Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2017/1412 E. 2019/95 K. 17.01.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO : 2017/1412
KARAR NO : 2019/95
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 27/03/2017
NUMARASI : 2016/214 E., 2017/204 K.
DAVANIN KONUSU : Ölüm ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat.
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 17/01/2019
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesi ile; 12/02/2011 tarihinde … sevk ve idaresindeki motosikletin seyir halindeyken devrilmesi sonucunda trafik kazası meydana geldiğini, kazada araçta yolcu olan müvekkilinin ağır derecede yaralandığını, kaza tespit tutanağına göre olayda sürücünün tam kusurlu olduğunu, olayla ilgili olarak Nusaybin Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/69 Esas sayılı dosyası üzerinden alınan Adli Tıp Kurumu Diyarbakır Adli Tıp Şube Müdürlüğünün raporuna göre müvekkilinin çalışma gücünü %100 oranında kaybettiğini, kaza nedeniyle meslekte çalışma gücü kaybı tazminatı ödenmesi istemli olarak İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/1078 esas sayılı dosyası ile dava açıldığını, yapılan yargılama sonucunda davanın kabulüne karar verildiğini, kazaya sebebiyet veren motosikletin kaza tarihinde geçerli bir trafik sigortasının bulunmadığını, yönetmelik hükümleri gereğince, davalının müvekkilinin zararından hukuken sorumlu olduğunu, müvekkilinin hastanedeki tedavilerinin tamamlanmasının ardından bakımına evde devam edildiğini ve bunun hayat boyu sürecek nitelikte olduğunu, bu sebeple bakıcı tazminatının, müvekkilinin yaşam süresiyle hesaplanması gerektiğini, açıklanan nedenlerle; fazlaya ilişkin talep ve dava hakkı saklı kalmak kaydıyla davanın kabulüne, bakıcı tazminatı hesabının yaptırılarak davalı yönünden olay tarihindeki sigorta limiti çerçevesinde olmak kaydıyla şimdilik 500,00-TL tazminatın temerrüt tarihinden itibaren işletilecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesi ile; davacı tarafa ödeme yapıldığını ve ibraname alındığını, KTK 111. maddesi gereğince talebin zamanaşımına uğramış oluğunu, kazada davacının müterafik kusuru bulunduğunu, hatır taşımasının söz konusu olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece; davacıya dava konusu kaza sebebi ile Güvence Hesabı tarafından ödeme yapıldığı, davacının ödeme yapıldıktan sonra Güvence Hesabını ibra ettiği, ibraname tarihi olan 25/01/2012 ve 31/01/2012 tarihinden sonra 2918 sayılı kanun uyarınca ön görülen hak düşürücü süre geçtikten sonra davanın açıldığı gerekçesiyle hak düşürücü süre nedeniyle davanın dava şartı yokluğundan reddine karar verilmiş, karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
Davacı vekilinin istinaf sebepleri; Güvence Hesabı tarafından daha evvel yapılan ödemenin kalıcı maluliyet tazminatına ilişkin olduğu, ibranamelerin de bu tazminat kalemine ilişkin olduğu, eldeki davanın bakıcı gideri tazminatı talebine yönelik olduğu, KTK 111. maddesinde öngörülen sürenin açılan davada söz konusu olmadığı, tedavi, bakım ve bakıcı giderinin, maluliyet tazminatı teminatı haricinde bir teminat olduğu, davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmesinin hatalı olduğu hususlarına ilişkindir.
Dava, trafik kazası nedeniyle bakıcı gideri tazminatı talebine ilişkin bulunmaktadır.
Dosyanın incelenmesinden Nusaybin Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 23/11/2011 tarih ve 2011/400 E., 2011/358 K. sayılı kararı ile davacının kısıtlanmasına, kendisine babası …’in vasi olarak atanmasına karar verildiği anlaşılmaktadır. Vesayetin kaldırıldığına ilişkin bir karar dosyaya sunulmamıştır. Daha evvel İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2014/1078 E. Sayılı dosyası ile açılan dava, davacıya vesayeten vasisi …tarafından açılmış bulunmaktadır. Yine ATK Diyarbakır Adli Tıp Şube Müdürlüğü tarafından düzenlenen 13/02/2015 tarihli raporu ile, davacının % 100 oranında malul olduğu tespit edilmiş bulunmaktadır.
Bu nedenle davacının vesayet altında olduğu anlaşıldığından, davanın vekil aracılığıyla takip edilmesi isteniyorsa, davacı adına vasisi tarafından verilmiş vekâletnamenin dosya arasına alınması, açılmış olan dava ile ilgili olarak vesayet makamından husumete izin kararının alınarak dosya arasına konulması amacıyla dosyanın Mahkemesine geri gönderilmesine, davacı vekilinin diğer istinaf sebeplerinin bu aşamada değerlendirilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekmiştir(Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 17/04/2018 tarih ve 2015/9543 E., 2018/4200 K. sayılı kararı, Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 20/04/2017 tarih ve 2014/23972 E., 2017/4302 K. sayılı kararı).
HÜKÜM: Gerekçe uyarınca;
Dosyanın, yukarıda gösterilen biçimde işlem yapılmak üzere Mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE,
HMK. m.352 hükmü uyarınca, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve KESİN olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi.17/01/2019