Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2017/2175 E. 2019/3649 K. 10.10.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO: 2017/2175
KARAR NO : 2019/3649
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 24/08/2017
NUMARASI : 2017/4119 E. – 2017/4119 K.
DAVANIN KONUSU: Hakem Kararının Tebliğe Çıkarılması / Saklanması
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 10/10/2019
Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyeti kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 24/02/2012 olay tarihinde davacının içerisinde yolcu olarak bulunduğu davalının ZMMS sigortacısı (11/03/2011/ 11/03/2012 ) olduğu … plaka sayılı araç ile dava dışı … plaka sayılı aracın çarpışması sonucu davacının yaralanarak malul kaldığını %4 maluliyet oranına göre yapılan ödemenin yeterli olmadığını, yeni alınan %33 maluliyet oranını belirleyen rapora göre hesaplanacak 50.000,00-TL( bedel arttırımı ile 207.096,00-TL) sürekli iş göremezlik tazminatının belirsiz alacak davası şeklinde temerrüt tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde; daha önce davacıya %4 maluliyet oranı üzerinden 10.304,98-TL tazminat ödendiğini, bu nedenle davalının ibra edildiğini ve ibra name düzenlendiğini belirterek davanın reddini talep etmiştir. Uyuşmazlık hakem heyeti alınan bilirkişi raporu doğrultusunda 207,096,00-TL sürekli iş göremezlik tazminatının 03/11/2016 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar vermiştir. İtiraz hakem heyeti davalı …vekilinin itirazının reddine, davacı vekilinin ise vekalet ücretine yönelik itirazının kabulüne karar vermiştir. Davalı …vekili istinaf yoluna başvurmuştur. Davalı vekili istinaf dilekçesinde; davacı tarafından düzenlenen ibranameye değer verilmediğini, ATK 3. İhtisas dairesinden maluliyeti belirleyen rapor alınması gerektiğini, davacının maluliyetinin belirlenmesinde özürlülük ölçütü sınıflandırılması ve özürlülere verilecek sağlık kurulu raporları hakkındaki yönetmeliğin esas alınması gerektiği ayrıca fazla vekalet ücretine hükmedildiği gerekçesi ile istinaf yoluna başvurmuştur. İstinaf edenin sıfatlı ve istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan incelemede; 24/02/2012 olay tarihinde davacının içerisinde yolcu olarak bulunduğu davalının ZMMS sigortacısı (11/03/2011/ 11/03/2012 ) olduğu … plaka sayılı araç ile dava dışı … plaka sayılı aracın çarpışması sonucu davacının yaralanarak malul kaldığını %4 maluliyet oranına göre 10.304,98-TL tazminat ödendiği anlaşılmıştır. 2918 Sayılı KTK’nun 111. maddesi gereğince, tazminat miktarlarına ilişkin olup da yetersiz veya fahiş olduğu açıkça belli olan anlaşmalar veya uzlaşmalar yapıldıkları tarihten itibaren 2 yıl içinde iptal edilebilirler. Kanunun bu hükmünden yararlanmak için ibra belgesinin iptalinin açıkça ve ayrıca istenmesine gerek olmayıp, dava sırasında bu husus ileri sürülebileceği gibi, yapıldığı tarihten itibaren 2 yıl içinde hükümlerinin kabul edilmediğine ilişkin bir irade açıklaması da yeterlidir. Kanunda belirtilen 2 yıllık süre hak düşürücü süre olup, res’en dikkate alınması gerekir(Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 04/05/2017 tarih ve 2014/23349 E., 2017/4992 K. sayılı kararı). Ancak davacının maluliyet oranın arttığı ve gelişen ve değişen bir durumun ortaya çıktığı, bu nedenle ibranameye değer verilmemesinin usul ve yasaya uygun olduğu anlaşılmıştır.Ancak dava, trafik kazasından kaynaklanan beden gücü kaybına dayanılarak açılmış maddi tazminat isteğine ilişkindir. Haksız fiil sonucu çalışma gücü kaybının olduğu iddiası ile bir talepte bulunulması halinde zararın kapsamının belirlenmesi açısından