Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2017/1930 E. 2019/1360 K. 27.06.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO: 2017/1930
KARAR NO : 2019/1360
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 25/10/2016
NUMARASI : 2016/3767 D.İş- 2016/3767 K.
DAVANIN KONUSU: Hakem Kararının Tebliğe Çıkarılması / Saklanması
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 27/06/2019
Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyeti kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Başvuran vekili Sigorta Tahkim Komisyonuna verdiği dilekçede özetle; sürücüsü ve plakası tespit edilemeyen bir aracın vekil edeninin sevk ve idaresindeki … plaka sayılı araca çarpması sonucunda, 05/04/2010 tarihinde meydana gelen trafik kazasında davacının yaralanarak sakat kaldığını, Güvence Hesabına yapılan başvuru üzerine kendisine %100 kusur ve %8 maluliyet oranı ve asgari ücretin baz alınması ile hesaplanan 32.860,00-TL ödeme yapıldığını, ancak bu ödemenin vekil edeninin polis memuru olması ve 3.300,00-TL üzerinde net gelire sahip olması nedeniyle yetersiz olduğu, bakiye tazminat için yapılan ikinci başvurudan ise sonuç alınamadığını belirterek, fazlaya ilişen haklar saklı kalmak kaydıyla, 8.000,00-TL sürekli iş göremezlik tazminatının temerrüt tarihinden işletilecek avans faizi ile birlikte, Güvence Hesabından tahsiline karar verilmesini istemiş, 09/05/2016 havale günlü dilekçe ile de, vekil edeninin talep edebileceği bakiye tazminat miktarının bilirkişi raporu ile tespit edildiğini belirterek, istek miktarını 85.426,06-TL’ye çıkarttıklarını açıklamıştır.Davalı Güvence Hesabı vekili cevabında özetle; dava konusu kaza ile ilgili olarak davacıya yaptığı başvuru sonucunda, 26/11/2015 tarihinde 32.860,00-TL maluliyet tazminatı ödemesi yapıldığını, bu nedenle bakiye herhangi bir sorumluluğun kalmadığını, bu nedenle davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, Güvence Hesabının sorumluluğunun devam ettiği sonucuna varılacak olur ise de, kusur ve maluliyet durumunun yeniden belirlenmesini istediklerini ve ayrıca SGK tarafından başvuru sahibine ödenmiş veya ödenecek rücua tabi bir tazminat olup olmadığının araştırılması gerektiğini açıklamış ve faiz talebinin de yersiz olduğunu belirtmiştir.Sigorta Tahkim Komisyonu Uyuşmazlık Hakem Heyetince; başvurunun kabulü ile 85.426,06-TL bakiye tazminatın 26/10/2015 eksik ödeme tarihinden işletilecek yasal faizi ile birlikte Güvence Hesabından alınarak başvuru sahibine verilmesine karar verilmiş, Güvence Hesabı vekilinin Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyetine yaptığı itiraz üzerine; itiraz reddedilmiş; itiraz hakem heyeti kararına karşı davalı Güvence Hesabı vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuştur.İstinaf nedenleri; davacının polis memuru olduğu, kazanın görev başındayken meydana geldiği, bu durumda, idare tarafından kendisine herhangi bir tazminat ödemesi yapılıp yapılmadığının araştırılması gerektiği, aksi taktirde mükerrer ödeme oluşacağı yönündeki itirazlarının değerlendirilmediği, ayrıca polis memuru olan davacının kazadan sonra aynı işi yapmaya devam ettiği gözetildiğinde, herhangi bir gelir kaybına uğramaması nedeniyle, hesaplamanın asgari ücrete ve 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren Trafik Sigortası Genel Şartlarındaki ilkelere göre yapılması gerektiği ve kabule göre de vekalet ücretinin hatalı belirlendiği hususlarına yöneliktir.Dava, trafik kazasından kaynaklanan bakiye kalıcı iş göremezlik zararının giderilmesi isteğine ilişkindir. İstinaf edenin sıfatına, istinafın kapsam ve nedenleri ile sınırlı olarak yapılan inceleme ve değerlendirme sonucunda;1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, Hakem Kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön olmamasına, davacı polis memurunun dosyada mevcut bordroları dikkate alındığında aktif dönem için asgari ücretin 3,235 katı gelir üzerinden, pasif dönem için de AGİ hariç asgari ücret üzerinden, kaza tarihinde yürürlükte bulunan yasal mevzuat ve Yargıtay uygulamalarına uygun şekilde ve denetime elverir nitelikte PMF Yaşam Tablosu ve Progresif Rant Hesabına bağlı olarak düzenlenen 20.04.2016 günlü hesap raporundaki belirleme ve değerlendirmelerin hükme esas alınmasında herhangi bir isabetsizlik bulunmadığına, kaza tarihinden çok sonra 01/06/2015 tarihinde yürürlüğe giren Tarfik Sigortası Genel Şartlarındaki hesap yöntemi ve şekli konusundaki değişikliklerin somut olaya uygulanmasının mümkün olamayacağının da açık olmasına; davacıdaki maluliyet oranının %8 olduğu ve bordrolara göre görevine devam etmekte olduğu anlaşıldığından, davacıya SGK tarafından maluliyete dayalı bir gelir bağlaması söz konusu olamayacağına, ayrıca, 5684 sayılı Sigortacılık Kanunun 30/17.maddesinde “talebi kısmen ya da tamamen reddedilenler aleyhine hükmolunacak vekalet ücreti Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinde belirlenen vekalet ücretinin beşte biridir.” dendiğine, anılan düzenlemenin davalı lehine-davacı taraf aleyhine hükmedilecek vekalet ücretine ilişkin olduğu; davacı yararına – davalı aleyhine hükmedilecek vekalet ücretine ilişkin bulunmadığının belirgin olmasına; bu durumda davacı taraf yararına A.A.Ü.T uyarınca tam ve nispi vekalet ücreti tayin edilmesinde bir yanılgı tespit edilememesine göre davalı sigorta şirketinin aşağıda belirtilen husus dışında sair tüm istinaf itirazlarının reddi gerekmiştir.2-Nakdi Tazminat ve Aylık Bağlanması Hakkında 2330 sayılı Kanun’un 6. maddesi hükmüne göre, bu kanun hükümleri uyarınca ödenecek maddi tazminatla bağlanacak emekli aylığı, uğranılan maddi ve manevi zararların karşılığı olup, yargı mercilerinde maddi ve manevi zararların karşılığı olarak kurumların ödemekle yükümlü tutulacakları tazminatın hesabında, bu kanun hükümlerine göre ödenen maddi tazminat ile bağlanmış bulunan aylıkların göz önünde tutulması gerekmektedir.Dosya kapsamından, polis memuru olan davacının görevini ifa ettiği sırada, 05/04/2010 tarihinde meydana gelen trafik kazası sonucunda yaralanarak kalıcı sakatlığa uğradığı anlaşılmaktadır. Ne var ki, tahkim komisyonunca, davalı tarafın bu yöndeki savunması ve itirazları üzerinde durulmamış, meydana gelen trafik kazası nedeniyle davacıya 2330 sayılı yasa uyarınca, herhangi bir ödeme yapılıp yapılmadığı, ödeme yapılmış ise ne kadarının maddi, ne kadarının manevi tazminata ilişkin olduğu, diğer bir anlatımla varsa maddi ve manevi tazminat ödemesinin rakam olarak ne kadar bulunduğu İç İşleri Bakanlığı’ndan sorulmamış ve maddi tazminata ilişkin olarak herhangi bir ödeme var ise, bu ödemenin belirlenen tazminattan mahsup edilmesi gerekip gerekmediği değerlendirilmeden yazılı biçim ve şekilde davanın kabulüne karar verildiği görülmüştür.Dairemizin 23.05.2019 günlü yazısı uyarınca dosya içerisine alınan İçişleri Bakanlığının 08.06.2019 günlü müzekkere cevabına göre Polis Memuru olan davacıya görülmekte olan davanın konusunu oluşturan 05.04.2010 tarihinde meydana gelen trafik kazası nedeniyle Emniyet Genel Müdürlüğü Nakdi Tazminat Komisyonunun 23.10.2015 gün 2015/0978 sayılı kararı uyarınca 7.893,00-TL tazminat ödemesi yapıldığı anlaşılmıştır. Söz konusu cevabi yazıda ayrıca 2330 sayılı Nakdi Tazminat ve Aylık Bağlanması Hakkında Kanunun 6. maddesinde; “bu kanun hükümlerine göre ödenecek maddi tazminat ile bağlanacak emekli aylığı uğranılan maddi ve manevi zararların karşılığıdır.” denilmekte olup; ödenen nakdi tazminatın hangi miktarının