Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2017/2343 E. 2019/3692 K. 17.10.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO: 2017/2343
KARAR NO : 2019/3692
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 12/10/2017
NUMARASI : 2017/4980 D.İş – 2017/4980 K.
DAVANIN KONUSU: Hakem Kararının Tebliğe Çıkarılması / Saklanması
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 17/10/2019
Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyeti kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Başvuran vekili Sigorta Tahkim Komisyonuna verdiği dilekçede özetle; davalı sigorta şirketi nezdinde, trafik sigortalı bulunan … plaka sayılı aracın 26/03/2014 tarihinde yaya konumunda olan vekil edenine çarpması sonucunda meydana gelen trafik kazası sonucunda, vekil edeninin geçici ve kalıcı işgöremezliğe uğradığını, kalıcı ve geçici işgöremezlik zararının giderilmesi için, davalı …AŞ aleyhine daha önce sigorta tahkim komisyonu nezdinde başvuruda bulunulduğunu, bu başvuruya konu 2016 E./32728 sayılı dosyanın yargılaması kapsamında Hacettepe Üniversitesi Adli Tıp Ana Bilim Başkanlığınca temin edilen 06/03/2017 günlü rapordan da anlaşılacağı üzere vekil edeninin sürekli bakıma muhtaç olduğunun belirlendiğini, bu nedenle …AŞ’ ye bakıcı gideri zararının giderilmesi amacıyla yapılan başvurudan ise sonuç alınamadığını ileri sürerek, fazlaya ilişen haklar saklı kalmak kaydıyla 16.000,00-TL bakıcı gideri tazminatının kaza tarihinden işletilecek yasal faizi ile birlikte davalı sigorta şirketinden tahsiline karar verilmesini istemiş; 13/06/2017 günlü bedel arttırım dilekçesiyle de istek miktarını 268.000,00-TL’ye çıkarttıklarını açıklamıştır.Davalı sigorta şirketi vekili cevabında özetle; vekil edeni şirketin bakıcı gideri zararından sorumlu tutulabilmesi için kusur ve maluliyet raporu dışında, davacının bakıma muhtaç olup olmadığının ayrı bir bilirkişi raporu ile belirlenmesi gerektiğini, bakıma muhtaç olduğunun tespit edilmesi halinde de bir yardımcı kişinin fiili olarak çalışıp çalışmadığının ve ayrıca bir günün ne kadarlık bölümünü davacı için ayırdığının da tespit edilmesini istediklerini, ayrıca aile bireylerinin yardımlaşması nedeniyle belirlenecek tazminattan indirim yapılması gerektiğini ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur. Sigorta Tahkim Komisyonu Uyuşmazlık Hakem Heyetince; davanın konusunu oluşturan trafik kazasının oluşumunda sigortalı araç sürücüsünün %35 oranında, davacının ise %65 oranında kusurlu olduğu, davacının %82 oranında malul kaldığını ve sürekli başka birinin bakımına muhtaç bulunduğu benimsenmek suretiyle kusur durumu gözetilerek düzenlenen aktüer bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kabulü ile 268.000,00-TL bakıcı gideri tazminatının 03/11/2016 tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte davalı sigorta şirketinden tahsiline karar verilmiş; davalı sigorta şirketi vekilinin Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyetine itirazı üzerine itirazı reddedilmiş, İtiraz Hakem Heyeti kararına karşı davalı sigorta şirketi vekili istinaf yasa yoluna başvurmuştur.Hükme esas alınan maluliyete ilişkin raporun kendilerine tebliğ edilmediği, rapora karşı itirazların değerlendirilmediği ve Ege Araştırma raporundaki bilgiler nedeniyle davacının sosyo durumu hakkında araştırma yapılması gerektiği hususlarına yöneliktir.Dava trafik kazasından kaynaklanan bakıcı gideri zararının tazmini isteğine ilişkindir.İstinaf edenin sıfatına, istinafın kapsam ve nedenleriyle sınırlı olmak kaydıyla yapılan inceleme ve değerlendirme sonucunda; Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde; usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, Hacettepe Üniversitesi Adli Tıp Ana Bilim Başkanlığınca davacının kaza sonucu görmüş olduğu tüm tedavilere ilişkin tıbbı evraklar ile davacının 15/02/2017 tarihinde yapılan muayenesindeki bulgulara göre düzenlendiği anlaşılan “kişinin giyinme, fonksiyonel mobilite, kişisel hijyen ihtiyaçları gibi günlük yaşam aktivitelerine kendi başına sağlayamaması nedeniyle başka birinin sürekli bakımına muhtaç durumda olduğu” yolundaki raporun hükme esas alınmasında bir isabetsizlik tespit edilememesine, ayrıca taraflar arasında görülen bir diğer tahkim yargılamasına konu dosya kapsamında (2016.E.32778) temin edildiği belirlenen ve başvuru dilekçesinde de açıkça belirtilen böyle bir rapordan haberdar olunmadığından bahsedilemeyeceğine, 20/11/2017 günlü dosyaya ek beyanların sunulmasına ilişkin dilekçe ekindeki 10/07/2017tarihli araştırma raporunun tahkim yargılaması sırasında sunulmadığı anlaşıldığına ve HMK’nın 357/1 madde hükmü uyarınca, yargılama sırasında ileri sürülmeyen hususların istinaf aşamasında ileri sürülmesinin de mümkün bulunmamasına göre, davalı sigorta şirketi vekilinin yerinde olmayan istinaf itirazlarının esastan reddi gerektiği sonucuna varılarak aşağıdaki biçimde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçe uyarınca;1-Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyetinin 18/09/2017 gün ve 2017/İ.3333-2017/İHK.3590 sayılı kararına yönelik olarak davalı … A.Ş vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun HMK.353/1-b/1 madde gereğince ESASTAN REDDİNE,2- İstinaf yasa yoluna başvuran davalı sigorta şirketi tarafından peşin olarak yatırılan 31,40-TL maktu istinaf karar ve ilam harcının talep halinde kendisine İADESİNE,3- İncelemenin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,4- Davalı sigorta şirketi tarafından istinaf aşamasında yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK. m. 361/1. hükmü gereğince, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’a temyiz başvurusunda bulunma yolu açık olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi. 17/10/2019