Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2017/1963 E. 2019/988 K. 23.05.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO: 2017/1963
KARAR NO : 2019/988
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KOCAELİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 03/07/2017
NUMARASI : 2014/698 E.- 2017/495 K.
DAVANIN KONUSU: Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 23/05/2019
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı sigorta şirketi nezdinde trafik sigortalı bulunan … plaka sayılı aracın, kusuru neticesinde 06/05/2012 tarihinde meydana gelen trafik kazasında, araç içinde yolcu olarak bulunan vekil edeninin yaralandığını belirterek, fazlaya ilişen haklar saklı kalmak kaydıyla (belirsiz alacak) 1.000,00-TL’si geçici, 1.000,00-TL’si kalıcı iş göremezlik tazminatına karşılık olmak kaydıyla toplam 2.000,00-TL maddi tazminatın davalı sigorta şirketinden tahsiline karar verilmesini istemiş, 29/04/2016 günlü bedel arttırım dilekçesi ile de, istek miktarını 49.988,90-TL’ye çıkarttıklarını açıklamış, 10/02/2017 günlü ıslah dilekçesi ile de, toplam istek miktarını 53.444,03-TL’ye yükselttiklerini bildirmiştir.Davalı sigorta şirketi vekili cevabında özetle; öncelikle davanın reddine karar verilmesini istemiş, eğer sorumlulukları yoluna gidilecek olur ise de, hatır taşıması olup olmadığı araştırılarak varsa, belirlenecek tazminattan indirim yapılmasını talep etmiştir.Mahkemece, iddia, savunma, toplanan deliller ile davacı tarafın 29/04/2016 günlü dilekçesi gözetilerek, davanın kısmen kabulü ile;”Dava dilekçesi ve 29/04/2016 tarihli dilekçe ile talep edilen toplam 49.988,90 TL maddi tazminattan , TBK 51. Maddesi gereğince %20 hatır indirimi yapıldıktan sonra bakiye 39.991,12 TL nin (2918 sayılı KTK.’nun 99/1. ve ZMSS Genel Şartlarının B-2. maddesi uyarınca, sigorta şirketine başvuru tarihi olan 24.10.2013 tarihine 8 iş günü eklenerek ) 03/11/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,Fazlaya ilişkin istemin reddine, ” karar verilmiştir.Karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuştur.İstinaf nedenleri; davanın belirsiz alacak davası olduğu, dosya kapsamından alınan ilk bilirkişi raporuna göre, maddi zararın 49.888,90-TL olduğunun anlaşılması üzerine, fazlaya ilişen haklar saklı tutularak bedel arttırımı yoluna gidildiği, davalı tarafın söz konusu rapora yaptığı itiraz üzerine, dosyanın yeniden bilirkişiye gönderildiği ve davalı tarafın itirazı üzerine alınan ikinci bilirkişi raporunda toplam zarar miktarının 53.444,03-TL olduğunun belirlenmesi üzerine, 10/02/2017 günlü ıslah dilekçesi ile talep miktarının arttırıldığı, bu durumda ıslah dilekçesindeki miktar üzerinden davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, bedel arttırım dilekçesindeki taleple bağlı kalınarak ıslah gözetilmeksizin yazılı biçim ve şekilde karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu ve kabule göre de, %20 oranında uygulanan hatır taşıması indirimi oranının hakkaniyete aykırı bulunduğu hususlarına yöneliktir.Dava, trafik kazasından kaynaklanan geçici ve kalıcı iş göremezlik tazminatı isteğine ilişkindir.İstinaf edenin sıfatına, istinafın kapsam ve nedenleriyle sınırlı olmak kaydıyla yapılan inceleme ve değerlendirme sonucunda;Dosya kapsamından, davacının yaralanmasıyla sonuçlanan 06/05/2012 günlü trafik kazasına karışan … plaka sayılı aracın davalı sigorta şirketi nezdinde trafik sigortalı olduğu, davacının bu kaza neticesinde ATK’dan temin edilen 19/01/2015 günlü rapordan da anlaşılacağı üzere %19 oranında kalıcı beden gücü kaybına uğradığı, iyileşme süresinin 3 ay olduğu, kalıcı ve geçici iş göremezlik zarar miktarının 30/03/2016 günlü hesap raporuna göre, 49.988,90-TL bulunduğu, davacı vekilinin bu miktar üzerinden, fazlaya ilişkin