Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2017/1803 E. 2019/547 K. 21.03.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO: 2017/1803
KARAR NO : 2019/547
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 21/06/2017
NUMARASI : 2015/175 E.-2017/635 K.
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Rücuen Tazminat)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 21/03/2019
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; vekil edeni şirket nezdinde kasko sigortalı bulunan ve dava dışı … adına kayıtlı olan … plaka sayılı aracın, yıkama işlemi için 06/02/2014 tarihinde davalı şirkete teslim edildiğini, işlem sonucunda aynı gün yıkama şirketi elemanlarınca aracın sahibine teslimi sırasında yolda meydana gelen kazada, aracın hasarlandığını, hasar bedeli olan 19.833,00-TL’nin 06/03/2014 tarihinde sigortalıya ödenmek zorunda kalındığını ileri sürerek, sigortalısının zararına neden olan davalıdan ödenen tazminat miktarının ödeme tarihinden itibaren işletilecek en yüksek mevduat faizi ile birlikte rücuan tahsiline karar verilmesini istemiştir.Davalı vekili cevabında özetle; yıkama işi ile iştigal eden vekil edeni şirketin, araç teslim etmek gibi bir hizmeti olmadığını, bu nedenle firmanın bilgisi dışında aracın iş yeri dışında teslimini isteyen kişinin oluşan zarardan sorumlu olması gerektiğini, zira talep konusu hasarın yıkama sahası ve hizmet alanı dışında gerçekleştiğini, kaldı ki zarar gören aracın engelli aracı olduğunu, bu durumda maliki dışında kimselerce kullanılmasına izin verilmesinde araç malikinin kusurlu bulunduğunu ileri sürerek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.Mahkemece, iddia, savunma, toplanan deliller, bilirkişi raporu, tanık beyanları ile tüm dosya kapsamı gözetilerek; “…davacı, davasını TTK’nın 1472. maddesinde yazılı halefiyet hakkına dayandırmıştır. Böyle bir davada sigortacı, ödediği tazminatı değil, ödenmesi gerekli gerçek zarar miktarını zarar sorumlusundan isteyebilir. Davalının kusur oranın ve araçta meydana gelen gerçek zararın belirlenmesi için mahkemece konusunda uzman bilirkişiden kusur oranı ve hasar bedeline ilişkin rapor alınarak sonucuna gidilmesi gerektiği ” belirtilmiştir. Davalı vekili, müvekkili şirketin vale hizmeti sunmadığı, müvekkili şirketin bilgisi dışında aracın teslim edilmek üzere davacıya götürülürken yıkama sahası dışında kazanın meydana geldiğini bu nedenle sorumluluğu bulunmadığını iddia etmiş ise de; davaya konu aracın yıkanmak üzere davalı şirkete teslim edildiği, bu hususta taraflar arasında ihtilaf bulunmadığı, teslimle ilgili yıkama fişi dosyaya sunulduğu, sigortalı aracın davalı şirkete yıkanmak üzere bırakılması ile taraflar arasında yıkama hizmetinin verilmesi dolayısı ile öncelikle TBK’ nun 470 ve devamı maddeleri gereğince eser sözleşmesi kurulduğu, aracın yıkanmasından sonra malikine teslimine kadar ki dönem içinde saklama sözleşmesi kurulduğu, TBK 561 maddesinde düzenlenen saklama sözleşmesi uyarınca saklayanın, saklatanın kendisine bıraktığı bir taşınırı güvenli bir yerde koruma altına almayı üstlendiği sözleşme olduğu, ayrıca TBK ‘nun 66. maddesi uyarınca, bir işletmede adam çalıştıran, işletmenin çalışma düzenini zararın doğmasını önlemeye elverişli olduğunu ispat etmedikçe, o işletmenin faaliyetleri dolayısı ile sebep olunan zararı gidermekle yükümlü olduğu bu nedenle davalı şirketin meslek faaliyeti olan araç yıkama hizmeti sırasında ve aracın malikine teslimine kadar olan süre içinde özen ve ihtimam yükümlülüğüne aykırı davrandığı ve aracın park alanına çekilmesi sırasında meydana gelen kaza sonucunda oluşan hasardan sorumlu olduğu, hasar tarihi itibariyle meydana gelen zararın 19.833,30-TL olduğu, davacı sigorta şirketinin meydana gelen zarar nedeni ile yapmış olduğu ödeme dolayısı ile TTK 1472 maddesi gereğince halefiyet hakkını kazandığı ve ödeme tarihinden itibaren avans faizi talep edebileceği anlaşılmakla,” denilmek suretiyle davanın kabulü ile 19.833,00-TL’nin 21/04/2014 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.Karara karşı, davalı vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuştur.İstinaf nedenleri; cevap dilekçesindeki nedenlerle aynıdır. Dava, trafik kazası sonucunda meydana gelen araç hasar bedelinin sigortalısına ödeyen kasko sigortacısının,ödediği bedeli hasar sorumlusu olduğunu ileri sürdüğü davalıdan rücuan tahsili isteğine ilişkindir.İstinaf edenin sıfatına, istinafın kapsam ve nedenleriyle sınırlı olmak kaydıyla yapılan inceleme ve değerlendirme sonucunda; Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde ve özellikle konusunda uzman kişilerce düzenlendiği anlaşılan olaya, dosyaya, yasal mevzuata ve Yargıtay uygulamalarına uygun olan ve denetlenebilir gerekçeler içeren 22/09/2016 günlü heyet raporundaki belirleme ve değerlendirmelerin hükme esas alınmasında usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı ….Tic.A.Ş vekilinin tüm istinaf itirazlarının esastan reddi gerektiği sonucuna varılarak aşağıdaki biçimde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçe uyarınca;1-Usul ve esas yönünden hukuka uygun olan ve başlıkta yazılı bulunan ilk derece mahkemesi kararına yönelik olarak davalı ….Tic.A.Ş. vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun HMK.m.353/1-b/1 hükmü uyarınca ESASTAN REDDİNE,2-İstinaf yasa yoluna başvuran davalıdan alınması gereken 1.016,10-TL nispi istinaf karar ve ilam harcından, peşin olarak yatırıldığı anlaşılan 31,40-TL’nin düşümü ile kalan 984,70-TL nispi istinaf karar ve ilam harcının davalı …Tic.A.Ş.’den alınarak Hazine’ye gelir kaydedilmesine,3-İncelemenin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,4-İstinaf yasa yoluna başvuran davalı tarafından istinaf aşamasında yapılan giderlerin üzerlerinde bırakılmasına,HMK. m. 353/1-b/1 hükmü uyarınca, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve HMK.m. 362/1-a gereğince miktar itibariyle KESİN olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi.21/03/2019.