Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2017/1513 E. 2019/194 K. 07.02.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO: 2017/1513
KARAR NO : 2019/194
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 27/07/2017
NUMARASI : 2017/3276 D.İş- 2017/3276 K.
DAVANIN KONUSU : Hakem Kararının Tebliğe Çıkarılması / Saklanması
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 07/02/2019
Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyeti kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Başvuranlar vekili Sigorta Tahkim Komisyonuna verdiği dilekçede özetle; davalı … şirketi nezdinde zorunlu trafik sigortalı bulunan … plâka sayılı damperli kamyonun tekerleğinin aşırı yük nedeniyle yerinden fırlamasıyla vekil edenlerinin, içinde yolcu olarak bulunduğu … plâkalı minibüs sürücüsünün direksiyon hakimiyetini yitirmesi sonucunda 24.12.2008 tarihinde meydana gelen trafik kazasında ağır biçimde yaralandıklarını, malûliyete uğradıklarını, davalı … şirketine yapılan başvurulardan ise sonuç alınamadığını belirterek (belirsiz alacak) fazlaya ilişen haklar saklı kalmak kaydıyla herbir davacı için ayrı ayrı 6.000,00-TL olmak üzere toplam 12.000,00-TL maddi tazminatın kaza tarihinden itibaren işletilecek avans faiziyle birlikte davalı … şirketinden tahsiline karar verilmesini istemiş, 30.01.2017 günlü bedel artırım dilekçesi ile de davacı … için olan istek miktarını 7.358,18-TL’ye, davacı … için olan istek miktarını da 50.648,07-TL’ye çıkardıklarını açıklamış, 20.03.2017 günlü ıslah dilekçesi ile de davacı … için olan talep miktarını 78.632,40-TL’ye arttırdıklarını, davacı … için olan istek miktarının da 43.985,38-TL olduğunu bildirmiştir.Davalı … şirketi vekili cevabında özetle; vekil edeni şirket nezdinde trafik sigortalı bulunan …plâka sayılı aracın karıştığı trafik kazası nedeniyle tazminat isteğinde bulunulmuş ise de yapılan incelemede söz konusu kaza nedeniyle birden çok yaralandığı ve öldüğünün anlaşıldığı, kaza başına poliçe limiti olan 625.000,00-TL’nin tüketildiğini ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini istemiş, ayrıca zamanaşımı definde bulunarak davacıların davalarını kanıtlaması gerektiğini ileri sürmüştür.Sigorta Tahkim Komisyonu Uyuşmazlık Hakem Heyetince; iddia, savunma, toplanan deliller, bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamı gözetilerek davalı … şirketi nezdinde trafik sigortalı olan … plâka sayılı kamyonun karıştığı 24.12.2008 günlü trafik kazasının oluşumunda sigortalı araç sürücüsünün tam kusurlu olduğu, kazaya karışan … plâka sayılı minibüste yolcu olarak bulunan başvuru sahiplerinin yaralandığı, tahkim yargılaması sırasında Karadeniz Teknik Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığınca düzenlenen raporlardan da anlaşılacağı üzere davacı …’nın %10,3 oranında, davacı …’ın ise %4,2 oranında beden gücü kaybına uğradığı benimsenmek suretiyle hükme esas alınan 13.03.2017 günlü aktüer bilirkişi raporu doğrultusunda başvuru sahiplerinin taleplerinin kabuûlü ile … için 78.632,40-TL, … için 43.985,38-TL olmak üzere toplam 122.617,78-TL tazminatın 14.10.2016 tarihinden işletilecek yasal faiziyle birlikte davalı … şirketinden tahsiline karar verilmiş; sigorta şirketinin Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyetine itirazı üzerine itiraz reddedilmiş, İtiraz Hakem Heyeti Kararına karşı davalı … şirketi vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuştur.Davalı … şirketi vekilinin istinaf nedenleri; hükme esas kılınan maluliyete ilişkin raporların kabul edilemez olduğu, kendilerince temin edilen Tıbbi Mütalaa ile bu raporların çelişkili bulunduğu, bu nedenle Adli Tıp Kurumu İhtisas Dairesinden rapor alınması gerektiği halde bu yöndeki itirazlarının gözetilmediği, sigortalı araç sürücüsünün kusurunun ne olduğunun mutlaka tahkim yargılanmasında belirlenmesi gerekirken %100 kusura göre yapılan hesaplamanın doğru olmadığı, ıslah ile artırılan kısım için faizin ıslah tarihinden ayrıca başvuruların eksik belge ile yapılması nedeniyle temerrüt halinin de gözetilerek ilk talep edilen tutarlar için faizin dava tarihinden başlatılması gerektiği ve ayrıca vekalet ücretlerinin de hatalı belirlendiği hususlarına yöneliktir.Dava, trafik kazasından kaynaklanan kalıcı beden gücü zararının giderilmesi isteğine ilişkin olarak HMK’nın 107.madde hükmü uyarınca açılmış belirsiz alacak isteğine ilişkindir.İstinaf edenin sıfatına, istinaf kapsam ve nedenleriyle sınırlı olmak üzere yapılan inceleme ve değerlendirme sonucunda;
1-Haksız fiil sonucu çalışma gücü kaybının olduğu iddiası ile bir talepte bulunulması halinde zararın kapsamının belirlenmesi açısından malûliyetin varlığı ve oranının belirlenmesi esaslı unsurdur. Bu belirlemenin ise; Adli Tıp Kurumu İhtisas Dairesi veya Üniversite Hastanelerinin Adli Tıp Anabilim Dalı bölümleri gibi kuruluşlardan, çalışma gücü kaybı olduğu iddia edilen kişide bulunan şikayetler dikkate alınarak oluşturulacak uzman doktor heyetinden, haksız fiilin gerçekleştiği tarih 11/10/2008 tarihinde önce ise Sosyal Sigortalar Sağlık İşlemleri Tüzüğü, 11/10/2008 tarihi ile 01/09/2013 tarihleri arasında ise Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği, 01/09/2013 tarihinden sonra ise Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği hükümleri dikkate alınarak düzenlenmiş raporla yapılmış olması gerekir.
