Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2017/1667 E. 2019/265 K. 14.02.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO: 2017/1667
KARAR NO : 2019/265
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 05/07/2017
NUMARASI : 2017/3005 E. – 2017/3005 K.
DAVANIN KONUSU: Hakem Kararının Tebliğe Çıkarılması / Saklanması
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 14/02/2019
Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyeti kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili 10/06/2016 tarihli dava dilekçesinde; 20/08/2012 olay tarihinde yaya olan davacı …. plakası ve sürücüsü tespit edilemeyen motosikletin çarpması sonucunda davacının yaralandığını, davalı sigorta şirketi tarafından bir miktar ödeme yapıldığını ancak bu miktarın gerçek zararı karşılamadığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 2.500,00-TL maluliyet tazminatının olay tarihinden itibaren avans faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesini talep etmiştir.Davacı vekili 16/11/2016 tarihli ıslah dilekçesi ile sürekli iş göremezlik tazminatının 5.001,00-TL ye yükseltmiştir.Yine davacı vekili 21/02/2017 tarihli ıslah dilekçesi ile bu kez sürekli iş göremezlik talebini 43.900,26-TL ye yükseltmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının başvuru üzerine 09/04/2014 tarihinde %13 maluliyet oranına göre 23.281,00-TL ödeme yapıldığını, davada hak düşürücü sürenin dolduğunu belirterek davanın reddini talep etmiştir.Uyuşmazlık Hakem Heyetince, bilirkişi raporları doğrultusunda davacının davasının kabulü ile 43.900,26-TL sürekli iş göremezlik tazminatının 05/05/2016 tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar vermiştir.İtiraz hakem heyeti davalının itirazının reddine karar vermiştir.Davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.Davalı vekili istinaf dilekçesinde; davaya konu kaza nedeniyle 09/04/2014 tarihinde ödeme yapıldığını ve ibraname düzenlendiğini, bu tarihten itibaren 2 yıllık hak düşürücü sürenin sona erdiğini, davacının meydana gelen kazadaki kusur oranının belirlenmediğini yine aktüerya bilirkişisi raporunda 01/06/2015 tarihinden sonra yürürlüğe giren Zorunlu Mali Mesuliyet sigortası Genel Şartlarına göre düzenlenmediğini belirterek istinaf yoluna başvurmuştur.İstinaf edenin sıfatı ve istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan incelemede; 20/08/2012 olay tarihinde yaya olan davacı …….. plakası ve sürücüsü tespit edilemeyen motosikletin çarpması sonucunda davacının yaralandığını, bu olay nedeniyle %21.2 malul kaldığını, davalı sigorta şirketi tarafından 09/04/2014 tarihinde %13 maluliyet oranına göre davacıya 23.281,00-TL sürekli iş göremezlik tazminatı ödendiği ve taraflar arasında 07/04/2014 tarihli ibranamenin düzenlendiği anlaşılmıştır.Başvuran vekili tarafından dava dilekçesinde trafik kazasına bağlı olarak oluşan maluliyet oranının arttığı veya gelişen bir durumun ortaya çıktığı belirtilmemiştir.2918 Sayılı KTK’nun 111. maddesi gereğince, tazminat miktarlarına ilişkin olup da yetersiz veya fahiş olduğu açıkça belli olan anlaşmalar veya uzlaşmalar yapıldıkları tarihten itibaren 2 yıl içinde iptal edilebilirler. Kanunun bu hükmünden yararlanmak için ibra belgesinin iptalinin açıkça ve ayrıca istenmesine gerek olmayıp, dava sırasında bu husus ileri sürülebileceği gibi, yapıldığı tarihten itibaren 2 yıl içinde hükümlerinin kabul edilmediğine ilişkin bir irade açıklaması da yeterlidir. Kanunda belirtilen 2 yıllık süre hak düşürücü süre olup, res’en dikkate alınması gerekir.(Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 04/05/2017 tarih ve 2014/23349 E., 2017/4992 K. sayılı kararı).Dava konusu olayda davacının müracaatı üzerine Güvence Hesabı tarafından 09/04/2014 tarihinde ödeme yapılarak ibraname alınmıştır. Davacı taraf KTK’nın 111. maddesinde görülen 2 yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra 10/06/2016 tarihinde ek tazminat talebiyle dava açmış bulunmaktadır. 09/04/2016 yılında yapılan ödeme üzerine verilen ibranamenin davacı tarafından bizzat imzalanması nedeniyle davacı tarafın ibraname ve içeriği ile ilgili bilgi sahibi olduğu açıktır. Bu nedenlerle KTK 111/2. maddesinde öngörülen süre içinde dava açılmaması nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerekir iken kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğu ancak bu hususun yeniden yargılamayı gerektirmediği göz önünde tutularak HMK.353/1-b/2 maddesi uyarınca esastan yeniden hüküm kurulması gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçe uyarınca;1-Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyetinin 13/06/2017 tarih 2017/İ.1079 E. – 2017.İHK/2078 K. sayılı kararına karşı davalı vekilince yapılan istinaf talebinin KABULÜNE, 2- İstinaf yasa yoluna başvuran davalı tarafından peşin olarak yatırılan 31,40 TL maktu karar ve ilam harcının istek halinde iadesine, 3- Davalı tarafından istinaf aşamasında yapılan giderlerin takdiren kendi üzerinde bırakılmasına,4- İncelemenin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,5- İstinaf talebine konu ve başlıkta yazılı Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyetinin 13/06/2017 tarih 2017/İ.1079 E. – 2017.İHK/2078 K. sayılı kararının KALDIRILMASINA,
5/1- Davacının talebinin REDDİNE,5/2- Davacı tarafından yapılan masraflar üzerinde bırakılmasına, 5/3- Davalı kendini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihi AAÜT gereğince belirlenen 1.035,80.- TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalı tarafa verilmesine, 5/4- Davalı tarafından itiraz hakem heyetine başvuru sırasında ödenen 658,51-TL masrafın davacıdan alınarak davalıya ödenmesine, HMK. m.352 hükmü uyarınca dosya üzerinde yapılan ön inceleme sonucunda ve HMK. m. 362/1-a gereğince, KESİN olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.14/02/2019