Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2017/2112 E. 2018/247 K. 08.03.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO: 2017/2112
KARAR NO : 2018/247
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BURSA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 20/12/2016
NUMARASI : 2014/1674 E., 2016/1372 K.
DAVANIN KONUSU: Ölüm ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat.
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 08/03/2018
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, davacı vekili ile, davalı … Tic. A. Ş. vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesi ile; 30/06/2011 tarihinde, Bursa ili, Yıldırım ilçesi, …i üzerinde davalı …’ın sevk ve idaresindeki … plakalı kamyonun aracın gidiş yönüne göre yolun sağ kaldırım kenarında bisiklet kullanmakta olan, davacının murisi …’e çarpması şeklinde meydana gelen kazada …n vefat ettiğini, diğer davalılardan … San. Tic. A.Ş.’nin … plaka sayılı aracın maliki, davalı … Sigorta A.Ş.’nin ise aracın ZMMS poliçesini yapan sigorta şirketi olduğunu, müteveffa ..’in, davacı …’in tek çocuğu olup ölümü ile müvekkilinin kızının desteğinden yoksun kaldığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak şartıyla şimdilik 10.000,00-TL destekten yoksun kalma nedeniyle maddi tazminat ile, duyulan manevi acı ve ızdırap nedeniyle 100.000,00-TL manevi tazminatın olay tarihi olan 30/06/2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte (davalı sigorta şirketinin maddi tazminattan poliçe limiti ile sorumlu olmak üzere) davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı …. Tic. A.Ş. vekili cevap dilekçesi ile; davacı murisinin meydana gelen trafik kazasında asli kusurlu olup, müvekkili şirkete ait aracın sürücüsünün ise tali kusurlu olduğunun yapılan ceza yargılaması sırasında İstanbul Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesince düzenlenen rapor ile belirlendiğini, müteveffanın gece saat 21:20 sıralarında bisitleti ile ters yönden gelmek sureti ile kazanın oluşmasına sebebiyet verdiğini belirterek açılan maddi ve manevi tazminat davasının reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı …Sigorta A. Ş. vekili cevap dilekçesi ile; davalı … plaka sayılı aracın müvekkili şirkete ZMMS poliçesi ile sigortalı olduğunu, müvekkili şirketin sorumluluğunun poliçe limiti ile ve araç sürücüsünün kusuru ile orantılı olduğunu, ceza mahkemesi tarafından belirlenen kusur oranlarının hukuk mahkemesini bağlamayacağından kusur oranlarını kabul etmediklerini, davacı yanın müteveffanın desteğinden yoksun kaldığını ispat etmesi gerektiğini, hesaplanacak tazminattan bakım veyetiştirme giderlerinin mahsubu gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı …ş, davaya cevap vermemiştir. Mahkemece, uzman bilirkişi . …tarafından düzenlenen 15/04/2014 tarihli bilirkişi raporu ve Bursa 14. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2011/864 E. Sayılı dosyası kapsamında düzenlenen 12/01/2012 tarihli Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesince düzenlenen rapor doğrultusunda kazanın meydana gelmesinde müteveffa …’in % 75 oranında, davalı …’ın % 25 oranında kusurlu oldukları kabul edilerek, 12/08/2016 tarihli aktüer bilirkişi .. . tarafından düzenlenen 12/08/2016 tarihli rapor dikkate alınarak, destekliğin 18 yaşından itibaren başlayacağı gözönünde bulundurularak, bakım ve yetiştirme gideri de tazminattan indirilmek suretiyle davacı tarafça açılan maddi tazminat davasının ıslah edilmiş şekliyle kabulüne, 21.644,35-TL maddi tazminatın davalılar … ve … San. Tic. A.Ş,’den 30/06/2011 kaza tarihinden itibaren, davalı sigorta şirketinden ise 10.000,00-TL’si için 01/03/2013 dava tarihinden, bakiyesi için 27/10/2016 ıslah tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müteselsilen alınıp davacıya verilmesine, manevi tazminata ilişkin davanın kısmen kabulü ile; 25.000,00-TL manevi tazminatın davalılar … ve … Tic. A.Ş.’den kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte alınıp davacıya verilmesine, karar verilmiş, karara karşı davacı vekili ile davalı …. Tic. A. Ş. vekili tarafından süresi içinde istinaf yoluna başvurulmuştur. Davacı vekilinin istinaf sebepleri; kusur durumunun yanlış belirlendiği, davalı sürücü …’ın kaza anında alkollü olması ve müteveffanın yaşının dikkate alınmadan düzenlenen kusur raporuna göre karar verilmesinin hatalı olduğu, hükme esas alınan hesap raporunun yetersiz olduğu, destekten yoksun kalma tazminatının kaza tarihinden itibaren hesaplanması gerekirken destekliğin 18 yaşından itibaren başlayacağı kabul edilerek hesaplama yapılmasının yanlış olduğu, yetiştirme ve eğitim giderlerinin tazminattan indirilmesinin hatalı olduğu, takdir edilen manevi tazminat miktarının yetersiz olduğu hususlarına ilişkindir. Davalı …. San. Tic. A.Ş. vekilinin istinaf sebepleri; kusur durumunun yanlış belirlendiği, hesap bilirkişisi raporunun yetersiz olduğu, takdir edilen manevi tazminat miktarının yüksek olduğu hususlarına ilişkindir. Dava, trafik kazası nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatı ve manevi tazminat talebine ilişkin bulunmaktadır.
