Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2017/2391 E. 2019/3743 K. 24.10.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO: 2017/2391
KARAR NO : 2019/3743
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 22/11/2017
NUMARASI : 2017/5644 D.İş – 2017/5644 K.
DAVANIN KONUSU: Hakem Kararının Tebliğe Çıkarılması / Saklanması
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 24/10/2019
Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyeti kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Başvuran vekili Sigorta Tahkim Komisyonuna verdiği dilekçede özetle; davalı sigorta şirketi nezdinde trafik sigortalı bulunan … plaka sayılı araç sürücüsünün, yaya konumunda bulunan … elektrik direğine sıkıştırması sonucunda, 05/06/2016 tarihinde meydana gelen olayda, vekil edenin eşi bulunan … hayatını kaybettiğini, sigorta şirketine yapılan başvurunun ise 19/12/2016 tarihinde reddedildiğini ileri sürerek, fazlaya ilişen haklar saklı kalmak kaydıyla, 40.100,00-TL destekten yoksun kalma tazminatının davalı sigorta şirketinden tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı sigorta şirketi vekili cevabında özetle; 05/06/2016 günlü kazaya karıştığı bildirilen …plaka sayılı aracın, vekil edeni şirket nezdinde 30/09/2015-30/09/2016 tarihleri arasını kapsar biçimde ZMM sigortalı bulunduğunu, ancak Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen fezlekeden de anlaşılacağı üzere, davanın konusunu oluşturan kazanın sürücünün kasti hareketi ile meydana geldiğinin belirlendiğini, bu durumda vekil edeni sigorta şirketinin meydana gelen zarardan sorumlu tutulamayacağını belirterek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.Sigorta Tahkim Komisyonu Uyuşmazlık Hakem Heyetince; olayla ilgili olarak yapılan soruşturma sonucunda Bakırköy Ağır Ceza Mahkemesinde … plaka sayılı araç sürücüsü…aleyhine kasten adam öldürme fiilini gerçekleştirdiğinden bahisle dava açıldığını, bu durumda TTK’nun 1477 madde hükmüne göre, sigortacının sorumluluğu yoluna gidilemeyeceği görüşünden hareketle, talebin reddine karar verilmiş; davacı vekilinin Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyetine itirazı üzerine; itiraz hakem heyetince; davalı sigorta şirketinin sorumluluğunun kapsamını belirleyen Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarına göre, talebin teminat dışı sayılmadığı, sadece genel şartların Zarar Görenlerin Haklarının Saklı Tutulması Ve Sigortacının Sigortalıya Rücu Hakkı başlıklı, B.4.a bendi hükmüne göre, kasten meydana getirilen zararlar bakımından sigortacının sigortalıya rücu hakkının belirlendiği, bu durumda uyuşmazlık hakem heyeti heyetince davanın reddine karar verilmesinde isabet olmadığı, kaldırılması gerektiği görüşünden hareketle, itiraz hakem heyetine itiraz aşamasında temin edilen ve PMF Yaşam Tablosu ile progresif rant yöntemi ile yapılan hesaplamanın doğru bir hesaplama olduğu, davacı kadının evlenme olasılığının da %27 olarak belirlenmesinde bir yanılgı bulunmadığı görüşünden hareketle, davacının ıslah ve faiz talebinin de bulunmadığı gözetilerek, uyuşmazlık hakem heyeti kararının kaldırılmasına, yeniden hüküm oluşturulmasına, başvurunun kabülü ile 40.100,00-TL destekten yoksun kalma tazminatının karşı taraf … AŞ’den alınarak başvuran … verilmesine karar verilmiştir. Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyeti kararına karşı, davalı ve davacı vekilleri tarafından ayrı ayrı istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. Davalı sigorta şirketi vekilinin istinaf nedenleri; davacı desteğinin ölümüyle sonuçlanan olayın, kasten gerçekleştirilmiş olması nedeniyle vekil edeni sigorta şirketinin sorumluluğuna gidilemeyeceğinin açık bulunmasına rağmen, yazılı biçim ve şekilde davanın kabulüne karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu hususuna yöneliktir. Davacı vekilinin istinaf nedenleri ise; Sigorta Tahkim Komisyonuna yapılan başvuruda esasen davacı eş … dışında, ölenin desteğinden yoksun kalan çocukları yararına da dava ikame edildiğini, ancak başvuru dilekçesinde sadece … adının yazılması gerekçe gösterilerek onun hakkında karar verildiğini, oysa bu durumun Sigorta Tahkim Komisyonuna verdikleri