Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2017/1654 E. 2019/414 K. 28.02.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO: 2017/1654
KARAR NO : 2019/414
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 05/06/2017
NUMARASI : 2014/279 E., 2017/503 K.
DAVANIN KONUSU: Ölüm ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat.
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 28/02/2019
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili dava dilekçesi ile; 19/03/2012 tarihinde, davalı … şirketince …. poliçesi ile sigortalanan ve davalı …’in sevk ve idaresinde bulunan ….. plaka sayılı aracın geri manevra yaptığı sırada müvekkiline çarpması şeklinde meydana gelen trafik kazası sonucunda müvekkilinin yaralandığını, mevcut yaralanma nedeniyle uzun süre tedavi gördüğünü, bakıcı gideri yaptığı belirterek; 30.000,00-TL manevi tazminatın davalı …’ten, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak koşuluyla 10.000,00-TL maddi tazminatın ise her iki davalıdan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … vekili cevap dilekçesi ile; kazanın oluşumunda davacı tarafın tamamen kusurlu olduğunu, talep edilen maddi ve manevi tazminat miktarının fahiş olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … ….. A. Ş. vekili cevap dilekçesi ile; müvekkili sigorta şirketinin poliçe limiti ve sigortalısının kusuru oranında sorumluluğu bulunduğunu, bakıcı giderinin teminat dışı olduğu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece; kazanın meydana gelmesinde davalı …’in % 75, davacının % 25 oranında kusurlu olduğunun 13/03/2017 tarihli bilirkişi raporu ile tespit edildiği, ATK 3. Adli Tıp İhtisas Kurulu’nun 26/09/2016 tarihli raporu ile meydana gelen kaza nedeniyle davacının % 4 oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağı ve iyileşme süresinin kaza tarihinden itibaren 3 aya kadar uzayabileceğinin belirlendiği gözönünde bulundurularak, düzenlenen 20/04/2017 tarihli hesap bilirkişisi raporu dikkate alınarak; “1-Davacı tarafından davalı … aleyhine açılan manevi tazminat davasının KISMEN KABULÜNE, 4.000,00TL manevi tazminatın olay tarihi olan 19.03.2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte iş bu davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,2-Davacı tarafından davalılar aleyhine açılan maddi tazminat davasının KISMEN KABULÜ ile 8.856,83TL ‘nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin maddi tazminat talebinin reddine, hükmedilen maddi tazminata davalı … yönünden olay tarihi olan 19.03.2012 tarihinden, davalı … şirketi yönünden temerrüt tarihi olan 30.01.2014 tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına,” karar verilmiş, karara karşı davacı vekili ile davalı … … A. Ş. vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.Davacı vekilinin istinaf sebepleri; davacının kaza sonrası 8 ay çalışamadığı, ATK tarafından iyileşme süresinin 3 ay olarak belirlenmesinin kabul edilemeyeceği, ATK raporuna ve hesap bilirkişisi raporuna yapılan itirazların dikkate alınmadığı, davacının pazarcılıktan aylık 1.500,00-TL gelir elde etmesine rağmen iyileşme süresi olarak 3 ay üzerinden asgari ücret esas alınarak gelir kaybı hesaplanmasının hatalı olduğu, bu nedenle maddi tazminatın düşük hesaplandığı, takdir edilen manevi tazminat miktarının yetersiz olduğu hususlarına ilişkindir. Davalı …… A. Ş. vekilinin istinaf sebepleri; kusur raporu taraflarına tebliğ edilmeden karar verildiği, 01/06/2015 tarihinde yürürlüğe giren genel şartlar gereğince bakıcı giderinin teminat kapsamı dışında kaldığı, hesap raporunun aktüer siciline kayıtlı bir bilirkişiden alınması gerektiği hususlarına ilişkindir. Dava, trafik kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminat talebine ilişkin bulunmaktadır. 