Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2017/2249 E. 2019/919 K. 15.05.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO: 2017/2249
KARAR NO : 2019/919
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 18/07/2017
NUMARASI : 2015/1523 E. – 2017/808 K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 15/05/2019
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili dava dilekçesinde; Müvekkili sigorta şirketi nezdinde … sayılı Genişletilmiş Kasko Sigorta Poliçesi ile 03/12/2014-03/12/2015 tarihleri arasında … adına sigorta edilen … plaka sayılı 2014 Model, … marka aracın, davalıların sorumluluğunda işletilmekte olan otoparktan yine davalıların çalışanı … tarafından 31/01/2015 tarihinde çalındığı esnada kaza sebebiyle hasara uğradığını, davalılardan .. .’ın 02/02/2015 tarihli ifadesinde, otoparkın kendisi tarafından işletildiğini, hırsızlık olayının kendi elemanı tarafından yapıldığını ve henüz iş yeri ruhsatının alınmadığını ikrar ettiğini, 03/01/2015 tarihli … numaralı otopark faturasının diğer davalı … tarafından düzenlenerek sigortalısına verildiğini, davalıların kusursuz sorumluğu olduğunu, meydana gelen olay nedeniyle müştereken ve müteselsilen sorumlu olduklarını, müvekkili sigorta şirketi tarafından sigortalısına eksper raporu ile tespit olunan 72.277 TL hasar tazminatının ödendiğini, hasarın ödenmesi ile TTK’nın 1472.maddesi ve Poliçe Genel Şartlarına göre müvekkil sigorta şirketinin sigortalısının yerine kaim olduğunu ve sigortalının zararına sebebiyet verenler aleyhine mevcut her türlü hakkın müvekkili şirkete intikal ettiğini, sigortalıya ödenen 72.277,00 TL hasar tazminatının tahsili için İstanbul Anadolu ….İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasında yapılan icra takibine davalılar tarafından kötü niyetle itiraz edildiğinden itirazın iptaline ve takibin devamına karar verilmesi için davayı açtıklarını, davalılar tarafından icra dosyasına itiraz edildiğini, itirazın durduğunu, davalıların borca vaki itirazlarının iptaline, icra takibinin devamına, %20 icra inkar tazminatı ile yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalılardan alınmasını karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; Davanın niteliği itibariyle Asliye Hukuk mahkemesinin görev alanına girdiğini, bu sebeple dava dosyasının yetkili ve görevli İstanbul Anadolu Asliye Hukuk Mahkemelerine gönderilmesini talep ettiklerini, dava konusu aracın çalınmasına bağlı olarak İstanbul Anadolu 42.Asliye Ceza Mahkemesinin 2015/170 esas sayılı dava dosyası üzerinden yargılama devam ettiğini, söz konusu dava dosyasının bekletici mesele yapılmasını, dava konusu araç için fahiş ödeme yapıldığını, dava konusu aracı … çaldığını, müvekkillerinin mağdur konumunda olduğunu, davanın kabulu anlamına gelmemek kaydı ile ortaya çıkacak zararlardan … sorumlu olduğunu, takip konusu yapılan ve davalı müvekkillerce itiraz edilen alacağın likit olmadığını, dava konusu, iddia ve talep edilen ikinci el araç rayiç bedeli net bir şekilde belirli yada belirlenebilir olmadığını, bu sebeple dava dilekçesinin sonuç ve istem kısmında yer alan, icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece; Davanın kabulü ile İstanbul Anadolu ….İcra Dairesinin … esas sayılı icra takip dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile, takibin 72.277,00 TL asıl alacak üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık %9 oranında yasal faiz uygulanmasına karar verilmiştir.Davalı … vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.Davalı … vekili istinaf dilekçesinde; hırsızlık olayın gerçekleştiği işyeri olan otoparkın olaydan 25 gün önce diğer davalı İbrahim Yılmaz’a devredildiğini, aracın çalan şahsın kendi çalışanları olmadığını bu nedenle sorumluluklarının bulunmadığını belirterek istinaf yoluna başvurmuştur.