Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2017/1381 E. 2018/1620 K. 27.12.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO: 2017/1381
KARAR NO : 2018/1620
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 07/07/2017
NUMARASI : 2017/2986 D.İş-2017/2636 K.
DAVANIN KONUSU : Hakem Kararının Tebliğe Çıkarılması / Saklanması
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 27/12/2018
Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyeti kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Başvuran vekili, Sigorta Tahkim Komisyonuna verdiği dilekçede özetle; davalı sigorta şirketi nezdinde ZMM sigortalı bulunan, … plaka sayılı araç sürücüsünün 15/02/2015 tarihinde tam kusuru neticesinde yaptığı tek taraflı trafik kazasında, sigortalı araçta yolcu olarak bulunan davacının yaralanarak Süleyman Demirel Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Ana Bilim Dalı Başkanlığınca düzenlenen 07/11/2016 günlü rapordan da anlaşılacağı üzere %54 oranında kalıcı beden gücü kaybına uğradığını ve iyileşme süresinin 12 ay olduğunu, sigorta şirketine yapılan başvurudan ise sonuç alınamadığını belirterek, (belirsiz alacak) fazlaya ilişen haklar saklı kalmak kaydıyla, 1.000,00-TL kalıcı sakatlık tazminatının, temerrüt tarihinden işleyecek avans faizi ile birlikte sigorta şirketinden tahsiline karar verilmesini istemiş, 04/04/2017 günlü bedel arttırım dilekçesi ile de istek miktarını, 170.079,35-TL’ye çıkarttıklarını açıklamıştır.
Davalı sigorta şirketi vekili cevabında özetle; 01/06/2015 tarihinde yürürlüğe giren Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortası Genel Şartlarına göre temin edilmesi gereken belgeler olmaksızın, vekil edeni şirkete yapılan başvurunun, geçersiz olduğunu, bu nedenle davanın öncelikle usulden reddi gerektiği, sorumlulukları yoluna gidilecek olur ise de, vekil edeni şirketin sorumluluğunun sigortalı araç sürücüsünün kusuru ve poliçe limiti ile sınırlı olması nedeniyle, öncelikle kusurun ve maluliyetin usulüne uygun şekilde belirlenmesini istediklerini, ayrıca avans faizi isteğinin de yerinde bulunmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Sigorta Tahkim Komisyonu Uyuşmazlık Hakem Heyetince, iddia, savunma, toplanan deliller, bilirkişi raporları değerlendirilerek, davalı sigorta şirketi nezdinde trafik sigortalı bulunan … plaka sayılı araç sürücüsünün dosyada temin edilen, 14/03/2017 günlü bilirkişi raporundan da anlaşılacağı üzere, tam kusuru neticesinde 15/02/2015 tarihinde meydana gelen trafik kazasında, araç içinde yolcu olarak bulunan davacının yaralanarak, Süleyman Demirel Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Ana Bilim Dalı tarafından düzenlenen rapor uyarınca %54 oranında beden gücü kaybına uğradığı, raporun Yargıtay kararlarına, usul ve yasaya uygun bulunduğu benimsenmek suretiyle; asgari ücret, PMF Yaşam Tablosu, progresif rant esasına göre, gelir %10 arttırılıp, %10 iskontoya tabi tutularak, 0 teknik faiz uygulaması ile düzenlenen hesap bilirkişisi raporu doğrultusunda davanın kabulü ile 175.079,00-TL sürekli iş göremezlik tazminatının 14/12/2016 temerrüt tarihinden işletilecek yasal faizi ile birlikte davalı sigorta şirketinden tahsiline karar verilmiş, sigorta şirketinin Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyetine itirazı üzerine, itiraz reddedilmiş, itiraz hakem heyeti kararına karşı davalı sigorta şirketi tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuştur.
İstinaf nedenleri; eksik belgeye dayalı usulüne uygun bir başvuru olmadan, Sigorta Tahkimde dava açılması halinde, davanın reddi gerektiği, ayrıca hükme esas alınan maluliyete ilişkin rapor yetersiz olduğu gibi, yargılamada ibraz ettikleri maluliyete ilişkin raporla da çelişkili bulunduğu halde, bu yöndeki itirazların değerlendirilmediği, kabule göre de; hükmedilen vekalet ücretinin hatalı bulunduğu hususlarına yöneliktir.
