Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2017/1323 E. 2018/1520 K. 13.12.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO: 2017/1323
KARAR NO : 2018/1520
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BURSA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 16/05/2017
NUMARASI : 2015/86 E.-2017/658 K.
DAVANIN KONUSU : Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 13/12/2018
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; davalı … şirketi nezdinde trafik sigortası olan, davalı …’ın sürücüsü, diğer davalı şirketinde maliki bulunduğu … plaka sayılı aracın vekil edenlerinin oğlu ve kardeşi olan destek …’ın sevk ve idaresindeki … plaka sayılı motosiklete kusurlu şekilde çarpması neticesinde 09/12/2014 tarihinde meydana gelen trafik kazasında hayatını kaybettiğini belirterek fazlaya ilişen haklar saklı kalmak kaydıyla davacı anne .. . ve davacı baba …için ayrı ayrı 100,00-TL destekten yoksun kalma tazminatının tüm davalılardan; davacı anne ve babanın her biri için 40.000,00-TL ve diğer davacı kardeşlerin her biri için de ayrı ayrı 15.000,00-TL olmak üzere toplam 140.000,00-TL manevi tazminatın da davalı … şirketi dışındaki tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini istemiş, 30/01/2017 günlü ıslah dilekçesi ile de davacı … için talep edilen maddi tazminat isteğini 39.542,39-TL’ye, davacı … için olan maddi tazminat isteğini de 45.424,15-TL’ye çıkarttıklarını açıklamıştır.
Davalılar cevaplarında özetle; davanın reddine karar verilmesini savunmuşlardır.
Mahkemece, iddia, savunma, toplanan deliller, bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamı gözetilerek; 09/12/2014 tarihinde müteveffa …’ın kullandığı motosiklet ile davalıların sürücüsü, maliki ve trafik sigortacısı bulunduğu aracın çarpışması sonucunda meydana gelen çift taraflı trafik kazasının oluşumunda davalı araç sürücüsünün %75 oranında, …’ın ise %25 oranında kusurlu bulunduğu, müteveffanın olay sırasında kask takmaması nedeniyle uğranılan zararın artmasında katkı sağladığı, bu durumda hesap bilirkişisi tarafından belirlenen maddi tazminatlardan %20 oranında takdiri indirim yapılması gerektiği düşüncesinden hareketle; maddi tazminata ilişkin taleplerinin kısmen kabulü ile davacı anne … için 36.339,32-TL, davacı baba … için 31.633,91-TL olmak üzere toplam 67.973,23-TL destek tazminatının 09/12/2014 tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, fazlaya ilişen isteğin reddine; davacıların manevi tazminat taleplerinin de kısmen kabulü ile anne ve babanın her biri için ayrı ayrı 20.000,00-TL, davacı kardeşlerin her biri için de ayrı ayrı 5.000,00-TL olmak kaydıyla, toplam 60.000,00-TL manevi tazminatın sigorta şirketi dışındaki davalılardan kaza tarihinden işletilecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiştir.
Karara karşı, davacılar vekili ile davalılardan …vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuştur.
Davacıların istinaf nedenleri; maddi tazminat bakımından desteğin kusurunun vekil edenlerine yansıtılmasının hatalı olduğu, kusur indirimi yapıldığı halde ayrıca kask takmama nedeniyle tekrar müterafik kusur indirimi yapılmasında da isabet ve haklılık bulunmadığı, maddi tazminatın hesaplanmasında asgari ücretin baz alınmasının da yanlış olduğu, ortalama ömürlerin belirlenmesinde de isabet bulunmadığı ve manevi tazminat miktarlarının da yetersiz olduğu hususlarına yöneliktir.
1-İstinaf yoluna başvuru süresi iki haftadır. Bu süre, ilamın usulen taraflardan her birine tebliğiyle işlemeye başlar. (HMK. m. 345). Diğer yandan, süre; hafta, ay veya yıl olarak belirlenmiş ise başladığı güne son hafta, ay veya yıl içindeki karşılık gelen günün tatil saatinde biter. (HMK. m. 92/2). Resmi tatil günleri süreye dahildir. Sürenin son gününün resmi tatil gününe rastlaması halinde süre tatili takip eden ilk iş günü çalışma saati sonunda biter.( HMK.m.93)
Mahkemece, gerekçeli karar istinaf yasa yoluna başvuran …vekiline 08/06/2017 tarihinde tebliğ edilmiş, davalı vekili tarafından 23/06/2017 tarihinde istinaf yasa yoluna başvurulmuştur.
