Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2017/1591 E. 2019/331 K. 21.02.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO: 2017/1591
KARAR NO : 2019/331
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 28/03/2017
NUMARASI : 2015/500 E., 2017/228 K.
DAVANIN KONUSU: Trafik Kazasından Kaynaklanan Tazminat.
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 21/02/2019
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;….. plaka sayılı aracın, vekil edenine ait ….. plakalı araca, tam kusurlu biçimde arkadan çarpması sonucunda, 11/08/2014 tarihinde meydana gelen trafik kazasında hasarlandığını, hasar bedelinin KDV hariç 33.642,00-TL olduğunun belirlendiğini, hasar bedelinin ödenmesi için davalı sigorta şirketine yapılan başvurudan ise sonuç alınamadığını, vekil edeninin araç hasarından başka, değer kaybı zararı, ekspertiz ücreti, çekici gideri ve yol gideri şeklinde masrafları da bulunduğunu, bunların da gözetilmesi gerektiğini ileri sürerek, fazlaya ilişen haklar saklı kalmak kaydıyla, 33.642,00-TL maddi tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini istemiştir.Davalı …. ve …. vekili cevap dilekçesinde özetle; Kazanın müvekkilinin önünde giden aracı yeterli ve güvenli bir mesafeden takip ettiğini önündeki aracın beklenmedik bir şekilde aniden fren yapması sonucu müvekkiline yüklenemiyecek bir kazanın meydana geldiğini , davacı tarafından ibraz edilen ve … Plakalı araçta meydana gelen hasara ilişkin bulunan ekspertiz raporunun taraflı özel bir şirket tarafından düzenlendiğinden dikkate alınmaması gerektiğini , söz konusu ekspertiz raporunda aracın rayiç bedeli kadar bir hasar bedeli çıkartıldığını , bu bedeli kabul etmediklerini ailesinin ulaşımı için alınan uçak biletlerinin tazmininin talep edilmesinin de açıkça haksız kazanç olduğunu, ayrıca kaza nedeniyle araçta herhangi bir değer kaydının oluşmadığını, dava konusu kazada vekil edenlerinden …. da yaralandığını, diğer müvekkili ….ise, kazanın oluşumunda hiçbir kusuru olmadığı için sorumlu tutulmaması gerektiğini ileri sürerek, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.Davalı …. A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle ; kazaya karışan ….. plakalı aracın vekil edeni şirket nezdinde sigortalı bulunduğunu, poliçeye göre maddi araç başı teminat limitlerinin 25.000 TL olduğunu , kazanın meydana gelmesinde sigortalı araç sürücüsünün kusurunun olmadığını, bu nedenle sorumlulukları yoluna gidilemeyeceğini, bundan ayrı dava açmadan önce vekil edeni şirkete yapılmış, herhangi bir başvuruda bulunulmadığını, dolayısıyla temerrüt halinin oluşmadığını, ticari faiz talebinin de yersiz bulunduğunu belirterek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.Mahkemece, davalı …. A.Ş.nezdinde trafik sigortası ile sigortalı bulunan ….. plaka sayılı aracın, davacıya ait Belçika ….. plaka sayılı araca çarpması sonucunda meydana gelen trafik kazasında, davacıya ait aracın hasarlandığı, kazanın oluşumunda davalı araç sürücüsünün tam kusurlu olduğu, araçta meydana gelen hasar bedeli, ikame araç bedeli, çekici ve kurtarıcı bedeli ve ekspertiz ücreti olmak üzere davacının, toplam 31.652,00-TL zararının oluştuğunu, yargılama sırasında temin edilen bilirkişi raporu ile belirlendiği, diğer taleplerin ise yerinde olmadığı açıklanmak suretiyle; “Davacının davasının kısmen kabulu ile 31.652 TL maddi tazminatın ( davalı …. A.Ş 26.800 TL sinden sorumlu olacak şekilde ) davalılar …. ve ….. kaza tarihi olan 11/08/2014 tarihinden , davalı …. A.Ş. den ise dava tarihi olan 12/05/2015 Tarihinden itibaren reskont faiz oranından fazla olmamak üzere değişen oranlarda avans faiziyle birlikte mütelselsilen alınarak davacıya verilmesine , fazlaya ilişkin talebin reddine ,” karar verilmiş, 02/06/2017 günlü tashih şerhi ile de hükmün 2.,3.,4.ve5.bentlerindeki maddi hatanın düzeltildiği anlaşılmıştır. Karara karşı, davalı gerçek kişiler vekili ile davalı ….. A.