Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2017/1524 E. 2019/279 K. 14.02.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO: 2017/1520
KARAR NO : 2019/277
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 24/04/2017
NUMARASI : 2014/593 E., 2017/380 K.
DAVANIN KONUSU : Ölüm ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat.
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 14/02/2019
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacılar vekili dava dilekçesi ile; 25/07/2014 tarihinde davacıların murisi…’ın sevk ve idaresindeki … plakalı motosiklete, davalı …’in maliki olduğu, davalı … A. Ş. tarafından ZMMS poliçesi ile sigortalanan ve davalı …’ın sevk ve idaresindeki … plakalı aracın çarpması şeklinde meydana gelen kaza sonucu …’ın vefat ettiğini, kazanın meydana gelmesinde davalı sürücünün kusurlu olduğunu, davacıların, murislerinin ölümü nedeniyle onun desteğinden yoksun kaldıklarını, murisin tedavisi sürecinde tedavi gideri yaptıklarını, yine cenaze ve defin gideri yapıldığını, manevi anlamda acı ve üzüntü duyduklarını belirterek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, davacı eş … için destekten yoksun katma tazminatı, hastane masrafları, taksi ve yol masrafları, cenaze ve defin masrafları karşılığı olarak 15.000,00-TL maddi, 40,000,00-TL manevi, diğer davacıların her biri için 40.000,00-TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, yargılama aşamasında tedavi giderleri yönünden açtıkları davayı atiye bıraktıklarını belirtmiş, 28/03/2017 havale tarihli ıslah dilekçesi ile davacı … yönünden maddi tazminat talebini 63.461,11-TL’ye yükseltmiştir. Davalı … A. Ş. vekili cevap dilekçesi ile; müvekkilinin sorumluluğunun poliçe limiti ve sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında olduğunu, hastane masrafları, taksi ve yol masrafları, cenaze ve defin masraflarından sorumlu olmadıklarını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … vekili cevap dilekçesi ile; kazaya karışan ticari taksinin davalı tarafından 3. şahıslara kiralanmakta olduğunu, aracın kaza tarihi itibariyle … Ticaret isimli işyerine kiralanmış olduğunu, bu firma tarafından da aracın sürücü …’a kiralanmış olduğunu, davalı …’in aracın uzun süreli olarak kiraya verilmesi nedeniyle işleten sıfatının bulunmadığını, kazanın meydana gelmesinde davacılar murisinin kusurlu olduğunu, talep edilen tazminat miktarlarının fahiş olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … duruşmadaki beyanında; kusurun davacıların murisine ait olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece; ATK TRafik İhtisas Dairesi tarafından düzenlenen 21/03/2015 tarihli rapor ve İTÜ öğretim üyelerinden oluşan bilirkişi heyeti tarafından düzenlenen 11/03/2016 havale tarihli rapor ile kazanın meydana gelmesinde davacılar murisi ..’ın %25, davalı …’ın %75 oranında kusurlu olduğu, 34 TAJ 93 plakalı araç maliki … tarafından dosyaya sunulan araç kiralama sözleşmelerinin kaza tarihini kapsamaması nedeniyle davalı …’in araç maliki sıfatıyla meydana gelen zarardan sorumlu olduğu görüşünden hareketle, 27/01/2017 tarihli hesap bilirkişisi raporu doğrultusunda;
“1-MADDİ TAZMİNAT TALEBİNİN KABULÜ İLE;
61.161,11-TL destek tazminatı ve 2.300 TL cenaze gideri olmak üzere toplam 63.461 TL’nin davalılar … ve … açısından olay tarihi olan 25/07/2014 tarihinden itibaren Aksa Sigorta A.Ş. yönünden dava tarihinden itibaren yasal fazi uygulanmak suretiyle davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
2-MANEVİ TAZMİNAT TALEBİNİN KISMEN KABULÜ İLE;
