Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2017/1866 E. 2019/975 K. 15.05.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO: 2017/1866
KARAR NO : 2019/975
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 18/07/2017
NUMARASI : 2014/940 E., 2017/670 K.
DAVANIN KONUSU: Ölüm ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat.
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 15/05/2019
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili dava dilekçesi ile; davacı …’ün babası …’ün dava dışı … ait … plakalı araç ile 09/06/2010 tarihinde dava dışı … kullandığı … plakalı araçla çarpışması sonucu vefat ettiğini, kazanın meydana gelmesinde müteveffa …’ün tam kusurlu olduğunu, Küçükçekmece 3.Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2011/642 esas 2011/713 karar sayılı ilamı ile davacının babaannesinin davacıya vasi olarak atandığını, … plakalı aracın davalı … A.Ş.’ye trafik poliçesi ile sigortalı olduğunu, davacının, babasının ölümü ile destekten yoksun kaldığını, davacının üçüncü şahıs sıfatıyla destekten yoksun kalma tazminatı talep etme hakkı bulunduğunu belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalması kaydı ile 5.000,00-TL destekten yoksun kalma tazminatının kaza tarihinden itibaren faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep etmiş, 17/05/2017 tarihli ıslah dilekçesi ile talebini 88.900,00-TL’ye yükseltmiş, 14/07/2017 tarihli dilekçesi ile talebini 106.893,00-TL olarak beyan etmiştir. Davalı … şirketi vekili cevap dilekçesi ile; alacağın zamanaşamına uğradığını, müvekkilinin poliçe limitini aşmamakla birlikte kusur oranında sorumlu olduğunu, kimsenin kendi kusurundan yararlanmayacağı ilkesi ile desteğin tam kusurlu olması nedeni ile tazminata hükmedilemeyeceğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Mahkemece, toplanan deliller, 27/04/2017 tarihli bilirkişi heyeti raporu ile 22/06/2017 tarihli ek rapor ve tüm dosya kapsamına göre; dava konusu olaya ilişkin uzamış ceza zamanaşımının dolmadığı, kazanın meydana gelmesinde davacı desteğinin tam kusurlu olduğu, destek zararının ölenin kusurundan bağımsız olması nedeni ile alacaklı borçlu sıfatının birleştiğinden söz edilemeyeceği, mütevveffanın kusuru nedeni ile herhangi bir indirim de yapılamayacağı, her ne kadar dava dilekçesinde davanın daha önce ıslah edilmesine rağmen dava değerinin yükseltilmesi talebinin ıslah niteliğinde olmaması nedeni ile ikinci kez değerin yükseltilmesinin ıslah olarak kabul edilmediği, davacının uğradığı destekten yoksun kalma tazminatının poliçe limiti kapsamında kaldığı gerekçesiyle davanın kabulüne, 106.893,00-TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, karar verilmiş, karara karşı davalı … şirketi vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur. Davalı … şirketi vekilinin istinaf sebepleri; müteveffanın babası ve eşinin hayatta olmasına rağmen onların destek payları ayrılmadan sadece anne ve çocuk dikkate alınarak hesaplama yapılmasının hatalı olduğu, desteğin gelirinin somut olarak belirlenmeden, davacı tarafın beyanı ve varsayıma dayalı olarak belirlendiği, desteğin kazanın meydana gelmesinde tam kusurlu olması, kimsenin kendi kusurundan yararlanamayacağı ilkesi gereğince davacının tazminat talep etme hakkı bulunmadığı, hususlarına ilişkindir. Dava, trafik kazası nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatı talebine ilişkin bulunmaktadır. 1)Davacı vekilince destek …’ün … Ticaret ve Sanayi Ltd. Şti.’nin sahibi ve ortağı olduğu, bu husus gözönüne alınarak desteğin gelirinin belirlenmesi için araştırma yapılması talebinde bulunulmuş, Mahkemece bir takım araştırma yapılmışsa da, bilirkişi rapor ve ek raporunda somut bir veriye göre değerlendirme yapılmadan desteğin gelirinin 4.000,00-TL olabileceği varsayılarak tazminat hesaplaması yapılmıştır. Buna göre mahkemece öncelikle, anılan şirkette kaza tarihi itibariyle desteğin konumu ile görev ve yetkilerinin belirlenmesi, dosyaya sunulan tüm deliller ve desteğin hesap hareketleri incelenmek suretiyle desteğin elde ettiği gelirlerin tespit edilmesi gerekmektedir. Davacının ölenin mirasçısı olduğu gözönüne alındığında desteğin ölümü ile adına kayıtlı şirketler yasal mirasçılarına geçecektir. Bu anlamda desteğin şirket hissedarı olduğunun tespiti halinde, şirketin geliri devam edeceğinden davacıların müteveffanın vefatından sonra da malvarlığında eksilme olmayacaktır. Bu durumda, desteğin kişisel yetenek ve emeğinin şirket gelirine katkısı belirlenmeli ve bu miktar üzerinden destekten yoksunluk zararı belirlenmelidir. Bu bakımdan böyle bir davada gerçek zararın belirlenmesi için, desteğin gelirinin daha net kriterlerle ortaya konulması gerekmekte olup, hesap raporlarında varsayıma dayalı olarak desteğin gelirinin 4.000,00-TL olduğu dikkate alınarak hesaplama yapılması ve bu raporların hükme esas alınması hatalı olmuştur. 2) Dosya arasına alınan nüfus kayıtlarına göre destek …’ün babası …, annesi …, eşi … hayatta oldukları anlaşılmaktadır. Davalı vekilinin ilk rapora itirazı üzerine temin edilen 22/06/2017 tarihli bilirkişi raporunda desteğin babası ve eşinin hayatta oldukları tespiti yapılmasına rağmen sadece desteğin annesi ve davacı dikkate alınarak hesaplama yapılmıştır. Bu durumda tazminat hesaplaması yapılırken davacı dışındaki, destekten yoksun kalma tazminatı talep edebilecek kişilerin destek payları da dikkate alınarak hesaplama yapılması gerekirken sadece desteğin annesinin destek payı dikkate alınarak hesaplama yapılmış olması doğru bulunmamaktadır. Ayrıca davacı …’e vesayeten dava açan …’ün kendisi adına bir tazminat talebi olmamasına rağmen … için tazminat hesaplaması yapılmasına da gerek bulunmamaktadır. Tüm bu nedenlerle HMK 353/1-a/6 maddesi gereğince Mahkemece verilen kararın kaldırılmasına, dosyanın yeniden yargılama yapılması amacıyla Mahkemesine geri gönderilmesine, davalı vekilinin diğer istinaf taleplerinin bu aşamada değerlendirilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçe uyarınca; 1-Davalı …A. Ş. vekilinin istinaf talebinin yukarıda (1) ve (2) nolu bentlerde gösterilen nedenlerle kabulü ile, istinaf talebine konu Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 18/07/2017 tarih ve 2014/940 E., 2017/670 K. sayılı KARARININ KALDIRILMASINA,2- Dosyanın, kaldırma gerekçesi uyarınca işlem yapılmak üzere Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,3- Davalı …A. Ş. tarafından peşin olarak yatırılan 1.826,00-TL nispi istinaf karar harcının istek halinde kendisine İADESİNE,4- Dosya üzerinde inceleme yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, 5- Davalı tarafından istinaf aşamasında yapılan giderlerin İlk Derece Mahkemesince verilecek nihai kararda dikkate alınmasına, HMK. m.353/1-a/6 hükmü uyarınca, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve KESİN olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi.15/05/2019