Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2017/1331 E. 2018/1468 K. 06.12.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO: 2017/1331
KARAR NO : 2018/1468
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 02/03/2017
NUMARASI : 2014/117 E.-2017/181 K.
DAVANIN KONUSU : Trafik Kazasından Kaynaklanan Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 06/12/2018
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; davalı sigorta şirketi nezdinde trafik sigortalı bulunan, davalılardan ..’in sürücüsünü, davalı …nın maliki-işleteni olduğu … plaka sayılı aracın, otobüs durağında beklemekte olan, vekil edenlerinin eşi ve babası bulunan …’ya çarpması sonucunda 21/06/2011 tarihinde meydana gelen trafik kazasında desteğin hayatını kaybettiğini, kazanın meydana gelmesinde davalı sürücü …’in tam kusurlu olduğunu, davalı Bursa …A.ş.’nin sürücünün işvereni ve yapılan işin sahibi olması nedeniyle oluşan zarardan diğer davalılarla birlikte müteselsil sorumlu bulunduğunu ileri sürerek fazlaya ilişen haklar saklı kalmak kaydıyla her bir davacı için ayrı ayrı 100.000,00-TL olmak üzere, toplam 300.000,00-TL manevi tazminatın sigorta hariç diğer tüm davalılardan; davacı eş … için 50.000,00-TL, diğer davacılar için de her biri için ayrı ayrı 10.000,00-TL olmak üzere toplam 70.000,00-TL destekten yoksun kalma tazminatının da tüm davalılardan kaza tarihinden işletilecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini istemiş, 09/11/2015 havale günlü ıslah dilekçesi ile de davacı … için olan maddi tazminata ilişkin istek miktarını 52.264,83-TL’ye çıkarttıklarını açıklamıştır.
Davalı … Sigorta A.Ş. vekili cevabında özetle; … plakalı aracın sigorta şirket tarafından tanzim edilen 18/4/2011 – 18/4/2012 vadeli 211404511 nolu poliçe ile trafik sigortası ile sigortalı olduğunu, 24/8/2011 tarihinde 18.594,00 TL nin müvekkili şirket tarafından davacılardan …’ya ödendiğini, ceza dosyasının devam ettiğini, davacıların SGK ‘dan muristen kaynaklı olarak rücuya tabi tazminat alıp almadıklarının tespiti gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalılardan … ve … vekili cevabında özetle; dava konusu kazanın müteveffa yayanın yola aniden fırlaması sonucunda oluştuğunu, sürücünün yayaya çarpmamak için elinden gelen tüm gayreti gösterdiğini, dolayısıyla kusurunun bulunmadığı olayın oluşumunda asli kusurun yolun yapımından sorumlu olan Yalova Belediyesi ve yüklenici firmaya ait olduğunu, müteveffanın emekli aylığı ile geçinen ve başkaca hiçbir işi gücü olmayan bir kişi olduğunu, bu nedenle manevi tazminat isteğinin yersiz bulunduğunu ve ayrıca manevi tazminat isteğinin de fahiş olduğunu, davanın … plakalı sayılı aracın kasko poliçesini düzenleyen…Sigorta A.Ş.’ye ihbarını talep ettiklerini açıklayarak davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Davalı….Tic.A.Ş. vekili ise cevabında özetle; kazanın meydana geldiği Yalova Asliye Hukuk Mahkemesinin yetkili olduğunu, davada müvekkiline husumet düşmediğini, 2918 Sayılı Yasada Motorlu Araçların işletilmesinde sorumluluğun öznesi olarak ” işleten ” kavramının benimsendiğini, kazaya karıştığı iddia edilen aracın …’nın mülkiyetinde olup kendisi tarafından işletilen araç olduğunu keza araç sürücüsü …in de davalı …nın elemanı olduğunu, … Beton’un çalışanı olmadığını, haricen edindikleri bilgiye göre kazanın yola fırlaması ile oluştuğunu, …. plakalı aracın maliki olan Kenan Kara’nın müvekkili şirket ile sadece nakliye işi gereği ticari ilişkisinin bulunduğunu belirterek davanın dava şartı yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, toplanan deliller, ceza yargılamasına ilişkin dosya, bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamı gözetilerek; sürücü…’in ….A.