Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2017/2214 E. 2019/3665 K. 17.10.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO: 2017/2214
KARAR NO : 2019/3665
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 26/10/2017
NUMARASI : 2017/5394 – 2017/5394
DAVANIN KONUSU Hakem Kararının Tebliğe Çıkarılması / Saklanması
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 17/10/2019
Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyeti kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili Sigorta Tahkim Komisyonuna sunduğu dava dilekçesi ile; davacının maliki olduğu ve davalı … şirketince kasko sigorta poliçesi ile sigortalanan … plaka sayılı aracının, 21/10/2016 tarihinde meydana gelen trafik kazası sonucu hasara uğradığını, yapılan ekspertiz incelemesi sonucunda araçtaki hasarın 39.302,32-TL olduğunun tespit edildiğini, davalı … şirketine yapılan başvurudan sonuç alınamadığını belirterek 39.302,32-TL onarım bedeli, 7.075,00-TL KDV ile 690,30-TL ekspertiz ücreti olmak üzere toplam 47.067,00-TL tazminatın davalı … şirketinden tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … vekili cevap dilekçesi ile; talebin sigorta teminatı dışında olduğunu, müvekkili şirketçe yapılan araştırma sonucu kazanın davacı tarafın iddia ettiği şekilde meydana gelmediği, davacı tarafça kazayı … yaptığı ileri sürülmüşse de aslında kazayı yapanın … olduğunun tespit edildiğini, … muhtemelen alkollü olması nedeniyle aracı kullanan ve kazayı yapan kişinin … olduğunun iddia edildiğini, … kaza olduğu gece yapmış olduğu telefon görüşmelerinde kazayı kendisinin yaptığını belirttiğini, kaza sonrasında polisin hemen aranmadığını, 1 saatten fazla bir süre sonra polisin aranmış olduğunu, doğru ihbar yükümlülüğünde bulunulmaması ve dürüstlük kuralına aykırı şekilde hareket edilmesi nedeniyle talebin reddi gerektiğini, ekspertiz ücretinden sigorta şirketinin sorumlu olmadığını belirterek talebin reddine karar verilmesini talep etmiştir.Sigorta Tahkim Komisyonu Uyuşmazlık Hakem Heyetince; somut olayda araçta bulunduğunu iddia eden kişilerin beyanları ve ses kayıtları değerlendirildiğinde ispat külfetinin yer değiştirerek gerçekleşen rizikonun teminat içinde olduğunu ispat külfetinin başvuru sahibine geçtiği, kazanın oluş şeklinin ancak alkollü bir şekilde meydana gelebilecek bir kaza olabileceği, davacı tarafın rizikoyu doğru ihbar yükümlülüğünü iyi niyet kurallarına aykırı olarak yerine getirmediği, talebin teminat dışı olduğu gerekçesiyle başvuru sahibinin talebinin reddine karar verilmiş, karara karşı davacı vekilince yapılan itiraz üzerine, İtiraz Hakem Heyetince; davalının özel olarak hazırlattığı araştırma raporuna dayanılarak karar verilemeyeceği, kazadan sonra yapılan telefon görüşmelerinde araç kullanıcısı hakkında isim zikredilmeden kaza yapıldığının belirtildiği, kazanın ihbar edildiği şekilde başka biçimde meydana geldiğinin ispatının davalıya ait olduğu, ispat külfetinin yer değiştirmesine ilişkin koşulların oluşmadığı gerekçesiyle temin edilen hasara ilişkin bilirkişi raporu göz önünde bulundurularak, Uyuşmazlık Hakem Heyeti Kararının kaldırılmasına, başvurunun kısmen kabulü ile 46.020,00-TL hasar bedeli ve 690,30-TL ekspertiz ücreti olmak üzere toplam 46.710,30-TL’nin 46.020-TL’sinin temerrüt tarihi olan 17/02/2017 tarihinden itibaren yasal faiz uygulanarak davalıdan alınıp davacıya verilmesini fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş, karara karşı davalı … vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.Davalı … vekilinin istinaf sebepleri; başvuranın taleplerinin sigorta teminatı dışında olduğu, kaza sonrası yapılan görüşmelere ilişkin ses kayıtları ile kaza yapan kişinin … olduğunun belli olduğu, bu kişinin alkollü olması ihtimaline binaen sürücünün farklı kişi olduğunun iddia edildiği, talebin reddine karar verilmesinin gerektiği, aracın piyasa rayiç bedeli ve belirlenen hasar bedelinin fahiş olduğu hususlarına ilişkindir.Dava, trafik kazası nedeniyle araçta oluşan hasarın davalı kasko sigorta şirketinden tahsili talebine ilişkin bulunmaktadır. TTK.nun 1409/1 maddesi uyarınca sigortacı geçerli bir sigorta ilişkisi kurulduktan sonra oluşan rizikolardan sorumlu olduğu gibi aynı yasanın 1409/2 maddesi