Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2017/1498 E. 2018/1546 K. 13.12.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO: 2017/1498
KARAR NO : 2018/1546
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KOCAELİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 09/01/2017
NUMARASI : 2015/85- 2017/2
DAVANIN KONUSU : Trafik Kazasından Kaynaklanan Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 13/12/2018
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili dava dilekçesinde; 23/01/2014 kaza tarihinde davalı … in sürücüsü davalı … in maliki, davalı…AŞ.nin ZMM sigortacısı olduğu … plaka sayılı araçta yolcu olarak bulunan davacının durakta inmek üzere iken aracın aniden hareket etmesi nedeniyle düşerek yaralandığını belirterek bu olay nedeniyle asıl ve birleşen Kocaeli Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/383 Esas 2016/99 Karar sayılı davasında fazlaya ilişkin hakları kalmak üzere 500,00-TL (ıslah ile 37.438,61-TL) maluliyet ve tedavi giderinin davalılardan olay tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte, birleşen Kocaeli Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/1135 Esas 2016/978 Karar sayılı davası ile de 60.000,00-TL manevi tazminatın davalılar … ve … den olay tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte alınarak davacıya ödenmesini talep ve dava etmiştir.Davalılar … ve … vekili, olayda kusurların belirterek davanın reddini talep etmiştir.Davalı …Sigorta AŞ.vekili, davanın reddini talep etmişlerdir.Mahkemece, asıl ve birleşen davaların kısmen kabulü ile 37.438,61-TL maddi tazminatın davalılar… ile, davalı … Sigorta AŞ.den … yönünden olay tarihinden sigorta şirketi yönünden ise dava tarihinden yasal faizi ile birlikte alınarak davacıya ödenmesine, yine 17.500,00-TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren davalılar …’den olay tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.Davacı ile davalılar … vekili istinaf yoluna başvurmuştur.Davacı vekili istinaf dilekçesinde; hükmedilen manevi tazminatın olayın niteliği ve tarafların ekonomik durumu göz önüne alındığında az olduğundan istinaf yoluna başvurmuştur.Davalılar …vekili istinaf dilekçelerinde; yargılama sırasında alınan kusuru raporlarının hatalı olduğunu, olay ile zarar arasında illiyet bağı bulunmadığını, davacının ortalama ömür süresinin hatalı olarak hesaplandığını, hükmedilen manevi tazminatın ise fazla olduğunu belirterek istinaf yoluna başvurmuştur.İstinaf edenin sıfatı ve istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan incelemede; 23/01/2014 kaza tarihinde davalı … in sürücüsü davalı …in maliki, davalı … Sigorta AŞ.nin ZMM sigortacısı olduğu … plaka sayılı araçta yolcu olarak bulunan davacının durakta inmek üzere iken aracın aniden hareket etmesi nedeniyle düşerek yaralandığı, bu olayda davalı sürücüsü …’in %100 kusurlu olduğu, olay nedeniyle davacının %10 oranında malul kaldığı ve iyileşmesinin 4 aya kadar uzayabileceği anlaşılmıştır.Dava, trafik kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminat talebine ilişkin bulunmaktadır. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 56/1. maddesine göre, hakimin olayın özelliklerini göz önünde tutarak manevi tazminat adı ile hak sahibi yararına takdir edeceği para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer işlevi olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, malvarlığı hukukuna ilişkin zararın karşılanması da amaç edinilmemiştir. O halde, tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerektiği kadar olmalıdır. 22/06/1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde, takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar açıkça gösterilmiştir. Bunlar, her olaya göre değişebileceğinden; hakim, bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir. Dava konusu olayda, kazanın meydana geldiği tarih, kusur durumu, davacıda meydana gelen yaralanmanın niteliği, davacının yaşı, tarafların, dosyaya yansıyan ekonomik ve sosyal durumları, olay tarihindeki paranın alım gücü, manevi tazminatın bir sebepsiz zenginleşme aracı olmaması ile yukarıda açıklanan ilkeler göz önünde tutulduğunda; Mahkemece takdir edilen manevi tazminat miktarı yerindedir. Bu nedenle davacı vekili ile davalılar … vekilinin istinaf taleplerinin 6100 Sayılı HMK 353/1-b/1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği, Davalılar vekilinin diğer istinaf sebepleri yönünden ise dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde, özellikle oluşa uygun olarak düzenlenen uzman bilirkişi raporunda belirtilen kusur oranının ve olay tarihinde geçerli bulunan PMF 1931 Yaşam Tablosunun esas alınarak yapılan maddi tazminata ilişkin hesaplamanın hükme esas alınmasında bir usulsüzlük bulunmamasına göre davalılar Halil ve Hüseyin vekilinin bu yöne ilişkin istinaf taleplerinin 6100 Sayılı HMK 353/1-b/1 maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçe uyarınca;
1-Usul ve yasaya uygun olan ve başlıkta yazılı bulunan mahkeme kararına yönelik davalılar … vekilinin ve davacı vekilinin istinaf başvurularının ESASTAN REDDİNE,(HMK.m.353/1-b/1)
2- Alınması gereken 35,90-TL harçtan peşin yatırılan 31,40-TL nispi karar ilam harcının düşümü ile 4,50-TL nispi karar ilam harcının istinaf eden davacı dan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Alınması gereken 3.752,85-TL harçtan peşin yatırılan 31,40-TL nispi karar ilam harcının düşümü ile 3.721,45-TL nispi karar ilam harcının istinaf eden bu davalı …’den tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-İncelemenin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,
5-Yasa yoluna başvuran davalılar ve davacı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına,
HMK. m. 353/1-b/1 hükmü uyarınca, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve HMK. m. 361 maddesi gereğince, 2 haftalık temyiz süresi içerisinde verilecek temyiz dilekçesi ile temyiz yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.13/12/2018