Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2017/2051 E. 2019/1263 K. 20.06.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO: 2017/2051
KARAR NO : 2019/1263
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 19/07/2017
NUMARASI : 2014/1477 E.-2017/724 K.
DAVANIN KONUSU: Alacak (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 20/06/2019
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı … şirketi nezdinde kasko sigortalı olan ve vekil edeni şirkete ait bulunan … plaka sayılı kamyonetin, sürücüsünün vekil edenine ait iş yerinde bıraktığı montu cebindeki anahtarın 2 kişi tarafından hırsızlanması sonucunda çalındığını, ancak sigorta şirketine yapılan başvurudan sonuç alınamadığını, bu nedenle sigorta tahkim komisyonuna başvurularak zararın poliçe kapsamında giderilmesinin istenildiğini, tahkim komisyonunca talebin teminat dışı kaldığı görüşünden hareketle, davanın reddine karar verildiğini, ancak tahkim komisyonunca verilen bu kararın temyizi üzerine hükmün Yargıtay 17.Hukuk Dairesinin 19/11/2013 gün 2013/16361 esas,2013/16077 sayılı kararı uyarınca, vekil edeninin lehine olacak şekilde bozulduğunu, bozma kararından sonra vekil edenince tahkim yargılamasına devam edilmeyerek, görülmekte olan davanın açılması yoluna gidildiğini belirterek, 49.931,00-TL olan kasko bedelinin olay tarihinden işletilecek ticari faizle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.Davalı … şirketi vekili cevabında özetle; aynı konuda daha önce sigorta tahkim komisyonuna açılmış dava olması nedeniyle, derdestlik itirazları olduğunu, ayrıca poliçe üzerinde dain-mürtein kaydı bulunduğunu, bu nedenle görülmekte olan davanın açılabilmesi için rehin alacaklısının muvafakatının bulunması gerektiğini, tüm bunlardan ayrı talebin teminat dışı olduğunu ileri sürerek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.Mahkemece, davacı şirkete ait … plaka sayılı aracın dava dışı kişi veya kişilerce anahtarının alınmasıyla çalındığı ve aracın davalı … şirketi nezdinde sigortalı olduğu konusunda taraflar arasında herhangi bir uyuşmazlık bulunmadığı, uyuşmazlığın aracın anahtar kullanılarak çalınması nedeniyle davalı … şirketinin poliçe bedelini ödemek zorunda olup olmadığı, yani zararın poliçe teminatı kapsamında bulunup bulunmadığına ilişkin olduğu, taraflar arasında düzenlenen poliçenin Anahtar Kullanılarak Araç Çalınmasına İlişkin klozunun, 1.maddesinde, sigortalı aracın anahtarı kontak üzerinde bırakılarak, aracın terk edilmesi neticesinde aracın çalınması ve/veya çalınıp bulunması halinde, ödenecek tazminat tutarından %50 oranında indirim yapılacağına ilişkin özel şart bulunduğu, bu durumda araç anahtarı aracın üzerinde unutulmuş olsa dahi tazminat kapsamında olan bir hususun, anahtarın iş yerinde bulunan montun cebinden alınması ile aracın çalınması halinde de oluşan rizikonun teminat kapsamında sayılması gerekeceği, zira çoğun içinde azın da olacağı görüşünden hareketle; davanın kısmen kabulü ile sigorta bedeli olan 49.391,00-TL’nin %50 sine isabet eden 24.965,00-TL’nin sigortaya yapılan başvurunun reddedildiği 02/01/2013 tarihinden işletilecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.Karara karşı, davacı vekili ve davalı vekili tarafından ayrı ayrı istinaf yasa yoluna başvurulmuştur.Davacı vekilinin istinaf nedenleri; araç anahtarının vekil edeninin hakimiyeti altındaki iş yerinde şirket çalışanlarının bulunduğu bir sırada haksız bir şekilde ele geçirilmesi sonucunda aracın çalındığı belirlendiğinden, araçla ilgili olarak oluşan zararın tamamının poliçenin teminatı kapsamında olduğu gözetilerek, davanın tamamının kabulüne karar verilmesi gerekirken, kısmen kabulüne karar verilmesinin usulsüz olduğuna ilişkindir.Davalı … şirketi vekilinin istinaf nedenleri ise; poliçeye yanlış anlam verilmesi sonucunda, teminat kapsamında olmayan bir hususun teminat kapsamında sayılması sonucunda, yazılı biçim ve şekilde davanın kısmen kabulüne karar verilmesinin isabetsiz olduğu hususuna yöneliktir.Dava, kasko sigortalı olan aracın çalınması nedeniyle poliçe bedelinin davalı sigortacıdan tahsili isteğine ilişkindir.İstinaf edenlerin sıfatına, istinafın kapsam ve nedenleriyle sınırlı olmak kaydıyla yapılan inceleme ve değerlendirme sonucunda;Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde ve özellikle, Yargıtay 17.HD’nin görülmekte olan olayla ilgili olan 19/11/2013 gün, 2013/16361 esas-2013/16077 sayılı bozma ilamındaki belirtilen hususlar da gözetildiğinde, usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığına göre, taraf vekillerinin tüm istinaf itirazlarının HMK’nın 353/1-b/1 hükmü uyarınca ayrı ayrı esastan reddi gerektiği sonucuna varılarak aşağıdaki biçimde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçe uyarınca;1-Usul ve esas yönünden hukuka uygun olan ve başlıkta yazılı bulunan ilk derece mahkemesi kararına yönelik olarak davalı … vekili ve davacı vekili tarafından yapılan istinaf başvurularının HMK.m.353/1-b/1 hükmü uyarınca ayrı ayrı ESASTAN REDDİNE,2-İstinaf yasa yoluna başvuran davalı …’den alınması gereken 1.705,39-TL nispi istinaf karar ve ilam harcından, peşin olarak yatırıldığı anlaşılan 426,50-TL’nin düşümü ile kalan 1.278,89-TL nispi istinaf karar ve ilam harcının davalıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydedilmesine,3-İstinaf yasa yoluna başvuran davacıdan karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 44,40-TL maktu karar ve ilam harcından, peşin olarak yatırıldığı anlaşılan 31,40-TL’nin düşümü ile kalan 13,00-TL maktu istinaf karar ve ilam harcının davacıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydedilmesine,4-İncelemenin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,5-İstinaf yasa yoluna başvuran taraflarca istinaf aşamasında yapılan giderlerin üzerlerinde bırakılmasına,HMK.m.353/1-b/1 hükmü uyarınca, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve HMK.m.362/1-a gereğince miktar itibariyle KESİN olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi.20/06/2019.