Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2017/2075 E. 2019/1268 K. 20.06.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO: 2017/2075
KARAR NO : 2019/1268
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 28/07/2017
NUMARASI : 2017/3358 D.İş- 2017/3371 K.
DAVANIN KONUSU: Hakem Kararının Tebliğe Çıkarılması / Saklanması
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 20/06/2019
Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyeti kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Başvuran vekili Sigorta Tahkim Komisyonuna verdiği dilekçede özetle; davalı sigorta şirketi nezdinde trafik sigortalı olan … plaka sayılı aracın kusuru neticesinde 02/05/2015 tarihinde meydana gelen trafik kazasında vekil edeninin yaralanarak başvuruya eklenen Dokuz Eylül Üniversitesi Uygulama ve Araştırma Hastanesince düzenlenen rapordan da anlaşılacağı üzere, %18 oranında maluliyete uğradığını, sigorta şirketine yapılan başvurudan ise sonuç alınamadığını belirterek, fazlaya ilişen haklar saklı kalmak kaydıyla 11.000,00-TL maddi tazminatın sigortaya başvuru tarihi olan 11/10/2016 tarihinden itibaren, işletilecek yasal faizi ile birlikte davalı sigorta şirketinden tahsiline karar verilmesini istemiş, 26/12/2016 havale günlü ıslah dilekçesi ile de istek miktarını 93.631,00-TL’ye, 16/03/2017 havale günlü dilekçe ile de talep miktarını 120.936,00-TL’ye çıkarttıklarını açıklamıştır.
Davalı sigorta şirketi vekili cevabında özetle; talep konusu kazaya karıştığı belirtilen … plaka sayılı aracın vekil edeni şirket nezdinde 31/10/2014-31/10/2015 tarihleri arasını kapsar biçimde trafik sigortalı olduğunu, sorumluluklarının sigortalı araç sürücüsünün kusuru ve poliçe limiti ile sınırlı bulunduğunu, bu nedenle kusurun ve maluliyetin usulüne uygun şekilde belirlenmesi gerektiğini, ayrıca dava açmadan önce yeterli belge ile başvuruda bulunulmadığını, sorumlulukları yoluna gidilecek olur ise de, davacının yolcu olduğu araçta hatır için taşınması nedeniyle belirlenecek tazminattan hatır taşıması indirimi yapılmasıyla birlikte, davacının emniyet kemeri takmaması nedeniyle de müterafik kusurlu sayılmasını istediklerini belirterek, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.Sigorta Tahkim Komisyonu Uyuşmazlık Hakem Heyetince; davacının yaralanması ile sonuçlanan 02/05/2015 günlü trafik kazasına karışan dava dışı tescilsiz motosiklet sürücüsü … %40 oranında, sigortalı araç sürücüsünün de %60 oranında kusurlu olduğu, tescilsiz motosiklette yolcu olarak bulunan davacının ise kusursuz bulunduğu, davacının kaza sonucunda %18 oranında beden gücü kaybına uğradığının anlaşıldığı, kaza anında davacının kask takmadığı belirlenmiş ise de, mevcut yaralanmasının ayakta olduğu gözetildiğinde, kask takıp takmamasının önemi olmadığı, bu nedenle müterafik kusur indirimi yapılması gerekmediği, motosiklet sürücüsü … ile davacı aynı soyadlı kişiler olması dikkate alındığında, akraba olduklarının kabulü sonucunda hatır taşıması indiriminden de söz edilemeyeceği benimsenmek suretiyle, başvurunun kabulü ile %60 kusur oranı üzerinden belirlenen 120.936,00-TL maluliyet tazminatının 24/10/2016 tarihinden işletilecek yasal faizi ile birlikte davalı sigorta şirketinden alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, sigorta şirketi vekilinin Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyetine itirazı üzerine; İtiraz Hakem Heyetince; itiraz aşamasında temin edilen kusur raporuna göre, davalı sigorta şirketi nezdinde trafik sigortalı aracın araç sürücüsünün, %40 oranında kusurlu olduğunun belirlendiği, bu durumda %60 kusur oranı üzerinden belirlenen tazminat miktarının fazla olduğu, %40 a göre ödeme yapılması gerektiği, diğer itirazların ise yersiz olduğu görüşünden hareketle, davalı sigorta şirketi vekili itirazlarının kısmen kabulü ile uyuşmazlık hakem heyeti kararının kaldırılmasına, başvurunun kısmen kabulü ile 80.957,54-TL maluliyet tazminatının 24/10/2016 tarihinden işletilecek yasal faizi ile birlikte ..A.