Ş’nin çalışanı olduğu ileri sürülmüş ise de,…’in işinden 31/03/2011 tarihinde ayrıldığının belirlendiği, bu durumda adı geçen şirketin sorumluluğuna gidilemeyeceği; kazanın oluşumunda davalı sürücünün %65 oranında, desteğin %15 oranında ve dava dışı yolun bakım ve onarımından sorumlu kurumun ise %20 oranında kusurlu bulunduğu; müteveffanın emekli olması nedeniyle dul ve yetim aylığının davacı tarafa bağlanacağı dikkate alındığında, destek zararı hesaplamasının asgari ücrete göre yapılması gerektiği; müteselsil sorumluluk ilkeleri gözetildiğinde davalıların yaya desteği kusuruna isabet eden miktar çıkınca kalan tüm zarardan sorumlu bulundukları; dava dışı zarar sorumlusunun kusurunun rücuda dikkate alınabilecek bir durum olduğu; belirlenen tazminattan davacı . …. için sigorta şirketinin yaptığı ödemenin güncelleştirilmiş halinin düşülmesi gerektiği; davacılardan…’nin kaza tarihinde 23 yaşında üniversite mezunu, çalışan kişi olduğunun belirlenmesi ve davacı …n da kaza tarihinde 35 yaşında evli olduğunun anlaşılması nedeniyle bu davacıların destek tazminatı talep etme haklarının olmadığı görüşünden hareketle, hükme esas alınan hesap bilirkişisi raporu doğrultusunda;
…eTic.A.Ş.hakkında açılan davanın, dava şartı yokluğundan reddine;
Davacılardan …. ve …’nın açtığı maddi tazminat davasının reddine;
Davacı …’nın açmış olduğu maddi tazminat davasının kısmen kabulü ile 51.229,04-TL tazminatın davalı sigorta şirketi açısından 04/08/2011 tarihinden, diğer davalı gerçek kişiler bakımından ise kaza tarihinden işletilecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ve … Sigorta A.Ş.’den müştereken ve müteselsilen tahsili ile …’ya verilmesine;
Davacıların manevi tazminat istemlerinin kısmen kabulü ile davacı eş…için 50.000,00-TL, diğer davacılar için ayrı ayrı 15.000,00-TL olmak üzere toplam 80.000,00-TL manevi tazminatın davalı gerçek kişilerden kaza tarihinden işletilecek yasal faizi ile birlikte alınarak davacılara verilmesine karar verilmiştir.
Karara karşı davacılar vekili, davalı gerçek kişiler vekili ile davalı sigorta şirketi vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurmuştur.
Davacıların istinaf nedenleri; davalı sürücünün kaza tarihinde … Tic.A.Ş.isimli iş yerinde taşeron firmaya ait … plaka sayılı aracın şoförü olarak çalıştığının kendi beyanı ile belirgin olmasına rağmen, davalı . …A.Ş’ye yönelik davanın reddine karar verilmesinin hatalı olduğu; kaza tarihinde 23 yaşında olan…’nın 25 yaşına kadar destek alabileceğinin gözetilmemesi sonucunda talebinin reddedilmesinin de isabetsiz bulunduğu; hesaplamada esas alınan gelirin hatalı belirlendiği, asgari ücretteki artışların dikkate alınmadığı ve ayrıca mahkemece belirlenen manevi tazminat miktarlarının da yetersiz olduğu hususlarına yöneliktir.
Davalılar … ve …vekilinin istinaf nedenleri; kazanın oluşumundaki kusuru bulunan kurum ve kuruluşların kusur oranlarının değerlendirilmemesi, davacı …’ya ayrılan destek payının hatalı tespit edilmesi nedeniyle fazla maddi tazminata hükmedildiği, manevi tazminat miktarının da fahiş şekilde belirlendiği hususlarına ilişkindir.
Davalı sigorta şirketi vekilinin istinaf nedenleri ise; vekil edeni sigorta şirketinin sorumluluğunun sadece sigortalı araç sürücüsünün kusuru ile sınırlı bulunduğunun gözardı edilmesi sonucunda, dava dışı kurum ve kuruluşların kusuruna isabet edilen miktardan da sorumlu tutulmalarının doğru bir uygulama olmadığı, kusurun hatalı belirlendiği, kabule göre de; … ve …’nın açmış olduğu maddi tazminat davalarının reddedilmesi nedeniyle davalı taraf yararına ayrı ayrı 1.980 TL vekalet ücreti takdir edilmesi gerekirken toplam 1890 TL vekalet ücreti belirlenmesinin ve faize hükmedilmesinin doğru olmadığına yöneliktir.
Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat isteğine ilişkindir.
İstinaf edenlerin sıfatı, istinafların kapsam ve nedenleriyle sınırlı olmak kaydıyla yapılan inceleme ve değerlendirme sonucunda;
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde, kusura ve hesap raporuna ilişkin dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, dosya kapsamından alınan kusur raporundaki belirleme ve değerlendirmelerin dosyaya, oluşa uygun, denetlenebilir gerekçeler içermesi, bu belirleme ve değerlendirmelerin ceza yargılaması sırasında ATK’ca düzenlenen kusur raporu ile de örtüşmesi karşısında hükme esas alınmasında herhangi bir yanılgı tespit edilememesine, ayrıca hükme esas alınan hesap bilirkişisi raporunda mütevaffanın yıllık gelirinin %70’inin 2/3’ünü eşine ayıracağı belirtilerek yaklaşık %46,6 oranında paya göre hesaplama yapıldığına, Yargıtay 17.HD’nin yerleşmiş içtihadlarına göre eşe ayrılacak payın %50 olması gerektiği açıklandığına, yaklaşık %46,6 oranında paya göre yapılan hesaplama bu durumda davalı taraf lehine bir uygulama niteliği taşıdığına göre, davalılar … ve … vekilinin bu yönlere ilişen istinaf itirazlarının ve davalı sigorta şirketinin kusura yönelik istinaf itirazının reddi gerekmiştir.
2-Davacıların uğradığı zarar tek bir olaydan kaynaklanmakta olup, 2918 sayılı KTK’nın 88 ve TBK’nın 162 ve devamı madde hükümlerine göre; sigortacı dahil haksız eyleme karışan zarar sorumlularından her biri teselsül hükümleri uyarınca tam tazminatla yükümlüdürler. Kusursuz veya bir miktar kusurlu olan davacı taraf, kendi kusuru dışında kalan kusur sorumlularının tamamına veya birkaçına ya da sadece birine karşı dava açarak kendi kusuru dışında kalan zararın tamamının giderilmesini isteyebilir. Kusur durumu ve oranı, zarar sorumlulularının iç ilişkilerini ilgilendiren bir husus olup, rücuda dikkate alınabilecek bir durumdur. Davacı taraf, yasanın verdiği müteselsil talep hakkından açıkça vazgeçmedikçe, zarar sorumlusu olan davalıların zararın tamamından sorumlu olacakları açık olup, mahkemece bu görüş ve gerekçelerle verilen kararda da bir isabetsizlik bulunmadığından davalı sigorta şirketinin ve davalılar … ve .. Kara’nın bu yöne ilişen istinaf itirazları da yersizdir. Bundan ayrı davalı Sigorta Şirketi bakımından temerrüt halinin, dosyadaki kayıt ve belgelere göre 04/08/2011 tarihinde oluştuğu anlaşıldığına göre, mahkemece faize belirlenen bu tarih dikkate alınarak hükmedilmesinde de bir isabetsizlik tespit edilemediğinden davalı sigorta şirketinin faize ilişkin itirazı da yerinde bulunmamaktadır.
3-Dosya kapsamından, davacılardan …’nın kaza tarihinde 23 yaşında, üniversite mezunu bir çalışan olduğu anlaşılmaktadır. Bu yöndeki zabıta araştırmasına, davacı tarafça herhangi bir itiraz ileri sürülmediğine, …’nın üniversite mezunu olmadığı, aksine eğitimine devam etmekte bulunduğu usulüne uygun şekilde ileri sürülüp kanıtlanamadığına göre, her halde 25 yaşına kadar destek tazminatı talep etme hakkı ileri sürülemeyeceğinden mahkemece, ….’nın maddi tazminat talebinin reddine karar verilmiş olması doğru olduğu gibi; müteveffanın öldüğünde emekli olması ve emekli maaşı aldığı gözetilerek asgari ücret değişiklikleri de gözetilerek net asgari ücretin baz alınması sonucunda davacı eş .. .’nın destek zararının hesaplanmış olmasında da bir isabetsizlik bulunmadığından, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan istinaf itirazlarının reddi gerekmiştir.
