Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2017/1385 E. 2018/1622 K. 27.12.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO: 2017/1385
KARAR NO : 2018/1622
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 24/05/2017
NUMARASI : 2017/2297 D.İş- 2017/2297 K.
DAVANIN KONUSU : Hakem Kararının Tebliğe Çıkarılması / Saklanması
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 27/12/2018
Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyeti kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Başvuran vekili Sigorta Tahkim Komisyonuna verdiği dilekçede özetle; davalı … şirketi nezdinde trafik sigortalı bulunan … plaka sayılı aracın, sürücüsünün kusuru neticesinde 18/08/2012 tarihinde meydana gelen trafik kazasında, araç içerisinde yolcu olarak bulunan vekil edeninin yaralanarak İzmir Dokuz Eylül Üniversitesi Araştırma ve Uygulama Hastanesinden temin edilen 09/06/2016 günlü rapordan da anlaşılacağı üzere, %18 oranında beden gücü kaybına uğradığını, sigorta şirketine başvuru üzerine vekil edenine 29/08/2016 tarihinde 81.877,71-TL ödeme yapıldığını, ancak bu ödemenin yetersiz olduğunu ileri sürerek, (belirsiz alacak) gerçek zararının tespiti ile birlikte şimdilik kaydıyla 20.000,00-TL bakiye beden gücü kaybı zararının davalı … şirketinden temerrüt tarihi olan 29/08/2016 tarihinden işletilecek yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini istemiş, 13/01/2017 günlü dilekçe ile istek miktarını 75.773,75-TL’ye çıkarttıklarını açıklamıştır.
Davalı … şirketi vekili cevabında özetle; vekil edeni şirket nezdinde trafik sigortalı bulunan … plaka sayılı aracın kusuru neticesinde 18/08/2012 tarihinde meydana gelen trafik kazasında yaralanan davacıya, 29/08/2016 tarihinde başvuru sahibinin beyanı esas alınarak, araç sürücüsünün kusuru ve davacıda meydana gelen maluliyet gözetilerek, 81.877,71-TL ödeme yapıldığını, bu şekilde tüm sorumluluğun yerine getirildiğini, bakiye bir alacak kalmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Sigorta Tahkim Komisyonu Uyuşmazlık Hakem Heyetince iddia, savunma, toplanan deliller, bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamı gözetilerek; davacının yaralanmasıyla sonuçlanan çift taraflı trafik kazasının oluşumunda, davalı … şirketi nezdinde ZMS poliçesi ile sigortalı bulunan …plaka sayılı araç sürücüsünün tam kusurlu olduğu, davacının %18 oranında beden gücü kaybına uğradığı, zararın 160.395,29-TL bulunduğu, sigortanın yaptığı ödemenin güncellenmiş halinin düşülmesi sonucunda bakiye tazminatın 75.773,75-TL olduğu benimsenmek suretiyle davanın kabulü ile belirlenen maluliyet tazminatının 29/08/2016 tarihi olan temerrüt tarihinden işletilecek yasal faizi ile birlikte davalı … şirketinden tahsiline karar verilmiş; sigorta şirketinin Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyetine itirazı üzerine, itiraz reddedilmiş ve itiraz hakem heyeti kararına karşı davalı … şirketi vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuştur.
İstinaf nedenleri; tahkim yargılaması sırasında maluliyet ve kusur raporu alınmaksızın %100 kusur ve %18 maluliyet üzerinden yapılan hesaplamanın hatalı olduğu ve ayrıca tazminat hesaplamasında kullanılan hesap yönteminin de yasa ve içtihadlara aykırı bulunduğu hususlarına yöneliktir.
Dava, trafik kazasından kaynaklanan kalıcı beden gücü kaybı zararının giderilmesi isteğine ilişkindir.
İstinaf edenin sıfatına, istinafın kapsam ve nedenleriyle sınırlı olmak kaydıyla yapılan inceleme ve değerlendirme sonucunda;
Taraflar arasında davalı … şirketi nezdinde, trafik sigortalı bulunan aracın neden olduğu 18/08/2012 tarihli trafik kazası sonucunda araç içerisinde yolcu konumunda bulunan davacının yaralanarak beden gücü kaybına uğradığı, davacının yaptığı başvuru sonucunda %18 oranında beden gücü kaybı ve %100 kusur gözetilerek kendisine 29/08/2016 tarihinde 81.877,77-TL ödeme yapıldığı, bu ödemenin güncelleşmiş değerinin 84.621,54-TL olduğu konusunda bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Uyuşmazlık, kusur ve maluliyet oranlarının gerçekte ne olduğu ve hesaplama yönteminin doğru olup olmadığı hususlarına ilişkindir.
Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere,hakem kararının gerekçesine dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde ve özellikle yargılamanın tahkim yargılaması olduğu da gözetildiğinde, kazanın meydana geldiği tarihte yürürlükte olan yasal düzenlemeler ile yargıtayın yerleşmiş uygulamaları dikkate alındığında, davacının kazadan sonra görmüş olduğu tüm tedavi evraklarının değerlendirilmesi sonucunda, 11/10/2008 tarihli 27021 sayılı Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren, Sosyal Güvenlik Kurumu Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği ve ekindeki Meslekte Kazanma Gücünün Azalma Oranları Tespit Cetveli dikkate alınarak, Dokuz Eylül Üniversitesi Uygulama ve Araştırma Hastanesince düzenlenen ve 18/08/2012 tarihinde meydana gelen trafik kazasına bağlı yaralanma sonucunda oluştuğu belirgin olan beden gücü kaybına ilişkin raporun hükme esas alınmasında herhangi bir isabetsizlik bulunmadığına, KTK’nın 88 ve TBK’nın 162 ve devamı maddelerinde düzenlenen teselsül hükümleri uyarınca, görülmekte olan davada yolcu olması nedeniyle kazanın gerçekleşmesinde kusursuz olan davacının sigortacı dahil haksız eyleme karışan zarar sorumlulularından tamamına veya bir kaçına ya da sadece birine karşı dava açarak zararının tamamının giderilmesini isteyebileceğini, kusur durumu ve oranının zarar sorumlularının iç ilişkilerini ilgilendiren bir husus olup, rücuda dikkate alınabilecek bir durum olmasına, davacı taraf yasanın verdiği müteselsil talep hakkında açıkça vazgeçmedikçe davalı … şirketine dava açarak zararının tamamının giderilmesini isteyebileceğine, bu durumda az veya çok kusurlu olduğu anlaşılan sigortalı araç sürücüsünün kusur oranının ne olduğunun belirlenmesinin görülmekte olan dava bakımından bir önemi olmamasına, hükme esas alınan ve uzman bilirkişi tarafından düzenlendiği anlaşılan 12/01/2017 günlü hesap raporunda kazanın 18/08/2012 tarihinde meydana geldiği gözetilerek, Yargıtayın yerleşmiş uygulamaları doğrultusunda asgari ücret baz alınarak PMF Yaşam Tablosu, %0 faiz kullanılarak yapılan hesaplama yönteminde de bir yanılgı bulunmamasına, kaldı ki hükme esas alınan hesap raporunda kullanılan hesap yönteminin doğru olmadığına ilişkin yargılama sırasında herhangi bir itirazda bulunulmadığı gözetildiğinde, yargılama sırasında ileri sürülmeyen bir hususun istinaf aşamasında dile getirilmesinin de mümkün olmamasına göre; davalı vekilinin yerinde olmayan tüm istinaf itirazlarının HMK.m.353/1-b/1 hükmü uyarınca esastan reddi gerektiği sonucuna varılarak aşağıdaki biçimde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçe uyarınca;
1-Usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunan 26/04/2017 gün ve 2017/İ.770-2017/İHK-1417 sayılı Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyeti kararına yönelik olarak davalı .. Sigorta A.Ş vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun HMK. 353/1-b/1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf yasa yoluna başvuran davalı tarafından peşin olarak yatırılan 154,30-TL istinaf başvuru harcından alınması gereken 85,70-TL’nin düşülmesi sonucunda kalan 68,60-TL ile fazladan alınan 31,40-TL maktu karar ve ilam harcının talep halinde davalıya İADESİNE,
3-İncelemenin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,
4-Davalı tarafından istinaf aşamasında yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına,
HMK. m. 353/1-b/1 hükmü uyarınca, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve 7035 sayılı Kanunun 31 maddesi ile değişik HMK. m. 361/1 maddesi gereğince, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay nezdinde temyiz yasa yolu açık olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi. 27/12/2018.