Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2017/1313 E. 2018/1466 K. 06.12.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO: 2017/1313
KARAR NO : 2018/1466
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 20/06/2017
NUMARASI : 2017/2669 D.İş- 2017/2669 K.
DAVANIN KONUSU: Hakem Kararının Tebliğe Çıkarılması / Saklanması
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 06/12/2018
Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyeti kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan ön inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Başvuran vekili Sigorta Tahkim Komisyonuna verdiği dilekçede özetle; davalı … şirketi nezdinde trafik sigortalı bulunan … plaka sayılı araçla dava dışı … plaka sayılı aracın 22/07/2016 tarihinde karıştığı çift taraflı trafik kazasında tam kusurlu olan ve vekil edeninin eşi bulunan … plaka sayılı aracın sürücüsü destek …i’nin hayatının kaybettiğini, sigorta şirketine yapılan başvurunun ise desteğin tam kusurlu olduğundan bahisle reddedildiğini, oysa yerleşmiş Yargıtay uygulamalarından da anlaşılacağı üzere, desteğin kusurunun vekil edenine yansıtılamayacağı belirterek, fazlaya ilişen haklar saklı kalmak kaydıyla 41.000,00-TL destekten yoksun kalma tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiş, ıslahla istek miktarını 183.685,01-TL’ye çıkarttıklarını açıklamıştır.
Davalı … şirketi vekili cevabında; davacıların desteği olan sürücünün tam kusuru neticesinde 22/07/2016 tarihinde meydana gelen çift taraflı trafik kazasında hayatını kaybettiği, bu durumda; 01/06/2015 tarihinde yürürlüğe giren ZMM sigortası genel şartları uyarınca, davacının taleplerinin teminat dışı olduğunu ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Sigorta Tahkim Komisyonu Uyuşmazlık Hakem Heyetince; davacının destekten yoksun kalan üçüncü kişi konumunda bulunduğu, bu nedenle desteğin kusurunun kendisine yansıtılamayacağı görüşünden hareketle, benimsenen hesap bilirkişi raporu doğrultusunda başvuru sahibinin talebinin kabûlüne karar verilmiş, sigorta şirketinin Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyetine itirazı üzerine; İtiraz Hakem Heyetince, 01/06/2015 tarihinde yürürlüğe giren Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının A.6-d uyarınca destek şahsın kusuruna denk gelen tazminat taleplerinin poliçe kapsamı dışına çıkarıldığı, davanın konusunu oluşturan aracın trafik sigorta poliçesinin genel şartların yürürlüğe girmesinden sonra 10/02/2016 tarihinde düzenlendiği, kazanın da 26/04/2016 tarihinde resmi gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren 6704 sayılı yasa ile 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 90 ve devamı maddelerinde yapılan değişiklikten sonra 22/07/2016 tarihinde meydana geldiği, bu durumda sigorta policesinin Yasanın yürürlüğe girmesinden önce düzenlenmesinin bir öneminin bulunmadığı, davacıların tazminat talep hakları olmadığı görüşünden hareketle uyuşmazlık hakem heyeti kararının kaldırılmasına ve başvuru sahiplerinin tazminat taleplerinin reddine karar verilmesi üzerine karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuştur.
İstinaf nedenleri; poliçenin düzenlenme tarihinin, Karayolları Trafik Kanununu 90 ve devamı maddelerinde 6704 sayılı yasa ile 26/04/2016 tarihinde yapılan değişiklikten önce olması nedeniyle 01/06/2015 tarihinde Genel Şartlarda yapılan değişikliğin bağlayıcı olmadığının kabul edilmesi gerektiği, bu nedenle Yargıtay’ın yerleşmiş uygulamalarına aykırı bir şekilde davanın reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu hususuna yöneliktir.
Dava trafik kazası sonucunda meydana gelen ölüme dayalı olarak açılmış destekten yoksun kalma tazminatı isteğine ilişkindir.
HMUK’nun geçici üçüncü maddesinde ” Bölge Adliye Mahkemelerinin göreve başlama tarihine kadar Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun temyize ilişkin yürürlükteki hükümlerinin uygulanmasına devam olunur ” hükmü yer almakta olup, bu madde uyarınca Bölge Adliye Mahkemelerinin göreve başlama tarihine kadar temyiz süresi 15 gün iken Bölge Adliye Mahkemelerinin göreve başladığı 20/07/2016 tarihinden itibaren HMK’nun 345. Madde hükümleri uygulanması gerekmektedir.
Yukarıda açıklanan yasal düzenlemeden de anlaşılacağı üzere, istinaf yoluna başvuru süresi iki haftadır. Bu süre, ilamın usulen taraflardan her birine tebliğiyle işlemeye başlar. (HMK. m. 345). Diğer yandan, süre; hafta, ay veya yıl olarak belirlenmiş ise başladığı güne son hafta, ay veya yıl içindeki karşılık gelen günün tatil saatinde biter. (HMK. m. 92/2). Resmi tatil günleri süreye dahildir. Sürenin son gününün resmi tatil gününe rastlaması halinde süre tatili takip eden ilk iş günü çalışma saati sonunda biter.( HMK.m.93)
İstinaf isteğine konu itiraz hakem heyeti kararı başvuran tarafa 29/05/2017 tarihinde tebliğ edilmiş, 15/06/2017 tarihinde istinaf yasa yoluna başvurulmuştur.
Bu durumda istinaf yasa yoluna başvurma süresi 12/06/2017 tarihinde dolacağından 15/06/2017 tarihinde yapılan başvurunun sürenin dolmasından sonra olduğu anlaşılmaktadır.
HMK. m. 346/1 hükmü uyarınca, süreden ret kararının mahkemesince verilmesi gerekli ise de; temyiz merciine de aynı yetkinin tanındığı 01/06/1990 gün ve 1989/03-1990/04 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı da gözetilmek suretiyle, talebin süreden reddine karar verilmesi gerektiği sonucuna varılarak aşağıdaki biçimde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçe uyarınca;
1-Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyeti’nin 15/05/2017 gün ve 2017/İ.615-2017/İHK.1688 sayılı kararına karşı davacı … vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun ve dilekçesinin talebin süresinde yapılmaması nedeniyle HMK. 345,346/1 ve 352 madde hükümleri uyarınca REDDİNE,
2-Peşin olarak yatırılan 31,40-TL istinaf karar ve ilam harcı ile 85,70-TL başvurma harcının istek halinde davacıya İADESİNE,
3-İncelemenin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
4-Davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
HMK.m.352 hükmü uyarınca, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve HMK. m. 361 gereğince tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay nezdinde temyiz yasa yolu açık olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi.06/12/2018.