Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2017/1566 E. 2019/284 K. 14.02.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO: 2017/1566
KARAR NO : 2019/284
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 05/06/2017
NUMARASI : 2017/2658 – 2017/2082
DAVANIN KONUSU: Hakem Kararının Tebliğe Çıkarılması / Saklanması
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 14/02/2019
Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyeti kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili Sigorta Tahkim Komisyonuna sunduğu dava dilekçesi ile; davacının desteği … tekerlekli yükleyici kepçeyi kullanırken 04.08.2015 tarihinde meydana gelen tek taraflı kaza sonucu vefat ettiğini, kazaya karışan aracın ZMMS sigortasının bulunmadığını, davacının eşinin ölümü nedeniyle onun desteğinden yoksun kaldığını, üçüncü kişi sıfatıyla tazminat talep etme hakkı bulunduğunu belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 5.100,00-TL destekten yoksun kalma tazminatının kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalı Güvence Hesabından tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.Davalı Güvence Hesabı vekili cevap dilekçesi ile; ZMMS Genel Şartları A.6.b maddesine göre hak sahibinin kusuruna denk gelen tazminat taleplerinin teminat dışı olduğunu, davacı tarafın tazminat talep etme hakkı bulunmadığını belirterek talebin reddine karar verilmesini talep etmiştir.Sigorta Tahkim Komisyonu Uyuşmazlık Hakem Heyetince; dosya kapsamına göre olayın meydana geldiği yerin Diyarbakır İli, Silvan İlçesi, Silvan Baraj İnşaatı Şantiyesi içerisinde olduğu, inşaat şantiyelerinin inşaatın hazırlandığı ve üzerinde kurulduğu alanlar olduğu, bu alanlara giriş çıkışların belli kurallara bağlı olduğu, baraj şantiyesi alanının kamuya açık bir alan olarak değerlendirilemeyeceği, kazanın meydana geldiği yerin karayolu olan veya karayolu sayılan yerlerden olmaması nedeniyle sigortacının meydana gelen zarardan sorumlu olmayacağı gerekçesiyle talebin reddine karar verilmiş, karara karşı davacı vekilince yapılan itiraz üzerine; İtiraz Hakem Heyetince, itirazın reddine karar verilmiş, karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.Davacı vekilinin istinaf sebepleri; Tahkim Heyetince, kazanın meydana geldiği yerin karayolu veya karayolu sayılan yerlerden olmadığı yönündeki tespitin hatalı olduğu, kazanın şantiye servis yolunda meydana geldiği, bu yolun ve şantiyenin karayolu bağlantısının mevcut olduğu ve bu yolun araç trafiği olan bir yol olduğunun aşikar olduğu, meydana gelen zararın teminat kapsamında bulunduğu hususlarına ilişkindir.Dava trafik kazası nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatı talebine ilişkin bulunmaktadır.Bir rizikonun meydana getirdiği zararın sigorta kapsamına girebilmesi için, o rizikonun motorlu araç tarafından karayolunda meydana getirilmiş olması zorunludur. Karayolları Trafik Kanunu’nun tanımlarla ilgili 3. maddesinde, karayolu; trafik için kamunun yararlanmasına açık olan arazi şeridi, köprüler ve alanlar olarak tanımlanmıştır. Aynı Yasa’nın 2/2. maddesinde, aksine hüküm bulunmadığı hallerde, karayolu dışındaki alanlardan kamuya açık alanlar ile park, bahçe, park yeri, garaj yolu ve eşya terminali, servis ve akaryakıt istasyonlarında karayolu taşıt trafiği için faydalanılan yerler ile erişme kontrolü kara yollarının kamuya açık kesimlerinde ve belirli bir karayolunun bağlantısını sağlayan göl ve akarsular üzerinde kamu hizmeti gören araçların, karayolu araçlarına ayrılan kısımları da bu yasa uygulaması bakımından karayolu olarak kabul edilmiştir. Somut olayda, kazanın meydana geldiği yer Silvan Barajı inşaat sahasıdır. İnşaat servis yolunda kaza meydana gelmiştir. Tahkim heyetince baraj inşaat alanlarına giriş çıkışların belli kurallara bağlı olduğu, baraj şantiyesi alanının kamuya açık bir alan olarak değerlendirilemeyeceği, kazanın meydana geldiği yerin karayolu olan veya karayolu sayılan yerlerden olmaması nedeniyle sigortacının meydana gelen zarardan sorumlu olmayacağı gerekçesiyle talebin reddine karar verilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmamakta olup davacı vekilinin istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir(HMK 353/1-b/1).
HÜKÜM: Gerekçe uyarınca;
1-Usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunan 10/05/2017 tarih ve 2017/İ.1019-2017/İHK-1595 sayılı Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyeti kararına karşı davacı vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun HMK. 353/1-b/1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2- İstinaf yasa yoluna başvuran davacılar tarafından peşin olarak yatırılan 31,40-TL maktu istinaf karar ve ilam harcının talep halinde kendisine İADESİNE,
3- İncelemenin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,
4- Davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan giderlerin takdiren kendi üzerinde bırakılmasına,
HMK. m. 353/1-b/1 hükmü uyarınca, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve 7035 sayılı Kanunun 31 maddesi ile değişik HMK. m. 361/1 maddesi gereğince, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay nezdinde temyiz yasa yolu açık olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi.14/02/2019