Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2017/1295 E. 2018/1386 K. 22.11.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO: 2017/1295
KARAR NO : 2018/1386
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 08/03/2017
NUMARASI : 2013/314 E.-2017/159 K.
DAVANIN KONUSU: Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 22/11/2018
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı …nezdinde trafik sigortalı bulunan … plaka sayılı araç ile davalı …nezdinde trafik sigortalı bulunan … plaka sayılı aracın çarpışması sonucunda 08/10/2012 tarihinde meydana gelen trafik kazasında … plakalı araç içerisinde yolcu olarak bulunan vekil edeninin bacak ve kalça kemiklerinde kırıklar oluşacak şekilde yaralandığını, kazadan önce aylık 2.000,00-TL civarında gelir sahip olan vekil edeninin kaza nedeniyle uğradığı geçici ve kalıcı iş göremezlik zararının, tedavi gideri zararının ve ekonomik geleceğinin sarsılmasından kaynaklanan zararların, HMK’nın 107.maddesi uyarınca tespiti ile davalılardan temerrüt tarihinden işletilecek avans faizi ile birlikte müteselsilen tahsiline karar verilmesini istemiş, harca esas değer olarak da 1.000,00-TL gösterilmiş, 13/04/2016 günlü bedel arttırım dilekçesi ile de, istek miktarını fazlaya ilişen haklar saklı kalmak kaydıyla 66.827,76-TL’ye çıkarttıklarını açıklamıştır.
Davalı …vekili cevabında özetle; vekil edeni şirketin kazaya karıştığı ileri sürülen… plaka sayılı aracın trafik sigortacısı olduğunu, sorumluluklarının poliçe limiti ve sigortalı araç sürücüsünün kusuru ile sınırlı bulunduğunu, bu nedenle kusurun belirlenmesi gerektiğini ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı …vekili cevabında özetle; vekil edeni şirketin kazaya karışan … plaka sayılı aracın zorunlu trafik sigortacısı olduğunu, davacının kusuru, maluliyetin varlığını ve gelirini kanıtlaması gerektiğini, tedavi giderlerinden SGK’nın sorumlu olduğunu, davalı sigortalı araçta hatır için taşındığından belirlenecek tazminattan hatır taşıması indirimi yapılmasını istediklerini belirterek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma, toplanan deliller, bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamı gözetilerek; davacının yaralanmasıyla sonuçlanan 08/10/2012 günlü arkadan çarpmadan şeklinde gerçekleşen trafik kazasının oluşumunda … plaka sayılı araç sürücüsünün tam kusurlu bulunduğu, … plaka sayılı araç sürücüsünün ise kusursuz olduğu, tam kusurlu araç içerisinde yolcu konumunda bulunan davacının ATK raporundan da anlaşılacağı üzere, %4,2 oranında beden gücü kaybına uğradığı ve iyileşme süresinin dokuz aya kadar uzayacağının belirlendiği, davacı taraf aylık gelirinin 2.000,00-TL olduğunu ileri sürmesine rağmen bu hususu kanıtlayamadığı, dosyada mevcut belgelere göre gelirin asgari ücret düzeyinde olduğu ve davacının sigortalı araçta hatır için taşındığı ve bu nedenle belirlenen tazminattan hatır taşıması indirimi yapılması görüşünden hareketle, hükme esas alınan 28/03/2016 günlü aktüer bilirkişi raporu doğrultusunda davalı …ye yönelik olarak açılan davanın reddine, davalı …ye yönelik olarak açılan davanın ise kısmen kabulü ile 20.477,22-TL tazminatın dava tarihinden işletilecek yasal faizi ile birlikte davalı …’dan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişen isteğin reddine karar verilmiştir.
Karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuştur.
İstinaf nedenleri; vekil edenin mağduriyeti ve uğradığı zararın hatalı belirlendiği, kaza nedeniyle diz kapağı ve kalça kemiği kırılarak platin takılan vekil edeninin tedavi süresinde çalışamayan ve iyileşmeden sonra da uzun süre iş bulamayan davacının maddi zararlarının gerçek anlamda giderilemediği, ATK raporuna göre, iyileşmenin dokuz ayda gerçekleşebileceği halde de sadece beş buçuk ay için geçici iş göremezlik zararı hesaplanmasının doğru olmadığı, marangoz-pvc ustası olarak çalışan vekil edeninin aylık gelirinin 2.000,00-TL olduğu tanık beyanı ile kanıtlandığı halde hesaplamanın asgari ücret baz alınarak yapılmış olmasının hatalı bulunduğu hususlarına yöneliktir.
Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminat isteğine ilişkindir.