hakları saklı tutarak bedel arttırımı talep ettiği, ancak davalı tarafın yaptığı itiraz üzerine, mahkemece, kusur incelemesi yapılması ve yeniden rapor alınması bakımından dosyanın bilirkişilere tevdi edildiği, bu kapsamda alınan 20/01/2017 günlü raporda, kazanın oluşumunda sigortalı araç sürücüsünün tam kusurlu olduğu, araçta yolcu olarak bulunan davacının ise kusursuz olduğunun belirlendiği ve yeni hesap tarihi itibariyle de zarar miktarının 53.444,03-TL olduğunun tespit edildiği ve davacı tarafça 10/02/2017 günlü ıslah dilekçesi ile istek miktarını 53.444,03-TL’ye çıkarttığı anlaşılmaktadır.Anayasa’nın 141.maddesinde mahkeme kararlarının gerekçeli olarak yazılacağı açıklanmış, aynı zorunluluk 6100 sayılı HMK.nın 297. maddesinde de düzenlenmiştir. Bu maddede hakimin uyuşmazlık konusu olan olay hakkında tüm kanıtları toplaması, tartışması, bu kanıtlardan hangisine değer verdiğini, kanıtlardan hangisine değer vermediğinin nedeni, hangilerini üstün tuttuğunun dayanaklarını değerlendirdikten sonra bir sonuca varmasının zorunlu ve gerekli olduğu vurgulanmıştır. Zira ancak, böyle bir yöntemin izlenmesi durumunda kararın gerekçeli olduğu kabul edilebilir ve hükmü kuran hakimin böyle bir yöntemi izlemesi halinde maddi olgularla hüküm fıkrası arasında bir bağlantı kurulmuş sayılır. Ayrıca gerekçe sayesinde kararın doğruluğu denetlenmiş ve davanın tarafları tatmin ve inandırılmış olacak ve adil bir yargılamanın yapıldığı sonucuna varılacaktır(Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 10/09/2018 tarih ve 2015/14594 E., 2018/7571 K. sayılı kararı).Somut olayda, mahkemece, davacı vekili tarafından sunulan ve harçlandırılmış olan 10/02/2017 günlü dilekçedeki taleple ilgili olarak, olumlu veya olumsuz değerlendirme yapılmamış, sanki bu dilekçe yokmuş gibi sadece 29/07/2016 günlü dilekçedeki taleple bağlı kalınarak hüküm tesis edilmiştir.Bundan ayrı, mahkemece, 49.988,90-TL’lik maddi tazminata TBK’nın 51.maddesi uyarınca, %20 hatır taşıması indirimi uygulaması yapılmış, ancak yapılan hatır taşıması indiriminin neden yapıldığına ilişkin herhangi bir gerekçe oluşturulmuş değildir.Bu durumda, yasa yolu incelemesi yapılabilecek nitelikte bir karar bulunmadığı açık olup, bu yön HMK.m.353/1-a/6 hükmü kapsamında, gösterilen delillerin hiç değerlendirilmemiş olması halini oluşturacağından, davacı vekilinin istinaf isteğinin kabulü ile; tarafların tüm iddia ve savunmaları gözetilip değerlendirilerek, az yukarıda açıklandığı şekilde gerekçe yazılarak ve yasa yolu incelemesine imkan tanıyacak biçimde hüküm tesis edilmek üzere, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması ve dosyanın mahkemesine gönderilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçe uyarınca;1-Davacı vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun gerekçede açıklanan nedenlerle KABULÜ ile, istinaf istemine konu olan ve başlıkta yazılı bulunan ilk derece mahkemesi kararının HMK.m.353/1-a/6 hükmü uyarınca KALDIRILMASINA,2-Dosyanın, yukarıda gösterilen biçimde inceleme ve değerlendirme yapılarak yeniden bir karar verilmek üzere mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,3-İstinaf yasa yoluna başvuran davacı tarafından peşin olarak yatırıldığı anlaşılan 31,40-TL maktu ve 651,55-TLnispi istinaf karar ve ilam harcı ile 85,70-TL istinaf başvuru harcının talep halinde davacıya İADESİNE,4-Dosya üzerinde inceleme yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,5-İstinaf yasa yoluna başvuran davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan diğer giderlerin ilk derece mahkemesince verilecek nihai kararda dikkate alınmasına,HMK.m.353/1-a/6 hükümleri uyarınca, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve KESİN olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi.23/05/2019.