dilekçelerle dile getirdiklerini, bu nedenle diğer vekil edenleri hakkında herhangi bir işlem yapılmamasının hatalı olduğu, hükme esas alınan 06/10/2017 günlü aktüer bilirkişi raporuna bu yöne ilişkin olarak yaptıkları itirazlarda değerlendirilmeden ve tazminat miktarı bakımından davayı ıslah etme imkanı tanınmadan karar verilmesinin doğru olmadığı ve davacı eşin evlenme olasılığının fazla belirlendiği hususlarına yöneliktir. Dava, trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı isteğine ilişkindir. İstinaf edenlerin sıfatına, istinafların kapsam ve nedenleriyle sınırlı olmak kaydıyla yapılan inceleme ve değerlendirme sonucunda; 1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde ve talebin davalı sigorta şirketinin sorumluluğunun dayanağını oluşturan poliçenin teminatı kapsamında kaldığına dair olan belirlemede, usul ve yasaya aykırı bir husus bulunmadığından davalı vekilinin bu yöne ilişen istinaf başvurusunun reddi gerekmiştir. Davacı vekilinin istinaf itirazlarına gelince;2- 40.100,00-TL bedel üzerinden yatırılan başvurma harcı ile sadece … tarafından tahkim komisyonuna başvurulduğu, başvuru formuna göre, diğer hak sahibi olduğu ileri sürülen kişilerle ilgili herhangi bir istekte bulunulmadığı anlaşıldığına, uyuşmazlık hakem heyetince başvuru sahibi … bakımından verilen karara yönelik olarak itiraz hakem heyeti nezdinde yapılan itiraz başvuru formunda da sadece …’ın adının gösterilmiş olduğu anlaşıldığına göre; usulüne uygun talepte bulunmayan kişiler bakımından herhangi bir inceleme ve değerlendirme yapılmamasında herhangi bir yanılgı tespit edilememiştir, 3-Davacı … talep edebileceği tazminat miktarının ne olduğuna ilişkin iki farklı hesap yöntemine göre düzenlendiği anlaşılan 06/10/2017 günlü aktüer bilirkişi raporunun davacı tarafa tebliğ edilmesinden sonra verilen 13/10/2017 günlü itiraza ilişkin dilekçede, ıslah veya bedel arttırımı bakımından süre istenilmediği ve usulüne uygun şekilde harçlandırılarak yapılmış bir arttırımda bulunulmadığı görülmüştür. Tahkim komisyonunun ıslah veya bedel arttırma bakımından davacı tarafı uyarma gibi yasal bir yükümlülüğü de olmadığından, taleple bağlı kalınarak karar verilmesinde de, hatalı bir uygulama bulunmamaktadır. 4-Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyeti kararına dayanak teşkil eden ve Avukat … tarafından düzenlenen 06/10/2017 günlü aktüer raporda, davacının talep edebileceği en az tazminat miktarının 186.728,57-TL olduğunun bildirilmesi ve rapora vaki davacı itirazı nedeniyle bu rapordaki belirleme ve değerlendirmelerin fazlaya ilişkin hakların saklı tutulmasıyla açılan böyle bir davada, hüküm altına alınan 40.100,00-TL’nin üzerindeki haklar ve tazminat miktarı bakımından davacı aleyhine bağlayıcı bir niteliği olduğundan da söz edilemeyeceğine ve davacının evlenme olasılığının fazla belirlendiğine ilişkin savunmasını açılacak ek bir davada her zaman ileri sürmesinin de mümkün bulunmasına göre, tahkim komisyonunca taleple bağlı kalınarak 40.100,00-TL tazminatın hüküm altına alınmasında da herhangi bir yanılgı tespit edilemediğinden, davacı vekilinin istinaf itirazlarının yukarıda (2),(3) ve (4). bentlerde yazılı nedenlerle reddi gerektiği sonucuna varılarak aşağıdaki biçimde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçe uyarınca; 1-Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyetinin 16/10/2017gün ve 2017/İ.2899-2017/İHK.4057 sayılı kararına yönelik olarak davalı sigorta şirketi vekili ve davacı vekili tarafından yapılan istinaf başvurularının yukarıda açıklanan nedenlerle HMK.353/1-b/1 madde gereğince ayrı ayrı ESASTAN REDDİNE,2-İstinaf yasa yoluna başvuran davacı ve davalı sigorta sşirketi tarafından tarafından peşin olarak yatırılan 35,90-‘şer TL maktu istinaf karar ve ilam harçlarının talep halinde yatıran tarafa İADESİNE,3-İncelemenin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,4-Davacı ve davalı tarafından istinaf aşamasında yapılan giderlerin yapan üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda; HMK’nın 361/1 maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay nezdinde temyiz yasa yolu açık olmak üzere; oy birliğiyle karar verildi.24/10/2019