20.000,00-TL … lehine 10.000’er TL diğer davacılar …, … ve … lehine davalılar … ve …’dan alınarak lehlerine karar verilen davacılara verilmesine, hükmedilen manevi tazminata olay tarihi olan 25/07/2014 tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine,” karar verilmiş, karara karşı davacılar vekili ile davalı … vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur. Davacılar vekilinin istinaf sebepleri; hükmedilen manevi tazminat miktarının düşük olduğu hususuna ilişkindir. Davalı … vekilinin istinaf sebepleri; aracın uzun süreli olarak kiraya verilmesi nedeniyle işleten sıfatının sona erdiği, aracın, ilki 2009-2010 yıllarına ait olan kira sözleşmesi gereğince … Ticaret isimli işyerine kiraya verildiğini, kira süresinin her yıl birer yıl daha uzamış olduğunu, aracın halen dahi… Ticaret isimli işyerinde kiralık olarak bulunduğunu, bu kira sözleşmesinin Mahkemece dikkate alınmadan karar verildiği,… Ticaret isimli işyerinin ticaret kayıtları ve olaya ilişkin olarak açılan ceza mahkemesi dosyasının incelenmesi halinde aracın kiralık olduğunun anlaşılacağı, davacılar murisinin kask takmaması nedeniyle meydana gelen kazada kusurlu olduğu, manevi tazminat miktarlarının yüksek olduğu hususlarına ilişkindir. Dava, trafik kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminat talebine ilişkin bulunmaktadır. İşleten tanımı 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 3. maddesinde “Araç sahibi olan veya mülkiyeti muhafaza kaydıyla satışta alıcı sıfatıyla sicilde kayıtlı görülen veya aracın uzun süreli kiralama, ariyet veya rehni gibi hallerde kiracı, ariyet veya rehin alan kişidir. Ancak ilgili tarafından başka bir kişinin aracı kendi hesabına ve tehlikesi kendisine ait olmak üzere işlettiği ve araç üzerinde fiili tasarrufu bulunduğu ispat edilirse, bu kimse işleten sayılır” şeklinde yapılmıştır. 2918 sayılı KTK’nın 3. maddesinde işleten sıfatını belirlenmesinde şekli ve maddi ölçüt olmak üzere iki ayrı ölçütten yararlanılmıştır. Şekli ölçüte göre trafik sicilinde malik görülen kişi işletendir. Maddi ölçüte göre ise, trafik sicilinde adı geçen kişinin önemi bulunmamakta olup önemli olan araç üzerindeki fiili hakimiyet, araçtan ekonomik yarar sağlama, masraf ve rizikolara katlanma gibi ölçütlerdir. İşletenin belirlenmesinde doktrin ve Yargıtay’ın kabul ettiği görüş maddi ölçüttür. 2918 sayılı KTK’nın 85. maddesi ise “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar” hükmünü içermektedir.Bu yasal düzenleme karşısında, kazaya karışan araçların meydana getirdikleri zararlardan araç sahiplerinin hukuken sorumlu olacağı ilkesi benimsenmiş ise de, bu araçların sahipleri tarafından herhangi bir sebeple yararlanılmasının bir başka kimseye devir edilmesi halinde (çok kısa bir süre olmaması kaydıyla), artık üzerindeki fiili hakimiyetin kalmaması ve bu sebeple ekonomik yönden de bir yararlanma olanağının kalktığı durumlarda, o aracı kaza sırasında fiili hakimiyeti altında bulunduran ve ondan iktisaden yararlanan kimsenin işleten sıfatıyla meydana gelen zarardan sorumlu tutulması gerekip, bunun sonucu olarak da araç malikinin sorumlu tutulmaması gerekecektir. Gerek doktrinde, gerekse Yargıtay’ın uygulamalarında, kiracının işleten sıfatının belirlenmesinde, kira sözleşmesinin uzun süreli olması, araç üzerinde fiili hakimiyet ve ekonomik yararlanma unsurlarının birlikte bulunması gerekmektedir. Ancak bu konuda getirilecek delillerin üçüncü kişileri bağlayabilecek nitelikte ve güçte olması, özellikle zarara uğrayanların haklarını halele uğratacak bir sonuç yaratmaması