Ş.vekili tarafından ayrı ayrı istinaf yasa yoluna başvurulmuştur.Davalı gerçek kişiler vekilinin istinaf nedenleri; kusurun ve zarar miktarının hatalı belirlendiği, kabule göre de davada birden çok davalı olduğu halde, reddedilen tazminat miktarı üzerinden her bir davalı yararına ayrı ayrı vekalet ücreti takdir edilmesi gerekirken, davalı taraf yararına tek vekalet ücreti takdir edilmesinin doğru olmadığı hususuna ilişkindir. Davalı sigorta şirketi vekilinin istinaf nedenleri ise; vekil edeni şirket açısından 26.800,00-TL’ye hükmedildiği halde, yargılama harç ve giderleri bakımından 31.652,00-TL üzerinden diğer davalılarla birlikte sorumlu tutulmasının doğru olmadığı, avans faizine hükmedilmesinin de isabetsiz bulunduğu ve poliçe limitinin aşan kısma isabet eden tutarın da reddi gerektiği hususlarına yöneliktir. Dava, trafik kazası sonucunda meydana gelen, araç hasarı nedeniyle açılmış maddi tazminat isteğine ilişkindir. İstinaf edenlerin sıfatına, istinafların kapsam ve nedenleriyle sınırlı olmak kaydıyla yapılan inceleme ve değerlendirme sonucunda; 1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkemenin gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde ve özellikle konusunda uzman olan bilirkişi heyetince düzenlendiği anlaşılan olaya, dosyaya uygun, denetlenebilir gerekçeler içeren, kusur durumu ile bu kaza nedeniyle davacı tarafın uğradığı zarar miktarını belirleyen raporun, hükme esas alınmasında usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, araçta meydana gelen hasar bedelinden diğer davalılarla birlikte, sorumlu olduğu açık olan davalı sigortanın, zaten sadece kaza tarihi itibariyle geçerli olan ve 26.800,00-TL bulunan limitle sorumlu tutulduğunun anlaşılmış olmasına ve yargılamada aynı vekille temsil edilen davalı gerçek kişiler bakımından red nedeni aynı olduğundan, davalılar …. ve …. lehine tek ret vekalet ücreti takdir edilmiş olmasında da bir yanılgı bulunmadığına göre; aşağıda belirtilen hususlar dışında kalan davalı taraf istinaf itirazlarının reddi gerekmiştir. 2-Görülmekte olan dava, aracın sürücüsüne, işletenine ve aracın zorunlu trafik sigortacısı olan sigorta şirketine yöneltilerek açılmıştır. Hüküm altına alınan ve 31.652,00-TL olan toplam zarar miktarından davalı ….A.Ş’nin sorumluluk miktarının 26.800,00-TL ile sınırlı olduğu belirtildiğine göre; davalı sigorta şirketi, hükmedilen harç, yargılama gideri ve vekalet ücreti bakımından da sadece bu miktarla sınırlı olmak kaydıyla sorumludur. Buna rağmen, mahkemece, sanki hükmedilen tazminat miktarının tamamından sorumlu imiş gibi, davalı sigorta şirketinin kabul edilen tüm tazminat miktarı doğrultusunda harç ve vekalet ücreti ile sorumlu tutulması doğru olmadığı gibi; sigortalı aracın kullanım amacının hususi olduğu malikinin de gerçek kişi bulunduğu gözetildiğinde, yasal faiz yerine avans faizine hükmedilmesi de isabetsiz bulunduğundan davalı sigorta şirketi vekilinin bu yönleri amaçlayan istinaf itirazlarının kabulü gerekmiştir.3-Bundan ayrı, yargılamada davalı gerçek kişiler aynı, davalı sigorta şirketi ise farklı vekille temsil edilmişlerdir. Davacı, dava dilekçesinde, 33.642,00-TL maddi tazminatın, davalılardan, davalı sigorta şirketinin sorumluluğu poliçe limitiyle sınırlı olmak kaydıyla, müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı sigorta şirketinin poliçe limiti gözetildiğinde, sorumlu olduğu miktarın 26.800,00-TL olduğu anlaşıldığına ve zaten bu miktara hükmedildiğine göre; sigorta şirketine yönelik dava bakımından reddedilen bir miktar bulunmamaktadır. Bu durumda, davalılar yararına hükmedilen red vekalet ücretinden sadece davalı gerçek kişilerin yararlandırılması gerekirken, davalı sigorta şirketinin de yararlandırılması hatalı olduğundan; davalı gerçek kişilerin bu yönü amaçlayan istinaf itirazının kabulü gerektiği sonucuna varılmıştır. Ancak yukarıda, 2 ve 3.bentlerde yazılı yanılgıların giderilmesi, yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, ilk derece mahkemesince verilen kararın HMK.m.353/1-b/2 