malûliyetin varlığı ve oranının belirlenmesi esaslı unsurdur. Bu belirlemenin ise; Adli Tıp Kurumu İhtisas Dairesi veya Üniversite Hastanelerinin Adli Tıp Anabilim Dalı bölümleri gibi kuruluşlardan, çalışma gücü kaybı olduğu iddia edilen kişide bulunan şikayetler dikkate alınarak oluşturulacak uzman doktor heyetinden, haksız fiilin gerçekleştiği tarih 11/10/2008 tarihinde önce ise Sosyal Sigortalar Sağlık İşlemleri Tüzüğü, 11/10/2008 tarihi ile 01/09/2013 tarihleri arasında ise Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği, 01/09/2013 tarihinden sonra ise Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği hükümleri dikkate alınarak düzenlenmiş raporla yapılmış olması gerekir.Somut olayda, Dokuz Eylül Üniversitesi Uygulama ve Araştırma Hastanesince düzenlenen 24/10/2016 günlü rapor hükme esas alınmış ise de, söz konusu raporu içeriği gözetildiğinde belirlemeye esas alınan yasal düzenlemeler açıklanırken, “03/08/2013 tarihli ve 28727 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği ve 11/10/2008 tarihli ve 27021 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan Sosyal Güvenlik Kurumu Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranları Tespit İşlemleri Yönetmeliği ekindeki Meslekte Kazanma Gücünün Azalma Oranları Tespit Cetveli kapsamında ” dendiği, oysa belirlemenin Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliğine göre yapılması gerektiğinden ve bu nedenle belirlemenin Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği hükümlerine göre mi, yoksa 11/10/2008 tarih 27021 sayılı Resmi Gazetede yayınlarak yürürlüğe giren Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kayıp Oranları Tespit İşlemleri Yönetmeliğine göre mi düzenlendiği hususu anlaşılamadığından, söz konusu raporun, yeterli ve geçerli bir rapor niteliği taşımadığı açıktır.Bu durumda hakem heyetince, yargılamanın tahkim yargılaması olduğu da özetilerek, Üniversite Hastanelerinin Adli Tıp Anabilim Dalı bölümlerinden seçilecek uzman doktor heyetinden alınacak raporla kaza tarihinde yürürlükte bulunan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği esas alınarak davacıda var olduğu ileri sürülen yaralanmaya bağlı kalıcı işgöremezlik durum ve oranının ayrıca gelişen ve değişen bir durum olup olmadığının da denetime elverir nitelikte raporla tespit edilmesi ve ondan sonra davacının uğradığı gerçek zarar kapsamının belirlenmesine çalışılması gerekirken bunun yapılmamış olması HMK.m.353/1-a/6 kapsamında yerinde görülmediğinden davalı vekilinin bu yönleri amaçlayan istinaf talebinin kabûlüne karar verilmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır.
HÜKÜM: Gerekçe uyarınca;1-Davalı … A. Ş. vekilinin istinaf talebinin KABULÜNE, istinaf talebine konu Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyetinin 31/07/2017 tarih ve 2017/İ.2119 -2017-/İHK.2760 sayılı kararının KALDIRILMASINA, 2-Dosyanın, yukarıda gösterilen biçimde inceleme ve değerlendirme yapılmak üzere Sigorta Tahkim Komisyonuna GÖNDERİLMESİNE,3-Davalının diğer istinaf taleplerinin bu aşamada incelenmesine YER OLMADIĞINA,4-Davalı … A. Ş. tarafından peşin olarak yatırılan 3.568,05-TL maktu istinaf karar ve ilâm harcının talebi halinde kendisine İADESİNE,5-Dosya üzerinde inceleme yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,6- Davalı tarafından istinaf aşamasında yapılan giderlerin Sigorta Tahkim Komisyonunca yeniden yapılacak yargılama sonunda verilecek hükümle birlikte değerlendirilmesine, HMK. m.353/1-a-6 hükümleri uyarınca, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda KESİN olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi.10/10/2019