Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2017/1923 E. 2019/858 K. 09.05.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO: 2017/1923
KARAR NO : 2019/858
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 21/06/2017
NUMARASI : 2015/501E.- 2017/464 K.
DAVANIN KONUSU: Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 09/05/2019
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; ZMMS poliçesi bulunmayan … plaka sayılı traktörün, dava dışı sürücüsü … kusuru neticesinde 21/09/2014 tarihinde yapmış olduğu tek taraflı trafik kazası sonucunda, traktörde yolcu olarak bulunan ve vekil edeninin eşi olan … hayatını kaybettiğini ileri sürerek, fazlaya ilişen haklar saklı kalmak kaydıyla 2.100,00-TL destekten yoksun kalma tazminatının dava tarihinden işletilecek avans faizi ile birlikte Güvence Hesabından tahsiline karar verilmesini istemiş, 26/12/2016 günlü ıslah dilekçesi ile de istek miktarını 110.337,74-TL’ye çıkarttıklarını açıklayarak, bu miktarın kaza tarihinden itibaren işletilecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.Davalı … vekili 01/07/2015 günlü cevap dilekçesinde özetle; vekil edeni kurumun Sigortacılık Kanununun 14.maddesi ve Güvence Hesabı Yönetmeliğinin 9/6 maddesi gereğince, hak sahibine ödeme yapmakla yükümlü olduğunu, Güvence Hesabının 16.maddesi uyarınca da, kurumun yasada belirtilen nedenlerle yapmak zorunla kaldığı ödemeleri, araç işleteninden ve sürücüsünden rücu etme hakkının bulunduğunu, bu nedenle kazaya karışan ve sigortasız olduğu ileri sürülen araç sürücüsü ve işletenine davanın ihbarı ile birlikte aracın kaza tarihinde trafik sigortalı olup olmadığının belirlenmesini istediklerini, sorumlulukları yoluna gidilecek olur ise de, yolcu taşımaya elverişli olmayan araca binen ve gerekli önlemleri almadığı belirlenen müteveffanın müterafik kusur durumu ile araçta hatır için taşındığı hususlarının dikkate alınması sonucunda, belirlenecek tazminattan indirim yapılması gerektiğini, ayrıca avans faizi talebinin de isabetsiz bulunduğunu ileri sürerek, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur. Mahkemece, iddia, savunma, toplanan deliller, bilirkişi raporu, kaza tespit tutanağı, olayla ilgili Osmaneli CBS’ca yapılan soruşturma evrakları ile tüm dosya kapsamı gözetilerek; ZMMS poliçesi bulunmayan … plaka sayılı traktörün neden olduğu 21/09/2014 günlü trafik kazasında traktörün römorkunda yolcu olarak bulunan ve davacının eşi olan destek … hayatını kaybettiği, kazanın oluşumunda sigortasız araç sürücüsünün tam kusurlu olduğu, yolcu konumunda olan desteğin ise herhangi bir kusurundan bahsedilemeyeceği, TBK’nın 55.madde hükmü de gözetildiğinde belirlenen tazminattan herhangi bir takdiri indirim yapılmasının da olanaklı olmadığı benimsenmek suretiyle, aktüer bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kabulü ile 110.637,74-TL tazminatın kaza tarihinden işletilecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.Karara karşı, davalı … vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuştur.İstinaf nedenleri; söz konusu trafik kazasına ilişkin olarak yürütülen savcılık dosyasına göre davacı …’in uzlaşma yoluna gittiği ve maddi-manevi zararlarının giderildiğini beyan ettiği, bu nedenle davacı …’in huzurdaki dava ile tazminat talep etme hakkının ortadan kalktığının gözetilmesi gerektiği, ayrıca 6098 sayılı TBK’nın 168/2 maddesi uyarınca, müteselsil sorumlulardan biri hakkındaki taleplerinden feragat edilmesi halinde, diğer sorumlu kişi/kurumundan da sorumluluktan kurtulacağının düzenlendiğini, bu durumda davanın reddine karar verilmesi gerekirken, kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğu, ayrıca kazaya sebebiyet veren araç işleteni tarafından davacı …’e 30.000,00-TL ödeme yapıldığı hususunun Güvence Hesabına bildirildiği, salt bu nedenle sürücü ve işletene davanın ihbar edilmesi istendiği halde, bu isteğin yerine getirilmediğini, kabule göre de açıkça müterafik kusur indirimi talep edildiği halde, herhangi bir indirim yapılmadan karar verilmesinin de doğru olmadığı, faiz türünün ve başlangıcının da hatalı belirlendiği hususlarına yöneliktir.Dava, trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı isteğine ilişkindir.