Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2017/1575 E. 2019/204 K. 07.02.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO: 2017/1575
KARAR NO : 2019/204
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 11/07/2017
NUMARASI : 2017/3133 D.İş- 2017/3089 K.
DAVANIN KONUSU : Hakem Kararının Tebliğe Çıkarılması / Saklanması
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 07/02/2019
Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyeti kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Başvuran vekili, Sigorta Tahkim Komisyonuna verdiği dilekçede özetle; davalı sigorta şirketi nezdinde trafik sigortalı bulunan … plaka sayılı aracın, 13/04/2015 tarihinde yaptığı, tek taraflı trafik kazasında araç içinde yolcu olarak bulunan vekil edeninin, yaralanarak Tokat Devlet Hastanesince düzenlenen sağlık kurulu raporundan da anlaşılacağı üzere malul kaldığını, (%28) sigorta şirketine yapılan başvuru sonucunda davacıya 21.716,89-TL ödeme yapılmış ise de, bu ödemenin yetersiz olduğunu ileri sürerek fazlaya ilişen haklar saklı kalmak kaydıyla (belirsiz alacak) 1.000,00-TL kalıcı iş göremezlik tazminatının, sigorta şirketine başvuru tarihinden işletilecek faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiş, 07/04/2017 günlü ıslah dilekçesi ile de istek miktarını 245.308,00-TL’ye çıkarttıklarını açıklamıştır.Davalı sigorta şirketi vekili cevabında özetle; vekil edeni şirket nezdinde 05/09/2014-05/09/2015 tarihleri arasını kapsar biçimde ZMMS poliçesi ile sigortalı bulunan … plaka sayılı aracın karıştığı 13/04/2015 günlü trafik kazasında yaralanarak zarar gören davacının yaptığı başvuru üzerine, kendisine 03/10/2016 tarihinde %100 kusur ve %8 maluliyet oranı üzerinden CSO Tablosu ve %2 teknik faiz uygulaması ile hesaplanan 21.716,89-TL tazminat ödemesi yapıldığını, bu nedenle bakiye başkaca bir sorumluluğun kalmadığını, eğer sorumlulukları yoluna gidilecek olur ise de, davacının uğradığı gerçek maluliyetin ATK’dan veya üniversite hastanelerinin Adli Tıp AnaBilim Dalı bölümlerinden alınacak raporlarla tespit edilmesini istediklerini, ayrıca davacının bulunduğu araçta hatır için taşınması nedeniyle hatır taşıması indirimi yapılmasının da gerektiğini ileri sürerek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.Sigorta Tahkim Komisyonu Uyuşmazlık Hakem Heyetince; tahkim yargılaması sırasında temin edilen bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamı gözetilerek, davalı sigorta şirketi nezdinde trafik sigortalı bulunan aracın karıştığı 13/04/2015 günlü trafik kazasında, araç içinde yolcu olarak bulunan davacının yaralanarak İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Ana Bilim Dalı Başkanlığı tarafından düzenlenen 23/03/2017 günlü rapordan da anlaşılacağı üzere, %100 oranında malul kaldığı, raporun Yargıtay uygulamalarına uygun olduğu görüşünden hareketle; hükme esas alınan hesap bilirkişisi raporu doğrultusunda başvurunun kabulü ile 245.308,00-TL meslekte kazanma gücü kaybı tazminatının 28/10/2016 tarihinden başlayacak yasal faizi ile birlikte davalı sigorta şirketinden tahsiline karar verilmiş; sigorta şirketinin Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyetine itirazı üzerine itiraz reddedilmiş, itiraz hakem heyeti kararına karşı davalı sigorta şirketi vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuştur.İstinaf nedenleri; İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Ana Bilim Dalı Başkanlığından temin edilen raporda belirtilen %100 kalıcı iş göremezlik oranının, kabul edilemez olduğu halde, bu yönde yaptıkları itirazların gözardı edilmesi ile hükme esas alınmasının hatalı bulunduğu ve kabule göre de davacı taraf yararına belirlenen vekalet ücretinin usulsüz olduğu hususlarına yöneliktir.Dava, trafik kazası sonucunda meydana gelen kalıcı beden gücü zararının giderilmesi isteğine ilişkindir.Haksız fiil sonucu çalışma gücü kaybının olduğu iddiası ile bir talepte bulunulması halinde zararın kapsamının belirlenmesi açısından malûliyetin varlığı ve oranının belirlenmesi esaslı unsurdur. Bu belirlemenin ise; davalı sigorta şirketinin sorumluluğunun kapsamını belirleyen