Ş’den tahsiline karar verilmiştir.Karara karşı, davalı sigorta şirketi vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuştur.İstinaf nedenleri; hükme esas alınan maluliyet raporunun usulüne uygun olmadığı, kusur oranının hatalı belirlendiği, hatır taşıması indirimi ve müterafik kusur indirimi yapılmamasının hatalı olduğu, kabule göre de, vekalet ücretinin yanlış belirlendiği hususlarına yöneliktir.Dava, trafik kazasından kaynaklanan kalıcı maluliyet zararının giderilmesi isteğine ilişkindir.İstinaf edenin sıfatına, istinafın kapsam ve nedenleriyle sınırlı olmak kaydıyla yapılan inceleme ve değerlendirme sonucunda;Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, hakem kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde; usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, davacının başvurusuna eklediği, Dokuz Eylül Üniversitesi Adli Tıp Ana Bilim Dalında görevli öğretim üyeleri ile Ortopedi ve Travmatoloji Ana Bilim Dalı ve Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Ana Bilim Dalı öğretim üyelerinden oluşan heyet tarafından, davacının geçirmiş olduğu tüm tıbbi evrakların değerlendirilmesi sonucunda ve kaza tarihi itibariyle gözetilmesi gereken, Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği hükümleri ile Çalışma Gücü Ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği ekindeki Meslekte Kazanma Gücünün Azalma Oranları Tespit Cetveli hükümleri uyarınca, usulüne uygun şekilde düzenlendiği anlaşılan raporun ve davalı tarafın itirazı üzerine, itiraz hakem heyetince yapılan yargılama sırasında temin edilen 12/06/2017 günlü kusur bilirkişisi raporundaki belirleme ve değerlendirmelerin, dosyaya, oluşa uygun, denetlenebilir gerekçeler içermesi ve esasen, kaza tespit tutanağındaki belirlemelerle de örtüşmesi karşısında, bu raporun da hükme esas alınmasında herhangi bir isabetsizlik bulunmadığına; davalı sigorta şirketinin sorumluluğu belirlenirken, bu sorumluluğun sigortalı araç sürücüsünün kusuru ile sınırlı tutulması nedeniyle, dava dışı karşı araçta yolcu konumunda bulunan davacının, hatır için taşınıp taşınmadığı meselesinin görülmekte olan davanın, davalısını ilgilendiren bir husus olmamasına; davacının, talep konusu maluliyete ilişkin yaralanma dikkate alındığında, kask takıp takmamasının sonuca bir etkisinin bulunmamasına, diğer koruyucu ekipmanların kullanımının da yasal zorunluluk kapsamında olmaması nedeniyle, belirlenen tazminattan müterafik kusur ve hatır taşıması indirimi yapılmadan karar verilmiş olmasında, herhangi bir yanılgı tespit edilememesine; ve ayrıca, 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 30/17. maddesi “Talebi kısmen ya da tamamen reddedilenler aleyhine hükmolunacak vekalet ücreti, Avukatlık Asgarî Ücret Tarifesinde belirlenen vekalet ücretinin beşte biridir” hükmünü içerdiğine, bu durumda kabulüne karar verilen miktar üzerinden, davacı taraf yararına tam ve nispi vekalet ücretine hükmedilmesinde de bir yanılgı bulunmadığına göre; davalı sigorta şirketi vekilinin yerinde görülmeyen tüm istinaf itirazlarının HMK.m.353/1-b/1 hükmü uyarınca reddi gerektiği sonucuna varılarak aşağıdaki biçimde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçe uyarınca;1-Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyetinin 30/06/2017gün ve 2017/İ.1355-2017/İHK.2236 sayılı kararına yönelik olarak davalı .. A.Ş vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun HMK.353/1-b/1 madde hükmü gereğince ESASTAN REDDİNE,2-İstinaf yasa yoluna başvuran davalı …A.Ş. tarafından peşin olarak yatırılan 31,40-TL maktu istinaf karar ve ilam harcının talep halinde kendisine İADESİNE,3-İncelemenin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,4-İstinaf yasa yoluna başvuran davalı sigorta şirketi tarafından istinaf aşamasında yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda; HMK’nın 361/1 maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay nezdinde temyiz yasa yolu açık olmak üzere; oy birliğiyle karar verildi. 20/06/2019.