Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2017/1995 E. 2019/992 K. 23.05.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO: 2017/1995
KARAR NO : 2019/992
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 22/09/2017
NUMARASI : 2017/4516 D.İş-2017/4516 K.
DAVANIN KONUSU: Hakem Kararının Tebliğe Çıkarılması / Saklanması
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 23/05/2019
Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyeti kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Başvuran vekili Sigorta Tahkim Komisyonuna verdiği dilekçede özetle; davalı … şirketi nezdinde trafik sigortalı bulunan … plaka sayılı araç sürücüsü olan ve vekil edeninin eşi bulunan … kusuru neticesinde 19/08/2014 tarihinde meydana gelen tek taraflı trafik kazasında destek sürücü … hayatını kaybettiğini, davalı … şirketine yapılan başvurunun ise 21/012/2016 tarihinde reddedildiğini ileri sürerek, zarar miktarı belirtildiğinde talep miktarı açıklanmak üzere (belirsiz alacak), 100,00-TL destekten yoksun kalma tazminatının temerrüt tarihinden işletilecek faizi ile birlikte davalı … şirketinden tahsiline karar verilmesini istemiş, 09/03/2017 günlü bedel arttırım dilekçesi ile de istek miktarını 141.728,00-TL’ye çıkarttıklarını açıklamıştır.Davalı … şirketi vekili cevabında özetle; zaman aşımı definde bulunarak, … plaka sayılı aracın, vekil edeni şirket nezdinde trafik sigortalı olduğunu, ancak dava konusu tek taraflı trafik kazasının, kaza anında 1,79 promil alkollü olduğu belirlenen araç sürücüsü ve aynı zamanda da araç işleteni bulunan .. tam kusuru neticesinde meydana geldiğini, bu durumda davacı taraf talebinin teminat dışı olduğunu, destekten yoksun kalma tazminatı isteğinde bulunamayacağını, ayrıca TBK’nın 135.maddesinde düzenlenen alacaklı-borçlu sıfatlarının da birleşmiş olduğunu, bu nedenle davanın reddi gerektiğini, buna rağmen sigorta sirketinin sorumluluğu yoluna gidilecek olur ise de, ölenin alkollü olması ve emniyet kemeri takmaması nedeniyle hesaplanan tazminatta müterafik kusur indirimi yapılmasını istediklerini belirterek, davaya karşı koymuştur.Sigorta Tahkim Komisyonu Uyuşmazlık Hakem Heyetince; tarafların iddia ve savunmaları ile tüm dosya kapsamı gözetilerek; 19/08/2014 tarihinde davalı … şirketi nezdinde trafik sigortalı olan … plaka sayılı aracın sürücüsü-maliki olan desteğin tam kusuru neticesinde meydana gelen trafik kazasında hayatını kaybetmesine dayanılarak açılan davada, ölenin desteğinden yoksun kalan başvuru sahibi eşin üçüncü kişi konumunda olduğu, Yargıtay’ın yerleşmiş uygulamalarına göre desteğin kusurunun kendisine yansıtılamayacağı görüşünden hareketle; benimsenen hesap bilirkişi raporuna göre, davacının destek zararının 141.828,54-TL olduğunun anlaşıldığı, ancak ölenin kaza anında alkollü olduğunun ve emniyet kemerini takmadığının belirlenmesi nedeniyle, tazminattan %25 oranında müterafik kusur indirimi yapılması gerektiği açıklanmak suretiyle, davanın kısmen kabulü ile 106.371,40-TL destekten yoksun kalma tazminatının 03/01/2017 olan temerrüt tarihinden işletilecek yasal faizi ile birlikte davalı … şirketinden tahsiline karar verilmiş, davacı vekilinin ve davalı … şirketi vekilinin Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyetine ayrı ayrı yaptıkları itiraz üzerine; itiraz hakem heyetince; davalı … şirketi vekilince yapılan itirazların reddine, başvuru sahibince yapılan itirazın ise müterafik kusur indirimi yapılmasının usulsüz olduğundan bahisle kabulüne; bu doğrultuda başvurunun kabulü ile 141.728,00-TL destekten yoksun kalma tazminatının 03/01/2017 tarihinden işletilecek yasal faizi ile birlikte davalı … şirketinden alınarak başvuru sahibine verilmesine karar verilmiştir. Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyeti kararına karşı; davalı … şirketi vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuştur.