Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2017/1712 E. 2019/735 K. 11.04.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO: 2017/1712
KARAR NO : 2019/735
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 01/06/2017
NUMARASI : 2014/393 E., 2017/428 K.
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİH: 11/04/2019
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili dava dilekçesi ile; davacı şirkete ait ve davalı sigorta şirketince kasko sigorta poliçesi ile sigortalanan … plakalı damperli kamyonun Malatya Erkenek girişinde seyrederken plakası alınamayan bir çekici ile 09/08/2012 tarihinde çarpıştığını, kaza sonucu kamyonda hasar meydana geldiğini, davacı şirketin 2 gün içinde tüm evrakları davalı şirkete teslim ettiğini, davalı şirketin eksper tayin etmesini istediğini, sigorta şirketinin her defasında konunun incelemede olduğunu beyan ettiğini, bunun üzerine davacı şirketin Tatvan Noterliği’nin 06/09/2012 tarih ve … no.lu ihtarnamesini davalıya gönderdiğini, ihtarnameye davalı şirketin cevap vermediğini, Ankara 5.Sulh Hukuk Mahkemesinin 2012/142 D.iş sayılı dosyası ile davacıya ait araçtaki hasarın tespit edildiğini, bu tespit sonucu davalı şirketin 26.009,00-TL ödeme yaptığını, karşılanmayan zararın tazmini talebiyle davalı sigorta şirketine Ankara ….Noterliği’nin 11/12/2012 tarihli ve … no.lu ihtarnamenin gönderildiğini, davalının ihtara cevap vermediği gibi ödeme de yapmadığını, aracın davacı şirketçe 71.076,14-TL’ye onartıldığını belirterek, şimdilik 23.542,00-TL araç hasar bedeli ile bilirkişi tarafından tespit edilecek iş kaybı zararının davalı şirketten 09/08/2012 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi birlikte tahsilini talep etmiş, 18/05/2015 tarihli ıslah dilekçesi ile talebini araç hasar bedeli olarak 44.117,14-TL’ye yükseltmiş, ayrıca 22.000,00-TL iş kaybı zararının tazmini talebinde bulunmuştur. Davalı sigorta şirketi vekili cevap dilekçesi ile; davacıya ait … plakalı aracın 03/05/2012 başlangıç tarihli …. no.lu poliçe ile kasko sigortalı olduğunu, 09/08/2012 tarihli kaza sonucu davacının aracında oluşan zararın davacıya 26.009,00-TL ödeme yapılmak suretiyle karşılandığını, kazanın nasıl ve ne şekilde gerçekleştiğinin davacı tarafından kanıtlanması gerektiğini, davacıya ait aracın sürücü … yönetimindeyken çift taraflı olarak yaptığı 09/08/2012 tarihli kazanın davalı şirkete ihbar edilmesi üzerine hasar dosyası açıldığını, yaptırılan ekspertiz incelemesi sonucu aracın sağ yan kısımlarında ağır hasar olduğu, buna göre çarpılan aracın da hasar göreceğinden hareket etmeyeceğinin tespit edildiğini, kazanın ve çarpma şeklinin uyumsuz olduğunu, takometreye göre aracın 30-40 km hızla seyrederken öndeki araca çarpmasının mümkün olamayacağını ve bu hızla giden bir araçta bu kadar hasar meydana gelmeyeceğini, araç üzerinde ve kaza mahallinde yapılan araştırmalar sonucunda kazanın iddia edilen yerde ve şekilde meydana gelmediğinin tespit edildiğini, kasko sigortası genel şartları 1.5 maddesi ve TTK 1292/3 maddeleri uyarınca sigortalının gerçekleşen rizikoyu doğru ve gerçeğe uygun bir şekilde ihbar etmekle yükümlü olduğunu, somut olayda davacının doğru beyanda bulunma yükümlülüğüne aykırı hareket ettiğinin anlaşıldığını, gelir kaybı zararlarının kasko sigorta poliçesi teminatı dışında kaldığını belirterek davanın reddine karar verilmiştir. Mahkemece; davanın belirsiz alacak davası olduğu, bu nedenle ıslah ile artırılan miktar yönünden davanın zamanaşımına uğramadığı, 03/03/2017 tarihli rapor ile davacıya ait araçta meydana gelen hasar miktarının 42.490,70-TL, iş kaybı zararının 15.500,00-TL olduğunun tespit edildiği, davalı sigorta şirketinin sigorta poliçesi kapsamında olmasa bile 6098 Sayılı TBK’nın 112. maddesi gereğince iş(kazanç) kaybı zararından sorumlu olduğu görüşünden hareketle; “Davacının davasının kısmen kabulü ile, 42.490,70 TL hasar ve 15.500,00 TL kazanç kaybı olmak üzere 57.990,70 TL nin 06/12/2012 tarihinden itibaren ticari faizi ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazla istemin reddine,” karar verilmiş, karara karşı davacı vekili ile davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.Davacı vekilinin istinaf sebepleri; mahkemece araçta meydana gelen hasar miktarı ile kazanç kaybının tamamına hükmedilmediği, sigorta şirketinin temerrüt tarihinin hatalı belirlendiği hususlarına ilişkindir. Davalı vekilinin istinaf sebepleri; davanın belirsiz alacak davası değil kısmi dava olduğu, ıslaha konu taleplerin zamanaşımına uğramış olduğu, kazanç kaybının teminat kapsamında olmamasına rağmen TBK 112. maddesi gereğince kazanç kaybına hükmedilmesinin hatalı olduğu, davacı tarafça TBK 112. maddesine dayalı bir talepte bulunulmamasına rağmen Mahkemece taleple bağlılık ilkesi aşılarak bu madde gereğince kazanç kaybına hükmedilmesinin yanlış olduğu, dava konusu kazanın davacının iddia ettiği şekilde meydana gelmediğinin dosya kapsamında temin edilen bilirkişi raporlarıyla ortaya konulduğu, davacının doğru ihbar yükümlülüğünü yerine getirmediği, davacının herhangi bir tazminat talep etme hakkı bulunmamasına rağmen, talebinin kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğu hususlarına ilişkindir. Dava, trafik kazası nedeniyle araçta oluşan hasar bedeli ile kazanç kaybı talebinden ibaret maddi tazminat davasıdır. 1)Davacı tarafça, araçta meydana gelen hasar bedelinin Ankara 5. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2012/142 D. İş sayılı dosyası ile tespit ettirildikten sonra ve aracın tamir edilmesi için 71.076,14-TL ödeme yapıldığı belirtilerek fazlaya ilişkin haklar saklı tutulmaksızın hasar miktarının 23.542,00-TL’sinin tahsili talebiyle dava açılması karşısında davanın HMK 109. maddesinde düzenlenen kısmi dava niteliğinde olmasına, davacının 2 yıllık zamanaşımı süresi içerisinde araç hasar bedelinin kalan kısmı için herhangi bir talepte bulunmaması dikkate alındığında dava dilekçesi ile talep edilen araç hasar bedelini aşan kısmın kabulüne karar verilmesi doğru bulunmamaktadır. 2) TTK.nun 1409/1 maddesi uyarınca sigortacının geçerli bir sigorta ilişkisi kurulduktan sonra oluşan rizikolardan sorumlu olduğu gibi aynı yasanın 1409/2 maddesi hükmüne göre kural olarak rizikonun teminat dışında kaldığına ilişkin iddianın sigortacı tarafından kanıtlanmasının gerekmesine, davalı sigorta şirketi tarafından kazanın sigortalının ihbar ettiği şekilde meydana gelmediğinin somut delillerle ispat edilememesine, kaldı ki sigorta şirketi eksperi tarafından düzenlenen 16/08/2012 tarihli Kasko Ekspertiz Raporu ile hasarın oluş şekli hakkındaki kanaatin olumlu olarak belirtilmesine ve bu bağlamda davalı sigorta şirketi tarafından 06/12/2012 tarihinde davacıya 26.009,00-TL hasar bedeli ödendiğinin anlaşılmasına göre, hasarın teminat kapsamında kaldığının davalı sigorta şirketi tarafından da kabul edildiği gözönünde bulundurulduğunda Mahkemece davacı lehine araç hasar bedeli ödenmesine karar verilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmamaktadır. 3) Davalı sigorta şirketi tarafından davacıya kısmi ödeme yapılan tarih itibariyle davalı sigorta şirketinin temerrüde düşmüş olduğu kabul edilerek hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmamaktadır(Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 10/12/2018 tarih ve 2016/3163 E., 2018/11951 K. sayılı kararı). 4) Davalı sigorta şirketi, davacıya ait aracın kasko sigortacısı olup Kara Taşıtları Kasko Sigortası Genel Şartları A.1.maddesinde belirtilen risklerin gerçekleşmesi sonucunda doğrudan uğrayacağı maddi zararları teminat altına alır. Davacı vekili hasar bedeli dışında aracın tamiri süresince yoksun kalınan kazanç kaybı zararının da davalıdan tahsilini istemiştir. Davacının kazanç kaybına ilişkin tazminat talebi, Kasko Sigortası Genel Şartları ve poliçe özel şartları uyarınca kasko sigortası teminat kapsamında bulunmamaktadır(Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 20/06/2016 tarih ve 2016/5927 E., 2016/7414 K. Sayılı