Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2017/2173 E. 2019/1536 K. 11.07.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO: 2017/2173
KARAR NO : 2019/1536
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 13/07/2017
NUMARASI : 2014/1308 E.-2017/959 K.
DAVANIN KONUSU: Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 11/07/2019
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı sigorta şirketi nezdinde trafik sigortalı bulunan davalılardan … maliki, diğer davalı …. da sürücüsü olduğu … plaka sayılı aracın kusurlu bir şekilde, vekil edeninin sevk ve idaresindeki …plaka sayılı motosiklete çarpması sonucunda, 18/12/2014 tarihinde meydana gelen trafik kazasında davacı…. vücudunda kırıklar oluşacak şekilde yaralandığını belirterek, fazlaya ilişen haklar saklı kalmak kaydıyla, 1.000,00-TL geçici ve kalıcı beden gücü kaybı zararının olay tarihinden işletilecek yasal faizi ile birlikte tüm davalılardan, uğradığı manevi zarara karşılık olmak üzere de 25.000,00-TL’nin sigorta şirketi dışındaki davalılardan kaza tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte, müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini istemiş, 18/05/2016 günlü ıslah dilekçesi ile de maddi tazminata ilişkin istek miktarını 29.193,09-TL’ye çıkarttıklarını açıklamıştır.Davalılar, … ve … vekili cevabında özetle; kazanın oluşumunda tam kusurlu olanın davacı olduğunu, kaldı ki davacının kask takmasına rağmen diğer gerekli koruyucu ekipmanları kullanmadığı için zararın artmasına neden olduğunu, bu hususun gözetilmesi ile birlikte davacının gelirini kanıtlaması gerektiğini, ayrıca manevi tazminat isteğinin de fahiş bulunduğunu ileri sürerek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.Davalı sigorta şirketi vekili cevabında özetle; davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.Mahkemece, iddia, savunma, toplanan deliller, bilirkişi raporları ile tüm dosya kapsamı dikkate alınarak, dava konusu kazanın oluşumunda davalı araç sürücüsü ….%75 oranında, davacının ise %25 oranında kusurlu oldukları, kaza sonucunda davacının %5,1 oranında meslekte kazanma gücünü kaybettiği, yaralanmasına bağlı iyileşme süresinin 4 ay olduğu benimsenmek suretiyle, PMF Yaşam Tablosu, progressif rant ve asgari ücretin baz alınmasıyla düzenlenen ve hükme esas kılınan aktüer bilirkişi raporu doğrultusunda;”1-Davacı vekilinin talebinin KISMEN KABULÜ ile; 29.193,09 TL maddi tazminatın davalılar … ve …yönünden 18/02/2014 tarihinden davalı sigorta şirketinden ise 22/10/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile mükerrer olmamak şartıyla müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,2-Manevi tazminat yönünden 15.000,00 TL’nin davalılar … ve … 18/02/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile alınarak davacıya verilmesine,” karar verilmiştir.Karara karşı davalılar … ve …. vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. İstinaf nedenleri; ceza yargılaması sonucu beklenilmeden davacı lehine hükmedilen maddi ve manevi tazminatın kabul edilemez olduğu ve karar başlığında ölüm olmadığı halde, davanın niteliğinin ölüm olarak gösterilmiş olmasının da hatalı bulunduğu hususlarına yöneliktir.Dava, trafik kazası sonucunda meydana gelen yaralanmaya bağlı olarak açılmış, geçici ve kalıcı iş göremezlik zararı ile manevi zararın giderilmesi isteğine ilişkindir.