşısına geçmeye çalışan vekil edenine çarpması sonucunda meydana gelen trafik kazası sonucunda, davacı … ağır biçimde yaralanarak ömür boyu bakıma muhtaç hale geldiğinin Dokuz Eylül Üniversitesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığınca düzenlenen 06/03/2017 günlü raporla belirlendiğini, kazanın oluşumunda sigortalı araç sürücüsünün asli kusurlu bulunduğunu, bakıcı gideri zararının tazmini bakımından, davalı sigorta şirketine yapılan başvurudan ise sonuç alınamadığını, ileri sürerek fazlaya ilişen haklar saklı kalmak kaydıyla (belirsiz alacak) 40.001,00-TL bakıcı gideri tazminatının temerrüt tarihinden işletilecek avans faiziyle birlikte davalı sigorta şirketinden tahsiline karar verilmesini istemiş, 15/09/2017 günlü bedel arttırım dilekçesi ile de istek miktarının 250.000,00-TL’ye çıkardıklarıını açıklamıştır.Davalı sigorta şirketi vekili cevabında özetle; kaza nedeniyle davacının uğradığı maluliyetin varlığı ve oranı ile ömür boyu bakıcı ihtiyacı olup olmadığını, Adli Tıp Kurumu 3.ihtisas Dairesince belirlenmesi gerektiğini, bu nedenle başvuruya eklenen raporun yeterli ve geçerli bir rapor olmadığını, Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Dairesince düzenlenecek raporla davacının ömür boyu bakım hizmetine muhtaç olduğunun belirlenmesi diurumunda ise, 01/06/2015 tarihinde yürürlüğe giren ZMM sigortası genel şartlarına göre bakıcı gideri zararları sürekli sakatlık teminatı kapsamına alındığından ve davacıya davalı sigorta şirketi tarafından 83.216,83-TL sürekli sakatlık tazminatı ödemesi yapıldığından, sigorta şirketinin sadece bakiye kalan 166.783,17-TL ile sorumlu tutulması gerektiğini, ayrıca kazanın oluşumunda taraf kusurlarının ne olduğunu da usulüne uygun şekilde belirlenmesini istediklerini, talep edilen faiz türü ve başlangıcının da usulsüz olduğunu ileri sürerek davaya karşı koymuştur.Sigorta Tahkim Komisyonu Uyuşmazlık Hakem Heyetince; kazanın meydana gelmesinde, sigortalı araç sürücüsünün %75, davacı yayanın ise %25 oranında kusurlu olduklarını ve davacının ömür boyu bakıcı ihtiyacı bulunduğunun belirlendiği görüşünden hareketle hükme esas alınan 08/09/2017 günlü aktüer bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kabulü ile 250.000,00-TL bakıcı tazminatının 24/03/2017 tarihinden işletilecek yasal faizi ile birlikte davalı sigorta şirketinden tahsiline karar verilmiş; sigorta şirketinin Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyetine İtirazı üzerine, İtiraz Hakem Heyetince; davalı sigorta şirketi vekilinin itirazlarının kısmen kabulü ile, Uyuşmazlık hakem heyeti kararının kaldırılmasına, başvurunun kısmen kabulü ile 165.779,00-TL bakıcı gideri tazminatının 23/03/2017 tarihinden işletilecek yasal faizi ile sigorta şirketinden alınarak başvuruna verilmesine karar verilmiştir.Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyetince verilen karara karşı, davacı vekili ve davalı sigorta şirketi vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuştur.Davalı sigorta şirketi vekilinin istinaf nedenleri; talebin sakatlık teminatı kapsamında değerlendirilmesinin hatalı olduğu, kusur raporunu düzenleyen …’ın uzmanlık alanının belli olmaması nedeniyle hükme esas alınamayacağı, 01/06/2015 tarihinde yürürlüğe giren genel şartlara göre sürekli bakıcı gideri tazminatının istenbilmesi için maluliyet oranının en az % 70 olması gerektiğinni göz ardı edildiği ve ayrıca 5684 sayılı sigortacılık yasasının 30/16.madde hükmüne göre talebin dört aylık süre içerisinde karara bağlanmaması halinde esasla ilgili karar verilemeyeceğinin değerlendirilmediği ve davacı taraf yararına belirlenen vekalet ücretinin hatalı belirlendiği hususlarına ilişkindir.Davacı vekilinin istinaf nedenleri ise; Sigorta Tahkim Komisyonu Uyuşmazlık