Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2017/2050 E. 2019/1361 K. 27.06.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO: 2017/2050
KARAR NO : 2019/1361
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 04/07/2017
NUMARASI : 2015/587 E.- 2017/825 K.
DAVANIN KONUSU: Trafik Kazasından Kaynaklanan Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 27/06/2019
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; vekil edeninin eşi … sevk ve idaresinde olan ve davalı … şirketi nezdinde trafik ve kasko sigortalı bulunan … plaka sayılı aracın, davalı …’ın sürücüsü olduğu … plakalı araçla çarpışması neticesinde, 06/09/2014 tarihinde meydana gelen trafik kazasında, hayatını kaybettiğini ileri sürerek, fazlaya ilişen haklar saklı kalmak kaydıyla, 20.000,00-TL destekten yoksun kalma tazminatının kaza tarihinden işletilecek; 100.000,00-TL manevi tazminatın da dava tarihinden işletilecek yasal faizi ile birlikte her iki davalıdan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini istemiş, daha sonra verdiği ıslah dilekçesi ile de destekten yoksun kalma tazminatına ilişkin istek miktarını, 96.453,20-TL’ye çıkarttıklarını açıklamıştır.Davalı … şirketi vekili cevabında özetle; dava konusu kazaya karıştığı belirtilen … plaka sayılı aracın, vekil edeni şirket nezdinde Zorunlu Trafik Sigorta Poliçesi ve İhtiyari Mali Sorumluluk Sigorta (Birleşik Kasko) Poliçesi ile sigortalı olduğunu, Motorlu Kara Taşıtları İhtiyari Mali Mesuliyet Sigortası Genel Şartları uyarınca; davacının maddi ve manevi tazminat taleplerinin teminat dışı olduğunu, ayrıca zorunlu mali mesuliyet sigorta poliçesine dayalı talebinin de müteveffanın araç sürücüsü ve işleten olması nedeniyle teminat dışı bulunduğunu ileri sürerek, davanın reddine karar verilmesini istemiş; kabul anlamına gelmemek üzere, kusur durumunun belirlenmesinin, SGK’ca yapılan ödeme varsa gözetilmesini ve gelirin usulüne uygun şekilde tespit edilmesini ve hesaplamanın Yargıtay uygulamalarına uygun şekilde, aktüer bilirkişi tarafından yapılmasını talep etmiştir.Davalı … vekili cevabında özetle; vekil edeninin sevk ve idaresindeki … plaka sayılı araçla davacının eşi müteveffa … sürücüsü olduğu … plaka sayılı aracın karıştığı trafik kazasının oluşumunda, asli kusurlu olanın … bulunduğunu, bu nedenle tazminat belirlemesinin kusura göre yapılması gerektiğini, ayrıca davacının ölüm sonucunda destekten yoksun kaldığını somut delillerle kanıtlaması gerektiğini belirterek, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.Mahkemece, iddia, savunma, toplanan delilller, olayla ilgili Burhaniye 2.Ağır Ceza Mahkemesince görülerek sonuçlandırılan 2014/177 esas-2015/177 karar sayılı ceza yargılamasına ilişkin dosya, bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamı gözetilerek; dava konusu kazanın oluşumunda davalı …’ın %30 oranında, davacının eşi destek … ise %70 oranında kusurlu olduğu, ancak davacının görülmekte olan dava bakımından 3.kişi durumunda olması ve desteğin kusurunun kendisine yansıtılamayacağı, bu durumda, aktüer bilirkişi raporuna göre belirlenen destek zararının, davalılar arasında müteselsil sorumluluk ilişkisi bulunmadığından kusura göre paylaştırılması gerektiği, dolayısıyla davalı …’in 28.935,96-TL’den, davalı … şirketinin de 67.517,24-TL’den sorumlu olduğu; davalı … şirketinin ölenin sevk ve idaresindeki aracın hem zorunlu trafik sigortacısı, hem de kasko sigortacısı olması nedeniyle, davacının manevi tazminat taleplerinden de sorumlu olduğu, bu sorumluluğun da kusura göre, taraflar arasında paylaştırılması ve fakat, davalı sürücünün sorumluluğunun kaynağının haksız fiil hükümlerini oluşturması nedeniyle, kaza