Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2017/1404 E. 2019/93 K. 17.01.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO: 2017/1404
KARAR NO : 2019/93
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 23/03/2017
NUMARASI : 2014/433 E., 2017/357 K.
DAVANIN KONUSU: Tasarrufun İptali (İİK 277 Ve Devamı)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 17/01/2019
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesi ile; davalı şirketin yetkilisi ve ortağı olan …’in inşaat işleri ile uğraştığını, …’in sahibi bulunduğu … Ltd. Şti.’nin 15/07/2006, 15/08/2006 ve 15/09/2006 tanzim tarihli üç adet senet karşılığında müvekkilinden 1.500.000,00-TL borç para aldığını, senet vadelerinin gelmiş olmasına karşın borcun ödenmediğini, müvekkiline verilen senetlerin ödenmemesi üzerine Gaziantep …İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, dosya kapsamında yapılan haciz neticesinde neticesinde, davalı firmanın ve diğer senet borçlusu …’in borcu karşılamaya yetecek mal varlığının bulunmadığının anlaşıldığını; davalı şirketin adına kayıtlı olan taşınmazlarından bir kısımın 24/11/2006 ve 10/04/2007 tarihlerinde üçüncü kişi …’e alacaklıdan mal kaçırma amacıyla satış yolu ile tapuda devir etmiş olduğunu belirterek; İstanbul İli, Ümraniye İlçesi, …. nolu bağımsız bölümlerine ilişkin tasarruf işlemlerinin İİK 277 ve devamı maddeleri gereğince iptaline, icra dosyası kapsamında satış yetkisi verilmesine karar verilmesine talep etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesi ile; müvekkilinin otomobil sektöründe faaliyet gösteren bir işadamı olduğunu, davaya konu taşınmazları davalı şirket kataloglarından görerek yaptığı araştırma sonucu satın aldığını, müvekkilinin davacıya bir borcunun bulunmadığını, yapılan satışın gerçek olduğunu, açılan davanın reddi gerektiğini belirtmiştir.
Davalı …. ve Tic. Ltd. Şti. vekili cevap dilekçesi ile; icra takibine konu olan senetlerin davacı tarafın tehdit ve baskısı altında, müvekkili şirket yetkilisinin iradesi fesada uğratılarak geri tarihli olarak tanzim edilmiş olduğunu, şirket yetkilisi olan …’in davacıya herhangi bir borcunun bulunmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece; İİK’ya dayanan tasarrufun iptali davalarında özel koşulun “borçlu hakkında yapılan takibin kesinleşmesi ve takibin kısmen veya tamamen semeresiz kalması” olduğu, dava konusu olayda davacının davaya konu Gaziantep … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası kapsamında dava dışı borçluya karşı ilamsız icra takibi başlattığı, takibin kesinleştiği, icra memuru tarafından düzenlenen 19/01/2009 tarihli muvakkat aciz belgesinin daha sonra Gaziantep … İcra Hukuk Mahkemesinin …K. sayılı kararı ile iptal edilmiş olduğu ve kararın kesinleşmiş olduğu anlaşıldığından; davanın açılması için zorunlu olan muvakkat aciz belgesinin iptalinin davanın reddi nedeni olduğu gerekçesiyle açılan davanın reddine karar verilmiş, karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
Davacı vekilinin istinaf sebepleri; Gaziantep … İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyası kapsamında bulunan 30/06/2008 tarihli(Kadıköy …. İcra Müdürlüğü’nün…Tal. Sayılı dosyası) haciz tutanağının geçici aciz vesikası hükmünde olduğunu, iptaline karar verilen 19/01/2009 tarihli muvakkat aciz vesikasının 30/06/2008 tarihli haciz tutanağının “muvakkat aciz vesikası” niteliğini değiştirmediği, davalı borçlunun mal varlığı araştırması sonucu borcu ödeyebilecek durumda olmadığının tespit edildiği, sadece muvakkat aciz vesikasının iptal edilmesinin davanın reddi gerekçesi olamayacağı hususlarına ilişkindir.
İstinaf nedenleriyle bağlı kalınarak yapılan inceleme de; tasarrufun iptali davasının asliye hukuk mahkemelerinde görülmesi gerekmekte ise de davanın 13/08/2008 tarihinde açılmış olması, dava açıldığı tarihte yürürlükte bulunan HUMK hükümlerine göre asliye hukuk mahkemeleri ile asliye ticaret mahkemeleri arasındaki ilişkinin iş bölümü niteliğinde olması, davalılar tarafından süresi içinde ve usulüne uygun olarak ileri sürülmüş bir iş bölümü itirazı bulunmaması nedeniyle davaya asliye ticaret mahkemesince bakılmasında usul ve yasaya aykırılık bulunmamaktadır.
