Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2017/1261 E. 2018/1378 K. 22.11.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO: 2017/1261
KARAR NO : 2018/1378
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 06/04/2017
NUMARASI : 2014/1455 E.-2017/243 K.
DAVANIN KONUSU : Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 22/11/2018
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı sigorta şirketi nezdinde trafik sigortalı bulunan … plaka sayılı aracın kusurlu bir şekilde yaya konumunda olan davacıya çarpması sonucunda 24/07/2011 tarihinde meydana gelen trafik kazasında küçüğün ağır şekilde yaralanarak Ordu Devlet Hastanesinden alınan Engelli Raporundan da anlaşılacağı üzere en az %25 oranında sakat kaldığını, sigorta şirketine 13/10/2014 tarihinde yapılan başvurudan ise sonuç alınamadığını ileri sürerek, fazlaya ilişen haklar saklı kalmak kaydıyla, (belirsiz alacak) geçici ve kalıcı iş gücü kaybına karşılık olmak üzere 15.000,00-TL maddi tazminatın, temerrüt tarihinden işletilecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiş, 06/01/2016 günlü bedel arttırım dilekçesi ile de talep miktarını, 135.966,74-TL’ye çıkarttıklarını açıklamıştır.
Davalı sigorta şirketi vekili cevabında özetle; zamanaşımı definde bulunarak, vekil edeni şirketin tedavi giderlerinden sorumlu olmadığını, beden gücü kaybı zararının belirlenmesi için de maluliyet oranının ve kusur oranının ATK’ca belirlenmesi istediklerini açıklayarak davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Mahkemece, kazanın 24/07/2011 tarihinde meydana geldiği, dava tarihi ve ıslah tarihi gözetildiğinde ceza zamanaşımı süresinin dolmamış bulunduğu, bu nedenle zamanaşımı definin yerinde olmadığı, dosya kapsamında alınan kusur ve maluliyet raporunun hüküm kurmaya elverişli bulunduğu, davacı yayanın kazanın meydana gelmesinde %60 kusurlu olduğu ve maluliyet oranının %44 bulunduğu benimsenmek suretiyle, hükme esas alınan hesap bilirkişisi raporu doğrultusunda, davanın ıslah edilmiş haliyle kabulüne karar verilmiştir.
Karara karşı, davalı sigorta şirketi vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuştur.
İstinaf nedenleri; davacıda meydana gelen yaralanmaya bağlı maluliyetin tespitinde hükme esas alınan 19 Mayıs Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Sağlık Uygulama ve Araştırma Merkezinden temin edilen 04/01/2016 günlü raporun yetersiz olduğu, bu konudaki talep ve itirazlarının değerlendirme dışı bırakıldığı, Yargıtay uygulamalarına göre ATK 3.İhtisas Dairesinden rapor alınmadan sonuca ulaşılmasının doğru olmadığı hususuna yöneliktir.
Dava, trafik kazası sonucunda oluşan cismani zarara bağlı olarak açılmış iş göremezlik tazminatı isteğine ilişkindir.
İstinaf edenin sıfatı, istinafın kapsam ve nedenleriyle sınırlı olarak yapılan inceleme ve değerlendirme sonucunda;
Haksız fiil sonucu çalışma gücü kaybının olduğu iddiası ile bir talepte bulunulması halinde zararın kapsamının belirlenmesi açısından malûliyetin varlığı ve oranının belirlenmesi esaslı unsurdur. Bu belirlemenin ise; Adli Tıp Kurumu İhtisas Dairesi veya Üniversite Hastanelerinin Adli Tıp Anabilim Dalı bölümleri gibi kuruluşlardan, çalışma gücü kaybı olduğu iddia edilen kişide bulunan şikayetler dikkate alınarak oluşturulacak uzman doktor heyetinden, haksız fiilin gerçekleştiği tarih 11/10/2008 tarihinde önce ise Sosyal Sigortalar Sağlık İşlemleri Tüzüğü, 11/10/2008 tarihi ile 01/09/2013 tarihleri arasında ise Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği, 01/09/2013 tarihinden sonra ise Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği hükümleri dikkate alınarak düzenlenmiş raporla yapılmış olması gerekir.