tarihinden, davalı sigortanın ise temerrüt tarihinden itibaren işletilecek yasal faizden sorumlu tutulması gerektiği düşüncesinden hareketle;”A-Davanın maddi tazminat yönünden kısmen kabulüne;1- 67.517,24 TL destekten yoksun kalma tazminatının, davalı … şirketinden temerrüt tarihi olan 20.05.2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte; fazlaya ilişkin kısmın reddine;2- 28.935,96 TL destekten yoksun kalma tazminatının davalı …’dan kaza tarihi olan 06.09.2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile tahsili ile davacıya verilmesine;fazlaya ilişkin kısmın reddine;…..B-Davanın manevi tazminat yönünden kısmen kabulüne;1- Takdiren davacının 15.000,00 TL manevi tazminat alması gerektiği anlaşılmış olup, bu tutarın kusur oranlarına göre 10.500,00 TL’sinin davalı … şirketinden temerrüt tarihi olan 20.05.2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline; bu tutarın 4.500,00TL’sinin davalı …’dan kaza tarihi olan 06.09.2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile tahsili ile davacıya verilmesine; fazlaya ilişkin kısmın reddine,” karar verilmiştir.Karara karşı, davalı … şirketi vekili ile davacı vekili tarafından ayrı ayrı istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. Davacı vekilinin istinaf nedenleri; KTK’nın 88.ve TBK’nın 162.madde hükümleri uyarınca; davalılar uğranılan maddi ve manevi tazminattan müştereken sorumlu oldukları halde, yazılı biçim ve şekilde kusura göre paylaştırma yapılmasının usulsüz olduğu ve kabule göre de, hükmedilen manevi tazminat miktarının yetersiz bulunduğu hususlarına ilişkindir. Davalı … şirketi vekilinin istinaf nedenleri ise; vekil edeni şirketin destek … sürücüsü ve işleteni olduğu aracın, trafik ve İMM (kasko) sigortacısı olduğunu, İhtiyari Mali Mesuliyet Sigortası Genel Şartlarına göre, davacı ölenin eşi olması gözetildiğinde, manevi tazminata ilişkin talebin teminat dışı olduğunun mahkemece göz ardı edildiği, kusura ve hesap raporlarına itirazların dikkate alınmadığı, hesaplamaların zorunlu mali mesuliyet sigortası genel şartlarına göre yapılması gerektiği, ayrıca, müteveffanın anne ve babasını içeren nüfus kaydı getirtilmediği için, davacıdan başka hak sahibi olup olmadığının belirlenemediği, oysa davacıdan başka pay sahibi olan kişiler varsa, bu hususun dikkate alınması gerektiği, ayrıca SGK’ca veya başka kişi ya da kurumlarca davacıya ödeme yapılıp yapılmadığının da irdelenmediği, kazaya karışan karşı aracın trafik sigortacısı olan …tarafından herhangi bir ödeme yapılıp yapılmadığının da araştırılmadığı ve SGK’ca rücua tabi bir ödeme yapılmış olması halinde, bu ödemelerin belirlenen tazminattan düşülmesi gerektiğinin gözetilmediği hususlarına yöneliktir.Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat isteğine ilişkindir. İstinaf edenlerin sıfatına, istinafların kapsam ve nedenleriyle sınırlı olmak kaydıyla yapılan inceleme ve değerlendirme sonucunda;Görülmekte olan davada, taraflar arasında destek sürücüsü … sevk ve idaresindeki …plaka sayılı aracın, davalı …’ın sürücüsü olduğu …plaka sayılı araçla karıştığı 06/09/2014 günlü çift taraflı trafik kazasında hayatını kaybettiği; … plaka sayılı aracın davalı … şirketi nezdinde trafik ve birleşik kasko sigorta poliçesi ile sigortalı olduğu konularında bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, davacının kaza nedeniyle uğradığı destek zararının ve manevi zararının davalı … şirketi tarafından düzenlenen poliçelerin teminatı kapsamında olup olmadığı, davalılar arasında teselsül hükümlerinin uygulanıp uygulanamayacağı, yapılan zarar hesaplamasında doğru yöntem izlenip izlenmediği ve mahkemece belirlenen manevi tazminat miktarının yeterli olup