Hakem Heyetince verilen kararın usul ve yasaya uygun olmasına rağmen haksız bir takım gerekçelerle belirlenen tazminattan %35 oranında indirim yapılarak karar verilmiş olmasının doğru olmadığı hususuna yöneliktir.Dava trafik kazasından kaynaklanan sürekli bakıcı gideri zararının giderilmesi isteğine ilişkindir.5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 30/16.maddesine göre; Hakemler, görevlendirildikleri tarihten itibaren en geç dört ay içinde karar vermeye mecburdur. Aksi halde, uyuşmazlık yetkili mahkemece halledilir.”Davacı tarafça Sigorta Tahkim Komisyonu nezdinde dava açılması üzerine, Sigorta Tahkim Komisyonu’nun 11/05/2017 tarihli kararı ile hakemlerin görevlendirildiği, uyuşmazlık hakem heyetince ise; uyuşmazlık hakkındaki kararın yasal dört aylık süre geçtikten sonra 20/09/2017 tarihinde verilmiş olduğu, dosya kapsamından anlaşılmaktadır. Taraflarında tahkim süresinin uzatılması yönünde de herhangi bir talebi bulunmadığına ve davalı sigorta şirketi vekili, Uyuşmazlık Hakem Heyeti kararına karşı itirazında da açıkça sürenin geçirildiğini, bu nedenle başvurunun reddine karar verilmesi gerektiğini ileri sürdüğüne göre; Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyetince; dört aylık süre içerisinde karar verilmemesi nedeniyle, uyuşmazlık hakem heyetince verilen kararın yok hükmünde sayılması ve dosyanın görevli mahkemeye tevdi edilmesine karar verilmesi gerekirken, yasadaki açık düzenlemeye aykırı bir biçimde, dosyanın uyuşmazlık hakem heyetine sistem üzerinden gönderildiği tarihin, sürenin başlangıcı olarak kabul edilmesi sonucunda davalı sigorta şirketinin bu yöndeki itirazın reddi sonucunda davanın esası hakkında karar verilmesi hatalı bulunmaktadır. (Yargıtay 17.HD’nin 09/12/2014 tarih ve 2014/6929 Esas 2014/18055 Karar sayılı kararı). Davalı sigorta şirketi vekilinin istinaf talebinin açıklanan nedenle kabulü ile, 5684 sayılı kanunun 30/16.maddesi ve HMK.353/1-a/3 maddeleri gereğince itiraz hakem heyetince verilen kararın kaldırılmasına, dosyanın yukarıda belirtilen şekilde işlem yapılmak üzere tahkim komisyonuna geri gönderilmesine karar verilmesi gerektiği, kaldırma gönderme gerekçesi gözetildiğinde davalı sigorta şirketi vekilinin diğer; davacı vekilinin ise tüm istinaf itirazlarının değerlendirilmesine yer olmadığı sonucuna varılarak aşağıdaki biçimde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçe uyarınca;1-Davalı … A. Ş. vekilinin istinaf talebinin yukarıda açıklanan nedenle KABULÜNE, istinaf talebine konu Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyetinin 03/11/2017 tarih ve 2017/İ.4496-2017-/İHK.4387 sayılı kararının KALDIRILMASINA, 2- Dosyanın, yukarıda belirtilen şekilde işlem yapılmak üzere Sigorta Tahkim Komisyonuna GÖNDERİLMESİNE, kaldırma- gönderme nedeni dikkate alındığında davalı sigorta şirketi vekilinin diğer, davacı vekilinin ise, tüm istinaf itirazlarının bu aşamada değerlendirilmesine YER OLMADIĞINA,
3- Davalı … A. Ş. tarafından peşin olarak yatırılan 31,40-TL istinaf karar ve ilam harcının talebi halinde kendisine İADESİNE,4- İstinaf yasa yoluna başvuran davacının talebi konusunda hiç inceleme yapılmadığından, davacı tarafından peşin olarak yatırılan 31,40-TL istinaf karar ve ilam harcı ile 85,70-TL istinaf başvuru ücretinin talebi halinde kendisine İADESİNE,5- Dosya üzerinde inceleme yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, 6- Davalı ve davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan diğer giderlerin ise, Sigorta Tahkim Komisyonunca yeniden yapılacak yargılama sonunda verilecek hükümle birlikte değerlendirilmesine, HMK. m.353/1-a/3 hükmü uyarınca, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda KESİN olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi. 07/11/2019.