Somut olayda, %100 kusur ve … için %1, … için %5 maluliyet oranına göre düzenlendiği anlaşılan 27.01.2017 günlü hesap bilirkişisi raporuna yönelik olarak, davalı … sirketi vekilince yapılan; hesaplamaya esas alınan malûliyetlerin Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Dairesince belirlenmesi gerektiğine ilişkin itirazı üzerine Tahkim Komisyonunca temin edilen ve Karadeniz Teknik Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Başkanlığınca düzenlendiği anlaşılan 06/03/2017 günlü raporların hükme esas alındığı anlaşılmaktadır.Yasal mevzuata uygun düzenlenmesi halinde söz konusu malûliyete ilişkin raporların mutlak olarak Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Dairesince düzenlenmesi gerekmemektedir. Kaldı ki yargılamamın tahkim yargılaması olduğu gözetildiğinde Adli Tıp Kurumundan rapor temeni yoluna gidilmesi de Adli Tıp Kurumu Kanunu göre olanaklı değildir. Karadeniz Teknik Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Başkanlığınca düzenlenen raporlar kazanın meydana geldiği tarihte yürürlükte bulunan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği ile bu yönetmeliğe ekli cetveller ve davacıların dava konusu trafik kazasından sonra gördükleri tüm tıbbi tedavi evraklarının gözetilmesi sonucunda düzenlendiği anlaşıldığından, davalı … şirketi tarafından kişisel başvuruları sonucunda Adli Tıp Uzmanı Doktor … tarafından düzenlenen Tıbbi Mütalaanın çelişki yarattığından da söz edilemeyeceğinden hükme esas alınmasında herhangi bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
2-Bundan ayrı; 24/12/2008 tarihinde meydana gelen ve davacıların yaralanmasıyla sonuçlanan trafik kazasında yolcu konumunda bulunan davacıların kazanın oluşumunda kusursuz olduğu açıktır. Olay tarihinde yürürlükte bulunan 818 sayılı Borçlar Kanununun 141-142 maddeleri ile 2918 sayılı KTK’nın 88. madde hükümlerine göre sigortacı dahil ( poliçedeki sınırı aşmamak kaydıyla) zarar sorumlularının tamamı teselsül hükümleri uyarınca tam tazminatla yükümlüdürler. Kusursuz davacılar bu durumda isterse zarar sorumlularının tamamına veya birkaçına ya da sadece birine karşı dava açarak zararın tamamının giderilmesini isteyebilir. Kusur durumu zarar sorumlularının kendi iç ilişkilerini ilgilendiren bir durum olup, rücuda dikkate alınabilecek husustur. Bu nedenle Tahkim Yargılaması sırasında sigortalı araç sürücüsünün kusur oranının ne olduğuna dair bir rapor alınmadan karar verilmesinde de bir yanılgı tespit edilememiştir.
3-Dosya içerisindeki kayıt ve belgelere göre davacı tarafın, dava açmadan önce sigorta şirketine başvurduğu ve sigorta şirketince 03 Ekim 2016 tarihinde talebin karşılanmayacağı bilgisinin verildiği anlaşılmaktadır. Bu durumda temerrüt halinin oluştuğu konusunda bir duraksama bulunmadığından Hakem Heyetince faiz başlangıcının 14.10.2010 tarihinde başlatması doğru olup; talep konusu olan tüm miktar bakımından (ıslah ile artırılan miktar dahil) temerrüt tarihinden itibaren faize hükmedilmesinde de bir yanılgı bulunmamaktadır.Ayrıca; 5684 sayılı Sigortacılık Kanunun 30/17.maddesinde ” talebi kısmen yada tamamen reddedilenler aleyhine hükmolunacak vekalet ücreti Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinde belirlenen vekalet ücretinin beşte biridir.” dendiğine, anılan düzenlemenin davalı lehine – davacı taraf aleyhine hükmedilecek vekalet ücretine ilişkin olduğu; davacı yararına – davalı aleyhine hükmedilecek vekalet ücretine ilişkin bulunmadığının belirgin olmasına; bu durumda davacı taraf yararına A.A.Ü.T uyarınca tam ve nispi vekalet ücreti tayin edilmesinde de isabetsizlik olmadığına göre; davalı … şirketi vekilinin tüm istinaf itirazlarının reddi gerektiği sonucuna varılarak aşağıdaki bicçimde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçe uyarınca;
1-Usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunan 29/06/2017 gün ve 2017/İ.1457-2017/İHK-2304 sayılı Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyeti kararına yönelik olarak davalı … vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun HMK. 353/1-b/1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf yasa yoluna başvuran davalı tarafından peşin olarak yatırılan 154,30-TL başvurma harcından alınması gereken 85,70-TL başvurma harcının düşümü ile kalan 68,60-TL ile fazladan alınan 31,40-TL maktu ve 2.062,60-TL nispi istinaf karar ve ilam harcının talep halinde davalı ….’e İADESİNE,
3-İncelemenin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,
4-Davalı tarafından istinaf aşamasında yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına,
HMK. m. 353/1-b/1 hükmü uyarınca, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve 7035 sayılı Kanunun 31 maddesi ile değişik HMK. m. 361/1 maddesi gereğince, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay nezdinde temyiz yasa yolu açık olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi.07/02/2019.