Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2017/1852 E. 2019/971 K. 15.05.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO: 2017/1852
KARAR NO : 2019/971
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KOCAELİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 12/12/2016
NUMARASI : 2014/310 E., 2016/1236 K.
DAVANIN KONUSU: Ölüm ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat.
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 15/05/2019
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili dava dilekçesi ile; 01/11/2013 tarihinde davalılardan … sevk ve idaresindeki davalı … San ve Tic. Ltd. Şti. adına kayıtlı ve davalı sigorta şirketince ZMMS poliçesi ile sigortalanan … plakalı aracın davacının eşi … çarptığını, … kaza sonrasında hayatını kaybettiğini, kazayla ilgili Kocaeli 5. Asliye Ceza Mahkemesinin 2014/31 esas sayılı dosyası ile kamu davası açıldığını, davacının, eşinin ölümü nedeniyle onun desteğinden yoksun kaldığını, aynı zamanda büyük acı ve üzüntü yaşadığını belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 1.000,00-TL maddi tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, 50.000,00-TL manevi tazminatın sigorta şirketi dışındaki davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiş, 01/09/2016 tarihli ıslah dilekçesi ile maddi tazminat talebini 13.408,75-TL’ye yükseltmiştir. Davalı … ve … San ve Tic. Ltd. Şti. vekili cevap dilekçesi ile; kazanın oluşmasında asıl kusurlu kişinin müteveffa olduğunu, üst geçit bulunan yerde üst geçidi kullanmadan karşıya geçmek istediğini, müvekkilinin yayayı görünce hızını azalttığını ancak yayanın kararsız hareketler sergilemeye başlayınca müvekkilinin hızını oldukça azalttığını ve korna ile uyarıda bulunduğunu, buna rağmen kazanın meydana geldiğini, tarafların kusur durumlarını tespit etmek amacıyla keşif ve bilirkişi incelemesi yapılmasını gerektiğini, müvekkilinin kaza sonrası üzerine düşen görevi yerine getirmek amacıyla müteveffanın ailesi ile irtibata geçtiğini ve kendilerine Ferhadiye köyü muhtarı aracılığı ile toplamda 5.800,00-TL ödeme yapıldığını, müveteveffanın 76 yaşında olduğunu, hiçbir gelirinin bulunmadığını, komşu ve akrabalarının yardımı ile geçindiklerini, bu nedenle maddi tazminat hesaplanamayacağını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … A. Ş. vekili cevap dilekçesi ile; müvekkilinin sorumluluğunun sigortalısının kusuru oranında ve poliçe limiti ile sınırlı olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, toplanan deliller, bilirkişi rapor ve ek raporu, tüm dosya kapsamına göre, kazanın meydana gelmesinde davalı … % 30, davacının murisi … % 70 oranında kusurlu olduğu, davacının, eşinin ölümü nedeniyle onun desteğinden yoksun kaldığı, acı ve üzüntü yaşamış olduğu, davacının, duruşmadaki yeminli beyanında davalıdan kaza sonrasında 4.000,00-TL aldığını ikrar ettiği, ancak bu paranın cenaze masrafı olarak alındığını ileri sürmüş ise de, alındığı kabul edilen miktarın cenaze giderlerinin çok üzerinde bir miktar olup, ödeme miktarı itibarı ile paranın destek tazminatı olarak yapılan ödeme olduğu, davacının aldığı paranın cenaze parası olarak ödendiğini ispat etmesi gerektiği, ancak buna dair herhangi bir delil ileri süremediği görüldüğünden, bu miktarın, destekten yoksun kalma tazminatından mahsup edilmesi gerekitği görüşünden hareketle; maddi tazminat talebi yönünden, açılan davanın kısmen kabulü ile; 9.408,75-TL’nin davalı … A. Ş.’den dava tarihi olan 09/09/2014 tarihinden itibaren, diğer davalılardan kaza tarihi olan 01/11/2013 tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, fazlaya dair talebin reddine, manevi tazminat talebi yönünden, açılan davanın kısmen kabulü ile; 5.000,00-TL manevi tazminatın davalılar … San. Ve Tic. Ltd. Şti. ile … haksız fiil tarihi olan 01/11/2013 tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, fazlaya dair talebin reddine karar verilmiş, karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur. Davacı vekilinin istinaf sebepleri; davacının ölenin yakını olarak 3. kişi sıfatıyla dava açması nedeniyle ölenin kusurunun kendisine yansıtılamayacağı, belirlenen tazminattan kusur indirimi yapılmadan karar verilmesi gerektiği, kaza sonrasında cenaze masrafı olarak davalıdan alınan 4.000,00-TL’nin destekten yosun kalma tazminatından mahsup edilemeyeceği, takdir edilen manevi tazminat miktarının düşük olduğu hususlarına ilişkindir. Dava, trafik kazası nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatı ve manevi tazminat talebine ilişkin bulunmaktadır. 1)Davalı sigorta şirketinin kazaya neden olan ve davalı …San ve Tic. Ltd. Şti. adına kayıtlı … plakalı aracın sigortacısı olmasına, 2918 sayılı KTK 91. maddesine göre sigorta şirketinin sorumluluğunun sigortalısının kusuru oranında olmasına, davanın kazaya neden olan sürücü ve malikin sigortalısına karşı açılmış olması ve davacının, kazanın tarafı olan murisin eşi olması nedeniyle üçüncü kişi sıfatını taşımamasına, bu nedenle davalı sigorta şirketinin sigortalısının kusuru oranında tazminattan sorumlu tutulmasında bir isabetsizlik bulunmamaktadır. 