Dava, İİK 277 ve devamı maddeleri gereğince açılan tasarrufun iptali davasıdır. Tasarrufun iptali davalarının dinlenebilmesi için borçlu hakkında düzenlenmiş geçici(İİK 105) veya kati aciz belgesinin(İİK 143) sunulması dava koşulu olup varlığı Mahkemece resen araştırılmalıdır(Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 2013/21041 E., 2015/6683 K. sayılı kararı). İİK 105/2. Maddesinde icraca takdir edilen kıymete göre haczedilen malların, alacağı karşılamadığı anlaşılırsa buna ilişkin haciz tutanağının geçici aciz vesikası sayılacağı düzenlenmiştir. Ancak icra takip dosyasından borçlunun haczedilmiş taşınmazları veya araçları olduğu anlaşılıyor ise anılan haciz tutanağı geçici aciz belgesi niteliğinde kabul edilemez. Zira böyle bir durumun anlaşılması halinde bu malların paraya çevrilmesi ve borcu karşılayıp karşılamadığının anlaşılması için alacaklıya süre verilmesi gerekir. Malların alacağı karşılamadığı anlaşılır ise o zaman haciz tutanağının geçici aciz belgesi niteliğinde olduğu kabul edilmelidir.
İİK ve İİK Yönetmeliğinde icra müdürlerine İİK 105. Maddesi anlamında geçici aciz belgesi düzenleme yetkisi verilmemiştir. İcra müdürleri tarafından düzenlenen geçici aciz vesikası geçersizdir(Yargıtay HGK 29/02/2012 tarih ve 2012/17-49 E., 114 K. Sayılı kararı). Geçici aciz belgesi icra müdürünün düzenleyerek alacaklıya tevdi edeceği müstakil bir belge değildir. Bu şekilde düzenlenen bir belge aciz belgesi olarak hiç bir sonuç doğurmayacaktır.
Dava konusu olayda, Gaziantep … İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyası kapsamında icra müdürü tarafından 19/01/2009 tarihli “Muvakkat Aciz Belgesi” adı altında bir belge düzenlenmiş bulunmaktadır. Söz konusu belge yukarıda yapılan açıklamalar gereğince hukuken geçerliliği bulunmayan bir belge niteliğindedir. Zaten bu belge Gaziantep 1. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 07/11/2016 tarihinde kesinleşen 31/03/2016 tarih ve 2015/307 E. 2016/260 E. Sayılı kararı ile iptal edilmiştir. Gerek icra müdürünce düzenlenen geçici aciz belgesi niteliğindeki belgenin geçersiz bir belge oluşu, gerekse bu belgenin İcra Mahkemesince iptal edilmesi karşısında bu belge dikkate alınarak borçlunun aciz halinde olup olmadığını kabul etmeye imkan bulunmamaktadır. Şu halde borçlunun aciz halinde olup olmadığı hususu belli değildir.
Bu durumda, Mahkemece, başlatılan icra takibinin üzerinden 11 yıl kadar bir süre geçmiş olması karşısında, takibe konu icra dosyasının dosya arasına alınması, dosya kapsamında düzenlenen geçici veya kati aciz belgesi niteliğinde belge bulunup bulunmadığının incelenmesi, borçlunun mal varlığının tespit edilmesi, icra dosyası kapsamında haciz konulan menkul veya gayrimenkul mal var ise bunların değerinin belirlenmesi, icra dosyası borcu da belirlenerek borçlunun mal varlığının alacağı karşılamaya yetecek olup olmadığı hususlarının değerlendirilmesi, gerekli ise bu hususta konusunda uzman bilirkişilerden rapor temin edilmesi, sonucuna göre borçlunun aciz halinde bulunup bulunmadığının tespit edilmesi gerekmektedir. Davalı borçlunun aciz halinde bulunduğu tespit edildikten sonra, İİK 277 ve devamı maddeleri gereğince iptal davası için öngörülen ön şartların mevcut olup olmadığı, bu şartlar mevcut ise yapılan tasarrufların iptale tabi olup olmadığının değerlendirilmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve araştırma ile açılan davanın reddine karar verilmesi hatalı olmuştur. Mahkemece verilen kararın HMK 353/1-a/6 maddesi gereğince kaldırılmasına, dosyanın yeniden yargılama yapılmak üzere Mahkemesine geri gönderilmesine karar verilmesi gerekmektedir.
HÜKÜM: Gerekçe uyarınca;
1-Davacı vekilinin istinaf talebinin KABULÜ ile, İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 23/03/2017 tarih ve 2014/433 E., 2017/357 K. sayılı kararının KALDIRILMASINA,
2- HMK’nın 353/1-a/6 maddesi gereğince, yukarıda açıklandığı şekilde işlem yapılması ve sonrasında oluşacak duruma göre karar verilmek üzere dosyanın kararı veren mahkemeye GÖNDERİLMESİNE,
3- Davacı tarafça peşin olarak yatırılan 31,40-TL maktu istinaf karar ve ilam harcının istek halinde davacı tarafa iadesine,
4- Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince verilecek nihai kararda dikkate alınmasına,
5- İstinaf yargılaması sırasında dosya üzerinden karar verilmiş olmakla vekâlet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 353/1-a/6 maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.17/01/2019