Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2017/2393 E. 2018/392 K. 12.04.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO : 2017/2393
KARAR NO : 2018/392
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL 18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 03/04/2017
NUMARASI : 2014/925 E- 2017/291 K.
DAVANIN KONUSU : Ölüm ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat.
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 12/04/2018
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; vekil edenin sevk ve idaresindeki … plâka sayılı araçla, önünde giden sarı plâkalı bir aracı geçmek istediği sırada, sözü edilen araç sürücüsünün herhangi bir uyarıda bulunmaksızın kendi önünde seyreden kamyonu sollamak istemesi sonucunda aniden … plâkalı aracın önüne çıkması sonrasında bu araca çarpmak durumunda kalan vekil edeninin direksiyon hakimiyetini yitirmesiyle meydana gelen trafik kazasında yaralanarak beden gücü kaybına uğradığını, kazanın oluşumuna katılan ve fakat sürücüsü bilinmeyen faili meçhul araç nedeniyle oluşan beden gücü kaybı zararın davalı Güvence Hesabı tarafından karşılanması gerektiğini açıklayarak; zarar miktarının tespitiyle (belirsiz alacak) ve şimdilik kaydı ile 500,00-TL’si işgücü kaybı zararına, 500,00-TL’si de bakıcı giderine karşılık olmak üzere toplam 1.000,00-TL maddi tazminatın davalı Güvence Hesabından tahsiline karar verilmesini istemiş, 22.09.2016 günlü dilekçe ile de bakıcı gideri zararına ilişkin istek miktarını 175.000,00-TL’ye, malûliyet zararına ilişkin istek miktarını da 175.000,00-TL’ye çıkardıklarını açıklamıştır.
Davalı Güvence Hesabı vekili cevabında özetle; 08.09.2010 tarihinde meydana gelen ve davacının yaralanmasıyla sonuçlanan trafik kazasının oluşumunda davacıdan başka iddia edildiği gibi bir başka aracın katılımının olduğunun davacı tarafça kanıtlanması gerektiğini, ancak bu konuda somut hiçbir belirlemenin olmadığını, bu durumda Güvence Hesabının sorumluluğuna gidilmesinin mümkün bulunmadığını ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece iddia, savunma, yapılan yargılama, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporlarına göre; davacının yaralanmasıyla sonuçlanan trafik kazasının oluşumuna, kendisi dışında başka bir aracın katkı sağladığının somut olarak kanıtlanamadığı görüşünden hareketle davanın reddine karar verilmesi üzerine; karara karşı davacı vekili tarafından süresi içinde istinaf yasa yoluna başvurulmuştur.
İstinaf nedenleri; talep konusunu oluşturan kazanın oluşumunda bir başka aracın varlığının tanık beyanı ve tüm dosya kapsamı ile kanıtlandığı halde yazılı biçim gerekçeyle davanın reddine karar verilmesinin usûl ve yasaya aykırı olduğu hususlarına yöneliktir.
Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesine dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde ve özellikle yerinde yapılan keşfe bağlı olarak düzenlenen 22.01.2015 günlü heyet raporu ile aynı heyetçe verilen ek rapordaki belirlemelerin olaya ve oluşa uygun denetlenebilir gerekçeler içermesine; bu heyet raporundan sonra Adli Tıp Kurumu İstanbul Trafik İhtisas Dairesince düzenlenen 27.01.2016 günlü rapordaki belirlemelerinde esasen ilk rapordaki belirlemeleri teyit eder nitelikte bulunmasına, söz konusu Adli Tıp Kurumu Raporundaki alternatif kusur dağılımının sadece davacı tarafın iddialarının doğru ve kanıtlandığı sonucuna varılır ise geçerli olacağının raporda ayrıca ve özellikle belirtilmiş bulunmasına; dosya kapsamına göre kazaya meçhûl bir aracın katılımının olduğuna ilişkin davacı yan iddiası dışında başkaca somut hiçbir belirlemenin tespit edilememiş olmasına ve ayrıca davacı tarafın iddialarını kanıtlayabilmek adına dayandığı tanık deliline ilişkin olarak ismini bildirdiği Hakan Yok’un tanıklığından 09.11.2015 günlü oturumda vazgeçmiş olması, talimatla dinlenilen diğer tanık …nın da kaza anını bizzat gördüğünü bildirmesine rağmen kazayı nasıl gördüğünü, kaza sırasında nerede olduğunu açıklamaması ve bu beyana davacı yanca hiçbir itirazda bulunulmaması ile davacının olaydan sonra Cumhuriyet Savcılığı Soruşturması sırasında şüpheli olarak verdiği ifade tutanağında olay sırasında araçta tek başına olduğunu belirtmesi ve Cumhuriyet Savcılığınca verilen takipsizlik kararına karşı herhangi bir itirazda da bulunmadığının anlaşılması karşısında; davacının iddialarını somut olarak kanıtladığından söz edilemeyeceğine göre, davanın reddine karar verilmesinde usûl ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığından davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK.m.353/1-b/1 hükmü uyarınca esastan reddi gerektiği sonucuna varılarak aşağıdaki biçimde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:
1-Usul ve esas yönünden hukuka uygun olan ve başlıkta yazılı bulunan İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesinin 03/04/2017 gün ve 2014/925-2017/291sayılı kararına yönelik olarak davacı vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun HMK.m.353/1-b/1 hükmü uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2- İstinaf yasa yoluna başvuran davacıdan alınması gereken 31.40-TL maktu istinaf karar ve ilam harcından peşin olarak yatırıldığı anlaşıldığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
3-İncelemenin dosya üzerinden duruşmasız olarak yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,
4-İstinaf yasa yoluna başvuran davacı tarafından, istinaf aşamasında yapılan giderlerin üzerin bırakılmasına,
HMK. m. 353/1-b/1 hükmü uyarınca, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve HMK. m. 361 gereğince, tebliğden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay nezdinde temyiz yasa yolu açık olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi.12/04/2018.