İstinaf nedenleri; cevap dilekçesindeki ve itiraz dilekçesindeki nedenlerle aynı olup, ayrıca davacı taraf lehine hükmedilen vekalet ücretinin hatalı olduğuna yöneliktir.Dava trafik kazası sonucunda meydana gelen ölüm nedeniyle, ölenin desteğinden yoksun kalan eşin açmış olduğu, destekten yoksun kalma tazminatı isteğine ilişkindir.1-İstinaf isteğinde bulunan tarafın sıfatına, istinafın kapsam ve nedenine; dosya içindeki bilgi ve belgelere, hakem kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde; usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığına, 19/08/2014 olan kaza tarihi itibariyle uygulanması gereken yasal mevzuat ve Yargıtay’ın yerleşmiş uygulamaları dikkate alındığında; sürücü- işleten destek ister kendi kusuru, ister bir başkasının kusuru ile ölmüş olsun, ölüm destekten yoksun kalanlar üzerinde doğrudan zarar doğuran bir sonuç olduğundan; desteğin kusurunun destekten yoksun kalanlara yansıtılamayacağı; araç sürücüsünün veya işleteninin tam kusurlu olması halinde dahi 3.kişi konumunda olan destekten yoksun kalan kişinin sigorta şirketinden tazminat isteme hakkına sahip olduğu konusunda duraksama olmadığına;2-Ölen desteğin sevk ve idaresindeki aracın sigortacısına karşı açılan böyle bir davada, kazanın oluşumunda tam kusurlu olduğu belirlenen destek sürücünün kendi kusuruna tekrar katılmış olmasının esasen mümkün bulunmadığından, belirlenen tazminattan müterafik kusur indirimi yapılmamış olmasında da herhangi bir yanılgı tespit edilemediğine; bu durumda 3.kişi sıfatıyla dava açan destekten yoksun kalan kişi bakımından TBK’nun 135. maddesinde düzenlenen alacaklı-borçlu sıfatlarının birleşmesi durumunun oluştuğundan da söz edilemeyeceğine;3-5684 sayılı Sigortacılık Kanunun 30/17.maddesinde “talebi kısmen ya da tamamen reddedilenler aleyhine hükmolunacak vekalet ücreti Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinde belirlenen vekalet ücretinin beşte biridir.” dendiğine, anılan düzenlemenin davalı lehine-davacı taraf aleyhine hükmedilecek vekalet ücretine ilişkin olduğu; davacı yararına – davalı aleyhine hükmedilecek vekalet ücretine ilişkin bulunmadığının belirgin olmasına; bu durumda davacı taraf yararına A.A.Ü.T uyarınca tam ve nispi vekalet ücreti tayin edilmesinde bir yanlışlık bulunmamasına,4-Ve görülmekte olan davanın konusunu oluşturan 19/08/2014 günlü trafik kazası sonucunda, bir kişinin öldüğü, tahkim yargılamasına konu davanın ise 11/01/2017 tarihinde açıldığı gözetildiğinde, kaza tarihinde yürürlükte bulunan 5237 sayılı TCK’nın 85/1 ve 66/1-d madde hükümleri uyarınca öngörülen, ceza zaman aşımı süresinin 15 yıl olması ve Yargıtay’ın yerleşmiş uygulamaları uyarınca bu durumda, uzamış zaman aşımının uygulanabilmesi için eylemin kendisinin ceza kanununda suç teşkil etmesinin yeterli bulunmasına, sürücüsünün kendisinin ölmesi nedeniyle herhangi bir ceza yargılamasına konu yapılmamış olmasının eylemin kendisini suç teşkil eden bir eylem olma halini ortadan kaldırmayacağının açık bulunmasına göre; itiraz hakem heyetince verilen kararda usul ve yasaya aykırı bir yön belirlenemediğinden; yerinde görülmeyen tüm istinaf itirazlarının reddine karar verilmesi gerektiği sonucuna varılarak aşağıdaki biçimde hüküm tesis edilmiştir. (HMK.m.353/1-b/1)
HÜKÜM: Gerekçe uyarınca;1-Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyetinin 21/08/2017gün ve 2017/İ.2663-2017/İHK.3155 sayılı kararına yönelik olarak davalı …. vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun HMK.353/1-b/1 madde gereğince ESASTAN REDDİNE,2-İstinaf yasa yoluna başvuran davalı … şirketi tarafından peşin olarak yatırılan 31,40-TL maktu istinaf karar ve ilam harcının talep halinde kendisine İADESİNE,3-İncelemenin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,4-Davalı …. tarafından istinaf aşamasında yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına,HMK.m.353/1-b/1 hükmü uyarınca, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda; HMK’nın 361/1 maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay nezdinde temyiz yasa yolu açık olmak üzere; oy birliğiyle karar verildi.23/05/2019.