Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi 2017/1213 E. 2018/1309 K. 15.11.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İSTANBUL BAM 8. HUKUK DAİRESİ
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
8. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F MAHKEMESİ K A R A R I
DOSYA NO: 2017/1213
KARAR NO : 2018/1309
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 11/04/2017
NUMARASI : 2014/2138 E,- 2017/420 K.
DAVANIN KONUSU : Ölüm ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat.
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 15/11/2018
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; davalı … şirketi nezdinde trafik sigortalı bulunan … plaka sayılı araç ile … plaka sayılı aracın çarpışması sonucunda 02/06/2011 tarihinde meydana gelen çift taraflı trafik kazasında … plakalı araç içerisinde yolcu olarak bulunan davacıların yaralanarak kalıcı maluliyete uğradıklarını, kazanın meydana gelmesinde sigortalı araç sürücüsünün kusurlu olduğunu ileri sürerek fazlaya ilişen haklar saklı kalmak kaydıyla her bir davacı için ayrı ayrı 500,00-TL olmak kaydıyla toplam 1.000,00-TL tazminatın(davanın kısmi bir eda davası olduğuve gerektiğinde ıslahla attırılacağı belirtilerek) davalı … şirketinden tahsiline karar verilmesini istemiş, 27/08/2014 günlü ıslah dilekçesi ile de davacılardan … yönünden arttırım taleplerinin olmadığını, buna karşılık … için olan istek miktarını 28.535,31-TL’ye çıkarttıklarını açıklamış, 31/01/2017 günlü dilekçede de yeni alınan hesap bilirkişisi raporu doğrultusunda davacı … için olan istek miktarını HMK.107.madde uyarınca 117.136,69-TL’ye yükselttiklerini belirtmiştir.
Davalı, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma,toplanan deliller, davacı tarafından sunulan dilekçeler değerlendirilerek, davacı vekilince verilen 31/01/2017 günlü dilekçenin ikinci ıslah dilekçesi niteliğinde olduğu görüşünden hareketle,…yönünden açılan davanın 27/08/2014 günlü ıslah dilekçesi uyarınca kabulü ile 28.535,31-TL maddi tazminatın davalıdan tahsiline diğer davacı … yönünden açılan davanın ise reddine karar verilmiştir.
Karara karşı, davacılar vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuştur.
İstinaf nedenleri, görülmekte olan davanın belirsiz alacak davası niteliğinde olduğu, 27/08/2014 tarihli ıslahtan sonra oluşan maluliyet durumu gözetilerek düzenlenen 30/01/2017 günlü hesap bilirkişisi raporu doğrultusunda mahkemeye sunulan 31/01/2017 günlü bedel arttırım dilekçesindeki talep uyarınca davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, 31/01/2017 günlü dilekçenin ikinci ıslah dilekçesi olarak nitelendirilmesi sonucunda verilen kararın usul ve yasaya aykırı bulunduğuna yöneliktir.
İstinaf edenin sıfatına ve istinafın kapsam ve nedenleriyle sınırlı olmak kaydıyla yapılan inceleme ve değerlendirme sonucunda;
Dava, trafik kazasından kaynaklanan kalıcı beden gücü kaybı zararının giderilmesi isteğine ilişkin olup, taraflar arasındaki uyuşmazlık davacılar tarafından açılan davanın, belirsiz alacak davası mı yoksa kısmi dava mı olduğu hususunda toplanmaktadır.
Hukuk Genel Kurulunun 2017/22-2109 esas ve 2017/1041 karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere, HMK’nın 107.maddesine göre; davanın açıldığı tarihte alacağın miktarını yahut değerini tam ve kesin olarak belirlenmesinin kendisinden beklenilmeyeceği veya bunun imkansız olduğu hallerde alacaklının hukuki ilişkiyi ve asgari bir miktar ya da değeri belirtmek suretiyle belirsiz alacak davası açabileceği, davacının iddiasının genişletilmesi yasağına tabi olmaksızın, davanın başında belirtmiş olduğu talebini arttırabileceği ayrıca, kısmi eda davasının açılabildiği hallerde, tespit davasının da açılabileceği, talep konusunun miktarı taraflar arasında tartışmasız ya da açıkça belirli ise kısmi dava açılamayacağı belirgindir.
Görüldüğü gibi, her iki dava çeşidinde de açılabilirlik şartı, alacağın konusunu oluşturan miktarın yahut değerin tam ve kesin olarak belirlenmesinin mümkün olmamasıdır. Her iki dava çeşidinde de, dava açan alacağın asgari bir miktar ve değerini belirterek talepte bulunmaktadır.
Dava dilekçesinin talep sonucu bölümünde, davacı neye karar verilmesini istiyorsa onu açık bir şekilde yazar. Kısmi davada davacının dava dilekçesinde kısmi dava açtığını açıkça bildirmesi gerekir. Belirsiz alacak davasında ise alacağın miktarının belirlenmesini açıkça talep etmelidir. Eğer dava dilekçesindeki talep, açık değilse dava dilekçesinin diğer bölümlerinde yazılanların ışığında davanın belirsiz alacak davası mı yoksa kısmi dava mı olduğunu belirlemek mahkemenin görevidir.
Somut olayda, dava dilekçesinde davacı vekili davanın belirsiz alacak davası olduğunu açıklamadığı gibi, talep ettiği alacakların miktarlarının da belirlenmesini açıkça istememiş; aksine açıkça davanın kısmi bir eda davası olduğu belirtilmiştir. Bu durumda davanın belirsiz alacak davası olduğunu kabule imkan bulunmamaktadır.
6100 sayılı HMK’nın 176.maddesinde de taraflardan her birinin yapmış olduğu usul işlemlerinin kısmen ıslah edebileceği, ancak bir kez ıslah yoluna başvurulabileceği açıklanmıştır.
Davacı vekili, 27/08/2014 günlü dilekçede davacı Ferdi Atik yönünden açtıkları davayı ıslah ederek, talep miktarını 28.535,31-TL’ye çıkarttıklarını belirttiğine göre, daha sonra verdiği 31/01/2017 günlü dilekçenin görülmekte olan dava bakımından ikinci ıslah dilekçesi niteliğinde kabul edilmesinde ve buna göre hüküm tesis edilmiş olmasında yukarıda açıklanan hususlarda gözetildiğinde usul ve yasaya aykırı herhangi bir husus tespit edilemediğinden davacı vekilinin istinaf isteğinin, reddi gerektiği sonucuna varılarak aşagıdaki biçimde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçe uyarınca;
1-Usul ve esas yönünden hukuka uygun olan ve yukarıda yazılı bulunan mahkeme kararına yönelik olarak davacılar vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun HMK. 353/1-b/1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf yasa yoluna başvuran davacılardan alınması gereken karar ve ilam harcı peşin olarak alındığından bu konuda karar verilmesine YER OLMADIĞINA,
3-İncelemenin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,
4-Davacılar tarafından istinaf aşamasında yapılan giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına,
HMK. m. 353/1-b/1 hükmü uyarınca, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve 7035 sayılı Kanunun 31 maddesi ile değişik HMK. m. 361/1 maddesi gereğince, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay nezdinde temyiz yasa yolu açık olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi.15/11/2018.