maddi, hangi miktarının manevi tazminata ilişkin olduğu konusunda bir ayrım yapılmamıştır. Bu durumda nakdi tazminat ödemesinin takdiren %50’sinin maddi tazminata yönelik olduğu kabul edilmeli ve yapılan 7.893,00-TL’lik ödemenin %50’sine isabet eden 3.946,50-TL’nin belirlenen maddi tazminattan aynen mahsup edilerek karar verilmesi gerekirken; (Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 05/09/2018 gün 2017/5504 esas ve 2018/7410 karar sayılı emsal içtihadı) az yukarıda açıklandığı şekilde bu husus üzerinde durulmadan karar verilmesi hatalı ise de bu yanılgının giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyeti kararının HMK.m.353/1-2 hükmü uyarınca kaldırılarak, istinaf konusu olmayan hususlar ile reddedilen istinaf itirazları da gözetilerek düzeltilmek suretiyle yeniden esas hakkında karar verilmesi gerektiği sonucuna varılarak aşağıdaki biçimde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçe uyarınca;1-Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyetinin 26/09/2016 gün ve 2016/İ.2065 – 2016/İHK.2507 sayılı kararına yönelik olarak davalı Güvence Hesabı vekili tarafından yapılan istinaf itirazının yukarıda (2) sayılı bentte gösterilen nedenle KABULÜNE, öteki itirazların ise yukarıda (1) sayılı bentte açıklanan nedenlerle REDDİNE,2-İstinaf yasa yoluna başvuran davalı Güvence Hesabın tarafından peşin olarak yatırıldığı anlaşılan 29,20- TL maktu ve 1.429,56-TL nispi karar ve ilam harcı ile 143,50-TL başvurma harcının talebi halinde kendisine İADESİNE,3-İstinaf yasa yoluna başvuran davalı tarafından yukarıda belirtilenler dışında kalan ve istinaf aşamasında yapılan diğer giderlerin takdiren üzerinde bırakılmasına,4-İncelemenin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,5-İstinaf talebine konu olan, Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyetinin 26/09/2016 gün ve 2016/İ.2065 – 2016/İHK.2507 sayılı kararının HMK.m.353/1-b/2 hükmü uyarınca KALDIRILMASINA,5/1-Başvuru sahibi … talebinin KISMEN KABULÜYLE, 81.479,56-TL tazminatın 26/11/2015 tarihinden işletilecek yasal faizi ile birlikte davalı Güvence Hesabından alınarak davacı … verilmesine,Fazlaya ilişen talebin REDDİNE,5/2-Başvuru sahipleri tarafından Uyuşmazlık Hakem Heyetince verilen karara kadar yapılan 1.281,50-TL başvuru ücreti ile 450,00-TL bilirkişi ücreti ve 40,30-TL vekalet harcından oluşan toplam 1.735,80-TL yargılama giderinin kabul ve ret oranına göre takdiren 1.655,60-TL’sinin davalı Güvence Hesabından alınarak davacıya verilmesine, bakiyesinin ise davacı üzerinde bırakılmasına,5/3-Uyuşmazlık Hakem Heyeti kararına karşı itiraz eden davalı Güvence Hesabı tarafından yapılan 1.281,50-TL itiraz giderinin kabul ve ret oranına göre takdiren 59,20-TL’sinin davacıdan alınarak davalı Güvence Hesabı’na verilmesine, bakiyesinin ise davalı üzerinde bırakılmasına,5/4-Davacı yargılamada vekille temsil edildiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT hükümleri uyarınca kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 9.268,36-TL vekalet ücretinin davalı Güvence Hesabından alınarak davacıya verilmesine,5/5-Davalı yargılamada vekille temsil edildiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT ile 5684 sayılı Sigortacılık Yasasının 30/17maddesi gereğince ret edilen miktar gözetilerek 1/5 oranında belirlenen 545,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı Güvence Hesabına verilmesine,5/6-Yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,HMK. m. 353/1-b/2 hükmü uyarınca, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve HMK. m. 361. gereğince, tebliğden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay nezdinde temyiz yasa yolu açık olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi.27/06/2019.