İstinaf edenin sıfatına, istinafın kapsam ve nedenleriyle sınırlı olmak kaydıyla yapılan inceleme ve değerlendirmeye göre;Görülmekte olan davada, taraflar arasında ZMMS poliçesi bulunmayan traktörün yapmış olduğu tek taraflı trafik kazası sonucunda, traktör römorkunda yolcu olarak bulunan desteğin hayatını kaybettiği, bu nedenle Güvence Hesabından oluşan destek zararının giderilmesi isteğinde bulunabileceği, zarar miktarının 110.637,74-TL olduğu konusunda bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Uyuşmazlık; ceza soruşturması sırasında davacının uzlaşma yoluna gidip gitmediği, davacının zararlarının Güvence Hesabı dışındaki zarar sorumluları tarafından giderilip giderilmediği, giderilmiş ise davacının görülmekte olan davacı açma hakkının bulunup bulunmadığı, herhangi bir ödeme varsa bunun gözetilip gözetilemeyeceği, davanın ihbar edilmesi istenilen kişilerin davaya ihbarlarının gerçekleştirilmemesinin hatalı olup olmadığı, kabule göre de, faiz başlangıç tarihi ile faiz türünün belirleme şeklinde isabet bulunup bulunmadığı, ayrıca ehliyetsiz sürücünün kullanmış olduğu ve binilmesi yasak bir araçta yolculuk yapılıyor olması halinin, müterafik kusur olarak değerlendirilip değerlendirilemeyeceği hususlarına yöneliktir.1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde; usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, davacının ceza yargılaması ve soruşturması sırasında zarar sorumlusu olan ve dava dışı bulunan gerçek kişilerle CMK’nın 253.madde hükmü uyarınca yapılmış herhangi bir uzlaşma varlığının belirlenememiş olmasına, kaldı ki, sözü edilen yasa maddesine göre, taksirle ölüme neden olma eyleminin uzlaşma kapsamı dışında tutulmuş olmasına, Osmaneli CBS’ce düzenlenen 13/10/2014 günlü müşteki müracaat tutanağındaki traktörü kullanan “… ve traktörü kullanması amacıyla ona veren tarla sahibi … şikayetçi olmuştum. Ancak şuan bu kişilerle anlaştım, aramızda bir sorun yoktur. Bu nedenle, benim olayla ilgili herhangi bir kimseden şikayetim yoktur. ” şeklindeki beyan ile Osmaneli Asliye Ceza Mahkemesinde görülen 2014/219 esas sayılı ceza yargılamasına ilişkin dava dosyasının 28/05/2015 günlü oturumundaki “Ben bu olay sebebiyle her iki sanıktan da şikayetçi değilim, davaya katılmak istemiyorum, herhangi bir maddi zarar talebim yoktur. ” şeklindeki açıklamasında da şikayete tabi olmayan bir fiilin varlığı gözetildiğinde, ilgilinin maddi zararlarının Güvence Hesabı dışındaki diğer zarar sorumluları tarafından karşılandığı ve bu nedenle de Güvence Hesabına yönelik olarak talepte bulunulamayacağı sonucunu doğurmaya yeterli ifadeler olmadığının açık bulunmasına; araç işleteni tarafından …’e 30.000,00-TL ödeme yaptığı yolundaki iddianın ise, yargılama sırasında ileri sürülmemiş olması nedeniyle HMK’nın 357.madde hükmüne göre, yargılama sırasında ileri sürülmeyen böyle bir hususun istinaf aşamasında ileri sürülmesinin de mümkün olmamasına, kaldı ki bu ödemenin hangi zarara yönelik olduğunun da açıklanmamış bulunmasına; HMK’nın 61 ve devamı madde hükümleri uyarınca, davanın ihbarının tek taraflı bir usul işlemi olmasına, ihbar için hakimin izninin gerekmemesine, Güvence Hesabı davanın ihbarına ilişkin dilekçe düzenlediği halde, bu dilekçenin ilgililere tebliğ edilmesini sağlamadığı gözetildiğinde, mahkemece sürücü ve işletenin davaya ihbar olunanlar olarak karar başlığında gösterilmemiş olması ve kararın ilgililere tebliğ edilmemiş bulunmasında da bir yanılgı bulunmadığına; desteğin, sürücünün ehliyeti olmayan bir kişi olduğunu bilmesinin kendisinden beklenemeyeceği dikkate alındığında, bu eylem nedeniyle herhangi bir müterafik kusur indirimi yapılmaksızın karar verilmiş olmasında da bir hata tespit edilemediğine göre, davalı … vekilinin aşağıdaki bent dışında kalan diğer istinaf itirazlarının reddi gerekmiştir.2-Ne var ki davalı vekili tarafından verilen cevap dilekçesinde ve yargılama sırasında, desteğin traktör römorkunda yolcu olması nedeniyle müterafik kusur iddiasında bulunulmuştur. Zararın meydana gelmesinde veya artmasında mağdurun da kusurunun bulunması halinde diğer bir ifadeyle zarara uğrayan, zarar doğuran eyleme razı olmuş veya kendisinin sebep olduğu hal ve şartlar zarar meydana gelmesine etki yapmış veya zarar sorumlusunun durumunun ağırlaştırmış ise; kaza tarihinde yürürlükte bulunan 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 52. maddesi uyarınca hakim tazminat miktarını hafifletebilir.