Yukarıda açılanan ilkeler ve saptalan olgular doğrultusunda, bu durumda davalı …bakımında istinaf başvuru süresi 22/06/2017 tarihinde dolmuş olduğundan, 23/06/2017 tarihinde yapılan başvurunun sürenin dolmasından sonra olduğu anlaşılmaktadır.
HMK. m. 346/1 hükmü uyarınca, süreden ret kararının mahkemesince verilmesi gerekli ise de; temyiz merciine de aynı yetkinin tanındığı 01/06/1990 gün ve 1989/03-1990/04 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı da gözetilmek suretiyle, davalı ….Tic.Ltd.Şti.nin istinaf başvurusunun ve dilekçesinin HMK.345, 346/1 ve 352 maddesi hükümleri uyarınca süre yönünden reddine karar verilmesi gerekmiştir.
2-Davacılar vekilinin istinaf itirazlarına gelince; istinaf edenlerin sıfatı, istinafın kapsam ve nedenleriyle sınırlı olmak kaydıyla yapılan inceleme ve değerlendirme sonucunda; Dava, trafik kazası nedeniyle açılmış, maddi ve manevi tazminat isteğine ilişkin bulunmaktadır.
ATK İstanbul Trafik İhtisas Dairesinde düzenlendiği anlaşılan oluşa uygun, denetlenebilir gerekçeler içeren, uzman bilirkişi raporuna göre dava konusu çift taraflı kazanın meydana gelmesinde müteveffa …’ın %25 oranında kusurlu olduğu belirlenmiştir. Kural olarak destek tazminatı, destek olan adına ileri sürülen bir talep olmayıp bağımsız bir talep ise de; bizzat ölenin tazminat talep etmiş olması halinde ortaya çıkacak hukuki sonuçtan farklı bir hukuki durum yaratılamayacağından desteğin kusurunun somut olayda gözönünde bulundurulması gerekir. Murisin kusurunun davacılara yansıtılamayacağına ilişkin Yargıtay uygulaması, desteğin sürücüsü veya işleteni olduğu aracın sigortacısı olan şirkete yöneltilen destekten yoksun kalma tazminatı isteklerine ilişkindir. Desteğin kazaya karışan motosiklet sürücüsü konumunda olduğu eldeki davada, kazaya karışan karşı aracın sürücüsü, işleteni ve sigortacısı olan davalıların sadece kendi sorumlulukları altındaki aracın kusuruna denk gelen zarardan sorumlu olup desteğin kusurundan sorumlu değildirler.
Bu durumda belirlenen tazminat miktarından destek yayanın kusuruna denk gelen oranda indirim yapılarak maddi tazminatın kapsamının belirlenmesinde herhangi bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
Davalı taraf yargılama sırasında müterafik kusur iddiasında bulunulmuştur. Zararın meydana gelmesinde veya artmasında mağdurun da kusurunun bulunması halinde diğer bir ifadeyle zarara uğrayan, zarar doğuran eyleme razı olmuş veya kendisinin sebep olduğu hal ve şartlar zarar meydana gelmesine etki yapmış veya zarar sorumlusunun durumunun ağırlaştırmış ise kaza tarihinde yürürlükte bulunan 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 52. maddesi uyarınca hakim tazminat miktarını hafifletebilir.
Somut olayda, dosya kapsamından destek sürücünün sevk ve idaresindeki motosikleti kask takmadan kullandığı ve ölüm nedeninin de kafa travmasına bağlı beyin kanaması olduğu anlaşılmaktadır. Yargılama sırasında davacılar tarafından ölen desteğin kaza anında kask taktığı ve koruyucu ekipman kullandığı ileri sürülmediğine ve dosya kapsamındaki açıklanan şekildeki belirlemelere de herhangi bir şekilde itirazda bulunulmadığına göre; müteveffa desteğin kaza anında 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu ve Trafik Mevzuatı uyarınca takmak zorunda olduğu kaskı takmadığı, dolayısıyla müterafik kusurlu olduğu kabul edilerek Türk Borçlar Kanunu 52. maddesi uyarınca belirlenen gerçek maddi tazminattan Yargıtay özel dairesinin ilkeleri de gözönüne alınarak %20 oranında indirim yapılarak karar verilmesinde de bir yanılgı bulunmamaktadır.
Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde, yukarıda açıklanan hususlarda gözetildiğinde herhangi bir usulsüzlük bulunmadığına, uzman bilirkişilerce düzenlendiği anlaşılan 19/01/2017 günlü hesap raporundaki belirleme, değerlendirme ve hesap yönteminin oluşa ve Yargıtay uygulamalarına uygun, denetlenebilir gerekçeler içermesi ve desteğin asgari ücret düzeyi üzerinde bir gelire sahip olduğu veya olabileceği, usulüne uygun şekilde ileri sürülüp kanıtlanmadığı gözetilerek, asgari ücretin baz alınmasıyla yapılan hesaplamada da bir hata olmadığına; olay tarihi, kazanın meydana geliş şekli, tarafların belirlenen kusur oranları, dosyaya yansıyan sosyo ekonomik durumları, paranın alım gücü dikkate alındığında, mahkemece hüküm altına alınan manevi tazminat miktarlarının 22/06/1966 gün ve 7/7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında gösterilen ilkelere uygun ve 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun m.4’de düzenlenen takdir hakkının uygulanmasına ilişkin kurala uygun bulunmasına göre, davacılar vekilinin tüm istinaf itirazlarının HMK.m.353/1-b/1 hükmü gereğince reddine karar verilmesi gerektiği sonucuna varılarak aşağıdaki biçimde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçe uyarınca;
1-Başlıkta yazılı bulunan ilk derece mahkemesi kararına karşı davalı … Vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun; talebin süresinde yapılmaması nedeniyle HMK’nun 345,346/1 ve 352.madde hükümleri uyarınca REDDİNE,
2- Başlıkta yazılı bulunan ilk derece mahkemesi kararına yönelik olarak davacılar vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun HMK.m.353/1-b/1 hükmü uyarınca ESASTAN REDDİNE,
3-Davalının istinaf başvurusunun esası incelenmediğinden peşin olarak yatırıldığı anlaşılan 2.185,46 -TL nispi istinaf karar ve ilam harcı ile 85,70-TL başvurma harcının talebi halinde istinaf yasa yoluna başvuran davalı …’ne İADESİNE,
4-İstinaf yasa yoluna başvuran davacılar, görülmekte olan dava bakımından ihtiyari dava arkadaşı konumunda bulunduklarından; karar tarihi itibariyle her birinden ayrı ayrı alınması gereken 35,90-TL istinaf karar ve ilam harcından, davacılar tarafından istinaf yasa yoluna başvurulurken peşin olarak yatırıldığı anlaşılan 31,40-TL istinaf karar ve ilam harcının müsavi şekilde düşümü ile kalan 30,67 ‘şer TL istinaf karar ve ilam harcının her bir davacıdan ayrı ayrı alınarak Hazine’ye gelir kaydedilmesine,
5-Dosya üzerinden inceleme yapılması nedeniyle, avukatlık ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
6-İstinaf yasa yoluna başvuran davalı ve davacılar tarafından istinaf aşamasında yapılan giderlerin üzerlerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve 7035 sayılı Kanunun 31 maddesi ile değişik HMK. m. 361/1 maddesi gereğince, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay nezdinde temyiz yasa yolu açık olmak üzere, (2) numaralı bentte oy birliği, (1) numaralı bentte oy çokluğuyla karar verildi.13/12/2018.

Muhalefet Şerhi

Davalı …ne gerekçeli kararın, gösterilen adreste daimi çalışan …’a tebliğ edildiği, ancak 7221 sayılı Tebligat Kanununun 12.maddesi uyarınca; hükmi şahıslara tebliği selahiyetli mümessillerine, bunlar birden ziyade ise, yalnız birine yapılır. Bir ticarethanenin muamelelerinden doğan ihtilaflarda, ticari mümessiline yapılan tebliğ muteberdir.” 13.maddesi uyarınca da, “hükmi şahıslar namına kendilerine tebliğ yapılacak kimseler, herhangi bir sebeple mutad iş saatlerinde işyerinde bulunmadıkları veya o sırada evrakı bizzat alamayacak bir halde oldukları takdirde, tebliği, orada hazır olan memur veya müstahdemlerinden birine yapılır. ” hükümleri göz önünde tutulduğunda; tüzel kişinin yetkili temsilcilerinin mutad çalışma saatleri içinde işyerinde bulunmadığı veya tebliğ evrakını bizzat alamayacak durumda olduğunun, tebligat tutanağında tespit edilmeden çalışan olduğu belirtilen …’a yapılan tebligatın usule aykırı bulunduğu, bu haliyle bu davalının da istinaf talebinin incelenerek değerlendirilmesi gerektiği yönüyle verilen kararı muhalifim.13/12/2018.