Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2017/1497 E. 2018/1603 K. 20.12.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO: 2017/1497
KARAR NO : 2018/1603
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 15/05/2017
NUMARASI : 2015/343 – 2017/44
DAVANIN KONUSU : Trafik Kazasından Kaynaklanan Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 20/12/2018
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili dava dilekçesinde; 07/12/2006 olay tarihinde davacıların desteği … ‘ın sürücüsü, davalı … Sigorta AŞ.nin ZMM sigortacısı (03/10/2006-03/06/2007) olduğu … plaka sayılı aracı ile dava dışı .. . plaka sayılı tır ve dorsesine tam kusurlu olarak çarptığını, meydana gelen kazada davacıların desteğinin yaşamını yitirdiğini belirterek davacı eş ..için 5.000,00-TL (ıslah ile 49.077,17-TL), davacı … için 5.000,00-TL (ıslah ile 8.422,08-TL) destekten yoksun kalma tazminatının fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere yasal faizi ile birlikte olay tarihinden itibaren davalıdan alınarak davacılara verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı cevabında; meydana gelen kazada davacıların taleplerinin teminat dışında kaldığını belirterek davanın reddini talep etmiştir.Mahkemece, bilirkişi raporları doğrultusunda davanın kabulü ile davacı … için 49.077,17-TL, davacı Pelinsu için 8.422,08-TL destekten yoksun kalma tazminatının yasal faizi ile birlikte dava tarihinden itibaren davalıdan alınarak davacılara verilmesine karar vermiştir.Davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.Davalı vekili istinaf dilekçesinde; destek paylarının yanlış hesaplandığını, zarar görenleri çokluğu karşısında Gareme Hesabı yapılmadığını, davacıların desteğin kusurundan yararlanamayacaklarını belirterek istinaf yoluna başvurmuştur.İstinaf edenin sıfatı ve istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan incelemede; 07/12/2016 olay tarihinde davacıların desteği … ‘ın sürücüsü, davalı … Sigorta AŞ.nin ZMM sigortacısı (…) olduğu … plaka sayılı aracı ile dava dışı … plaka sayılı tır ve dorsesine tam kusurlu olarak çarptığını, meydana gelen kazada davacıların desteğinin yaşamını yitirdiği ve davacıların destekten yoksun kaldıkları konusunda ihtilaf bulunmamaktadır.Dava, trafik kazası nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatı talebine ilişkin bulunmaktadır.
Dosya kapsamında bulunan bilirkişi raporlarına göre, kazanın oluşumunda … plakalı araç sürücüsü davacıların desteği …’ın tam kusurlu olduğu, dosya arasında bulunan kayıt ve belgeler, tarafların iddia ve savunmaları, itirazları, itirazların kapsamı değerlendirildiğinde; taraflar arasında davalı sigorta şirketi nezdinde başlangıç tarihi 03/10/2006, bitiş tarihi ise; 03/10/2007 olan ZMM sigorta poliçesi ile sigortalı olan … plaka sayılı aracın sürücüsü bulunan …’ın tam kusuru neticesinde 07/12/2006 tarihinde meydana gelen çift taraflı trafik kazasında hayatını kaybettiği konusunda bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Uyuşmazlık bu durumda destekten yoksun kalan davacı eş ve çocuğunun üçüncü kişi konumunda olup olmadığı ve desteğin kusurunun kendisine yansıtılıp yansıtılamayacağı, sonucu itibariyle de davacının destekten yoksun kalma tazminatı talep etme hakkı bulunup bulunmadığına ilişkindir.07/12/2006 olan kaza tarihi itibariyle uygulanması gereken yasal mevzuat ve Yargıtay’ın yerleşmiş uygulamaları dikkate alındığında; sürücü- işleten destek ister kendi kusuru, ister bir başkasının kusuru ile ölmüş olsun, ölüm destekten yoksun kalanlar üzerinde doğrudan zarar doğuran bir sonuç olduğundan; desteğin kusurunun destekten yoksun kalanlara yansıtılamayacağı; araç sürücüsünün veya işleteninin tam kusurlu olması halinde dahi 3.kişi konumunda olan destekten yoksun kalan kişinin sigorta şirketinden tazminat isteme hakkına sahip olduğu konusunda duraksama bulunmadığına; bu durumda 3.kişi sıfatıyla dava açan destekten yoksun kalan kişi bakımından TBK’nun 135. maddesinde düzenlenen alacaklı-borçlu sıfatlarının birleşmesi durumunun da gerçekleşmemiş olmasına; kaza tarihinden çok sonra 01/06/2015 tarihinde yürürlüğe giren ZMMS genel şartlarının somut olayda uygulanma yerinin bulunmamasına göre yöne ilişkin istinaf isteminin reddine,
Yine davalı vekilinin 11/07/2016 tarihli bilirkişi raporuna karşı verdiği 28/07/2016 tarihli itiraz dilekçesinde destek paylarının hatalı hesaplandığına ve Gareme Hesabı yapılması yönünde bir itirazının bulunmamasına, yargılama sırasında ileri sürülmeyen iddiaların HMK m.357 maddesi gereğince istinafta ileri sürülememesine ve davacı vekilinin istinaf cevap dilekçesinde davalının iddia ve savunmalarına muvafakatinin olmadığını açıkça belirmiş bulunmasına göre davalı vekilinin istinaf talebinin esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçe uyarınca;
1-Usûl ve yasaya uygun olan ve başlıkta yazılı bulunan İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 15/05/2017 gün ve 2015/343 E., 2017/447 K. sayılı kararına karşı davalı vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun HMK 353/1-b/1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2- Alınması gerekli 3.927,82-TL nispi istinaf karar ve ilam harcından, istinaf yasa yoluna başvuran davalı tarafından peşin olarak yatırıldığı anlaşılan 983-TL harcın düşümüyle kalan 2.944,82-TL harcın davalıdan müştereken ve müteselsilen alınarak Hazine’ye gelir kaydedilmesine,
3- İncelemenin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle taraflar yararına avukatlık ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
4- İstinaf yasa yoluna başvuran davalı tarafından yapılan giderlerin üzerlerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 20/07/2017 tarih ve 7035 sayılı Kanunun 31 inci maddesiyle değişik HMK.m.361/1. hükmü gereğince, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’a temyiz başvurusunda bulunma yolu açık olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi.20/12/2018