şarttır(Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 15/11/2018 tarih ve 2016/1154 E., 2018/10822 K. Sayılı kararı, Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 19/11/2018 tarih ve 2016/7624 E., 2018/10877 K. Sayılı kararı). Davalı … vekili yargılama aşamasında kazaya karışan … plakalı aracın 25/10/2009-25/10/2010 tarihli kiralama sözleşmesi ile… Ticaret isimli iş yerine kiralandığını, tarafların kira sözleşmesini sona erdirmeyerek devam ettirmesi nedeniyle kaza tarihinde ve hatta yargılama sırasında dahi aracın… Ticaret isimli işyerinde kiralık olarak bulunduğunu, bu nedenle …’in işleten sıfatı bulunmadığını ileri sürmüştür. Mahkemece aracın… Ticaret tarafından …’a kiralanmasına ilişkin 01/11/2014-01/11/2015 tarihli kira sözleşmesi hakkında değerlendirme yapılmış, söz konusu kira sözlemesinin kaza tarihini kapsamadığı gerekçesiyle davalı …’in işleten sıfatı bulunduğu kabul edilmiş, davalı …’in aracın 25/10/2009-25/10/2010 tarihli kiralama sözleşmesi ile… Ticaret isimli iş yerine kiralandığı savunması üzerinde durulmadan ve bu hususta inceleme ve araştırma yapılmadan karar verilmiştir. Bu durumda mahkemece, 25/10/2009-25/10/2010 tarihli kiralama sözleşmesinin devam edip etmediği, sözleşmenin 3. kişileri bağlayacak güçte bir sözleşme olup olmadığı, aracın kiralayana fiilen teslim edilip edilmediği, ekonomik yararlanmanın kime ait olduğu, kira sözleşmesi ve kira bedelinin maliye ve vergi dairelerine bildirilip bildirilmediği,… Ticaret isimli iş yeri tarafından davalı …’e kaza tarihini kapsayan dönem için kira bedeli ödenip ödenmediği hususlarında inceleme ve araştırma yapılarak, gerektiğinde işleten olduğu belirtilen… Ticaret isimli iş yerinin ticari defter ve kayıtlar üzerinde bilirkişi marifetiyle inceleme yaptırılmak suretiyle kira sözleşmesinin fatura, ruhsat ve cari hesap hareketleri gibi yan delillerle desteklenip desteklenmediği, davalı …’in işletenlik sıfatının devam edip etmediği hususları detaylı bir şekilde araştırılarak ve tartışılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile hüküm kurulması isabetli görülmemiştir.
Bu nedenle Mahkemece verilen kararın HMK 353/1-a/6 maddesi gereğince kaldırılmasına, davacılar vekili ile davalı … vekilinin diğer istinaf taleplerinin bu aşamada değerlendirilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçe uyarınca;
1-Davalı … vekilinin istinaf talebinin kabulü ile, istinaf talebine konu Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 24/04/2017 tarih ve 2014/593 E., 2017/380 K. sayılı kararının yukarıda gösterilen nedenlerle KALDIRILMASINA,
2-Dosyanın, kaldırma gerekçesi uyarınca işlem yapılmak üzere Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, davacılar vekilinin tüm, davalı … vekilinin diğer istinaf taleplerinin bu aşamada değerlendirilmesine YER OLMADIĞINA,
3- Davacılar vekilinin istinaf talebinin bu aşamada değerlendirilmesine yer olmadığına karar verildiğinden davacılar tarafından peşin olarak yatırılan 31,40-TL maktu istinaf karar ve ilam harcı ile 85,70-TL istinaf yoluna başvurma harcının istek halinde davacılara İADESİNE,
4- Davalı … tarafından peşin olarak yatırılan 853,87-TL nispi istinaf karar ve ilam harcının istek halinde kendisine İADESİNE,
5- Dosya üzerinde inceleme yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
6- Davalı … tarafından istinaf aşamasında yapılan giderlerin İlk Derece Mahkemesince verilecek nihai kararda dikkate alınmasına,
HMK. m.353/1-a/6 hükmü uyarınca, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve KESİN olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi.14/02/2019