Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2017/1783 E. 2019/546 K. 21.03.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO: 2017/1783
KARAR NO : 2019/546
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 17/03/2017
NUMARASI : 2014/1375 E.-2017/249 K.
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Sigorta Ödemesine Dayanan Rücuen)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 21/03/2019
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı sigorta şirketi nezdinde zorunlu trafik sigortalı bulunan ve vekil edeninin de sürücüsü olduğu … plaka sayılı aracın, 28/12/2012 tarihinde dava dışı … plaka sayılı araçla çarpışması sonucunda meydana gelen trafik kazasında … plaka sayılı aracın hasarlandığını, karşı araçta meydana gelen hasarın giderilmesi amacıyla söz konusu dava dışı aracın sigortacısı olan şirketin davalı sigorta şirketine yaptığı, başvurudan sonuç alınamaması üzerine; karşı araç sigortacısı olan … A.Ş. tarafından araç maliki …ve araç sürücüsü olan vekil edeninden uğranılan zararın talep edildiğini ve bu şekilde … plaka sayılı aracın hasarına karşılık olarak … Sigorta’ya 4.000,00-TL ödeme yapıldığını, oysa bu ödemeden sorumlu olanın davalı sigorta şirketi bulunduğunu; davalı sigorta şirketinin ödeme yapmaktan kaçınma nedeni … plaka sayılı araca ait poliçenin satıştan dolayı geçersiz olduğuna dayandırdığını, oysa söz konusu aracın önceki malik … tarafından 18/12/2012 tarihinde devredildiğini, bu nedenle davalı sigorta şirketinin poliçeden doğan sorumluluğunun Karayolları Motorlu Araçlar Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartalarının C.4 madde hükmüne göre 10 gün süre ile devam etmekte olduğunu, kazanın da 28/12/2012 tarihinde meydana geldiği gözetildiğinde, davalı sigorta şirketinin zararı karşılaması gerektiğini ileri sürerek, fazlaya ilişen sair haklar saklı kalmak kaydıyla … A.Ş.’ye ödenmek zorunda kalınan 4.000,00-TL’nin faiziyle birlikte davalı sigorta şirketinden tahsiline karar verilmesini istemiş ve araç maliki … ile vekil edeni arasında düzenlenen 28/12/2012 günlü alacağın temlikine ilişkin sözleşmeyi ve … Sigorta’ya yapılan 4.000,00-TL’lik ödemeye ilişkin 23/07/2014 tarihli dekontu ibraz etmiştir.Davalı sigorta şirketi süresi içerisinde davaya karşı herhangi bir cevap sunmamış, bilirkişi raporuna itiraz dilekçesinde, … plaka sayılı aracın vekil edeni şirket nezdinde 17/07/2012-17/07/2013 tarihleri arasını kapsar biçimde trafik sigortalı olduğunu, ancak söz konusu aracın 18/12/2012 tarihinde satılması nedeniyle poliçenin “satıştan dolayı iptal” edildiğini, bu durumda satış tarihinden sonraki 10.günün sonunda saat 12:00 itibariyle poliçenin teminatının sona erdiğinin kabul edilmesi gerektiğini, kazanın ise 28/12/2012 tarihinde saat 16:45’te vuku bulduğu gözetildiğinde, talebin teminat dışı olduğunun açık bulunduğunu ileri sürerek, bilirkişi raporunu kabul etmediklerini ve davanın reddine karar verilmesini istediklerini açıklamıştır.Mahkemece, iddia, savunma, toplanan deliller, bilirkişi raporu ve ek rapor ile tüm dosya kapsamı gözetilerek; davalı sigorta şirketi nezdinde, 17/07/2012-17/07/2013 tarihlerini kapsar biçimde trafik sigortalı olan…plaka sayılı aracın, 18/12/2012 tarihinde noterde yapılan satışla … devredildiği, bu satış nedeniyle poliçenin sigortacı tarafından 28/12/2012 tarihinde iptal edildiğinin anlaşıldığı, 2918 sayılı KTK’nın 94.madde hükmünde; araç işleteninin değişmesi nedeniyle sigortacının poliçeyi feshetmesi halinde, poliçenin fesih tarihinden itibaren 15 gün geçerli olacağının belirtildiği, bu durumda eski işleten … adına, davalı