Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2017/1786 E. 2018/555 K. 24.05.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO: 2017/1786
KARAR NO : 2018/555
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 11/05/2017
NUMARASI : 2014/159 E., 2017/443 K.
DAVANIN KONUSU : Ölüm ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat.
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 24/05/2018
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacılar vekili dava dilekçesi ile; 29/04/2011 günü 34 Z 9223 plakalı araç sürücüsü …’in direksiyon hâkimiyetini kaybederek sağ şeritte bulunan … plaka numaralı … sevk ve idaresindeki araca sol arka kısımdan çarpması ve takla atması sonucu meydana gelen kazada davacıların desteği …’nin vefat ettiğini, davacıların desteklerinin vefat etmesi nedeniyle onun desteğinden yoksun kaldıklarını, meydana gelen kazada sürücü …’in asli ve tam kusurlu olduğunu, diğer davalıların aracın maliki ve aracın ZMSS sigorta poliçesini düzenleyen sigorta şirketi olduğunu belirtilerek, fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydı ile şimdilik her bir davacı için ayrı ayrı 100,00’er TL olmak üzere 400,00-TL destekten yoksun kalma tazminatı ile her bir davacı için ayrı ayrı 100.000,00’er TL olmak üzere toplam 400.000,00-TL manevi tazminatın (sigorta şirketinin sadece maddi tazminattan poliçe limiti ile sınırlı olmak üzere) davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, 26/10/2016 tarihli bedel artırım dilekçesi ile talebini davacı … için 131.800,90-TL, davacı … için 13.833,66-TL olmak üzere toplam 145.634,56-TL’ye yükseltmiştir.
Davalılar … ve … – (davalı … yerine) vekili cevap dilekçesi ile; müvekkillerinden …’a husumet yöneltilemeyeceğini, mevcut kaza tarihi itibariyle aracın maliki olmadığını, diğer davalı … hakkında açılan davanın haksız ve hukuka aykırı olduğunu, müvekkilinin ceza dosyasında yapılan yargılamasında belirtildiği gibi iki adet kango aracın yarış halinde bulunduğunu, trafik kurallarına uymadığını, kendisini sıkıştırdığını ve bu suretle kazanın olmasını engelleyemediğinin belirtildiğini, meydana gelen kazada müvekkilinin kusurunun bulunmadığını, müvekkili hakkında yapılan yargılama neticesinde Bakırköy 31. Asliye Ceza Mahkemesince verilen 17/04/2013 tarih ve 2012/708 E., 2013/283 K. sayılı müvekkilinin cezalandırılmasına ilişkin kararın hukuka aykırı olması sebebiyle temyiz edildiğini, belirtilen kararın kesinleşmediğini, davacı tarafın müteveffanın emekli olduktan sonra dava dışı ….A.Ş’de çalışmaya devam ettiği ve aylık maaşının 4.500,00-TL olduğu yönündeki beyanlarının gerçeği yansıtmadığını, müteveffanın dava dışı şirketten 2004 yılında emekli olduktan sonra ihtiyaç duyulması halinde zaman zaman yardımına başvurulan kişi durumunda olduğunu, çalışan olmadığını, dolayısıyla belirtilen aylık tutar karşısında çalıştığı iddiasının doğru olmadığını, müteveffanın aylık gelirinin 4.500,00-TL olduğuna ilişkin yazının kredi temin etmek için verilen yazı niteliğinde olup Yargıtay kararlarında da belirtildiği gibi hukuki bir değerinin bulunmadığını, müvekkili …’in dava dışı…A.Ş.’nin sahibi …’nın makam şoförü olduğu iddiasının da doğru olmadığını, taraflar arasında böyle bir ilişkinin mevcut olmadığını belirterek açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … A. Ş. vekili cevap dilekçesi ile; sigorta şirketinin sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında ve gerçek destek miktarı ile sorumlu olduğunu, kaza tarihinden itibaren faiz talep edilemeyeceğini, davacılara yapılan ödemeler varsa mahsubunun gerektiğini belirterek davanın reddini istemiştir.
Dava dilekçesi ile, kazaya neden olan … plakalı aracın maliki olduğu gerekçesiyle davalı … aleyhine dava açılmış ise de; kaza tarihi itibariyle aracın malikinin … olduğunun anlaşılması, davacı vekilinin taraf değişikliği talebinde bulunması üzerine Mahkemenin 08/01/2015 tarihli ara kararı ile, HMK 124/3. Maddesi gereğince davacı tarafın taraf değişikliği talebinin kabulüne, davanın davalı … hakkında devamına karar verilmiştir.