Somut olayda, dosya kapsamından kazanın 24/07/2011 tarihinde meydana geldiği, davalının Ordu Devlet Hastanesine sevkinin sağlandığı, genel adli muayene raporunun aynı gün düzenlendiği, bu raporda şahsın genel durumunun iyi olduğu, hayati tehlikesinin bulunmadığı, vertekstede 3 cm kesi ile sol femurda fraktür (kırık)bulunduğu, (BTM ile giderilemez) kati raporun ortopedi uzmanından alınması gerektiği açıklanmıştır. Hükme esas alınan 19 Mayıs Üniversitesine ait 04/01/2016 günlü raporda da davacının 24/07/2011 tarihinden geçirmiş olduğu trafik kazasından sonra gördüğü tüm tedaviler ve konu hakkında verilen raporlar özetlendikten sonra, “…oğlu 21/04/2000 doğumlu…’ın 24/07/2011 tarihinde geçirmiş olduğu trafik kazası sonucu oluşan sol femur şaftında kırığa bağlı geçirmiş olduğu ameliyatlar sonrası sol alt ekstremitesinde meydana gelen kısalık ve “Travma Sonrası Stres Bozukluğu İşlevselliği Tedavi İle Kısmen Düzelen” tanısı nedeniyle; 11/10/2008 tarihli Resmi Gazetede yayınlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliğinden yararlanmak suretiyle %44 oranında meslekte kazanma gücünü kaybetmiş sayılacağı kanaatine varıldığı belirtilmiştir. Ancak bu belirleme yapılırken, davacının kazadan üç yılı aşkın bir süre geçtikten sonra yaptığı başvuru sonucunda, tespit edilen “travma sonrası stres bozukluğunun” trafik kazasından kaynaklanıp kaynaklanmadığı, kaza ile illiyetli bulunup bulunmadığı, söz konusu bu raporda değerlendirilmemiştir. Bundan ayrı, kazadan sonra ilgilinin altı ay içinde iki defa düşüp aynı yeri kırması nedeniyle gördüğü ameliyatların da oluşan zarar ve malüliyetin oranına etkili olup olmadığı konusunda da somut bir görüş bildirilmemiş ve değerlendirme yapılmamıştır. Bu durumda, hükme esas alınan raporun yeterli olduğundan söz edilmesi mümkün değildir.
Mahkemece, olayın niteliği gözetilerek; kazayla ilgili eksik kalan tedavi evrakları varsa getirtilerek yukarıdaki açıklamalar ışığında, kaza tarihinde yürürlükte bulunan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği esas alınarak ATK 3. İhtisas Dairesinden davacının kaza nedeniyle uğradığı çalışma gücü kaybı bulunup bulanmadığı ve varsa oranı, belirlenecek çalışma gücü kaybının hangi nedene dayandığı, davacıda var olduğu ileri sürülen travma sonrası stres bozukluğunun dava konusu trafik kazasıyla illiyet bağının olup olmadığı, davacının kazadan sonra iki kez düşerek aynı yerin yeniden kırılması halinin malüliyetin artmasına katkı sağlayıp sağlamayacağının da değerlendirilmesiyle birlikte davacı hakkında daha önce düzenlenen raporları da irdeleyen bir biçimde ayrıntılı, gerekçeli ve denetime elverişli rapor alınması gerekirken, bunun yapılmamış olması ve bu konudaki davalı tarafın haklı itirazları değerlendirmeden karar verilmiş bulunması hali, HMK.m.353/1-a/6 hükmü kapsamında davalı taraf delillerinin hiç toplanılmaması olup, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması gerektiği sonucuna varılmıştır.
Bundan ayrı, istinaf aşamasında davacı …reşit olduğundan dava ehliyeti kazanmıştır. Bu durumda, davacının kendisi ya da vekili aracılığıyla yargılamayı sürdürmesi gerekmektedir. Davacının, vekil tayin ettiğine ilişkin vekaletnamede dosyada yer almamaktadır. Mahkemece bu husus üzerinde de durulması ve dava şartına ilişkin bu eksikliğin de giderilmesinden sonra, az yukarıda açıklanan şekilde işlem ve yargılama yapılması gerekir.
HÜKÜM: Gerekçe uyarınca;
1-Davalı… Sigorta A.Ş vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun yukarıda açıklanan nedenlerle KABULÜ ile, istinaf istemine konu olan ve başlıkta yazılı bulunan ilk derece mahkemesi kararının HMK.m.353/1-a/6 hükmü uyarınca KALDIRILMASINA,
2-Dosyanın, yukarıda gösterilen biçimde inceleme ve değerlendirme yapılmak üzere mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-İstinaf yasa yoluna başvuran davalı … Sigorta A.Ş tarafından peşin olarak yatırılan 2.324,12-TLnispi istinaf karar ve ilam harcının talep halinde kendisine İADESİNE,
4-Dosya üzerinde inceleme yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
5-İstinaf yasa yoluna başvuran davalı tarafından istinaf aşamasında yapılan giderlerin ilk derece mahkemesince verilecek nihai kararda dikkate alınmasına,
HMK. m.353/1-a/6 hükümleri uyarınca, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve KESİN olmak üzere, oy çokluğuyla karar verildi.22/11/2018.

Muhalefet Şerhi
Mahkemece hükme esas alınan Samsun 19 Mayıs Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Ana Bilim Dalı Sağlık Uygulama ve Araştırma Merkezinin 04/01/2016 tarihli davacı küçük Salih’in %44 oranında maluliyetini belirleyen raporun olayın oluş şekli ve dosya kapsamı itibariyle karar vermeye elverişli bulunduğu, bu nedenle yeniden rapor alınmasına gerek bulunmadığı kanaatiyle verilen karara katılmıyorum. 22/11/2018.