hükmüne göre kural olarak rizikonun teminat dışında kaldığına ilişkin iddianın sigortacı tarafından kanıtlanması gerekmektedir. Olayın sigortalının ihbar ettiği şekilde değil de sigortacının iddia ettiği şekilde gerçekleşmesi halinde ise bu oluş şeklinin Kasko Sigortası Genel Şartlarının A.5 maddesinde sayılan teminat dışında kalan hallerden olması gerekmektedir. Ancak sigortalı rizikonun gerçekleştiğine dair doğru ihbar mükellefiyetini kasten yerine getirmez veya iyi niyet kurallarına açıkça aykırı şekilde sigorta teminatı dışında kalan bir hususu sanki bu oluşan riziko teminat içinde kalmış gibi ihbar edildiği somut delillerle kanıtlanırsa, ispat külfeti yer değiştirip sigortalıya geçer(HGK 10.12.1997 gün ve 1997/11-772-1043; HGK 16.12.1998 gün ve 1998/11-872-905; HGK 22.12.2010 gün ve 2010/17-655-688 sayılı ilâmları).Somut olayda riskin gerçekleştiği sabit olup, bu riskin farklı şekillerde gerçekleştiği iddiasını davalı sigortacı ispat etmek zorundadır. Sigorta şirketinin hasarın teminat kapsamında olmadığı, olayın sigortalının ihbar ettiği şekilde değil, iddia ettikleri şekilde gerçekleştiğini ve bu oluş şeklinin teminat dışında kalan hallerden olduğunu somut delillerle kanıtlaması gerekmektedir(Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 12/04/2017 tarih ve 2016/9428 E., 2017/3993 sayılı kararı). Dava konusu olaya bakıldığında 21/10/2016 tarihinde tek taraflı trafik kazasının meydana geldiği, davalının olayda sürücü değişikliği ve alkol kullanımı ihtimaline dayanarak davacıya tazminat ödemekten kaçındığı görülmektedir.Yukarıda anılan Kanun hükümleri gereği ispat yükü üzerinde bulunan davalı sigortacı ispata yarar somut delil getirememektedir. Davalı sigortacının oluşun farklı olduğu ve teminat dışında kalan hallerden olduğunu soyut iddialarla değil, somut delillerle kanıtlaması gerekmektedir. Dosya kapsamına göre kazada davacı tarafın sürücü değişikliği yaptığı hususunun da inandırıcı delil ile ispat edilememiştir. Zira, davalı … şirketince kazaya karışan aracın sürücüsü olduğu ileri sürülen … kazadan sonra yapmış olduğu telefon görüşmelerine ilişkin ses kayıtları incelendiğinde, … kazayı bizzat kendisinin yaptığı yönünde net bir beyanı bulunmadığı anlaşılmaktadır….bir kaza meydana geldiğini belirterek gerekli işlemlerin yapılmasını talep etmektedir. Kaldı ki, sürücü değişikliği olduğu ve aracın … tarafından kullanıldığı kabul edilse dahi, sadece sürücü değişikliği yapıldığı hususu talebin teminat dışı olduğunu kabule yetmemekte olup, … aracı alkollü olarak kullanmış olduğuna ilişkin dosyada herhangi bir delil bulunmamaktadır. … ve beraberindeki kişiler kazadan yaklaşık 1 saat 15 dakika sonra Tepece Polis Karakoluna gitmişler, burada kendilerine yönelik herhangi bir alkol testi dahi yapılmamıştır. Yine hükme esas alınan 28/09/2016 tarihli bilirkişi hesap raporu olaya, oluşa ve Yargıtay uygulamalarına uygun denetlenebilir gerekçeler içermekte olup, bu raporun hükme esas alınmasında bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Bu itibarla yargılamanın tahkim yargılaması oluşu da dikkate alındığında, sigorta tahkim komisyonunca yazılı gerekçeyle talebin kabulüne karar verilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmamakta olup, davalı … vekilinin istinaf talebinin HMK 353/1-b/1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçe uyarınca;1-Usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunan 07/10/2017 tarih ve 2017/İ.3086-2017/İHK-3931 sayılı Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyeti kararına karşı davalı … A. Ş. vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun HMK. 353/1-b/1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,2- İstinaf yasa yoluna başvuran davalı … tarafından peşin olarak yatırılan 800,00-TL nispi istinaf karar ve ilam harcının talebi halinde kendisine İADESİNE,3- İncelemenin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,4- Davalı tarafından istinaf aşamasında yapılan giderlerin takdiren kendi üzerlerinde bırakılmasına,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 24/11/2016 tarihli ve 6763 sayılı Kanunun 42 nci maddesi ile değişik HMK.m.362/1-a hükmü gereğince kesin olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi.17/10/2019