İstinaf edenin sıfatı ve istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan incelemede; Müvekkili sigorta şirketi nezdinde … sayılı Genişletilmiş Kasko Sigorta Poliçesi ile 03/12/2014-03/12/2015 tarihleri arasında … adına sigorta edilen … plaka sayılı 2014 Model, … marka aracın, davalıların sorumluluğunda işletilmekte olan otoparktan yine davalıların çalışanı … tarafından 31/01/2015 tarihinde çalındığı esnada kaza sebebiyle hasara uğradığı anlaşılmıştır.Somut olayda uyuşmazlık, 6762 sayılı Türk Ticaret Kanununun 1301. maddesi uyarınca, sigorta şirketi tarafından sigortalısına ödenen tazminatın, kusurlu olan davalıdan rücuan tahsiline ilişkindir.TTK m. 1301’de düzenlenen halefiyet, yasal, sınırlı ve cüz’î halefiyet niteliğindedir. Bu maddeden doğan halefiyet hakkına istinaden açılan veya açılacak olan dava, esas itibariyle sigortalının, kendisine zarar verene karşı açacağı tazminat davasının, onun halefi sıfatıyla sigortacı tarafından açılmasıdır. TTK’nın 1301. maddesi uyarınca sigortacı, sigorta bedelini ödedikten sonra hukuken sigorta ettiren yerine geçer ve dava, tazmin ettiği bedel nisbetinde sigortacıya intikal eder. Bu şekilde sigortalısının haklarına halef olan sigorta şirketinin, ödediği tazminat miktarınca hukuken sigortalı yerine geçerek açtığı rücû davası, aslında bir tazminat davası olup, bu niteliği itibariyle aynı zamanda şahsî nitelikte bir eda davasıdır. Burada sigortacı, sigorta ettiren yerine geçtiği için şahsî ve rücûu ödediği bedelle sınırlı olduğundan dolayı da cüz’î haleftir. Sigortacının, sigortalıya ödediği tazminat oranında sigortalının yerine geçeceği ve onun kanunî halefi olacağı, ilke olarak 31.03.1954 gün ve 1953/18 E., 1954/11 K. sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında da belirtilmiştir. 17.01.1972 tarih ve 1970/2 E.-1972/1 K. sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında da, sigortacının, zarara sebebiyet veren aleyhinde açtığı rücû davasının, kanundan doğan halefiyete dayandığı ve halef olanın, halefiyet yolu ile nasıl bir hak iktisap etmiş ise, o hakka sahip olacağı vurgulanmış; velhasıl sigorta ettirenin ne hakkı varsa bunların, şartları gerçekleşince sigortacıya geçeceği; sigortacının, sigorta ettirenin bütün def’ilerini üçüncü şahsa karşı ileri sürebileceği ve Borçlar Kanununun 44. maddesine (TBK m.52) de dayanabileceği; tabiatıyla sigorta ettirenin olayda dava hakkı yoksa, sigortacıya da bu yönde bir hakkın intikal etmeyeceği açıklanmıştır.Diğer taraftan, 3 Temmuz 1944 tarihli ve 5746 sayılı Resmî Gazetede yayımlanan Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulunun 22.03.1944 tarih ve 37 E. – 9 K. sayılı kararına göre de “Sigortacının sigorta poliçesinden münbais olmayıp kanundan aldığı bir salâhiyete istinaden ve haksız fiil sebebiyle alacaklı yerine kaim olarak hareket ettiği dâvada hukuk mahkemesine başvurması gerekir.” şeklindedir.Somut olayda; davacı kasko şirketi olup, dava dışı sigortalının ise gerçek kişi olduğu, kazaya karışan aracında hususi araç olduğu göz önünde tutulduğunda rücu tazminatına konu uyuşmazlığın haksız fiilden kaynaklandığı, bu durumda da uyuşmazlığın, Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerektiği göz önünde tutulduğunda Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından verilen kararın görev yönünden HMK.353/1-a/3 maddesi uyarınca kaldırılması gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır.
HÜKÜM: Gerekçe uyarınca;1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun yukarıda açıklanan nedenle KABULÜ ile;istinaf istemine konu olan ve başlıkta yazılı bulunan ilk derece mahkemesi kararının HMK.m.353/1-a/3 hükmü uyarınca KALDIRILMASINA,2-Dosyanın, yukarıda gösterilen biçimde işlem yapılmak üzere mahkemesine GÖNDERİLMESİNE; 3-Peşin alınan 1.234,00-TL istinaf karar ve ilam harcının istek halinde istinaf yasa yoluna başvuran davalıya İADESİNE,4-Dosya üzerinde inceleme yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,HMK. m.353/1-a/3 hükmü uyarınca, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve KESİN olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi.15/05/2019