Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2017/1403 E. 2018/1627 K. 27.12.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO: 2017/1403
KARAR NO : 2018/1627
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 12/12/2016
NUMARASI : 2015/100 E.-2016/945 K.
DAVANIN KONUSU: Trafik Kazasından Kaynaklanan Maddi ve Manevi Tazminat.
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 27/12/2018
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı … şirketi nezdinde trafik sigortalı bulunan ve davalı …’nin maliki-sürücüsü olduğu, … plaka sayılı aracın, vekil edeninin yönetimindeki … plaka sayılı araca asli kusurlu olarak çarpması sonucunda 03/12/2010 tarihinde gerçekleşen trafik kazasında vekil edeninin yaralanarak %10 oranında beden gücü kaybına uğradığını belirterek fazlaya ilişen haklar saklı kalmak kaydıyla 5.000,00-TL maddi tazminatın kaza tarihinden itibaren işletilecek avans faizi ile birlikte tüm davalılardan 30.000,00-TL manevi tazminatın da davalı …’den tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı … şirketi vekili cevabında özetle; dava konusu kazaya karışan … plaka sayılı aracın, (kamyonet) vekil edeni şirket nezdinde trafik sigortalı olduğunu; davacıya yaptığı başvuru sonucunda 29/12/2014 tarihinde 14.602,00-TL maddi tazminat ödemesi yapıldığını ve bu şekilde tüm sorumluluğun yerine getirildiğini, aracın özel araç olması nedeniyle avans faizi istenilemeyeceğini belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı … cevabında özetle; davacının uğradığı maddi zararların sigorta şirketince zaten karşılandığını, dolayısıyla maddi tazminat talebinde bulunulmasının yersiz olduğunu, ayrıca davacı vekilince bildirilen maluliyet oranının gerçeği yansıtmadığını, talep edilen maddi ve manevi tazminat miktarlarının çok fazla bulunduğunu ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma, toplanan deliller, olayla ilgili Bafra Sulh Ceza Mahkemesinde görülen 2011/30 esas sayılı ceza yargılamasına ilişkin dava dosyası, bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamı gözetilerek, davacının yaralanması ile sonuçlanan trafik kazasının oluşumunda davalı sigortalı araç sürücüsü …’nin ve davacının eşit oranda kusurlu oldukları, ATK 3.ihtisas Dairesinden alınan rapordan da anlaşılacağı üzere davacıda meydana gelen yaralanmaya bağlı oluşan beden gücü kayıp oranının %3,3 bulunduğu, iyileşme süresinin 15 aya kadar uzayabileceğinin belirlendiği, PMF 1931 Yaşam Tablosu ve asgari ücret baz alınarak yapılan kusur ve maluliyet oranlarının dikkate alındığı, maddi tazminat hesaplaması sonucunda belirlenen geçici ve kalıcı iş göremezlik toplam zararından, sigorta şirketince yapılan ödemenin güncelleşmiş halinin düşülmesi sonucunda, bakiye bir zararın kalmadığının tespit edildiği görüşünden hareketle, maddi tazminat isteğinin reddine; tarafların sosyo ekonomik durumları, iyileşme süresi, kusur oranları dikkate alındığında da davacının manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile 5.000,00-TL’nin davalı …’den alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
Karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuştur.
İstinaf nedenleri; belirlenen manevi tazminat miktarının yetersiz olduğu ve davalı araç sürücüsünün esasen %75 oranında kusurlu olduğunu belirleyen bilirkişi raporu mevcut olduğu halde, %50 kusur üzerinden yapılan hesaplama sonucunda, maddi tazminat talebinin reddedilmesinin de haksız ve hukuka aykırı olduğu hususuna yöneliktir.
İstinaf edenin sıfatı, istinafın kapsam ve nedenleriyle sınırlı olmak kaydıyla yapılan inceleme ve değerlendirme sonucunda;
Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde ve özellikle yargılama sırasında temin edilen uzman bilirkişi Makine Mühendisi … tarafından düzenlenen 21/10/2016 günlü kusur raporundaki belirleme ve değerlendirmelerin olaya ve dosyaya uygun denetlenebilir gerekçeler içermesi, bu belirleme ve değerlendirmelerin ayrıca olayla ilgili olarak Bafra Sulh Ceza Mahkemesinde görülerek sonuçlandırılan ceza yargılamasına esas dosyada temin edilen İTÜ öğretim üyeleri arasından seçilen bilirkişiler tarafından düzenlendiği anlaşılan ve istinaf yasa yoluna başvuran davacı vekilinin esasen hükme esas alınması gerektiğini bildirdiği, davacının tali kusurlu olduğunu belirleyen 30/12/2011 günlü bilirkişi raporunu da irdeleyen heyet rapor ile de örtüşmesi karşısında hükme esas alınmasında herhangi bir isabetsizlik bulunmadığına; kazanın oluş şekli ve tarihi, paranın alım gücü,kazanın meydana gelmesinde tarafların eşit kusurlu olduklarının anlaşılmasına, tarafların dosyaya yansıyan sosyo ekonomik durumları gözetildiğinde, mahkemece belirlenen manevi tazminat miktarının 22/06/1966 gün ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararındaki ilkelere ve Türk Medeni Kanununun 4.maddesinde düzenlenen takdir hakkının kullanılmasına ilişkin kurala uygun bulunmasına göre; davacı vekilinin yerinde olmayan istinaf itirazlarının reddine karar verilerek aşağıdaki biçimde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçe uyarınca;
1-Usul ve esas yönünden hukuka uygun olan ve başlıkta yazılı bulunan mahkeme kararına yönelik olarak davacı … vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun HMK.m.353/1-b/1 hükmü uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf yasa yoluna başvuran davacıdan karar tarihi itibariyle alınması gereken 35,90-TL istinaf karar ve ilam harcından, davacı tarafından peşin olarak yatırıldığı anlaşılan 31,40-TL’nin düşümü ile kalan 4,50-TL harcın davacı …’ten alınarak Hazine’ye gelir kaydedilmesine,
3-Dosya üzerinden inceleme yapılması nedeniyle, avukatlık ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
4-İstinaf yasa yoluna başvuran davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına,
HMK. m. 353/1-b/1 hükmü uyarınca, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve 7035 sayılı Kanunun 31 maddesi ile değişik HMK. m. 361/1 maddesi gereğince, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay nezdinde temyiz yasa yolu açık olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi.27/12/2018.