kararı). Taraflar arasında düzenlenen “Maksimum Ticari Kasko Sigorta Poliçesi”nin incelenmesinden kazanç kaybı zararına ilişkin olarak ek prim yatırılarak bu zarar kaleminin de teminat kapsamına alındığına ilişkin bir bilgi bulunmamaktadır. Sigortalı davacı ile sigortacı davalı arasında sözleşme ilişkisinin varlığı gözönünde bulundurulduğunda Mahkemece, TBK 112. maddesi gerekçe gösterilerek, davacı lehine kazanç kaybı zararına hükmedilmesi hatalı olmuştur. Tüm bu nedenlerle davacı vekilinin istinaf talebinin yukarıda (1) ve (3) nolu bentlerde gösterilen nedenlerle HMK 353/1-b/1 maddesi gereğince esastan reddine, davalı vekilinin istinaf talebinin yukarıda (2) nolu bentte gösterilen nedenlerle reddine, (1) ve (4) nolu bentte gösterilen nedenlerle kabulüne, Mahkemece verilen kararın HMK 353/1b/2 maddesi gereğince kaldırılmasına ve yeniden hüküm kurulmasına karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçe uyarınca;1-İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 01/06/2017 tarih ve 2014/393 E., 2017/428 K. sayılı kararına karşı davacı vekili tarafından yapılan istinaf talebinin yukarıda (1) ve (3) nolu bentlerde gösterilen nedenlerle REDDİNE, karara karşı davalı vekili tarafından yapılan istinaf talebinin yukarıda (2) nolu bentte gösterilen nedenlerle REDDİNE, (1) ve (4) nolu bentte gösterilen nedenlerle KABULÜNE,1/1- Davacı taraftan alınması gerekli 44,40-TL maktu istinaf karar ve ilam harcından davacı tarafından yatırılan 31,40-TL harcın mahsubu ile bakiye 13,00-TL harcın davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydına, 1/2- Davalı tarafından yatırılan 990,33-TL istinaf karar ve ilam harcının talep halinde davalıya İADESİNE, 1/3- İncelemenin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, 1/4- İstinaf aşamasında davacı ve davalı tarafından yapılan giderlerin takdiren kendi üzerlerinde bırakılmasına,2- İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 01/06/2017 tarih ve 2014/393 E., 2017/428 K. sayılı kararının KALDIRILMASINA, 2/1- Davacı tarafça açılan davanın KISMEN KABUL KISMEN REDDİNE, 23.542,00-TL araç hasar bedelinin 06/12/2012 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin araç hasar bedeli ile kazanç kaybı zararının tazmini talebinin REDDİNE, 2/2- Alınması gerekli 1.608,15-TL karar ve ilam harcından davacı tarafından peşin olarak yatırılan 402,05-TL ve ıslah aşamasında yatırılan 727,10-TL harcın mahsubu ile bakiye 479,00-TL harcın davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına, 2/3- Davacı tarafça yapılan ve 24,30-TL başvuru harcı, 402,05-TL peşin harç, 3,75-TL vekalet harcı, 0,60 dosya masrafı, 5,90-TL vekalet pulu, 2.535,00-TL posta, tebligat ve bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 2.971,60-TL yargılama giderinden davanın kabul ve red oranı dikkate alınarak 928,03-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerine bırakılmasına,2/4- Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden kabul edilen kısım üzerinden yürürlükte bulunan AAÜT gereğince belirlenen 2.825,04-TL vekâlet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 2/5- Davalı tarafça yapılan ve 2.100,00-TL bilirkişi ücreti, 3,75-TL vekalet harcı olmak üzere toplam 2.103,75-TL yargılama giderinden davanın kabul ve red oranı dikkate alınarak 1.354,67-TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, bakiye kısmın davalı üzerine bırakılmasına, 2/6- Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden reddedilen kısım üzerinden yürürlükte bulunan AAÜT gereğince belirlenen 5.033,27-TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,2/7- HMK 333. md. uyarınca davacı ve davalı tarafından yatırılan ve bakiye kalan gider avansının kararın kesinleşmesi sonrası talep halinde yatıran tarafa iadesine,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 24/11/2016 tarihli ve 6763 sayılı Kanunun 42 nci maddesi ile değişik HMK.m.362/1-a hükmü gereğince kesin olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi.11/04/2019