4-Davalı gerçek kişilerin ve davacılar vekilinin takdir edilen manevi tazminata ilişkin istinaf itirazlarına gelince; olay tarihi itibariyle göz önünde tutulması gereken 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 47. maddesi hükmüne göre, hakimin olayın özelliklerini göz önünde tutarak manevi tazminat adı ile hak sahibi yararına takdir edeceği para tutarı adalete uygun olmalıdır.
Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer işlevi olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, malvarlığı hukukuna ilişkin zararın karşılanması da amaç edinilmemiştir. O halde, tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir.
Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerektiği kadar olmalıdır. 22/06/1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde, takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar açıkça gösterilmiştir. Bunlar, her olaya göre değişebileceğinden; hakim, bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.Çünkü kanunun takdir hakkı verdiği hususlarda hakimin hukuka ve hakkaniyete göre hüküm vereceği 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 4. maddesinde belirtilmiştir.
Dava konusu olayda, zararlandırıcı eylemin tarihi, paranın alım gücü, olayın meydana geliş şekli, kusur oranları, kazanın meydana gelmesinde davacıların desteğinin de tali de olsa kusurlu oluşu, yaşı, tarafların dosyaya yansıyan ekonomik ve sosyal durumu ile yukarıda açıklanan ilkeler göz önünde tutulduğunda; davacılar … ve … yararına takdir edilen manevi tazminat miktarı yukarıda açıklanan ilkelere ve takdir hakkının kullanılmasına ilişkin kurala uygun bulunmakta ise de, davacı eş …yararına takdir edilen manevi tazminat miktarı, bir miktar fazla olmuştur. Bu nedenle, davacılar vekilinin bu yönü amaçlayan istinaf itirazın reddine, davalı gerçek kişiler vekilinin istinaf itirazının da sadece davacı … yararına belirlenen manevi tazminat bakımından kabulüne karar verilmesi gerektiği anlaşılmıştır.
5-2918 sayılı KTK’nın 3.maddesinde işleten: “araç sahibi olan veya mülkiyeti muhafaza kaydıyla satışta alıcı sıfatıyla sicilde kayıtlı görünen veya aracın uzun süreli kiralama, ariyet veya rehin gibi hallerde kiracı, ariyet ve rehin alan kişidir. Ancak ilgili tarafından başka bir kişinin aracı kendi hesabına ve tehlikesi kendisine ait olmak üzere işlettiği ve araç üzerinde fiili tasarrufu bulunduğu ispat edilirse, bu kimse işleten sayılır” şeklinde tanımlanmıştır. Aynı kanunun 85.maddesinde de “bir motorlu aracın işletilmesi, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı ya da işletme adı altında… işletilmesi halinde motorlu aracın işleteni veya bağlı bulunduğu teşebbüsün sahibi doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar” denilmektedir.
Dosya kapsamından davalı …’nın maliki ve işleteni olduğu transmikserli kamyonun…A.Ş.’ye ait hazır betonu inşaat alanına dökmüş, geri dönerken kazaya neden olduğu anlaşılmaktadır. Araç sürücüsü …’in beton şirketinin doğrudan çalışanı olduğuna dair, dosyada bilgi ve belge bulunmamakta ise de; zabıta araştırmasına göre sürücü …’in …. A.Ş.çalışanı olduğu ve araç maliki ….’nın da. … A.Ş’de iki adet mikser kamyonu ile dökme beton nakliyatı yaptığı anlaşıldığına; asıl işi beton üretmek ve üretilen betonu alıcıların inşaat alanına göndermek olan beton şirketince üretilen hazır betonu döküm alanına transmikser kamyonla taşınması işini üstlenen ve araçları ile bu işi yapan davalı …’nın kamyonunda …’in araç şoförü olarak çalıştığının belirgin bulunmasına; üretilen hazır betonun alıcılara taşınması işinin, asıl işin ayrılmaz bir parçası olduğu ve beton taşıma işinin bir defaya mahsus olmadığı, sürekli olarak yapıldığının da anlaşılmakta bulunmasına göre; davalı beton şirketi ile davalı… arasındaki hukuki ilişkinin alt-üst işveren niteliğinde olduğu konusunda duraksamamak gerekir. Bu durumda, yukarıda açıklanan yasal düzenlemeler dikkate alındığında, davalı .. …A.Ş’nin kazanın oluşumunda bir kusuru olmasa bile araç üzerinde fiili tasarrufu bulunduğu ve işlettiği kabul edilerek diğer zarar sorumlularıyla birlikte sorumluluğu yoluna gidilmesi gerekirken, sürücünün kayden davalı beton şirketinin çalışanı olmadığından bahisle sorumluluğuna gidilemeyeceği görüş ve gerekçesiyle bu davalıya yönelik olarak açılan davanın reddine karar verilmesi isabetsiz olduğundan davacılar vekilinin bu yöne ilişen istinaf itirazının kabulü gerekmiştir.
