Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2017/1901 E. 2019/823 K. 24.04.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO: 2017/1901
KARAR NO : 2019/823
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 15/08/2017
NUMARASI : 2017/3480 D.İş-2017/3480 K.
DAVANIN KONUSU: Hakem Kararının Tebliğe Çıkarılması / Saklanması
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 24/04/2019
Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyeti kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Başvuran vekili Sigorta Tahkim Komisyonuna verdiği dilekçede özetle; davalı sigorta şirketi nezdinde trafik sigortalı bulunan … plaka sayılı aracın neden olduğu, 21/10/2015 günlü trafik kazasında vekil edeninin yaralanarak %24 oranında beden gücü kaybına uğradığını, kazanın meydana gelmesinde … plaka sayılı araç sürücüsünün asli kusurlu olduğunun belirlenerek, İzmir 19.Asliye Ceza Mahkemesinin 2016/842 esasında görülen ceza yargılamasına ilişkin davanın ikame edildiğini, davalı sigorta şirketine yapılan başvurudan ise sonuç alınamadığını belirterek, fazlaya ilişen haklar saklı kalmak kaydıyla (belirsiz alacak) 41.000,00-TL maluliyet zararının davalı sigorta şirketinden tahsiline karar verilmesini istemiştir.Davalı sigorta şirketi vekili davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.Sigorta Tahkim Komisyonu Uyuşmazlık Hakem Heyetince; iddia, savunma, toplanan delilleri ve bilirkişi raporları ile tüm dosya kapsamı gözetilerek; davacının yaralanması ile sonuçlanan 21/10/2015 günlü kazaya karışan sigortalı araç sürücüsünün kazanın meydana gelmesinde %25 kusurlu olduğu, davacının ise %75 oranında kusurlu bulunduğu davacının kaza sonucunda %29 oranında beden gücü kaybına uğradığının belirlendiği görüşünden hareketle, hükme esas alınan hesap bilirkişi raporu doğrultusunda, başvurunun kısmen kabulü ile 24.759,00-TL’nin 21/12/2016 tarihinden işletilecek yasal faizi ile birlikte davalı sigorta şirketinden tahsiline, fazlaya ilişen isteğin ise reddine karar verilmiş, davacı vekilinin Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyetine itirazı üzerine itiraz reddedilmiş, itiraz hakem heyeti kararına karşı davacı vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuştur.İstinaf nedenleri; her ne kadar tahkim komisyonunca davalı tarafın %25 kusurlu olduğu kabul edilerek karar verilmiş ise de, savcılık soruşturması sırasında alınan rapora göre; davalı tarafın %75 oranında kusurlu bulunduğunun belirlendiğini, dolayısıyla çelişki giderilmeden karar verilmesinin hatalı olduğu, hesaplamanın %29 maluliyet ve %75 kusura göre belirlenmesi gerektiği hususuna yöneliktir.İstinaf edenin sıfatına, istinafın kapsam ve nedenleriyle sınırlı olmak kaydıyla yapılan inceleme ve değerlendirme sonucunda;Dava, trafik kazasından kaynaklanan beden gücü kaybı zararının giderilmesi isteğine ilişkindir.İddia, savunma, itirazlar ve tüm dosya kapsamı gözetildiğinde, taraflar arasında davalı sigorta şirketi nezdinde trafik sigortalı bulunan aracın neden olduğu, trafik kazası sonucunda davacının %29 oranında beden gücü kaybına uğradığı, davanın fazlaya ilişen haklar saklı tutularak belirsiz alacak davası niteliğinde açıldığı konularında bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Uyuşmazlık, kazanın meydana gelmesinde taraf kusurlarının ne olduğu, bu durumda davacının gerçek zarar miktarının nasıl belirlenmesi gerektiği hususlarına yöneliktir.Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, hakem kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde, usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, davanın konusunu oluşturan trafik kazası nedeniyle İzmir CBS’ce yapılan soruşturma sırasında görüşüne başvurulan ve emekli trafik polis memuru olduğu belirlenen … tarafından düzenlenen 15/03/2016 günlü raporda sigortalı araç sürücüsünün asli kusurlu sayılma nedeni olarak sadece olay yerini terk etmesinin gösterildiği, buna karşılık ne gibi başka bir trafik kuralı ihlali yaptığı konusunda herhangi bir değerlendirme bulunmadığı anlaşıldığına; tahkim yargılaması sırasında temin edilen makine yüksek mühendisi bilirkişi tarafından düzenlenen 10/02/2017 günlü raporda ise, tarafların, tanıkların ifadelerinden yola çıkılarak kazanın nasıl meydana geldiğinin açıklanmasından sonra, kazanın oluşumunda davacının %75 oranında, davalı araç sürücüsünün ise %25 oranında kusurlu oldukları sonucuna varıldığına, davacı tarafın itirazı üzerine üç kişilik uzman bilirkişi heyetinden rapor temini yoluna gidildiğine ve 06/03/2017 günlü bu raporda da dosyada mevcut tüm bilirkişi raporları değerlendirilerek, gerekçeli bir biçimde kazanın meydana gelmesinde davacının %75 oranında, sigortalı araç sürücüsünün de %25 oranında kusurlu olduğu sonucuna ulaşıldığına, bu belirlemenin dosyaya, oluşa uygun, denetlenebilir gerekçeler içermesi karşısında uzman bilirkişilerden oluşan heyet raporu hükme esas alınmasında herhangi bir isabetsizlik bulunmadığına göre, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddi gerektiği sonucuna varılarak aşağıdaki biçimde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçe uyarınca;1-Usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunan 10/07/2017 gün ve 2017/İ.2024-2017/İHK-2471 sayılı Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyeti kararına yönelik olarak davacı … vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun HMK. 353/1-b/1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,2-İstinaf yasa yoluna başvuran davacı tarafından peşin olarak yatırıldığı anlaşılan 31,40-TL maktu istinaf karar ve ilam harcının talep halinde davacıya sigorta İADESİNE,3-İncelemenin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,4-Davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına,HMK. m. 353/1-b/1 hükmü uyarınca, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve 7035 sayılı Kanunun 31 maddesi ile değişik HMK. m. 361/1 maddesi gereğince, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay nezdinde temyiz yasa yolu açık olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi.24/04/2019.