1)İstinaf edenin sıfatına, istinafın kapsam ve nedenine, dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde, hükme esas alınan ATK 3. Adli Tıp İhtisas Kurulu’nun 26/09/2016 tarihli raporunun olaya, oluşa ve Yargıtay uygulamalarına uygun denetlenebilir gerekçeler içermesine, bu rapor ile davacının iyileşme süresinin kaza tarihinden itibaren 3 aya kadar uzayabileceğinin tespit edilmiş olmasına, davacının iyileşme süresi 3 ay olarak kabul edilerek hesaplama yapılmasında bir isabetsizlik bulunmamasına, oğlu …’ün kiralamış olduğu tezgâhta pazarcılık yaptığı belirtilen davacının aylık kazancının 1.500,00-TL olduğu hususuna ilişkin olarak dosyaya herhangi bir delil sunulmaması nedeniyle davacının gelirinin asgari ücret esas alınarak belirlenmesinde bir hata bulunmamasına, TBK 56 maddesi gereğince TMK 4. Maddesindeki takdir hakkı da kullanılarak; dava konusu olayda, zararlandırıcı eylemin tarihi, paranın alım gücü, olayın meydana geliş şekli, kusur oranları, davacıda meydana gelen yaralanmanın niteliği, malüliyetinin oranı, yaşı, tarafların dosyaya ansıyan ekonomik ve sosyal durumu dikkate alınarak davacı lehine takdir edilen manevi tazminat miktarının uygun bulunmasına göre; davacı vekilinin tüm istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmesi gerekmektedir(HMK 353/1-b/1).2)Davalı ……. A. Ş. vekiline kusura ilişkin bilirkişi raporu tebliğ edilmemiş ise de; tarafların kusur oranlarının açıkça belirtilerek tazminat hesabı yapılan 20/04/2017 tarihli bilirkişi raporunun davalı … şirketi vekiline tebliğ edilmesine, davalı … şirketi vekilince hesap bilirkişisi raporuna karşı 11/05/2017 tarihli dilekçe ile yapılan itirazda kusur durumuna ilişkin herhangi bir itirazda bulunulmaması nedeniyle HMK 357/1. maddesi hükümleri de gözönünde bulundurulduğunda yargılama aşamasında ileri sürülmeyen hususların istinaf aşamasında ileri sürülememesi karşısında temin edilen kusur durumuna ilişkin bilirkişi raporu esas alınarak hüküm kurulmasında bir usulsüzlük bulunmamasına, kaza tarihi olan 19/03/2012 tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 2003 tarihli … genel şartları gereğince bakıcı giderinin teminat kapsamında bulunmasına, hesap bilirkişisinin aktüer sıfatını haiz olması nedeniyle raporunun hükme esas alınmasında bir isabetsizlik bulunmamasına göre; davalı …… A. Ş. vekilinin tüm istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir(HMK 353/1-b/1).
HÜKÜM: Gerekçe uyarınca;1-Usûl ve yasaya uygun Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 05/06/2017 tarih ve 2014/279 E., 2017/503 K. sayılı kararına karşı davacı vekili tarafından yapılan istinaf talebinin yukarıda (1) nolu bentte gösterilen nedenlerle, davalı … ….. A. Ş. vekili tarafından yapılan istinaf talebinin yukarıda (2) nolu bentte gösterilen nedenlerle HMK 353/1-b/1 maddesi gereğince ayrı ayrı ESASTAN REDDİNE, 2- Alınması gerekli 44,40-TL maktu istinaf karar ve ilam harcının davacı tarafından peşin olarak yatırılan 219,45-TL harçtan mahsubu ile bakiye 175,05-TL harcın talep halinde davacı tarafa İADESİNE, 3- Davalı ….. A. Ş.’den alınması gerekli 878,25-TL nispi karar ve ilam harcından davalı ….A. Ş. tarafından yatırılan 31,40-TL harcın mahsubu ile bakiye 846,85-TL harcın davalı …….a A. Ş.’den alınarak Hazineye gelir kaydına, 4- İncelemenin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle taraflar yararına avukatlık ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,5- İstinaf yasa yoluna başvuran davacı ve davalı … A. Ş. tarafından yapılan giderlerin takdiren kendi üzerlerinde bırakılmasına,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 20/07/2017 tarih ve 7035 sayılı Kanunun 31 inci maddesiyle değişik HMK. m. 361/1. hükmü gereğince, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’a temyiz başvurusunda bulunma yolu açık olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi.28/02/2019