1)Mahkemece, uzman bilirkişi … tarafından düzenlenen 15/04/2014 tarihli bilirkişi raporu ve Bursa 14. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2011/864 E. Sayılı dosyası kapsamında düzenlenen 12/01/2012 tarihli Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesince düzenlenen rapor doğrultusunda kazanın meydana gelmesinde müteveffa …’in % 75 oranında, davalı …’ın % 25 oranında kusurlu oldukları kabul edilerek hüküm kurulmuştur. 12/01/2012 tarihli Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesince düzenlenen raporda, kaza anında davalı …’ın kanında bir miktar alkol bulunduğu hususu da değerledirilerek rapor düzenlenmiş bulunmaktadır. Bursa 14. Asliye Ceza Mahkemesince bu rapor doğrultusunda karar verilmiş ve karar Yargıtay denetiminden geçerek 17/03/2014’te kesinleşmiştir. Dosya kapsamında temin edilen 15/04/2014 tarihli rapor, ATK tarafından düzenlenen rapor da değerlendirilmek suretiyle düzenlenmiş olup, raporun olaya ve oluşa uygun denetlenebilir gerekçeler içermesi karşısında hükme esas alınmasında usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamaktadır.
2) 12/08/2016 tarihli hesap bilirkişisi raporu ile, şehirde yaşayan, kaza tarihinde 11 yaşında olan ve okula giden fiilen çalıştığı ileri sürülüp kanıtlanmayan müteveffanın 18 yaşından itibaren annesine destek olabileceği, tekstil atölyesinde çalışarak gelir elde eden, desteğin yetiştirme giderlerini üstlenmiş olan davacı için hesaplanan tazminattan bakım ve yetiştirme giderlerinin indirilmesi gerektiği değerledirilerek düzenlenmiş olup, rapor Yargıtay uygulamalarına uygun şekilde düzenlenmiş, oluşa uygun ve denetlenebilir nitelikte bulunmakla, hükme esas alınmasında usul ve yasaya aykırılık bulunmamaktadır(Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 13/01/2014 tarih ve 2013/1711 E., 2014/106 K. sayılı kararı, Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 11/12/2017 tarih ve 2015/5172 E., 2017/11518 K. sayılı kararı).
3) 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 56/1. maddesine göre, hakimin olayın özelliklerini göz önünde tutarak manevi tazminat adı ile hak sahibi yararına takdir edeceği para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer işlevi olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, malvarlığı hukukuna ilişkin zararın karşılanması da amaç edinilmemiştir. O halde, tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerektiği kadar olmalıdır. 22/06/1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde, takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar açıkça gösterilmiştir. Bunlar, her olaya göre değişebileceğinden; hakim, bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.Meydana gelen kazadaki kusur durumu, davacının ve müteveffanın yaşı, tarafların sosyo-ekonomik durumları, kaza tarihi, duyulan acı ve üzüntünün büyüklüğü ve manevi tazminatın bir sebepsiz zenginleşme aracı olmaması ile yukarıda açıklanan ilkeler göz önünde tutulduğunda; davacı lehine takdir edilen manevi tazminat miktarı uygun bulunmaktadır.Tüm bu nedenlerle davacı vekili ile davalı …. San. Tic. A.Ş. vekilinin istinaf taleplerinin yukarıda belirtilen nedenlerle HMK 353/1-b(1) maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçe uyarınca;
1-Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 20/12/2016 tarih ve 2014/1674 E., 2016/1372 K. Sayılı kararına karşı davacı vekili ile davalı …. Tic. A. Ş. vekilinin istinaf talebinin yukarıda (1), (2) ve (3) nolu bentlerde gösterilen nedenlerle HMK 353/1-b(1) maddesi gereğince ayrı ayrı ESASTAN REDDİNE,
2- Davacı tarafından yatırılan 31,40-TL istinaf karar ve ilam harcının karar tarihi itibariyle alınması gerekli 35,90-TL’den mahsubu ile bakiye 4,50-TL harcın davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
3- Davalı …San. Tic. A. Ş. Tarafından yatırılan 797,00-TL istinaf karar ve ilam harcının alınması gerekli 3.186,27-TL harçtan mahsubu ile bakiye 2.389,27-TL harcın davalı … Tic. A. Ş.’den tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
4- İstinaf yoluna başvuran davacı ile davalı …. San. Tic. A. Ş. tarafından istinaf aşamasında yapılan giderlerin takdiren kendi üzerlerinde bırakılmasına,
5- İncelemenin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 20/7/2017 tarih ve 7035 sayılı Kanunun 31 inci maddesiyle değişik HMK. m. 361/1. hükmü gereğince, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’a temyiz başvurusunda bulunma yolu açık olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi. 08/03/2018.