Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2017/1883 E. 2019/818 K. 24.04.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO: 2017/1883
KARAR NO : 2019/818
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 10/07/2017
NUMARASI : 2016/169 E.-2017/621 K.
DAVANIN KONUSU: Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ 24/04/2019
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; vekil edenlerinin eşi ve babası bulunan destek …., sevk ve idaresindeki … plaka sayılı motosikletle 25/10/2015 tarihinde tam kusuru neticesinde yaptığı tek taraflı trafik kazasında hayatını kaybettiğini, aracın trafik sigortasının bulunmaması nedeniyle vekil edenlerin uğradığı destekten yoksun kalma tazminatı taleplerinin Güvence Hesabı tarafından karşılanması gerektiğini ileri sürerek fazlaya ilişen haklar saklı kalmak ve vekil edenlerin zararının tam ve kesin olarak belirlenmesinin mümkün olduğu anda arttırılmak kaydıyla 1.000,00-TL destekten yoksun kalma tazminatının davalı sigorta şirketinden tahsiline karar verilmesini istemiş 08/03/2017 günlü ıslah dilekçesi ile de davacı eş …. için olan talep miktarını 201.622,57-TL’ye, davacı oğul …. için olan istek miktarını 35.968,07-TL’ye ve davacı oğul …. için olan istek miktarında 43.027,53-TL’ye çıkarttıklarını açıklamıştır.Davalı Güvence Hesabı vekili cevabında özetle; kazaya neden olduğu ileri sürülen aracın öncelikle; trafik sigortası yaptırması zorunlu araçlardan olup olmadığının belirlenmesi gerektiğini kaldı ki söz konusu aracın kaza tarihini kapsar biçimde …. A.Ş nezdinde trafik sigortalı bulunduğunu belirlediklerini bundan ayrı kazanın meydana gelmesinde kusurlu olanın müteveffa olduğu gözetildiğinde davacıların üçüncü kişi konumunda olduklarından bahsedilemeyeceğini dolayısıyla davacıların destek tazminatı talep hakları bulunmadığını, ayrıca BK’nun 135. maddesi uyarınca somut olayda alacaklı-borçluluk sıfatlarının da birleştiğini ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.Mahkemece; “Dava dilekçesi ve ıslah dilekçesine göre davanın kısmen kabulü ile davacı eş …. için 199.886,87 TL, davacı oğul …. için 34.922,47 TL, davacı oğul …. için 41.981,93 TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyen yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacılara verilmesine, fazlaya ilişkin dava ve taleplerin reddine.” karar verilmiştir.Karara karşı davalı Güvence Hesabı vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuştur.İstinaf nedenleri; cevap dilekçesindeki nedenlerle aynı olup 01/06/2015 tarihinde yürürlüğe giren trafik sigortası genel şartlarındaki düzenleme nedeni ile davacıların tazminat talep hakları bulunmadığı halde,yazılı biçimde davanın kabulüne karar verilmesinin isabetsiz olduğu hususuna yöneliktir.İstinaf edenlerin sıfatına, istinafın kapsam ve nedenleri ile sınırlı olmak kaydıyla yapılan inceleme ve değerlendirme sonucunda;Dava trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma isteğine ilişkindir.Dosya arasında bulunan kayıt ve belgeler ile tarafların itiraz ve savunmaları, itirazları değerlendirildiğinde davacıların desteği …. ölümü ile sonuçlanan tek taraflı trafik kazasının 25/10/2015 tarihinde meydana geldiği, kazanın oluşmunda desteğin tam kusurlu bulunduğu, destek sürücü…. sevk ve idaresindeki …. plaka sayılı motosiklete ilişkin olarak …. tarafından düzenlenen trafik sigorta poliçesinin satıştan dolayı 27/05/2015 tarihinde iptal edildiği, dolayısıyla kaza tarihinde aracın zorunlu trafik sigortası olmadığı anlaşılmaktadır. Kural olarak, kaza tarihi itibariyle aracın zorunlu mali sorumluluk sigortası bulunmadığından sigortacılık kanununun 14. maddesi gereğince, zorunlu mali sorumluluk sigortasının işletene yüklediği üçüncü kişilere karşı olan sorumluluğun Güvence Hesabı’ndan talep edileceği açıktır. Ne var ki Güvence Hesabı’nın sorumluluğunun kapsamını kaza tarihinde yürürlükte bulunan Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları belirleyecektir.Bu durumda taraflar arasındaki temel uyuşmazlık, destek sürücünün tam kusuru neticesinde 25/10/2015 tarihinde meydana gelen tek taraflı trafik kazasında ölenin desteğinden yoksun kalan davacıların üçüncü kişi konumunda olup olmadıkları ve desteğin kusurunu kendilerine yansıtılıp yansıtılamayacağı sonucu itibariyle de davacıların destekten yoksun kalma tazminatı talep etme hakları bulunup bulunmadığına ilişkindir.01/06/2015 tarihinde yürürlüğe giren Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları; yürürlüğe girmesinden sonra düzenlenen poliçelerde geçerli olacağından, poliçenin düzenlendiği tarih itibariyle Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortasının kapsamı tüm taraflarca bilinmektedir. Genel şartlarda içeriği belirlenmiş tazminatlara ilişkin talepler bakımından sigortacının sorumluluğu, kaza tarihinde geçerli olan poliçe kapsamında ve sigorta