poliçenin başlangıç tarihinin zorunlu trafik sigortası genel şartlarında 01/06/2015 tarihinde yapılan değişiklikten önce olması nedeniyle; Adli Tıp Kurumu İhtisas Dairesi veya Üniversite Hastanelerinin Adli Tıp Anabilim Dalı bölümleri gibi kuruluşlardan, çalışma gücü kaybı olduğu iddia edilen kişide bulunan şikayetler dikkate alınarak oluşturulacak uzman doktor heyetinden, haksız fiilin gerçekleştiği tarih 11/10/2008 tarihinde önce ise Sosyal Sigortalar Sağlık İşlemleri Tüzüğü, 11/10/2008 tarihi ile 01/09/2013 tarihleri arasında ise Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği, 01/09/2013 tarihinden sonra ise Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği hükümleri dikkate alınarak düzenlenmiş raporla yapılmış olması gerekir.Somut olayda, İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı tarafından düzenlenen 23/03/2017 günlü rapor hükme esas alınmış ise de, söz konusu raporu içeriği gözetildiğinde belirlemeye esas alınan yasal düzenlemeler açıklanırken, “03/08/2013 tarih 28727 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kayıp Oranları Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerine göre” dendiği, oysa 03/08/2013 tarih 28727 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan yönetmeliğin esasen Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği olduğu, bu durumda değerlendirmenin Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği hükümlerine göre mi, yoksa 11/10/2008 tarih 27021 sayılı Resmi Gazetede yayınlarak yürürlüğe giren Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kayıp Oranları Tespit İşlemleri Yönetmeliğine göre mi düzenlendiği anlaşılamadığından ve söz konusu rapor, sadece iki kişi tarafından düzenlenmesi nedeniyle bir heyet raporu niteliğinde de bulunmadığından, yeterli ve geçerli bir rapor niteliği taşımadığı açık olup, davalı sigorta şirketinin itirazlarını dayandırdığı, 30/03/2017 günlü tıbbi mütaalada belirtilen değerlendirmelerle de çelişki anlaşılmaktadır.
Bu durumda hakem heyetince, yargılamanın tahkim yargılaması olduğu da gözetilerek, daha önce rapor veren üniversite hastanesi dışındaki Üniversite Hastanelerinin Adli Tıp Anabilim Dalı bölümlerinden seçilecek uzman doktor heyetinden alınacak raporla kaza tarihinde yürürlükte bulunan Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği esas alınarak davacıda var olduğu ileri sürülen yaralanmaya bağlı kalıcı işgöremezlik durum ve oranının ne olduğunun dosya içerisinde bulunan tedavi evrakları ile malûliyete ilişkin diğer raporlar da gözetilerek ve oluşan çelişkileri de giderecek biçimde denetime elverir nitelikte raporla tespit edilmesi ve ondan sonra davacının uğradığı gerçek zarar kapsamının belirlenmesine çalışılması gerekirken bunun yapılmamış olması HMK.m.353/1-a/6 kapsamında yerinde görülmediğinden davalı vekilinin bu yönleri amaçlayan istinaf itirazının kabûlüne karar verilmesi gerektiği sonucuna varılarak aşağıdaki biçimde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçe uyarınca;
1-Davalı … Sigorta A.Ş vekilince yapılan istinaf başvurusunun yukarıda açıklanan nedenle KABULÜ ile; Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyetinin 16/06/2017 gün ve 2016/İ.1944-2017/İHK.2130 sayılı kararının yukarıda açıklanan nedenlerle HMK.m.353/1-a/6 hükmü uyarınca KALDIRILMASINA, kaldırma gerekçesi değerlendirildiğinde davalı … sigorta A.Ş’ nin öteki istinaf itirazlarının bu aşamada incelenmesine YER OLMADIĞINA,
2-Dosyanın, yukarıda gösterilen biçimde işlem ve değerlendirme yapılmak üzere Sigorta Tahkim Komisyonuna GÖNDERİLMESİNE,
3-İstinaf yasa yoluna başvuran davalı … Sigorta A.Ş. tarafından peşin olarak yatırılan 31,40-TLmaktu istinaf karar ve ilam harcının talebi halinde kendisine İADESİNE,
4-Dosya üzerinde inceleme yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
5-Davalı tarafından istinaf aşamasında yapılan giderlerin Sigorta Tahkim Komisyonunca yeniden yapılacak yargılama sonunda verilecek hükümle birlikte değerlendirilmesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK.m.353/1-a/6 hükmü uyarınca KESİN olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi.07/02/2019.