Mahkemece; meydana gelen kazada, … plakalı araç sürücüsü …n kazanın meydana gelmesinde % 100 oranında kusurlu olduğu, kazada vefat eden ve araçta yolcu olarak bulunan …nin kusurunun bulunmadığı, olayda hatır taşımasının mevcut olmadığı, müteveffa …nin gelirinin asgari ücret düzeyinde olduğu, davacılar … ve …’nin desteklikten çıkmaları nedeniyle maddi tazminat talep etme hakları bulunmadığı hususları gözönünde bulundurularak, davanın kısmen kabul kısmen reddine, “Davacılardan … için dava dilekçesinde belirtilen 100,00 TL ve ıslahla arttırılan 131.700,90 TL=131.800,90 TL üzerinden ve velayeten … için yargılama aşamasında reşit olması nedeniyle asaleten kendi adına olmak üzere dava dilekçesinde talep edilen 100,00 TL ve ıslahla arttırılan 13.733,66 TL=13.833,66 TL üzerinden 29/04/2011 kaza tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte maddi tazminat taleplerinin kabulüne, diğer davacıların maddi tazminat taleplerinin reddine, davalıların müteselsilen sorumlu tutulmalarına,
2-Davacıların manevi tazminat taleplerinin kısmen kabulüne, kısmen reddine, davacılar lehine ayrı ayrı 20.000,00’er TL (toplamda 80.000,00 TL) 29/04/2011 kaza tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte manevi tazminata hükmedilmesine, gerçek kişi davalılardan müteselsilen tahsil edilerek davacılara verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,” karar verilmiş, karara karşı davacılar vekili ile davalılar vekilleri tarafından süresi içinde istinaf yoluna başvurulmuştur.
Davacılar vekilinin istinaf sebepleri, maddi tazminat hesabının hatalı yapıldığı, müteveffanın kazancına esas herhangi bir belge olmadığının kabulü ile hesaplamanın asgari ücret üzerinden yapılmasının doğru olmadığı, müteveffanın emekli olduğu 2004 yılındaki ücretinin asgari ücretin 1,31 katı olduğu, yine çalışmakta olduğu … firması tarafından 07/03/2011 tarihli belgede ücretinin 4.500,00-TL olduğunun beyan edildiği, gelire ilişkin bu deliller mevcutken hesaplamada asgari ücretin esas alınmasının hatalı olduğu, hükmedilen manevi tazminat miktarlarının düşük olduğu hususlarına ilişkindir.
Davalılar …, … vekilinin istinaf sebepleri; maddi tazminat miktarlarının yüksek olduğu, olayda hatır taşıması bulunduğu, manevi tazminat miktarlarının yüksek olduğu hususlarına ilişkindir.
Davalı … A. Ş. vekilinin istinaf sebepleri; meydana gelen kaza ile ilgili olarak kusur raporu alınmadan karar verildiği, müteveffa …’nin kusur durumunun belirlenmediği, müteveffanın müterafik kusurunun dikkate alınmadığı, olayda hatır taşıması olduğu hususlarına ilişkindir.
Dava, trafik kazası nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatı ve manevi tazminat talebine ilişkin bulunmaktadır.
1)Meydana gelen trafik kazasında vefat eden …, sürücü …’in kullanmış olduğu … plakalı araçta yolcu konumunda bulunduğundan kazanın meydana gelmesinde kusuru bulunmamaktadır. Ayrıca dosya kapsamında temin edilen 29/10/2014 tarihli bilirkişi heyeti raporu ile kazanın meydana gelmesinde sürücü …’in % 100 oranında kusurlu olduğu tespit edildiği gibi, kaza sonrasında davalı … hakkında açılan ve Yargıtay 12. Ceza Dairesi’nin 10/03/2015 tarih ve 2014/10612 E., 2015/4399 K. sayılı kararı ile onanarak kesinleşen Bakırköy 31. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2012/708 E., 2013/283 K. Sayılı sanık …’in cezalandırılmasına karar verilen dosya kapsamında temin edilen 17/10/2011 tarihli bilirkişi raporunda da davalı …’in meydana gelen kazada tam kusurlu olduğu tespit edilmiştir.
2) Dosya kapsamındaki taraf beyanları ve deliller ile Bakırköy 31. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2012/708 E., 2013/283 K. Sayılı dosyası kapsamındaki beyanlardan kazada vefat eden …ile araç sürücüsü …’in 20 yıla yakın arkadaş oldukları, daha evvel aynı firmada birlikte çalıştıkları anlaşılmaktadır. Bu nevi uzun süreli ve yakın arkadaşlık ilişkisinde hatır taşımasının söz konusu olamayacağı gözönünde bulundurulduğunda Mahkemece hatır taşıması indirimi yapılmadan karar verilmesine bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
3) Kazada vefat eden … araçta yolcu konumunda bulunmakta olup, davalı … şirketi vekilince yargılama aşamasında, meydana gelen kazada vefat edenin müterafik kusuru bulunduğu hususu usulüne uygun olarak ileri sürülüp ispat edilebilmiş değildir.