olmadığı hususlarına ilişkindir.1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde; usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, 06/09/2014 olan kaza tarihi itibariyle uygulanması gereken yasal mevzuat ve Yargıtay’ın yerleşmiş uygulamaları dikkate alındığında, sürücü-işleten destek ister kendi kusuru, ister bir başkasının kusuru ile ölmüş olsun, ölüm, destekten yoksun kalanlar üzerinde doğrudan zarar doğuran bir sonuç olduğundan; desteğin kusurunun destekten yoksun kalanlara yansıtılamayacağı, araç sürücüsünün veya işleteninin tam kusurlu olması halinde dahi 3.kişi konumunda olan destekten yoksun kalan kişilerin desteğin kullandığı aracın zorunlu trafik sigortacısı olan sigorta şirketinden destek tazminatı isteme hakkına sahip olduğu konusunda duraksama olmadığına; yargılama sırasında temin edilen ve aktüer bilirkişi ile kusur bilirkişisi tarafından birlikte düzenlendiği anlaşılan 27/12/2016 günlü rapora yönelik olarak, davalı … şirketi vekilince yapılan itirazda sadece talebin teminat dışı olduğunun ileri sürüldüğü, kusur belirlemesi, hesaplama yöntemi, pay değerlendirmesi, ücret gibi konularda herhangi bir itirazda bulunulmadığı hususu ile zaten hesaplamanın asgari ücretin baz alınmasıyla yapılmış olması ve kaza tarihi itibariyle Trafik Sigortası Genel Şartlarında 01/06/2015 tarihinde yapılan değişikliklerin henüz yürürlüğe girmemiş bulunması nedeniyle PMF Yaşam Tablosunun değerlendirilmesiyle hesaplama yapılmış olmasın da da bir yanılgı bulunmaması durumu da birlikte değerlendirildiğinde 27/12/2016 günlü rapordaki belirleme ve değerlendirmelerin davacı taraf bakımından usulü kazanılmış hak oluşturması nedeniyle sözü edilen raporun hükme esas alınmasında herhangi bir yanılgı tespit edilemediğine; ayrıca, SGK’ca davacıya bağlandığı anlaşılan ölüm aylığının ödenen primler karşılığı olması nedeniyle, rücua tabi bir ödeme niteliğinde olmadığının da açık olmasına; kazaya karışan diğer aracın sigortalı olduğu ve dolayısıyla bu sigorta şirketince yapılan ödeme varsa düşülmesi gerektiği hususunun yargılama sırasında açık ve somut bir şekilde belirtilmemesi nedeniyle, HMK’nın 357/1.maddesi hükmü uyarınca, ilk derece mahkemesinde ileri sürülmeyen hususların, istinaf aşamasında ileri sürülemeyeceğinin belirgin bulunmasına; kaldı ki ödeme varsa bile kusura göre, her iki davalının ayrı ayrı tazminat miktarlarıyla sorumlu tutuldukları gözetildiğinde, karşı aracın sigortacısının yaptığı ödemenin istinaf yasa yoluna başvuran sigortacının ödemekle yükümlü tutulduğu miktardan indirilmesinin de söz konusu olamayacağına göre; davalı … şirketi vekilinin aşağıdaki bent dışında kalan tüm istinaf itirazlarının reddi gerekmiştir.2-Davacının eşi … sevk ve idaresindeki … plaka sayılı araç, davalı …nezdinde hem Zorunlu Trafik Sigortalı hem de 08/05/2014 gün … poliçe nolu Birleşik Kasko Sigorta “Genişletilmiş Kasko” Poliçesi ile sigortalı bulunmaktadır.Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası; motorlu bir aracın işletilmesi sırasında, bu aracın işleteninin 3.kişilere verdiği maddi zararları teminat altına alır. Bu nedenle, manevi tazminata ilişkin talepler , Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortası teminatı kapsamında değildir.Kasko sigortası ise, araç sahiplerinin kendi araçlarında oluşan maddi zararlarını karşılamak için isteğe bağlı olarak yapılan bir sigorta türü olduğu için 3.kişilerin uğradıkları zararları teminat altına almaz.