sigorta şirketince düzenlenen poliçenin dava konusu kazanın 28/12/2012 tarihinde meydana geldiği gözetildiğinde, talebin poliçe teminatı kapsamında bulunduğunun açık olduğu görüşünden hareketle; hükme esas alınan 29/08/2016 günlü kök ve 25/01/2017 günlü ek bilirkişi heyet raporundaki belirleme ve değerlendirmeler doğrultusunda davanın kabulü ile 4.000,00-TL’nin dava tarihinden işletilecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.Karara karşı davalı sigorta şirketi vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuştur.İstinaf nedenleri; bilirkişi raporuna yönelik, 17/10/2016 teslim alma tarihli itiraz dilekçesindeki nedenlerle aynıdır.Dava, temliknameye dayanılarak aracın trafik sigortacısı olan şirket aleyhine açılan rücuan tazminat isteğine ilişkindir.İstinaf edenin sıfatına, istinafın kapsam ve nedenlerine, dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararında dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde ve konusunda uzman bilirkişiler tarafından düzenlendiği anlaşılan oluşa, yasal mevzuata ve Yargıtay uygulamalarına uygun olan ve denetlenebilir gerekçeler içeren bilirkişi kök ve ek raporundaki belirleme ve değerlendirmelerin hükme esas alınmasında usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına; kaza tarihinde yürürlükte bulunan ZMMS Genel Şartlarının C.4 maddesindeki 10 günlük süre belirlemesinin, eski işletenin, işleten değişikliğini bildirmese dahi yeni işletenin 10 gün süre ile korunacağına ilişkin bir süre niteliğinde olmasına; KTK’nun 94.maddesindeki eski işletenin, işleten değişikliğini sigortaya 15 gün içinde bildirmesi gerektiğine ilişkin düzenleme ile birlikte gözetildiğinde yasal düzenlemeye öncelik tanınması gerektiğinin açık olmasına, dava konusu kazanın 28/12/2012 tarihinde, işleten değişikliğinin ise 18/12/2012 tarihinde meydana geldiği değerlendirildiğinde, işleten değişikliğini bildirim süresi olan 15 günlük süre dolmadan meydana gelen rizikonun davalı sigorta şirketince düzenlenen policenin teminatı kapsamında kaldığı konusunda bir duraksama bulunmadığına; kaldı ki somut olayda eski işletenin yasal süre içerisinde işleten değişikliğini sigorta şirketine bildirdiği ve bundan dolayı 28/12/2018 tarihinde poliçenin fesh edildiği anlaşılmış olmakla; KTK’nun 94.madde hükümlerine göre sözleşmenin feshinden sonra dahi 15 gün süre ile sigortacının sorumluluğunun devam etmekte bulunduğunun kabul edilmesi gerekmesine göre; davalı sigorta şirketi vekilinin tüm istinaf itirazlarının esastan reddi gerektiği sonucuna varılarak aşağıdaki biçimde hüküm tesis edilmiştir.(Yargıtay 17.Hukuk Dairesinin 2014/18220 esas ve 2015/5963 karar sayılı emsal içtihadı)
HÜKÜM: Gerekçe uyarınca;1-Usul ve esas yönünden hukuka uygun olan ve başlıkta yazılı bulunan ilk derece mahkemesi kararına yönelik olarak davalı … A.Ş. vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun HMK.m.353/1-b/1 hükmü uyarınca ESASTAN REDDİNE,2-İstinaf yasa yoluna başvuran davalıdan alınması gereken 273,24-TL nispi istinaf karar ve ilam harcından, peşin olarak yatırıldığı anlaşılan 59,50-TL’nin düşümü ile kalan 213,74-TL nispi istinaf karar ve ilam harcının davalı … A.Ş.’den alınarak Hazine’ye gelir kaydedilmesine,3-İncelemenin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,4-İstinaf yasa yoluna başvuran davalı tarafından istinaf aşamasında yapılan giderlerin üzerlerinde bırakılmasına,HMK. m. 353/1-b/1 hükmü uyarınca, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve HMK.m. 362/1-a gereğince miktar itibariyle KESİN olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi.21/03/2019.