4) Dosyada mevcut SGK hizmet dökümlerinden müteveffanın 2004 yılı ocak ayına kadar dava dışı… Tic. A. Ş.’de çalıştığı, sonrasında emekli olduğu anlaşılmaktadır. Kaza tarihi 2011 yılı olup, müteveffanın kaza tarihi itibariyle çalıştığına ilişkin bir delil bulunmamaktadır. Davacılar vekilince müteveffanın emekli olduktan sonra da aynı işyerinde çalıştığı ancak şirket sahibince sosyal güvenlik destek primi ödememek için tekrar sigorta girişi yaptırılmadığı ileri sürülmüşse de, bu beyanı doğrulayıcı bir delil dosyada bulunmadığı gibi, yaklaşık 7 yıl boyunca sigortasız çalışılmasına rağmen bu hususta açılmış bir dava veya ilgili SGK birimlerine yapılmış bir müracaat da bulunmamaktadır. Dava dışı … A. Ş. tarafından düzenlenen 07/03/2011 tarihli belgenin Mahkemeye hitaben olmaması, kredi başvurusunda bulunmak üzere düzenlenmiş olması, Yargıtay tarafından, kazanılan gelire ilişkin geçerli bir belge olarak kabul edilmemesi nedenleriyle, müteveffanın kaza tarihi itibariyle bu işyerinde çalıştığını doğrulayan ve gelire esas bir belge niteliğinde bulunmamaktadır. Bu itibarla müteveffanın kaza tarihi itibariyle herhangi bir işyerinde çalışmakta olduğu hususu davacı tarafça ispat edilemediğinden, müteveffanın gelirinin asgari ücret üzerinden hesaplanmasında usul ve yasaya aykırılık bulunmamaktadır.
5) 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 56/1. maddesine göre, hakimin olayın özelliklerini göz önünde tutarak manevi tazminat adı ile hak sahibi yararına takdir edeceği para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer işlevi olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, malvarlığı hukukuna ilişkin zararın karşılanması da amaç edinilmemiştir. O halde, tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir.
Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerektiği kadar olmalıdır. 22/06/1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde, takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar açıkça gösterilmiştir. Bunlar, her olaya göre değişebileceğinden; hakim, bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Dava konusu olayda zararlandırıcı eylemin tarihi, olayın meydana geliş şekli, paranın alım gücü, tarafların dosyaya yansıyan sosyal ve ekonomik durumları dikkate alındığında, ölüm ile sonuçlanan taksirli eylem nedeniyle hüküm altına alınan manevi tazminat miktarlarının yukarıda açıklanan ilkelere ve 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 4. maddesinde düzenlenen takdir hakkının kullanmasına ilişkin kurala uygun bulunmasına göre; davacılar vekili ile davalılar … ve … vekilinin istinaf talepleri yersizdir.
Tüm bu nedenlerle taraf vekillerince Mahkeme kararına karşı yapılan istinaf taleplerinin HMK 353/1-b/1 maddesi gereğince ayrı ayrı reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçe uyarınca;
1-Usûl ve yasaya uygun Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 11/05/2017 tarih ve 2014/159 E., 2017/443 K. sayılı kararına karşı davacılar vekili tarafından yapılan istinaf talebinin yukarıda (4) ve (5) nolu bentlerde göstedrilen nedenlerle HMK 353/1-b/1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
1/1- Alınması gerekli 35,90-TL maktu istinaf karar ve ilam harcından davacı tarafça peşin olarak yatırılan 31,40-TL harcın mahsubu ile bakiye 4,50-TL kaar ve ilam harcının davacı taraftan alınarak Hazineye gelir kaydına,
1/2-İncelemenin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle taraflar yararına avukatlık ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
1/3- İstinaf yasa yoluna başvuran davacı tarafça yapılan giderlerin takdiren kendi üzerlerinde bırakılmasına,
2-Usûl ve yasaya uygun Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 11/05/2017 tarih ve 2014/159 E., 2017/443 K. sayılı kararına karşı davalılar … ve … vekili tarafından yapılan istinaf talebinin yukarıda (1), (2), (3) ve (5) nolu bentlerde göstedrilen nedenlerle, davalı … A. Ş. vekili taraından yapılan istinaf talebinin yukarıda (1), (2) ve (3) nolu bentlerde gösterilen nedenlerle HMK 353/1-b/1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2/1- Alınması gerekli 15.413,10-TL istinaf karar ve ilam harcından davalılar … ve … tarafından peşin olarak yatırılan 3.853,28-TL harç ile davalı … A. Ş. tarafından peşin olarak yatırılan 3.853,28-TL harç olmak üzere toplam 7.706,56-TL harcın mahsubu ile bakiye 7.706,54-TL karar ve ilam harcının davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak Hazineye gelir kaydına,
3- İncelemenin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle taraflar yararına avukatlık ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
4- İstinaf yasa yoluna başvuran davalılar tarafından yapılan giderlerin takdiren kendi üzerlerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 20/7/2017 tarih ve 7035 sayılı Kanunun 31 inci maddesiyle değişik HMK. m. 361/1. hükmü gereğince, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’a temyiz başvurusunda bulunma yolu açık olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi.24/05/2018.