Dava, trafik kazasından kaynaklanan kalıcı beden gücü kaybına dayalı tazminat istemine ilişkindir.
Haksız fiil sonucu çalışma gücü kaybının olduğu iddiası ile bir talepte bulunulması halinde zararın kapsamının belirlenmesi açısından malûliyetin varlığı ve oranının belirlenmesi esaslı unsurdur. Bu belirlemenin ise; Adli Tıp Kurumu İhtisas Dairesi veya Üniversite Hastanelerinin Adli Tıp Anabilim Dalı bölümleri gibi kuruluşlardan, çalışma gücü kaybı olduğu iddia edilen kişide bulunan şikayetler dikkate alınarak oluşturulacak uzman doktor heyetinden, haksız fiilin gerçekleştiği tarih 11/10/2008 tarihinde önce ise Sosyal Sigortalar Sağlık İşlemleri Tüzüğü, 11/10/2008 tarihi ile 01/09/2013 tarihleri arasında ise Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği, 01/09/2013 tarihinden sonra ise Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği hükümleri dikkate alınarak düzenlenmiş rapor alınmalıdır.
Somut olayda, davacı tarafça alınarak başvuru dilekçesine eklenen Süleyman Demirel Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Ana Bilim Dalından alınan 07/11/2016 günlü rapor, 11/10/2008 tarih 27021 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerine göre, düzenlenmiş olup, 05/02/2015 olan kaza tarihinde yürürlükte bulunan ve 03/08/2013 tarihli ve 28727 sayılı Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği hükümleri uyarınca düzenlenmiş rapor niteliği taşımadığı gibi; davalı taraf, yargılama sırasında davacının dava dilekçesine eklediği raporda tespit edilen %54 oranındaki maluliyet oranının, yaptırdıkları medikal eksper incelemesine göre, güvenilir olmadığını belirlediklerini ileri sürerek, yeniden rapor alınması isteğinde bulunmuş ve bu konuda dayanaklarını oluşturan medikal firma raporunu da ibraz etmiştir. Bu durumda hakem heyetince, yargılamanın tahkim yargılaması olduğu da gözetilerek Üniversite Hastanelerinin Adli Tıp Anabilim Dalı bölümlerinden seçilecek uzman doktor heyetinden alınacak raporla kaza tarihinde yürürlükte bulunan Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği esas alınarak ve dosyada mevcut taraflarca sunulan raporları da irdeleyen biçimde, davacıda var olduğu ileri sürülen yaralanmaya bağlı kalıcı işgöremezlik durum ve oranının ne olduğu tespit edilmeli ve ondan sonra davacının uğradığı gerçek zarar kapsamı belirlenmesi için aktüer bilirkişiden rapor alınmalı ve oluşacak duruma göre davacının talepleri konusunda bir karar verilmesi gerekirken bunların yapılmamış olması HMK’nun 353/1-a/6 maddesi kapsamında yerinde görülmediğinden; davalının bu yönü amaçlayan istinaf itirazlarının kabulüne; belirlenen duruma göre de diğer istinaf itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığı sonucuna varılarak aşağıdaki biçimde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçe uyarınca;
1-Davalı… Sigorta A.Ş vekilince yapılan istinaf başvurusunun KABULÜ ile; Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyetinin 02/06/2017 gün ve 2017/İ.1722-2017/İHK.1941 sayılı kararının yukarıda açıklanan nedenle HMK.m.353/1-a/6 hükmü uyarınca KALDIRILMASINA,
2-Dosyanın, yukarıda gösterilen biçimde işlem ve değerlendirme yapılmak üzere Sigorta Tahkim Komisyonuna GÖNDERİLMESİNE,
3-İstinaf yasa yoluna başvuran davalı… Sigorta A.Ş tarafından peşin olarak yatırılan 31,40-TLmaktu istinaf karar ve ilam harcının talebi halinde kendisine İADESİNE,
4-Dosya üzerinde inceleme yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
5-Davalı … Sigorta A.Ş tarafından istinaf aşamasında yapılan giderlerin Sigorta Tahkim Komisyonunca yeniden yapılacak yargılama sonunda verilecek hükümle birlikte değerlendirilmesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK.m.353/1-a/6 hükmü uyarınca KESİN olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi. 27/12/2018.