İstinaf edenin sıfatı, istinafın kapsam ve nedenleriyle yapılan inceleme ve değerlendirmeye göre; taraflar arasında 08/10/2012 tarihinde meydana gelen trafik kazasında… plaka sayılı araç sürücüsünün tam kusurlu olduğu, davalı …nezdinde trafik sigortalı bulunan … plaka sayılı araç sürücüsünün ise herhangi bir kusurunun bulunmadığı, davacının … plakalı kusurlu araç içerisinde yolcu olarak bulunduğu ve hatır için taşındığı, kaza sonucunda davacının 4,2 oranında beden gücü kaybına uğradığı, iyileşme süresinin dokuz ayı bulabileceği ve SGK’ca davacıya 3.376,85-TL geçici iş göremezlik ödemesi yapıldığı konusunda herhangi bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Uyuşmazlık, davacının gelirinin ne olduğu ve hesaplamaya konu geçici iş göremezlik dönem süresinin nasıl belirlenmesi gerektiğine ilişkindir.
Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde, usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, uzman bilirkişi … tarafından düzenlendiği anlaşılan 24/07/2015 günlü kök rapor ile davacı itirazı üzerine alınan 28/03/2016 günlü ek rapordaki değerlendirme, belirleme ve hesap yönteminin oluşa uygun, denetlenebilir gerekçeler içermesi nedeniyle hükme esas alınmalarında bir yanılgı bulunmamasına, hükme esas kılınan raporlardaki belirleme ve değerlendirmelere vaki davacı yan itirazların sadece hesaplamalarda esas alınan gelire ve geçici iş göremezlik tazminatına esas sürenin belirlenmesine yönelik olmasına, davacı taraf gelirinin 2.000,00-TL olduğunu ileri sürmüş ise de, Kahta Emniyet Müdürlüğünce yapılan resmi soruşturma sırasında davacının çalışanı olduğu işyerinde bulunan …’ın kazadan önce davacının iş yerinde işçi statüsünde asgari ücretle çalıştığını ifade ettiğine dair belirleme ve iş yerinden temin edilen davacıya ait bordro değerlendirildiğinde davacının asgari ücret üzerinde bir gelire sahip olduğunu somut ve aynı güçte bir delille kanıtlayabileceğinden söz edilemeyeceğine, resmi belge niteliğindeki bordronun aksinin talimatla dinlenen ve davacının kardeşi olduğu anlaşılan tanık …’ın somut beyanı ile kanıtlanmasının da olanaklı bulunmamasına, her ne kadar taraflar arasında uyuşmazlık konusu olmayan ATK raporunda iyileşme süresinin dokuz aya kadar uzayabileceği bildirilmiş ise de, bu ifadenin geçici iş göremezlik süresinin tam olarak dokuz ay olduğunu ifade etmediğinin açık olmasına ve yine davacı tarafça itiraza uğramayan Kahta 1.Asliye Hukuk Mahkemesinin (iş mahkemesi sıfatıyla) 2013/830 esas sayılı dava dosyası içinde bulunan kayıt ve belgelere göre, SGK tarafından davacıya 12/10/2012-23/03/2013 tarihler arasındaki döneme ilişkin olarak 3.376,85-TL geçici iş göremezlik ödemesi yapıldığının anlaşılmış olmasına; SGK’ca yapılan geçici iş göremezlik ödemelerinin, geçici iş göremezliğin başladığı tarih ile işçinin yeniden işe başladığı ya da sürekli iş göremezlik halinin oluştuğu tarih arasını kapsayacağının belirgin bulunmasına; hükme esas alınan hesap bilirkişisi raporunda da sürekli iş göremezlik dönem zararı hesaplanmasının geçici iş göremezlik döneminin bittiği 23/03/2013 tarihinden başlatılmış olmasına, davacı tarafın geçici iş göremezlik döneminin daha uzun olduğuna dayanarak SGK’ya başvuruda bulunduğuna ya da dava açtığına ilişkin olarak dosyada herhangi bir bilgi ve belge olmadığı bu konuda bir iddiasının varlığı da söz konusu bulunmadığına göre, mahkemece yazılı biçimde davanın kısmen kabulüne karar verilmesinde herhangi bir isabetsizlik tespit edilemediğinden, davacı vekilinin istinaf isteğinin reddi gerektiği sonucuna varılarak, aşağıdaki biçimde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçe uyarınca;
1-Usul ve esas yönünden hukuka uygun olan ve başlıkta yazılı bulunan mahkeme kararına yönelik olarak davacı vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun HMK.m.353/1-b/1 hükmü uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf yasa yoluna başvuran davacıdan alınması gereken 35,90-TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, peşin olarak yatırıldığı anlaşılan 31,40-TL’nin düşümü ile kalan 4,50-TL harcın davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydedilmesine,
3-Dosya üzerinden inceleme yapılması nedeniyle, avukatlık ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
4-İstinaf yasa yoluna başvuran davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına,
HMK. m. 353/1-b/1 hükmü uyarınca, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve 7035 sayılı Kanunun 31 maddesi ile değişik HMK. m. 361/1 maddesi gereğince, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay nezdinde temyiz yasa yolu açık olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi.22/11/2018.