6-Davalı sigorta şirketi vekilinin vekalet ücretine yönelik istinaf itirazına gelince; görülmekte olan davada davacılar arasında ihtiyari dava arkadaşlığı bulunmamaktadır. Bu durumda, maddi tazminata ilişkin olarak talepleri reddedilen her bir davacı yönünden, davalı taraf lehine ayrı ayrı red vekalet ücreti takdir edilmesi gerekir. Mahkemece maddi tazminat talepleri reddedilen davacılar … ve … aleyhine, ayrı ayrı vekalet ücreti takdir edilmiş ise de, belirlenen miktar karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT hükümleri uyarınca 1.980,00-TL olması gerekirken 1.890,00-TL olarak belirlenmesi ve kararın kaleme alınış şekli tereddüt oluşturacak biçimde bulunduğundan hatalı olup, bu yöne ilişen davalı sigorta şirketi vekilinin istinaf isteğinin de kabulü gerektiği anlaşılmıştır.
Ne var ki yukarıda 4. 5.ve 6.nolu bentlerde belirtilen şekilde oluşan yanılgıların giderilmesi, yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden HMK.m.353/1-b/2 hükmü uyarınca ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması, istinaf edilmeyen hususların ile reddedilen istinaf nedenleri de gözetilerek düzeltilmek suretiyle yeniden esas hakkında hüküm tesis edilmesi gerektiği sonucuna varılarak aşığıdaki gibi hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçe uyarınca;
1-Davacı vekili tarafından yapılan istinaf itirazlarının yukarıda (5) sayılı bentte gösterilen nedenle KABULÜNE; öteki itirazlarının ise, (3) ve (4) sayılı bentte açıklanan nedenlerle REDDİNE,
2- Davalılar …ve …vekili tarafından yapılan istinaf itirazlarının yukarıda (4) sayılı bentte gösterilen nedenle kısmen KABULÜNE ve kısmen REDDİNE; öteki itirazların ise, (1) ve (2) sayılı bentte açıklanan nedenlerle REDDİNE,
3-Davalı … Sigorta A,Ş vekilinin istinaf itirazlarının yukarıda (6) sayılı bentte gösterilen nedenle KABULÜNE; öteki itirazlarının ise, (1) ve (2)sayılı bentte açıklanan nedenlerle REDDİNE,
4-İstinaf yasa yoluna başvuran davalılar …ve .. ile davalı sigorta şirketi tarafından peşin olarak yatırıldığı anlaşılan nispi istinaf karar ve ilam harçları ile başvurma harçlarının talepleri halinde yatıran davalı tarafa İADESİNE,
5-İstinaf yasa yoluna başvuran davacılar tarafından peşin olarak yatırıldığı anlaşılan maktu istinaf karar ve ilam harcı ile başvurma harcının talepleri halinde davacılara İADESİNE,
6-İstinaf aşamasında, istinaf yasa yoluna başvuran taraflarca yapılan diğer yargılama giderlerin takdiren üzerinde bırakılmasına,
7-İncelemenin duruşmasız yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
8-İstinaf istemine konu olan ve başlıkta yazılı bulunan İstanbul 18.Asliye Ticaret Mahkemesinin 02/03/2017 gün ve 2014/117-2017/181 sayılı kararının KALDIRILMASINA;
8/1-Davacılar … ve … tarafından açılan maddi tazminat davasının REDDİNE,
8/2-Davacı ….’nın maddi tazminat talebinin kısmen kabulü ile 51.259,04 TL nin sigorta şirketi açısında 4/8/2011 diğer davalılar açısından kaza tarihi olan 21/06/2011 tarihi itibariyle işleyecek yasal faizi ile birlikte , .. .. , … Sigorta Şirketi ve .. Sanayi ve Ticaret A.Ş’den müştereken ve müteselsilen alınarak bu davacıya verilmesine,
Davacının fazlaya ilişkin maddi tazminat talebinin reddine,
8/3-Davacıların manevi tazminat taleplerinin kısmen kabulü ile, …için 40.000 TL, … için 15.000,00 , ve … için 15.000,00 TL olmak üzere toplam 70.000 TL manevi tazminatın olay tarihi olan 21/06/2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar …, … ve …ve Ticaret A.Ş’den müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine,