(Benzer düzenleme 818 sayılı Borçlar Kanununun 44. maddesinde de bulunmaktadır.)Somut olayda desteğin römorkunda yolcu olarak bulunduğu traktörün yapmış olduğu tek taraflı trafik kazasında düşerek hayatını kaybettiği, dosya kapsamından anlaşılmakta olup, zaten bu husus taraflar arasında uyuşmazlık konusu değildir. Karayolları Trafik Yönetmeliğinin Kamyon, Kamyonet ve Römorklarla Yolcu Taşınabilmesi Esasları Başlıklı 130.maddesine göre, traktör römorkunun yolcu taşımaya uygun olmadığı ve yasak kılındığı açıktır. (Yargıtay 17.HD’nin 12/02/2019 gün 2016/5672-2019/1286 karar sayılı emsal içtihadı) Bu durumda müteveffanın müterafik kusurlu olduğu kabul edilerek TBK 52.maddesi uyarınca belirlenen gerçek maddi zarardan Yargıtay Özel Dairesinin İlkeleri de göz önüne alınarak %20 oranında müterafik kusur indirim yapılarak karar verilmesi gerekirken herhangi bir indirim yapılmaksızın yazılı olduğu biçimde karar verilmesi doğru olmamıştır.Ayrıca, görülmekte olan davada, davacı; davayı açmadan önce Güvence Hesabına başvuruda bulunduğunu ileri sürmediği gibi, dosya arasında da bu konuda herhangi bir bilgi ve belgeye rastlanılmadığından, Güvence Hesabının temerrütünü dava tarihi itibariyle başladığı konusunda duraksamamak gerekir. Bu durumda, mahkemece hüküm altına alınan tazminata dava tarihinden itibaren faiz işletilmesi gerekirken, kaza tarihinden itibaren faiz işletilmesi isabetsizdir. Ancak bu yanılgıların giderilmesi yeniden yargılamanın yapılmasını gerektirmediğinden, mahkemece hükme esas alınan 16/10/2016 günlü aktüer bilirkişi raporunda davacı eş için belirlenen 110.637,74-TL maddi tazminattan %20 oranında müterafik kusur indirim yapılarak ve yapılan indirimin takdiri indirim olması nedeniyle reddedilecek kısım bakımından davalı taraf yararına vekalet ücreti takdiri gerekmediği, aynı nedenle yargılama giderlerinin de paylaştılamayacağı ve faiz başlangıcının dava tarihi olması gerektiği gözetilerek HMK.m.353/1-b/2 hükmü uyarınca düzeltilmek suretiyle yeniden esas hakkında karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçe uyarınca;1-Yukarıda başlıkta yazılı bulunan ilk derece mahkemesi kararına karşı davalı … vekili tarafından yapılan istinaf itirazlarının yukarıda (2) sayılı bentte açıklanan nedenlerle KABULÜNE, öteki istinaf itirazlırının ise; yukarıda (1) sayılı bentte gösterilen nedenlerle REDDİNE,2-İstinaf yasa yoluna başvuran davalı tarafından peşin olarak yatırıldığı anlaşılan 1.889,42-TL nispi istinaf karar ve ilam harcının talebi halinde kendisine İADESİNE,3-İstinaf aşamasında istinaf yasa yoluna başvuran davalı tarafından yapılan diğer giderlerin ise, takdiren üzerinde bırakılmasına, 4-İncelemenin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,5-İstinaf istemine konu olan ve başlıkta yazılı bulunan İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 21/06/2017 gün ve2015/501E,-2017/464sayılı kararının KALDIRILMASINA, 5/1- Davacının davasının KISMEN KABULÜ ile 88.510,19- TL destekten yoksun kalma tazminatının 12/05/2015 olan dava tarihinden işletilecek yasal faizi ile birlikte davalı … Hesabından alınarak davacı …’e VERİLMESİNE, fazlaya ilişen isteğin REDDİNE,5/2- Karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Harçlar Kanunu hükümleri uyarınca alınması gereken 6.046,13- TL karar ve ilam harcının davalı … Hesabından alınarak HAZİNE’YE GELİR KAYDEDİLMESİNE,5/3-Davacı yargılamada vekille temsil edildiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri uyarınca belirlenen 9.830,82- TL vekalet ücretinin davalı … Hesabından alınarakDAVACIYA VERİLMESİNE,5/4- Yargılama sırasında davalı … vekille temsil edilmiş ise de; redde konu miktarın takdiri indirime ilişkin bulunması nedeniyle davalı taraf yararına vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,5/5-Davacı tarafından yapılan 1.000 TL bilirkişi ücreti + 116 TL teb. +Müz Ücreti olmak üzere toplam 1.116,00- TL yargılama giderinin( redde konu miktarın takdiri indirime ilişkin bulunması nedeniyle paylaştırılmayarak) davalı … Hesabından alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE,5/6-Yatırılan gider avansından arta kalanın kararın kesinleştiğinde ve talep halinde ilgilisine İADESİNE, HMK.m.353/1-b/2 hükümleri uyarınca, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve HMK.m.361/1 kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay nezdinde temyiz yasa yolu açık olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi.09/05/2019.