Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2017/2238 E. 2019/806 K. 18.04.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO: 2017/2238
KARAR NO : 2019/806
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 26/10/2017
NUMARASI : 2017/5523 E. 2017/5523 K.
DAVANIN KONUSU: Hakem Kararının Tebliğe Çıkarılması / Saklanması
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 18/04/2019
Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyeti kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili dava dilekçesinde; 27/06/2016 olay tarihinde davacının desteği …. davalının ZMM sigortacısı olduğu (13/11/2015-13/11/2016) olduğu … plaka sayılı aracı ile tam kusurlu olarak yaptığı tek taraflı trafik kazasında yaşamını yitirdiğini ve davacı eşinin destekten yoksun kaldığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 41.000,00-TL (ıslah ile 52.164,32-TL) destekten yoksun kalma tazminatının kaza tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili cevabında; davanın reddini talep etmiştir.Uyuşmazlık Hakem Heyeti; alınan bilirkişi raporu doğrultusunda 52.164,32-TL destekten yoksun kalma tazminatının 14/12/2017 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar vermiştir.Bu karara karşı İtiraz Hakem Heyetine itirazda bulunulmuştur.İtiraz Hakem Heyeti; davalının itirazının reddine karar vermiştir.Davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.Davalı vekili istinaf dilekçesinde; olay yerinin Karayolu olmadığını, ZMM Genel şartları uyarınca davacı taleplerinin teminat dışı olduğunu, bilirkişi raporlarının hatalı olduğunu belirterek istinaf yoluna başvurmuştur.İstinaf edenin sıfatı ve istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan incelemede; 27/06/2016 olay tarihinde davacının desteği …. davalının ZMM sigortacısı olduğu (13/11/2015-13/11/2016) olduğu …. plaka sayılı aracı ile tam kusurlu olarak yaptığı tek taraflı trafik kazasında yaşamını yitirdiği ve davacı eşinin destekten yoksun kaldığı anlaşılmıştır.Dava, trafik kazası nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatı talebine ilişkin bulunmaktadır.Dosya arasında bulunan kayıt ve belgeler, tarafların iddia ve savunmaları, itirazları, itirazların kapsamı değerlendirildiğinde; taraflar arasında davalı sigorta şirketi nezdinde başlangıç tarihi 13/11/2015 bitiş tarihi ise; 13/11/2016 olan ZMM sigorta poliçesi ile sigortalı olan …. plaka sayılı aracın sürücüsü bulunan …. tam kusuru neticesinde 27/06/2016 tarihinde meydana gelen trafik kazasında hayatını kaybettiği konusunda bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Uyuşmazlık bu durumda destekten yoksun kalan eşin üçüncü kişi konumunda olup olmadığı ve desteğin kusurunun kendisine yansıtılıp yansıtılamayacağı, sonucu itibariyle de davacının destekten yoksun kalma tazminatı talep etme hakkı bulunup bulunmadığına ilişkindir.01/06/2015 tarihinde yürürlüğe giren Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları; yürürlüğe girmesinden sonra düzenlenen poliçelerde geçerli olacağından, poliçenin düzenlendiği tarih itibariyle Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortasının kapsamı tüm taraflarca bilinmektedir. Genel şartlarda içeriği belirlenmiş tazminatlara ilişkin talepler bakımından sigortacının sorumluluğu, kaza tarihinde geçerli olan poliçe kapsamında ve sigorta limitleri dahilinde üçüncü kişilerin uğradıkları zararları tazmin etmekte sınırlıdır. 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 92. maddesinin (a) ve (c) bentleri, Trafik Sigortası Genel Şartları A.1 ve A.3 maddesi, A.5 maddesinin (ç) bendi ve yine A.6 maddesinin (c) ve (d) bentleri birlikte değerlendirildiğinde; bir motorlu aracın işletilmesi sırasında meydana gelen ölüm olayına bağlı olarak destekten yoksun kalma halinde, destekten yoksun kalınan zararın ZMM sorumluluk kapsamında olması için ölenin üçüncü kişi olması ve desteğin kusursuz bulunması gerekmektedir.Somut olayda; davacının desteği … sevk ve idaresindeki …. plaka sayılı araç ile 27/06/2016 tarihinde yapmış olduğu trafik kazasında kendi aracının altında kalarak öldüğü, trafik kazası tespit tutanağı ve davacı tarafın kabulünde olduğu üzere, kazanın meydana gelmesinde tam kusurlu olduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda davalı sigorta şirketinin sorumluluğu 01/06/2015 tarihinde yürürlüğe giren Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarına göre düzenlenen ve başlangıç tarihi 13/11/2015 olan poliçe şartlarına göre belirlenecektir.Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları A.3 maddesine ve A.5 maddesinin (ç) bendine göre; ancak üçüncü kişinin ölümü dolayısıyla meydana gelen destek zararları, destekten yoksun kalma teminatı kapsamındadır. Sigortacının destek zararlarından sorumlu olması için motorlu aracın işletilmesi sırasında, mutlaka ölen kişinin üçüncü kişi olması gerekir.Bundan ayrı yine genel şartların A.6 maddesi (d) bendinde; destekten yoksun kalan hak sahibinin sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmakla beraber destek şahsın kusuruna denk gelen destek tazminatı talepleri, teminat dışı tutulduğundan; tam kusuru ile kendi ölümüne neden olan sürücü desteğin kusuruna isabet eden destek tazminatı sigorta teminatı kapsamında değildir. Kaza tarihinde yürürlükte bulunan Karayolları Trafik Kanununda da sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmayan destek tazminatı talepleri ile destekten yoksun kalan hak sahibinin, sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmakla beraber destek şahsın kusuruna denk gelen destek tazminatı taleplerinin sigorta teminatı kapsamında olduğuna ilişkin bir düzenleme olmadığı ve kapsama giren teminat türleri arasında sayılmadığına göre; davacının destek tazminatı talep etme hakları olmadığı düşünülmeden “Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 29/05/2017 gün 2016/14573-2017/6035 sayılı kararı” davacının başvurusunun reddine karar verilmesi gerekirken, kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir. Ancak bu yanılgının giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden;verilen kararın kaldırılarak, davacının destekten yoksun kalma tazminatı talebinin reddine karar verilmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır.
HÜKÜM: Gerekçe uyarınca;1- Davalı …. A.Ş. vekilince, Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyetinin 21/09/2017 tarih ve 2017/İ.3505-2017/İHK-3643 sayılı kararına karşı yapılan istinaf talebinin yukarıda gösterilen nedenlerle KABULÜNE, 1/1- İstinaf yasa yoluna başvuran davalı sigorta şirketi tarafından peşin olarak yatırılan toplam 31,40-TL nispi istinaf karar ve ilam harcı ile fazla yatırılan 31,00-TL istinaf yoluna başvurma harcının talebi halinde davalı sigorta şirketine İADESİNE, 1/2- İncelemenin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,1/3- Davalı sigorta şirketi tarafından istinaf aşamasında yapılan giderlerin takdiren kendi üzerinde bırakılmasına,2- Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyetinin 21/09/2017 tarih ve 2017/İ.3505-2017/İHK-3643 sayılı kararının KALDIRILMASINA, 2/1- Davacı …. tarafından destekten yoksun kalma tazminatı talebiyle açılan davanın REDDİNE, 2/2- Davacı …. tarafından açılan davada davalı sigorta şirketi kendini vekille temsil ettirdiğinden 5684 Sayılı Kanunun 30/17 ve karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT 17/2. maddesi gereğince belirlenen 1.217,60-TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalı sigorta şirketine verilmesine, 2/3- Davacı tarafça Sigorta Tahkim Komisyonu nezdinde yapılan yargılama sırasında yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 2/4- Davalı sigorta şirketince Sigorta Tahkim Komisyonu nezdinde yapılan yargılama sırasında yapılan 782,46-TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalı sigorta şirketine verilmesine, HMK. m.352 hükmü uyarınca dosya üzerinde yapılan ön inceleme sonucunda ve HMK. m. 362/1-a gereğince, KESİN olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.18/04/2019