Davacıların fazlaya ilişkin manevi tazminat taleplerinin reddine,
8/4-Davacılardan … vekille temsil edildiğinden 5.988,49 TL vekalet ücretinin tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak bu davacıya verilmesine,
8/5-Davalılar yargılamada vekille temsil edildiklerinden …’nın maddi tazminat talebinin kısmen reddi nedeniyle 1.005,79 TL vekalet ücretinin …’dan alınarak, davalılara verilmesine,
8/6-Davacılardan ….’nın maddi tazminat talebi reddedildiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca belirlenen 2.180,00 TL vekalet ücretinin …’dan alınarak davalılara verilmesine,
8/7-Davacılardan …’nın maddi tazminat talebi reddedildiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca belirlenen 2.180,00 TL vekalet ücretinin …’dan alınarak davalılara verilmesine,
8/8-… tarafından açılan manevi tazminat davasının kısmen kabulü nedeniyle 5.850,00 TL vekalet ücretinin davalılar … ve …Ticaret A.Ş’den müştereken ve müteselsilen alınarak bu davacıya verilmesine,
8/9-… tarafından açılan manevi tazminat davasının kısmen reddi nedeniyle , 5.850,00 TL vekalet ücretinin bu davacıdan alınarak davalı sigorta şirketi dışında kalan davalılara verilmesine,
8/10-… ‘nın manevi tazminat taleplerinin kısmen kabulü ile 2.180,00 TL vekalet ücretinin davalı sigorta şirketi dışında kalan davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak bu davacıya verilmesine,
8/11- …’nın manevi tazminat taleplerinin kısmen kabulü ile 2.180,00 TL vekalet ücretinin davalı sigorta şirketi dışında kalan davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak bu davacıya verilmesine,
8/12-…’nın manevi tazminat taleplerinin kısmen reddi nedeniyle, 2.180,00 TL vekalet ücretinin bu davacıdan alınarak davalı sigorta şirketi dışında kalan davalılara verilmesine,
8/13-…’nın manevi tazminat taleplerinin kısmen reddi nedeniyle, 2.180,00- TL vekalet ücretinin bu davacıdan alınarak davalı sigorta şirketi dışında kalan davalılara verilmesine,
8/14-Davacılar tarafından yapılan 31,80 TL yargılama giderinin kabul ve ret oranı dikkate alınarak takdirin 10 TL sinin davalılardanmüştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine , ( Sigorta şirketinin 5,00 TL limit ile sorumlu olmak kaydıyla) geri kalanın davacılar üzerinde bırakılmasına,
8/15-Davacılar yararına adli yardım kararı olması nedeniyle kamudan yapılan 2.163,00 TL nin kabul ve ret oranları dikkate alınarak takdiren 1.000,00 TL’sinindavalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak hazineye irat kaydına ( Sigorta şirketi yönünden 500,00 TL lik limitle sorumlu olmak üzere ) 1.163,00 TL sinin ise davacılardan eşit oranda alınarak hazineye irat kaydına,
8/16-… Beton tarafından yapılan 66,00-TL yargılama giderinin takdiren üzerinde bırakılmasına,
8/17- Karar tarihi itibariyle alınması gereken 8.283,20 TL karar ve ilam harcının davalılardan müşreketen ve müteselsilen alınarak hazineye irat kaydına, ( Sigorta şirketi yönünden 3.501,50 TL harç limiti ile sorumlu olmak şartıyla, )
8/18-Yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgilisine iadesine,
HMK. m.353/1-b/2 hükmü uyarınca, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve HMK.m.361 gereğince, tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay nezdinde temyiz yasa yolu açık olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi.06/12/2018.