İhtiyari Mali Mesuliyet Sigortası ise; esasen Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası teminatı kapsamında olmayan 3.kişilerin uğradığı manevi zararları ek sözleşme ile teminat altına alabilir. (Kara Araçları Kasko Sigortası Genel Şartları Madde 3) Ayrıca, sigorta şirketleri isteyenlere bu amaçla tek poliçe halinde hem kasko sigortası, hem de ihtiyari mali mesuliyet sigortası yapabilir.Somut olayda, davalı … şirketince düzenlenen 08/05/2014 gün … sayılı Birleşik Kasko Sigorta Poliçesi bu nitelikte bir poliçe olup, ihtiyari mali mesuliyet sigortası kapsamında 3.kişilerin uğrayacakları manevi tazminatları da teminat altına aldığı anlaşılmaktadır. Ne var ki, Motorlu Kara Taşıtları İhtiyari Mali Mesuliyet Sigortası Genel Şartlarının 3/c maddesinde işletenin veya aracı sevk edenin eşinin usul ve füruunun (kendisi ile evlat edinme ilişkisi ile bağlı olanların) ve birlikte yaşadığı kardeşlerinin uğrayacağı zararlar dolayısıyla ileri sürülen taleplerin, sigortanın teminatı dışında olduğu belirtilmiştir. Bu durumda, davacı görülmekte olan davada, işleten-sürücünün eşi konumunda bulunduğundan, ihtiyari mali mesuliyet sigortası kapsamındaki manevi tazminata ilişkin, taleplerinin teminat dışı olduğu açıktır.Mahkemece, açıklanan nedenlerle davalı … şirketine yöneltilen manevi tazminat talebinin reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı biçim ve şekilde poliçelerin niteliğine yanlış anlam verilmesi sonucunda, davalı … şirketinin manevi tazminatla sorumlu tutulması isabetsiz olmuştur.3-Davacı vekilinin istinaf itirazlarına gelince; talep konusunu oluşturan ölüm olayı, çift taraflı trafik kazası sonucunda gerçekleşmiş olup, davacı hem desteğinin sevk ve idaresindeki aracın sigortacısına hem de, karşı araç sürücüsüne davayı yönelterek uğradığı maddi ve manevi zararların davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini istemiştir. Görülmekte olan davada; davacı, desteğin kullandığı aracın zorunlu trafik sigortacısına yönelttiği destekten yoksun kalma talebi bakımından 3.kişi konumunda ise de, davalı karşı araç sürücüsüne yönelttiği talepler bakımından 3.kişi konumunda değildir. Bu durumda, davalı karşı araç sürücüsünün sorumluluğu sadece kendi kusuru ile sınırlı olup, davacının desteğinin kusurundan sorumlu olması düşünülemeyeceğinden, davalı taraflar arasında teselsül hükümleri uygulanamaz. Açıklanan nedenlerle, davalı tarafın kusurları oranında destek zararından sorumlu olacaklarına ilişkin, mahkeme kararı gerekçesinde ve takdirinde, herhangi bir yanılgı tespit edilemediğinden, davacı vekilinin bu yöne ilişen istinaf başvurusunun reddi gerekmiştir.4-Ne var ki, kazanın tarihi, oluş şekli, kusur durumları, paranın alım gücü, tarafların dosyaya yansıyan sosyo ekonomik durumları, davacının ölenle yakınlık durumu gözetildiğinde, mahkemece, davacı yararına davalı … Gündoğdu aleyhine belirlenen manevi tazminat miktarı yetersizdir.Ancak, bu ve az yukarıda 2.bentte yazılı yanılgıların giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, ilk derece mahkemesi kararının HMK.m.353/1-b/2 hükmü uyarınca kaldırılmasına, istinaf konusu yapılmayan, reddedilen ve kabul edilen hususlar ile harcın da kamu düzeninden olduğu gözetilerek, düzeltilmek suretiyle yeniden esas hakkında karar verilmesi gerektiği sonucuna varılarak aşağıdaki biçimde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçe uyarınca;1-Yukarıda başlıkta yazılı bulunan ilk derece mahkemesi kararına karşı davalı … şirketi vekili tarafından yapılan istinaf itirazlarının yukarıda (2) sayılı bentte açıklanan nedenlerle KABULÜNE, öteki istinaf itirazlarının ise; yukarıda (1) sayılı bentte gösterilen nedenlerle REDDİNE,2-Yukarıda başlıkta yazılı bulunan ilk derece mahkemesi kararına karşı davacı vekili tarafından yapılan istinaf itirazlarının ise yukarıda (4) sayılı bentte açıklanan nedenle KABULÜNE, öteki istinaf itirazlarının ise; yukarıda (3) sayılı bentte gösterilen nedenlerle REDDİNE,3-İstinaf yasa yoluna başvuran davalı … şirketi tarafından peşin olarak yatırıldığı anlaşılan 1.905,00-TL nispi istinaf karar ve ilam harcının talebi halinde kendisine İADESİNE,4-İstinaf yasa yoluna başvuran davacı tarafından peşin olarak yatırıldığı anlaşılan 31,40-TL maktu istinaf karar ve ilam harcının talebi halinde kendisine İADESİNE,5-İstinaf aşamasında istinaf yasa yoluna başvuran davalı ve davacı tarafından yapılan diğer giderlerin ise, takdiren üzerlerindee bırakılmasına, 6-İncelemenin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,7-İstinaf istemine konu olan ve başlıkta yazılı bulunan İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 04/07/2017 gün ve 2015/587E,-2017/825 sayılı kararının KALDIRILMASINA,7/1-Davanın maddi tazminat yönünden KISMEN KABULÜYLE;- 67.517,24-TL destekten yoksun kalma tazminatının, davalı … şirketinden temerrüt tarihi olan 20.05.2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte alınarak davacıya verilmesine,- 28.935,96-TL destekten yoksun kalma tazminatının da davalı …’dan kaza tarihi olan 06.09.2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile alınarak davacıya verilmesine;- Fazlaya ilişkin isteğin REDDİNE,7/2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T hükümleri uyarınca belirlenen 10.466,26 TL vekalet ücretinin tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla davalılardan sorumluluk oranlarında alınarak davacıya verilmesine, (Davalı …’ın sorumluluğu 3.139,87 TL ve sigortanın sorumluluğu 7.326,38 TL) (davalı … şirketinden %70, davalı …’ten%30 oranında)7/3- Davacının davalı …ne yönelik olarak açtığı manevi tazminat davasının REDDİNE,7/4-Davacının davalı … aleyhine açtığı manevi tazminat davasının KISMEN KABULÜYLE, – 20.000,00-TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 06.09.2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …’dan alınarak davacıya verilmesine;-Fazlaya ilişen isteğin REDDİNE,7/5-Karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan A.A.Ü.T hükümleri uyarınca belirlenen uyarınca 2.725,00-TL vekalet ücretinin davalı …’dan alınarak davacıya verilmesine,7/6-Manevi tazminat bakımından, davalı … şirketi yargılama sırasında vekille temsil edildiğinden karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan A.A.Ü.T hükümleri uyarınca belirlenen uyarınca 2.725,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı …ne verilmesine,7/7-Maddi tazminat bakımından davalılardan alınması gereken 6.588,72- TL karar ve ilam harcından, peşin olarak alınan 409,86-TL ve 261,13-TL ıslah harcından mahsubu ile kalan 5.917,73- TL harcın davalılardan sorumluluk miktarları gözetildiğinde (davalı … şirketinden %70, davalı …’ten%30 oranında) alınarak Hazine’ye gelir kaydedilmesine,7/8-Davacı tarafından yapılan 31,80 TL ilk masraf, 409,86 TL peşin harç, 261,13-TL ıslah harcı, 1.000,00-TL bilirkişi ücreti 269,10 TL posta-tebligat masrafı olmak üzere toplam 1.971,89-TL yargılama giderinin davanın kabul red oranı gözönünde tutularak 1.118,70-TL yargılama giderinin davalılardan (davalı … şirketinden %70, davalı …’ten%30 oranında) alınarak davacıya verilmesine,7/9-Manevi tazminat bakımından alınması gereken 1.366,20-TL karar ve ilam harcının davalı …’dan alınarak Hazine’ye gelir kaydedilmesine,7/10-Yatırılan gider avansından arta kalanın kararın kesinleştiğinde ve talep halinde ilgilisine İADESİNE, HMK.m.353/1-b/2 hükmü uyarınca, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve HMK.m.361/1 gereğince, kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay nezdinde temyiz yasa yolu açık olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi. 27/06/2019.