İstinaf edenlerin sıfatına, istinafın kapsam ve nedenleriyle sınırlı olmak kaydıyla yapılan inceleme ve değerlendirme sonucunda;Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde; usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, görülmekte olan dosya kapsamında görüşüne başvurulan uzman bilirkişi Makine Yüksek Mühendisi … tarafından düzenlenen, olaya ve dosyaya uygun denetlenebilir gerekçeler içeren, 27/04/2016 günlü rapordaki belirleme ve değerlendirmelerin, olayla ilgili olarak İstanbul Anadolu 75.Asliye Ceza Mahkemesinde görülen 2017/702 esas sayılı ceza yargılamasında temin edilen ve ATK İstanbul Trafik İhtisas Dairesince düzenlendiği anlaşılan 24/02/2016 günlü kusur bilirkişisi raporu ile yine ceza yargılaması sırasında yapılan keşfe bağlı olarak düzenlenen 23/07/2015 günlü kusura ilişkin rapordaki belirleme ve değerlendirmelerle örtüşmesi karşısında hükme esas alınmasında herhangi bir isabetsizlik bulunmadığına, keza görülmekte olan dosya kapsamında alınan ve kaza tarihi itibariyle yürürlükte bulunan yönetmelik hükümleri ile davacının gördüğü tüm tıbbi tedavi evraklarının gözetilmesi sonucunda, konusunda uzman olan ve resmi bilirkişi niteliğinde bulunan ATK 3.İhtisas Dairesince düzenlenen davacının kaza nedeniyle uğradığı beden gücü kaybı oranı nedeniyle, yaralanmasına bağlı iyileşme süresinin ne olduğunu belirleyen 12/10/2015 günlü rapor doğrultusunda asgari ücretin baz alınmasıyla PMF Yaşam Tablosu, progressive rant ve %0 teknik faiz uygulaması ile yapılan aktüer hesaplamanın da herhangi bir yanılgı bulunmamasına, TBK’nun 74.madde hükmüne göre, ceza yargılamasının sonuçlanmasının beklenilmesinin gerekli olmamasına, karar başlığında davanın tazminat davası olarak gösterilmesi ve parantez içinde de “Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat” yazılmasının davanın niteliğini ve değerlendirmesini değiştiren bir etkiye sahip bulunmamasına, kaza anında kask taktığı konusunda taraflar arasında herhangi bir uyuşmazlık bulunmayan diğer koruyucu ekipmanları kullanmamış olmasının, bu ekipmanları kullanmanın yasal zorunluluk olmaması nedeniyle, herhangi bir indirime gidilmeksizin karar verilmiş olmasında da yanılgı bulunmamasına; kazanın tarihi, oluş şekli, tarafların kusur durumları, davacının yaşı, yaralanmasının niteliği, maluliyet oranı, davacının yaşı, paranın alım gücü, tarafların dosyaya yansıyan ekonomik ve sosyal durumları dikkate alındığında, yaralanma ile sonuçlanan taksirli eylem nedeniyle hüküm altına alınan manevi tazminat miktarının 22/06/1966 gün 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında belirtilen ilkelere ve 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 4.maddesinde düzenlenen takdir hakkının kullanılmasına ilişkin kurala uygun bulunmasına göre, davalılar vekilinin tüm istinaf itirazlarının HMK.m.353/1-b/1 hükmü uyarınca reddine karar verilmesi gerektiği sonucuna varılarak aşağıdaki biçimde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçe uyarınca;1-Usul ve esas yönünden hukuka uygun olan ve başlıkta yazılı bulunan ilk derece mahkemesi kararına yönelik olarak davalılar … ve … vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun HMK.m.353/1-b/1 hükmü uyarınca ESASTAN REDDİNE,2-İstinaf yasa yoluna başvuran davalılardan alınması gereken 3.018,83-TL nispi istinaf karar ve ilam harcından, peşin olarak yatırıldığı anlaşılan 754,71-TL’nin düşümü ile kalan 2.264,12-TL nispi istinaf karar ve ilam harcının davalılar … ve … müştereken ve müteselsilen alınarak Hazine’ye gelir kaydedilmesine,3-İncelemenin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,4-İstinaf yasa yoluna başvuran davalılarca istinaf aşamasında yapılan giderlerin üzerlerinde bırakılmasına,HMK.m.353/1-b/1 hükmü uyarınca, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve HMK.m.362/1-a gereğince miktar itibariyle KESİN olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi. 11/07/2019.