Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2017/1645 E. 2019/383 K. 28.02.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO: 2017/1645
KARAR NO : 2019/383
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KOCAELİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 20/03/2017
NUMARASI : 2016/871E,- 2017/177K.
DAVA TÜRÜ: Ticari İlişkiden Kaynaklanan Tespit
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 28/02/2019
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vasisi dava dilekçesinde özetle; vasisi bulunduğu …’a ait aracın davalı … şirketi nezdinde kasko sigortalı bulunduğunu, bu sözleşmeye dayanılarak daha önce davacı tarafından davalı aleyhine açılan davalar sonucunda, haksız ve hukuksuz olarak verilen red kararları nedeniyle, yargılama giderleri ile yükümlü tutulan kısıtlı aleyhine davalı … şirketinin icra takiplerine geçtiğinin, kararların haksız ve hukuksuz olduğunu, davalı … şirketinin de bildiğini, bu nedenle söz konusu takipler ve davalar nedeniyle …’ın davalı … şirketine herhangi bir borcu olmadığının tespitine karar verilmesini istemiş ve yargılama sırasında da Gölcük Sulh Hukuk Mahkemesinde alınan 14/07/2012 gün 2010/281 esas-2012/354 sayılı husumete izin kararını ibraz etmiştir. Davalı … şirket ivekili cevabında özetle; davanın ne olduğunun ve niçin açıldığının anlaşılamadığını, görevli mahkemenin de asliye ticaret mahkemesi olmadığını, davaya asliye hukuk mahkemesinde bakılması gerektiğini ileri sürerek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.Mahkemece; davacının daha önce görülüp karara bağlanan mahkeme ilamlarını dava konusu ederek bu ilamlar sebebiyle borçlu olmadığının tespitini talep ettiğinin anlaşıldığı, oysa davacının söz konusu ilamlar ile hüküm altına alınan ödemelerin hukuka uygun olmadığını menfi tespit davası ile değil, temyiz ya da istinaf yasa yoluna müracaat ile ileri sürmesi gerektiği, dava dilekçesindeki anlatımlar ve yargılama sırasında alınan beyanlar dikkate alındığında davanın daha önce görülen dava sonrası verilen hükmün ortadan kaldırılmasına yönelik olduğu,böyle bir davanın HMK’nın 114/1 maddesi gereğince dava şartı yokluğu nedeniyle reddi gerektiği görüşünden hareketle, açılan davanın reddine karar verilmiştir.Karara karşı davacı vasisi tarafından süresi içerisinde istinaf yasa yoluna başvurulmuştur.İstinaf nedenleri; iddialarını kanıtlamaları için kendilerine imkan tanınmadan, tanık dinlenilmeden ve davalı sigortacının araçta meydana gelen gerçek zararının tamamını ödemesi gerektiğinin göz ardı edilerek daha önce verilen red kararları ile bu davalarla ilgili olarak alınan bilirkişi raporları irdelenmeden yazılı biçimde davanın reddine karar verilmesinin hak ihlali olduğu hususuna ilişkindir.İstinaf edenin sıfatına, istinafın kapsam ve nedenlerine göre dava, trafik kazası sonucunda davacı kısıtlının aracında meydana gelen hasar nedeniyle oluşan zararların sigortacı tarafından karşılanmasını sağlamak amacıyla daha önce açılan davaların haksız ve hukuksuz olarak aleyhlerine sonuçlandığı ve bu haksızlığa rağmen, kısıtlı aleyhine icra takiplerine geçildiği, oysa icra takiplerinin konusunu oluşturan ilamların haksız ve hukuksuz olmaları nedeniyle davalı tarafın kendilerinden böyle bir istemde bulunamayacakları nedeniyle, davalı tarafa herhangi bir borçlarının olmadığının tespiti isteğine ilişkindir.Dosya kapsamından, kısıtlı …’a ait olan ve 29/09/2003-29/09/2004 tarihleri kapsayan biçimde davalı … şirketi nezdinde kasko sigortalı bulunan … plaka sayılı aracın; … plaka sayılı diğer bir araçla çarpışması sonucunda, 15/01/2004 tarihinde gerçekleşen trafik kazasında hasarlandığı ileri sürülerek davacı tarafça farklı zaman ve farklı mahkemelerde bu kaza nedeniyle oluşan zararlarının giderilmesi için davalı … şirketi aleyhine çeşitli davalar açıldığı, açılan tüm bu davaların redle sonuçlandığı ve davalı … şirketinin de redle sonuçlanan ilamlara dayanılarak icra takipleri başvurduğu anlaşılmaktadır.Davacı taraf, davalının icra takibine dayanak kıldığı ilamların haksız ve hukuksuz olduğunu, bu nedenle de icra takibine geçilmesinin de mümkün bulunmadığını ileri sürerek uğradığı hukuksuzluk nedeniyle, davalıya herhangi bir borcunun bulunmadığının tespitine karar verilmesini istemektedir. Davacı vasisisinin mahkemeye sunduğu 10/08/2016 hakim havale günlü dilekçe ekindeki mahkeme ilamları ve icra emirleri gözetildiğinde, tamamının Bölge Adliye Mahkemelerinin göreve başlamasından önce verilen kararlar olduğu ve bir kısmının da Yargıtay denetiminden geçerek kesinleştiği anlaşılmıştır. Daha önce taraflar arasında görülen ve sonuçlandırılan davalar nedeniyle verilen kararların doğru ve isabetli olup olmadığı, herhangi bir hak ihlali bulunup bulunmadığını belirlemek Türkiye Cumhuriyeti Anayasası ve yasalarına göre, belli prosedürlere bağlıdır. Verilen bir kararın doğru olup olmadığı ancak; temyiz, istinaf, yargılamanın iadesi, kanun yararına bozma şeklinde düzenlenen kanun yollarına başvuru sonucunda belirlenebilir. Bir mahkeme kararının aynı nitelikte başka bir mahkemece değerlendirilmesi, diğer bir ifadeyle önceki mahkemede belirlenen durum ve sonuçlarının değiştirilmesi mümkün bulunmadığına, hak ihlali iddiasının ise, ancak Anayasa Mahkemesinde ileri sürülebilir olmasına göre, istinaf başvurusuna konu mahkeme kararının davanın reddine ilişkin gerekçesinde ve takdirinde herhangi bir isabetsizlik bulunmadığından, davacı vasisinin istinaf başvurusunun HMK.m.353/1-b/1 hükmü uyarınca reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçe uyarınca;
1-Usûl ve yasaya uygun olan ve başlıkta yazılı bulunan ilk derece mahkemesi kararına karşı davacı vasisi tarafından yapılan istinaf başvurusunun HMK.m. 353/1-b/1 hükmü gereğince ESASTAN REDDİNE,
2- Karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Harçlar Kanunu uyarınca, istinaf yasa yoluna başvuran davacıdan alınması gereken 44,40-TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davacı tarafından istinaf yasa yoluna başvurulurken peşin olarak yatırıldığı anlaşılan 31,40-TL’nin düşümü ile kalan 13,00-TL istinaf karar ve ilam harcının davacıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydedilmesine,
3-İncelemenin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle taraflar yararına avukatlık ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
4-İstinaf yasa yoluna başvuran davacı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve HMK.m.361/1 hükmü gereğince, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’a temyiz başvurusunda bulunma yolu açık olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi.28/02/2019.