hükmü uyarınca kaldırılması; istinaf konusu yapılmayan hususlar ve harcın kamu düzeninden oluşu ile davalıların istinaf nedenleri ayrı ayrı gözetilerek, düzeltilmek suretiyle yeniden esas hakkında karar verilmesi gerektiği sonucuna varılarak aşağıdaki biçimde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçe uyarınca;1-Yukarıda başlıkta yazılı bulunan ilk derece mahkemesi kararına karşı davalılardan … ve .. .. vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun yukarıda (3) sayılı bentte gösterilen nedenle; davalı sigorta şirketi vekilinin istinaf başvurusunun ise yukarıda (2) sayılı bentte gösterilen nedenlerle KABULÜNE; tüm davalıların öteki istinaf itirazlarının ise yukarıda (1) sayılı bette açıklanan nedenlerle REDDİNE,2-İstinaf yasa yoluna başvuran davalılar …. ve ….. tarafından birlikte peşin olarak yatırıldığı anlaşılan 85,70-TL başvurma harcı ile 31,40-TL maktu ve 533,00-TL nispi istinaf karar ve ilam harcının talep halinde adı geçen bu davalılara İADESİNE,3-İstinaf yasa yoluna başvuran davalı …. A.Ş tarafından peşin olarak yatırıldığı anlaşılan 85,70-TL başvurma harcı ile 31,40-TL maktu istinaf karar ve ilam harcının talep halinde davalı …. A.Ş’ne İADESİNE,4-İstinaf aşamasında istinaf yasa yoluna başvuran davalılar tarafından yapılan diğer giderlerin takdiren üzerlerinde bırakılmasına, 5-İncelemenin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,5-İstinaf istemine konu olan ve başlıkta yazılı bulunan İstanbul 9.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 28/03/2017 gün ve 2015/500 – 2017/228 sayılı kararı ile bu karara bağlı olarak verilen 08/06/2017 günlü tashih şerhinin KALDIRILMASINA,5/1-Davacının davasının kısmen kabulu ile 31.652- TL maddi tazminatın ( davalı ….. A.Ş 26.800 TL sinden sorumlu olacak şekilde ) davalılar …. ve …. kaza tarihi olan 11/08/2014 tarihinden , davalı ….. A.Ş den ise dava tarihi olan 12/05/2015 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte diğer davalılardan ise, reskont faiz oranından fazla olmamak üzere değişen oranlarda avans faiziyle birlikte mütelselsilen alınarak davacıya verilmesine , fazlaya ilişkin talebin reddine , 5/2 – 492 sayılı yasa gereğince alınması gereken 2.162,14 TL.harçtan, peşin alınan 574,53 TL. Harcın mahsubu ile geriye kalan 1.587,61- TL. Harcın ( davalı sigorta şirketinin sorumluluğu 1.256,17-TL ile sınırlı olmak kaydıyla) davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak Hazine’ye gelir kaydedilmesine,
5/3 – Davacı taraf lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri uyarınca belirlenen 3.798,24 TL. vekalet ücretinin (davalı sigorta şirketinin sorumluluğu 3.216,00-TL ile sınırlı olmak kaydıyla) davalılardan alınarak, davacıya verilmesine,5/4 -Yargılama sırasında, davalı …. ve davalı … kendilerini birlikte aynı vekille temsil ettirdiklerinden ret edilen miktar üzerinden ve karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri uyarınca belirlenen 2.725,00 TL. vekalet ücretinin davacıdan alınarak, davalılar …. ve …. verilmesine,5/5- Davalı ….. A.Ş yargılamada vekille temsil edilmiş ise de; bu davalıya yönelik talebin tamamının kabul edilmesi nedeniyle lehine vekalet ücreti takdir edilmesine yer olmadığına,5/6 – Davacı tarafından yapılan 606,33 TL. İlk masraf, 1.800 TL. Bilirkişi ücreti, 185 TL. Tebligat giderleri olmak üzere toplam 2.591,33 TL. yargılama giderlerinin genel kabul ve ret oranı gözetildiğinde takdiren 2.437,92-TL’sinin (davalı sigorta şirketine yönelik davanın tamamının kabul edilmesi nedeniyle davalılar arasında sorumluluk bakımından değişiklik olmaksızın) davalılardan alınarak davacıya verilmesine, geriye kalanın davacı üzerinde bırakılmasına,5/7- Yatırılan gider avansınından kullanılmayan kısmının talep halinde ilgilisine iadesine, HMK.m.353/1-b/2 hükümleri uyarınca, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve HMK.m.362/1-a gereğince miktar itibariyle KESİN olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi.21/02/2019.