2) Davalılar … ve davalı … San ve Tic. Ltd. Şti. vekilinin yemin teklifi üzerine davacı, 08/02/2016 tarihinde Mahkeme huzurundaki yeminli beyanında, kaza sonrasında davalı tarafından kendisine 4.000,00-TL ödeme yapıldığını, ancak bu ödemenin cenaze masrafı olarak ödendiğini belirtmiştir. Davacının yemin teklifini kabul edip yemin etmesi nedeniyle ödenen paranın cenaze masrafı olarak ödendiğini kabul etmek gerekmektedir. Bu itibarla davalılar …. ve …San ve Tic. Ltd. Şti. tarafından davacıya ödenen paranın tazminat alacağına esas olmak üzere ödendiği ispat edilemediğinden, 4.000,00-TL olarak yapılan ödemenin, belirlenen destekten yoksun kalma tazminatından mahsup edilmesine karar verilerek hüküm kurulması doğru olmamıştır. 3) Olay tarihi itibariyle göz önünde tutulması gereken 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 56. maddesi hükmüne göre, hakimin olayın özelliklerini göz önünde tutarak manevi tazminat adı ile hak sahibi yararına takdir edeceği para tutarı adalete uygun olmalıdır.(Benzer düzenleme 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 47.maddesinde de mevcuttur.) Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer işlevi olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, malvarlığı hukukuna ilişkin zararın karşılanması da amaç edinilmemiştir. O halde, tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerektiği kadar olmalıdır. 22/06/1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde, takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar açıkça gösterilmiştir. Bunlar, her olaya göre değişebileceğinden; hakim, bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.Çünkü kanunun takdir hakkı verdiği hususlarda hakimin hukuka ve hakkaniyete göre hüküm vereceği 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 4. maddesinde belirtilmiştir.Dava konusu olayda, zararlandırıcı eylemin tarihi, olayın meydana geliş şekli, kusur durumu, meydana gelen kaza sonucu davacının eşinin ölmesi nedeniyle davacının yaşamış olduğu acı ve üzüntünün büyüklüğü, tarafların dosyaya yansıyan ekonomik ve sosyal durumu, kaza tarihindeki paranın alım gücü ile yukarıda açıklanan ilkeler göz önünde tutulduğunda; davacı yararına takdir edilen manevi tazminat miktarı azdır. Davacı lehine daha yüksek bir manevi tazminata hükmedilmesi gerekmektedir. Bu nedenlerle, davacı vekilinin istinaf talebinin yukarıda (1) nolu bentte gösterilen nedenlerle HMK 353/1-b/1 maddesi gereğince reddine, yukarıda (2) ve (3) nolu bentlerde gösterilen nedenlerle kabulüne, ancak bu yanılgıların giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden; HMK.m.353/1-b/2 hükmü uyarınca ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak düzeltilmek suretiyle yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçe uyarınca;1-Kocaeli 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 12/12/2016 tarih ve 2014/310 E., 2016/1236 K. sayılı kararına karşı davacı vekili tarafından yapılan istinaf talebinin yukarıda (1) nolu bentte gösterilen nedenlerle REDDİNE, karara karşı davacı vekili tarafından yapılan istinaf talebinin yukarıda (2) ve (3) nolu bentlerde gösterilen nedenlerle KABULÜNE,1/1- Davacı tarafından yatırılan 250,00-TL nispi istinaf karar ve ilam harcının talep halinde davacıya İADESİNE, 1/2- İncelemenin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, 1/3- İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan giderlerin takdiren kendi üzerlerinde bırakılmasına,2- Kocaeli 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 12/12/2016 tarih ve 2014/310 E., 2016/1236 K. sayılı kararının KALDIRILMASINA, 2/1- A- MADDİ TAZMİNAT TALEBİ YÖNÜNDEN;1-Açılan davanın KABULÜ ile; 13.408,75-TL destekten yoksun kalma tazminatının davalı … A. Ş.’den dava tarihi olan 09/09/2014 tarihinden itibaren, diğer davalılardan kaza tarihi olan 01/11/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, 2- Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 915,95-TL karar ve ilam harcından peşin ve ıslah harcı olarak alınan toplam 71,00-TL’nin mahsubu ile bakiye 844,95-TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak Hazine’ye gelir kaydına, 3- Davacı tarafından yapılan ve peşin harç ve ıslah harcı olarak yatırılan 71,00-TL, posta masrafı 254,00-TL ve bilirkişi ücreti 700,00-TL olmak üzere toplam 1.025,00-TL yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak hazineye gelir kaydına,4- Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince belirlenen 2.725,00-TL vekâlet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,2/1- B- MANEVİ TAZMİNAT TALEBİ YÖNÜNDEN;1-Açılan davanın KISMEN KABULÜ ile; 10.000,00-TL manevi tazminatın davalılar …. San. ve Tic. Ltd. Şti. ile ….kaza tarihi olan 01/11/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin REDDİNE, 2- Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 683,10-TL karar ve ilam harcının davalılar…. San. ve Tic. Ltd. Şti. ile … alınarak Hazine’ye gelir kaydına, 3- Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince kabul edilen kısım üzerinden belirlenen 2.725,00-TL vekâlet ücretinin davalılar …San. ve Tic. Ltd. Şti. ile … müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,4- Davalılar … San. ve Tic. Ltd. Şti. ile … kendilerini vekilile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince reddedilen miktar üzerinden belirlenen 2.725,00-TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak adı geçen davalılara verilmesine,5- HMK 333. md. uyarınca davacı ve davalı tarafından yatırılan ve bakiye kalan gider avansının kararın kesinleşmesi sonrası talep halinde yatıran tarafa iadesine,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 24/11/2016 tarihli ve 6763 sayılı Kanunun 42 nci maddesi ile değişik HMK.m.362/1-a hükmü gereğince kesin olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi.15/05/2019