limitleri dahilinde üçüncü kişilerin uğradıkları zararları tazmin etmekte sınırlıdır.2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 92.maddesinin (a) ve (c) bentleri, Trafik Sigortası Genel Şartları A.1 ve A.3 maddesi, A.5 maddesinin (ç) bendi ve yine A.6 maddesinin (c) ve (d) bentleri birlikte değerlendirildiğinde; bir motorlu aracın işletilmesi sırasında meydana gelen ölüm olayına bağlı olarak destekten yoksun kalma halinde , destekten yoksun kalınan zararın ZMM sorumluluk kapsamında olması için ölenin üçüncü kişi olması ve desteğin kusursuz bulunması gerekmektedir.Somut olayda; davacıların desteği sürücü …. sevk ve idaresindeki ….. plaka sayılı araç ile 25/10/2015 tarihinde yapmış olduğu trafik kazasında öldüğü ve tam kusurlu bulunduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda davalı Güvence Hesabının sorumluluğu 01/06/2015 tarihinde yürürlüğe giren Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarına göre belirlenecektir.Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları A.3 maddesine ve A.5 maddesinin (ç) bendine göre; ancak üçüncü kişinin ölümü dolayısıyla meydana gelen destek zararları, destekten yoksun kalma teminatı kapsamındadır. Sigortacının destek zararlarından sorumlu olması için motorlu aracın işletilmesi sırasında, mutlaka ölen kişinin üçüncü kişi olması gerekir. Ölen ….. araç sürücüsü konumunda bulunduğundan üçüncü kişi olarak kabul edilmesi mümkün değildir.Bundan ayrı yine genel şartların A.6 maddesi (d) bendinde; destekten yoksun kalan hak sahibinin sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmakla beraber destek şahsın kusuruna denk gelen destek tazminatı talepleri, teminat dışı tutulduğundan; tam kusuru ile kendi ölümüne neden olan sürücü …. kusuruna isabet eden destek tazminatı sigorta teminatı kapsamında değildir. Kaza tarihinde yürürlükte bulunan Karayolları Trafik Kanununda da sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmayan destek tazminatı talepleri ile destekten yoksun kalan hak sahibinin, sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmakla beraber destek şahsın kusuruna denk gelen destek tazminatı taleplerinin sigorta teminatı kapsamında olduğuna ilişkin bir düzenleme olmadığı ve kapsama giren teminat türleri arasında sayılmadığına göre; davacıların destek tazminatı talep etme hakları olmadığı düşünülmeden “Yargıtay 17.hukuk Dairesi 29/05/2017 gün 2016/14573-2017/6035 sayılı kararı” ve …. ölümü ile desteğinden yoksun kaldıklarını ileri sürerek açılan davanın reddine karar verilmesi gerekirken, kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir. Ancak bu yanılgının giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden; ilk derece mahkemesince verilen kararın HMK.m.353/1-b/2 hükmü uyarınca kaldırılarak, istinaf konusu yapılmayarak usuli kazanılmış hak oluşturan hususlar ile harcın da kamu düzenine ilişkin olduğu gözetilerek; düzeltilmek suretiyle yeniden esas hakkında hüküm kurulması gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçe uyarınca;1-Yukarıda başlıkta yazılı bulunan ilk derece mahkemesi kararına karşı davalı Güvence Hesabı vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun yukarıda açıklanan nedenlerle KABULÜNE,2-İstinaf yasa yoluna başvuran davalı tarafından peşin olarak yatırıldığı anlaşılan başvurma harcı ile nispi istinaf karar ve ilam harcının talebi halinde kendisine İADESİNE,3-İstinaf aşamasında istinaf yasa yoluna başvuran davalı tarafından yapılan giderlerin takdiren üzerinde bırakılmasına, 4-İncelemenin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,5-İstinaf istemine konu olan ve başlıkta yazılı bulunan İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 10/07/2017 gün ve 2016/169 E,- 2017/621 sayılı kararının KALDIRILMASINA,5/1- Davanın REDDİNE, 5/2- Karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Harçlar Kanunu uyarınca her bir davacıdan ayrı ayrı alınması gereken 44,40 TL maktu karar ve ilam harcı toplamı olan 133,20-TL’nin davacılar tarafından peşin olarak yatırıldığı anlaşılan 29.20-TLpeşin harç ve 955,04-TL ıslah harcından düşümü ile kalan 851,04-TL’nin talep halinde davacılara İADESİNE,5/3-Davalı Güvence Hesabının yargılama sırasında vekille temsil edildiği anlaşıldığından karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri uyarınca belirlenen 22.787,09 -TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalıya verilmesine,5/4- Davacılar tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerlerinde bırakılmasına,5/5-Yatırılan gider avansından arta kalanın kararın kesinleştiğinde ve talep halinde ilgilisine İADESİNE, HMK.m.353/1-b/2 hükümleri uyarınca, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve HMK.m.361/1 kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay nezdinde temyiz yasa yolu açık olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi.24/04/2019.