Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2017/1535 E. 2019/141 K. 24.01.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO: 2017/1535
KARAR NO : 2019/141
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 20/06/2017
NUMARASI : 2016/657E.-2017/504 K.
DAVANIN KONUSU:Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 24/01/2019
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı … nezdinde trafik sigortalı olan … plaka sayılı aracın kusuru neticesinde 01/03/2016 tarihinde meydana gelen trafik kazasında vekil edeni küçüğün yaralandığını ve beden gücü kaybına uğradığını ileri sürerek, fazlaya ilişen haklar saklı kalmak kaydıyla, 4.000,00-TL maddi tazminatın davalı … şirketinden tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı … vekili cevabında özetle; 2918 sayılı KTK’nun, 6704 sayılı kanunun 5.maddesiyle değişik 97.maddesi gereğince dava açılmadan önce, sigorta şirketine başvuruda bulunulmasının dava şartı haline getirildiğini, davacının görülmekte olan davayı açmadan önce böyle bir başvuruda bulunmaması nedeniyle, davanın dava şartı yokluğundan reddine karar verilmesini savunmuştur.
Mahkemece, 26/04/2016 tarihinde yürürlüğe giren, 6704 sayılı yasa uyarınca dava yoluna gitmeden önce, ilgili sigorta şirketine yazılı başvuruda bulunulması şartının getirildiğini, davacı tarafça bu usul hukukuna ilişkin hüküm gereğinin yerine getirilmeksizin, dava açıldığının anlaşılması nedeniyle, davanın dava şartı yokluğundan usülden reddine karar verilmiştir.
Karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuştur.
İstinaf nedenleri; 26/04/2016 tarihli Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren 6704 sayılı yasanın 5.maddesiyle değişik, 2918 sayılı KTK’nın 97.maddesindeki, dava açmadan önce sigorta şirketine başvuru yapılması gerektiğine ilişkin düzenlemenin, HMK’nun 115/2 maddesindeki tamamlanabilir dava şartı niteliğinde olduğunu gözardı edilmesi sonucunda verilen red kararının, usul ve yasaya aykırı olduğu hususuna yöneliktir.
Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminatın sigorta şirketinden tahsili isteğine ilişkindir.
26.04.2016 tarihinde yürürlüğe giren 6704 sayılı Kanunu’nun 5. maddesiyle değişik 97. maddesi ile zarar görenin, dava yoluna gitmeden önce ilgili sigorta kuruluşuna yazılı başvuruda bulunması gerektiği düzenlenmiş, aynı değişiklikle sigorta kuruluşunun başvuru tarihinden itibaren en geç 15 gün içinde başvuruyu yazılı olarak cevaplamaması veya verilen cevabın talebi karşılamadığına ilişkin uyuşmazlık olması hâlinde, zarar görenin dava açabileceği belirtilmiştir.
Yasal değişiklikle, zarar gören hak sahipleri ZMSS sigortacısına karşı artık doğrudan dava açamayacak olup yasa ile özel bir dava şartı getirilmiştir.
Olayımızda, dava tarihi olan 21/07/2016 itibariyle 2918 sayılı KTK’nın 97. maddesinde yapılan değişiklik yürürlükte olup davacı tarafça dava tarihinden önce davalı … şirketine başvurulmadığı hususunda taraflar arasında bir ihtilaf bulunmamaktadır.
Dava şartları, davanın esası hakkındaki yargılamanın devamı için gerekli olan şartlar olup, davanın açılabilmesi için değil, mahkemenin davanın esasına girebilmesi için aranan kamu düzeni ile ilgili zorunlu koşullardır. HMK’nın 115/2 maddesi uyarınca mahkeme dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir. Ancak dava şartı noksanlığının giderilmesi mümkün ise bunun tamamlanması için süre verir. Bu süre içinde dava şartı noksanlığı giderilmemişse davayı, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddeder. Bu amaçla, davacı vekiline yasada öngörülen başvuruya ilişkin eksikliği gidermesi için kesin süre verilmeli, sigorta şirketince 15 gün içinde cevap verilmemesi veya verilen cevabın talebi karşılamaması halinde bu yöndeki dava şartının yerine getirildiği kabul edilerek davanın esasına girip deliller toplanıp değerlendirilerek ortaya çıkacak sonuca göre bir karar verilmeli, kesin süre içinde başvuruya ilişkin dava şartının yerine getirilmemesi halinde ise bu kez dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmelidir.
Somut olayda, mahkemece esasen yukarıda belirtilen hususlar gözetilerek 02/07/2017 günlü oturumda ara kararıyla davacı tarafa, HMK’nın 115.madde hükmü gereğince dava şartı noksanlığının giderilmesi için 2 haftalık süre verildiği halde, verilen ara kararının sonuçları beklenmeden yazılı biçim ve şekilde davanın reddine karar verilmiş olduğu anlaşılmaktadır.
Mahkemece, davalı … şirketine açılan dava yönünden, tamamlanabilecek dava şartının yerine getirilmesi için verdiği sürenin sonuçlarının beklenmesi ve ondan sonra oluşacak duruma göre bir karar verilmesi gerekirken, bunun yapılmamış olması hali HMK’nın 353/1-a/6 madde hükmü kapsamında değerlendirilerek, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması gerektiği sonucuna varılarak aşağıdaki biçimde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçe uyarınca;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun yukarıda açıklanan nedenle KABULÜ ile;istinaf istemine konu olan ve başlıkta yazılı bulunan ilk derece mahkemesi kararının HMK.m.353/1-a/4 hükmü uyarınca KALDIRILMASINA,
2-Dosyanın, yukarıda gösterilen biçimde işlem yapılmak üzere mahkemesine GÖNDERİLMESİNE;
3-Peşin alınan istinaf karar ve ilam harcı ile başvurma harcının istek halinde istinaf yasa yoluna başvuran davacıya İADESİNE,
4-Dosya üzerinde inceleme yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
5-İstinaf yasa yoluna başvuran davacının istinaf aşamasında yaptığı diğer giderlerin ilk derece mahkemesince verilecek nihai kararda dikkate alınmasına,
HMK. m.353/1-a/4 hükmü uyarınca, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve KESİN olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi.24/01/2019.